bildirgec.org

fatih akın hakkında tüm yazılar

Kebab Connection (2004)

padmess | 02 June 2011 14:44

Fatih Akın‘ın senaryosunu üç senarist ile daha yazdığı son derece komik bir film: Kebab Connection!
İbo (Denis Moschitto), Almanya’da yaşayan ‘kung-fu’ya düşkün bir Türk gencidir. Hayali; birgün, ilk Alman kung-fu filmini çekmektir. Bu hayali için attığı ilk adım: amcasına ait olan döner lokantası için bir reklam filmi çekmek olur. Bu adımını attıktan sonra ise birden sokağının yıldızı olur.
Herşey hızlı ve tam da İbo’nun istediği gibi gelişirken kız arkadaşı Titzi’nin (Nora Tschirner) hamile olduğunu öğrenir. Ve İbo’nun hayali de hayatı da bir anda alt üst olur.
İbo artık baba olmaya hazırlanan, bir yandan sevgilisini ailesine kabul ettirmeye çalışan, babası ile arası açılan, sevgilisi ile de ilişkisini pek iyi devam ettiremeyen bir genç olur.
Filmde Sibel Kekilli ve Güven Kıraç da ufak rollerle de olsa yer almışlardır.
Duvara Karşı ile Altın Ayı ödülünü alan Fatih Akın‘ın bu ödülden sonra yer aldığı ilk yapım bu film olmuştur. Kebab Connection’dan sonra ise yine senaryosu kendisine ait olan Yaşamın Kıyısında ile Cannes’da en iyi senaryo ödülünü aldı.

Kurz Und Schmerzlos (1998)

majurani | 03 January 2011 10:02

Ödül avcısı Fatih Akın’ın 1998 yapımı ilk filmidir Türkçe adıyla Kısa ve Acısız. Her yıl İsviçre’nin Locarno şehrinde düzenlenen Locarno Uluslararası Film Festivali’nin 51.’sinde özel ödül alan Kurz und Shcmerzlos’un baş rollerinde Mehmet Kurtuluş, Adam Bousdoukos ve Aleksandar Jovanovicvar. Fatih Akın’ın “uğurum” dediği İdil Üner’in de yan rollerden birini üstlendiği filmde, Akın’ın kendisi, erkek kardeşi, babası, annesi ve eşi de küçük roller üstlenmiş.

Film Hamburg’da geçiyor. Hapishaneden yeni çıkan ve suç dünyasından artık uzak durmaya karar veren Gabriel – Cebrail’in (Mehmet Kurtuluş) en yakın arkadaşları da kendisi gibi göçmendir.

Güncel Haberler

queennothing | 26 November 2010 13:56

  • Fatih Akın‘ın boks filmi projesi “Kaempfernatur”, Ahmet Öner‘in hayatını anlatıyor. Filmle ilgili detaylar yakında.
  • Gus van Sant’ın yeni projesi, bir TV dizisi. “Boss” adındaki dizi, Shakespeare’in “Kral Lear” adlı eserinden uyarlanmış.
  • Son zamanlarda ilgiyle seyredilen TV dizisi “1 Kadın 1 Erkek“, sinema filmi olacak.
  • Mayıs 2011’de vizyona girmesi beklenen “Kung Fu Panda 2“nin trailer’ını izlemek için buraya tıklayın.
  • Semih Kaplanoğlu’nun “Bal“ı, İsviçre’de 16 şehirde birden vizyona girecek.

Soul Kitchen: Aşka ruhunu kat!

queennothing | 24 June 2010 12:03

Türk asıllı Alman yönetmen Fatih Akın‘ın yönetmenliğini üstlendiği 2009 çıkışlı sinema filmi “Soul Kitchen ” (Aşka Ruhunu Kat), Almanya ve Venedik Film Festivali’nde ödüller aldı; Akın’ın adının daha geniş kitlelere duyurulmasını sağladı. Traji-komik olayları Akın’ın gözüyle anlatan yapımın senaryosunda başroldeki isim Adam Bousdoukos de yer alıyor.
Zinos Kazantsakis, ‘Soul Kitchen’ (Ruh Mutfağı) adını verdiği restoranını deyim yerindeyse ite kaka götüren, özensiz yemekleriyle damaklara değil, alışkanlıklara hitab eden dağınık ve günü gününe yaşayan bir adamdır. Çin’e gitmek üzere yola çıkan sevgilisi Nadine’den ayrıldıktan sonra hayatı büsbütün dağılan genç adam, bulaşık makinasını kaldırırken belini sakatlayınca, hayatını daha da çekilmez kılar.

