bildirgec.org

talat bulut hakkında tüm yazılar

Altmışdört yılın ardından: Meral Çetinkaya

kahramancayirli | 27 May 2009 13:30

Altmışdört yılın ardından: Meral Çetinkaya
Kahraman Çayırlı

Zaten huyumuzdur bizim. Sanatçılarımızın değerini, ancak onları kaybettiğimiz vakit anlarız. Hayattayken saygı duymamız gereken insanların kıymetini bilmek için, onların yitip gitmelerini bekleriz illa. Benim bu yazı ile niyetimse, yıllardır sadece işini yapan ve her daim takdir edilmeyi hak eden gerçek bir sanat insanını anlatmak: Meral Çetinkaya’yı..1945 yılında Bursa’da doğan Çetinkaya’yı ben ilk kez Bizimkiler’in (Yalçın Yelence/ 1989-2001) Ayla’sı olarak tanıdım. Oysa “Sanat Tarihi” eğitimi alan yetenekli sanatçı, 1969 yılından itibaren “oyunculuğun er meydanı” olan tiyatro sahnesindeydi. Dostlar Tiyatrosu’nda uzun yıllar çalıştı. “Şili’de Av”, “Alpagut Olayı”, “Bitmeyen Kavga”, “Gün Dönerken”, “İkili Oyun”, “Yalınayak Sokrates” sanatçının oynadığı oyunlardan. Tiyatro yaşamını ise halen Bakırköy Belediye Tiyatroları’nda sürdürüyor. “Bir Yaz Evi”, “Hadi Öldürsene Canikom”, “İlk Gençlik”, “İvan İvanoviç Var mıydı? Yok muydu?”, “Ocak” son temsillerinden.

Mutluluk (2007)

queennothing | 15 May 2009 12:56

Abdullah Oğuz‘un yönetmenliğini yaptığı 2007 yapımı “Mutluluk“, hala Doğu’nun bir çok yerinde geçerli sayılan ‘töre‘ kavramına çarpıcı bir örnek niteliğinde.

Zülfü Livaneli’nin romanından uyarlanan “Mutluluk“ta Özgü Namal, Murat Han ve Talat Bulut başrolleri paylaşıyor.

Ailesi ve köy halkı tarafından ‘kirli’ ilan edilen ve töre gereği ölüm kararı verilen Meryem, kendisini dinlemeden öldürmeye karar veren töreler ve köy halkına karşı direnmek yerine, korkuyla ‘o an‘ı beklemektedir. Meryem‘i öldürecek olan kişi ise Cemal‘dir ve genç kızın infazı İstanbul’da olacaktır.
Büyük gün geldiğinde MeryemCemal ile birlikte İstanbul yollarına düşer. Denizle, martılarla ve İstanbul’la tanışan Meryem, tüm saflığı ve iyi niyetiyle Cemal’in elinden kaçmak yerine teslim olmuş bir şekilde ‘o an‘ı beklemektedir.

“Mutluluk” Güncesi

tekin61 | 17 February 2009 09:59

Bir romanı daha bitirmenin heyecanıyla kalemimi elime aldım. İzlediğim, seyrettiğim filmleri, tiyatroları, okuduğum romanları inceleyerek özetini çıkarma kararımı uyguladığım için “mutluluk” ile bu satırları yazıyorum.

Mutluluk
Mutluluk

“Mutluluk” romanını bir arkadaşımda tesadüfen gördüm. Okumak istedim çünkü Livaneli’nin düşüncelerini merak ediyordum. Kişiliği hakkında sorularım ve önyargılarıma açtığım savaşın itelemesiyle romanı okumaya başladım.

Kitabın arka kapağındaki roman özetini okuyunca Jean-Christophe Grange misali bir kurguyla oluşturulmuş roman olduğunu düşündüm. Grange’nin romanlarında ana kahramanlar olur. Bu kahramanlar hayatlarını sürdürürler. Fakat olayların akışı günün birinde kahramanları bir araya getirir ve romanın sonuna kadar beraber giderler.

Mutluluk filmi

kahramancayirli | 17 March 2007 16:33

Az önce Mutluluk filmini izledim sinemada.
Tam anlamıyla hayal kırıklığına uğradım.
Zülfü Livaneli’nin güzelim romanını berbat etmişler.
Uzun uzadıya neyin, nasıl olması gerektiğinden bahsetmeye gerek yok, eğer Abdullah Oğuz’un elinin dokunduğu önceki filmleri biliyorsanız.
Senaryoyu tek kelimeyle mahvetmiş, Abdullah Oğuz.
Ağlamak, filmi yarısında terk etmek istedim.
Ancak filmin artıları da yok değil hani.
Sinematografik açıdan sınıfı geçer mesela.
Meral Çetinkaya ve özellikle Özgü Namal’ın oyunculukları şahane..