Aşk, yolculuk ve macera dolu sıcacık bir film: Im Juli

768 | 23 February 2010 15:49

Temmuzda
Temmuzda

Senaristliğini ve yönetmenliğini Fatih Akın’ın yaptığı Im Juli (Temmuzda), Türk asıllı Alman yönetmenin ikinci uzun metraj filmi.
Moritz Bleibtreu’nun canlandırdığı Daniel karakteri, kendi dünyasına gömülü ve çevresiyle fazla samimi ilişkiler kurmayan, çekingen, genç bir öğretmendir. Bir gün Christiane Paul’un canlandırdığı Juli ile tanışır ve hayatına daha farklı bir şekilde devam edebileceğine inanmaya başlar.

Çünkü falına bakan kadın ona hayatının aşkını kısa zamanda bulacağını söylemiştir. Bir süre sonra Daniel, bir Türk kızı olan Melek’e aşık olur ve onun peşinden Türkiye’ye gitmeye karar verir. Juli ise Daniel’e aşıktır ve tesadüflerle dolu eğlenceli bir yolculuğa çıkarlar.

New York, I love You

nevdalist | 10 February 2010 16:39

filmin afişi
filmin afişi

Aralarında Fatih Akın’ında bulunduğu 11 yönetmen Paris Je T’Aime’in bir benzerini New York için çekerler. Film ayrı ayrı küçük hikayelerden oluşuyor. Her bir yönetmen kendi gözünden New York’u ve aşkı anlatıyor. Paris üzerine olan film ne derece romantikse bu filmde o derece kosmopolit. Belki de yönetmenlerin New york’a bakışı diyebiliriz. Filmde Natalie Portman senarist, yönetmen ve oyuncu olarak karşımıza çıkıyor. Scarlett Johnson bir öykünün senaryosunu yazmış. Filmde Orlando Bloom, And Garcia, Gossip Girl’den tanıdığımız Blake Lively, Cristiina Ricci gibi birçok ünlü oyuncu var. Özellikle Orlando Bloom’un farklı bir rolle karşımıza çıktığını ekleyebilirim.

Filmin Künyesi:

Yapım: 2009 ABD-Fransa

Yönetmen:Natalie Portman, Fatih Akın, Brett Ratner, Shekhar Kapur, Mira Nair, Yvan Attal, Randall Balsmeyer, Shunji Iwai, Wen Jiang, Joshua Marston, Allen Hughes

Sinema Ölmüş

uuuucar | 15 January 2010 14:56

Son bir ay içinde dört kez sinemaya gittim ve gördüm ki artık insanların sinema salonlarına gitmek gibi bir alışkanlıkları kalmamış.Hoş zaten böyle bir alışkanlıkları yoktu ama yine de yavaş yavaş insanlar sinema salonlarına gidiyorlardı.Belki de benim gittiğim filmlerde bir sorun vardır.

Öyle pohpohlanmış,heryere afişi asılmış,deli gibi reklamı yapılmış hatta filme harcanandan daha fazla para reklama harcanmış filmlere gitmediğim için de olabilir.

İstanbul Hatırası: Köprüyü Geçmek (Crossing the Bridge: The Sound of Istanbul)

gorcun | 07 January 2010 12:13

İstanbul Hatırası: Köprüyü Geçmek
İstanbul Hatırası: Köprüyü Geçmek

Son filmi ”Soul Kitchen”la gündemde olan başarılı Türk asıllı Alman yönetmen Fatih Akın’ın senaryosunu yazdığı ve yönetmenliğini yaptığı belgesel ”İstanbul Hatırası: Köprüyü Geçmek” (Crossing the Bridge: The Sound of Istanbul) 2005 yılında çekilmiş. Einstürzende Neubauten grubunda bas gitarist olan Alman müzisyen Alexander Hacke’nin gezileri ve röportajlarıyla izlediğimiz belgesel İstanbul’un gösterişli spotlarından uzaklarda kalmış mekanlarındaki müzisyenlerden, Türk müziğinin popüler kültüründe yer etmiş başarılı müzisyenlere kadar bir çok insanı ve mekanı müzikle birleştirerek İstanbul’daki değişik yaşam ve kültürleri göz önüne seriyor.

Siyasiyabend
Siyasiyabend

1.5 saatlik bir belgesel olmasına rağmen bu birbirinden özel anların filme çekilmesi toplam 150 saati bulmuş. Fatih Akın görüntülerin üzerinde 7 ay gibi bir zaman daha çalışarak yapımı izlediğimiz son haline getirmiş. Alexander Hacke, Akın’ın ”Duvara Karşı” filmi için de müzik yapmış. Belgeselde kullandığı kayıt sistemi ise ”mucize mikrofon” adını verdiği ve her yerde profesyonel kayıt yapılmasını sağlayan ”sokak kaydı” sistemi. Hacke, Beyoğlu’ndaki Büyük Londra Oteli’ne yerleştikten sonra yolculuğuna buradan başlıyor.

2010’un İlk Filmleri

widfara | 28 December 2009 16:54

2010 yılının ilk günü cuma’ya denk geliyor. Ve bugün de biri yerli üçü yabancı olmak üzere 4 film gösterime girecek. Bu filmler ve onlarla ilgili kısa bilgiler;

Yahşi Batı
Yahşi Batı

1- Yahşi Batı

Yönetmen: Cem Yılmaz, Ömer Faruk Sorak, Ali Taner Baltacı
Oyuncular: Cem Yılmaz, Demet Evgar, Ozan Güven, Özkan Uğur, Uğur Polat, Zafer Algöz
Tür: Komedi, western(!)
Konusu: Cem Yılmaz’dan bir “vahşi batı” komedisi. Osmanlı’nın vahşi batıya iki kahramanı göndermesini konu alıyor film. Filmde Cem Yılmaz, daha önce de pek çok kez birlikte çalıştığı Özkan Uğur, Ozan Güven gibi isimlerle çalışmış. Kadroya yeni eklenen başarılı oyuncu Demet Evgar filmin artılarından olacak gibi.
Yahşi Batı’nın gişe canavarı olacağı kesin ama başarılı olacak mı hep birlikte izleyip göreceğiz. Filmin fragmanını buradan izleyebilirsiniz.

Yaşamın Kıyısında (2007)

queennothing | 11 September 2009 09:51

25 Ağustos 1973, Almanya doğumlu Türk asıllı senarist / yönetmen Fatih Akın‘ın 2007 yılında vizyona giren sinema filmi “Yaşamın Kıyısında” (Auf Der Anderen Seite), Türkiye ve Almanya’da çekildi. Nurgül Yeşilçay, Baki Davrak, Nursel Köse, Tuncel Kurtiz, Hanna Schygulla, Patrycia Ziolkowska, Erkan Can, Yelda Reynaud‘un rol aldığı film, Cannes Film Festivali’nde ‘En İyi Senaryo’ dalında ödül kazandı.
Ayten, Almanya’da yaşayan parasız bir genç kızdır. Annesinin Türkiye’de bir ayakkabı mağazasında çalıştığını düşünen genç kız, bir gün tesadüf sonucu Alman asıllı Charlotte ile tanışır. Kalacak yeri olmadığı için Lotte’nin davetini kabul eden Ayten, Lotte’nin evinde yaşamaya başlar.
Sol terbiyeyle büyüyen ve sıkı bir eylemci olan Ayten, patavatsız ve Lotte’nin annesine göre ‘görgüsüz’ biridir. Kızı Lotte’nin Ayten’le arkadaşlık etmesini istemeyen yaşlı kadın, iki kızın daha da yakınlaştığını ve duygusal bir ilişkiye girdiklerini farkeder.Bir süre sonra işler, Ayten için tersine dönecektir; sahte pasaport kullandığı anlaşılan Ayten, Türkiye’ye gönderilir. Arkadaşının peşinden Türkiye’ye giden Lotte, Ayten’in bir çeşit sol örgüte mensup ve bir takım olaylar sonucunda, Ayten’in hapiste olduğunu öğrenir.

Ayten’in örgütü tarafından kullanılan silahla, bir polis öldürülmüştür ve bu silah, Ayten tarafından saklanmıştır. Silahı bulup, Ayten’i hapisten çıkarmayı planlayan Lotte, İstanbul’un tekin olmayan sokaklarında trajik bir olay yaşanmasına sebep olacaktır.