Az önce Ankara’nın güneşli bir pazar Sabah‘ında, Emre Aköz‘ün bugünkü köşe yazısını okudum. Son günlerin traji-komik konularından ve nafile, bayıcı meselelerinden uzaklaştıracak bir yazı yazdığı için de bu yazı konusunu burda paylaşmayı uygun gördüm. ‘Hakim gündem’in evvelinden bugüne uzanan yazısının konusu ise: “55 Kelimeyi aşmayan kısa hikaye yaz!” Aslında konuya musallat olan yeni başlık o değil ama ben odaklandığı bu noktaya takıldım. Bu kısa hikaye denemelerini burada bizim yapmamızı arzu ediyorum. Çok da eğlenceli olacağını tahmin ediyorum.Yazısını Steve Moss’un The World’s Shortest Stories adlı Audio Kaset formatındaki (yada karton kapak kitap) yayınından hareketle kaleme almış ve buradan birkaç hikaye örneği vermiş:Emre Aköz / Sabah – 16 Mart 2008* YATAKTA…
“Dikkat et tatlım, dolu” dedi adam, tekrar odaya girdiğinde. Yatağa uzanmakta olan kadın sordu: “Karın için mi bu?” “Hayır, öylesi büyük risk olur. Bir profesyonele havale edeceğim işi.” Kadın işveli bir sesle tekrar sordu: “Bana ne dersin?” Adam, ‘amma da espri’ dercesine cevap verdi: “Hangi salak, senin gibi bir hanımefendiyi tetikçi olarak kiralar ki?” Kadın tabancayı adama doğrulturken mırıldandı: “Karın!”* EDEBİ CİNAYETLER…
“Tezgâhtar çok güzel kızmış” dedi dedektif. “Hem de nasıl” diye cevap verdi teğmen. “Sanırım parçaları bir araya getirmeye başlayabiliriz” dedi dedektif. “Evet efendim,” dedi teğmen, “Geçen sefer, cinayet mahallinde ‘ Satıcının Ölümü’ adlı kitabı bulmuştuk. Ardından bu olay geldi.” Dedektif mırıldandı: “Galiba edebiyattan hoşlanan bir seri katil bu… Her neyse, yine kitap var mı?” “Var efendim, ‘ Fransız Teğmenin Karısı’…”* RANDEVU…
Telefonun sesi. Kadın fısıldayarak, “Alo” dedi. “Selam Victoria, bu gece marinaya gelsene…” “Ay doğarken orada olacağım” dedi kadın. “Tatlım, harikasın” dedi adam heyecanla, “Şampanya getirmeyi de unutma.” “Merak etme” dedi kadın, “bu gece seni istiyorum.” “Ah, evet, evet, sabırsızlanıyorum” dedi adam. Ve telefonu kapattı. Derin bir nefes aldı ve gülümserken mırıldandı kadın: “Kimdi acaba?”Şiir, hikaye, roman ve sair “edebi” davranışlar konusunda pek bir yeteneğim yoktur ama 55 kelimelik bir hikaye denemesini sanırım ben bile yapabilirim:

Temel ‘Sorunsal’Gökyüzünde süzülürlerken muhabbete başladı:– 55 kelimeyi aşma dedi adam.Arkadaşı:– Sen de aşma öyleyse.– Zaten aşamam ki..– Öyleyse sorun nedir kuzum?– Neden aşmamam gerektiğini bilmiyorum ama.– Sence bu çok mu önemli?– Evet, hayatımdaki en temel “sorunsal”, nedenlerin cevabını bulabilmektir.Önce Manş denizine baktı ve:– Upsss. Keşke bu prensibini deposu boşalmakta olan bir uçağı neden havalandırdığımız konusunda da gösterseymişsin.(Üç adet “de” ve “ki” bağlaçlarını saymadım, onlar hariç 55 kelime diyor Word. Kelimeden kazanmak için onları birleştirseydim ayıp olacaktı bu kez de.)
———-Yazıdan hareketle ilk denemeyi ben yazayım dedim ve aklıma gelen ilk hikayeyi 10-15 dakika içinde yazdım. Biraz daha vakit ayırıp, odaklanıp çok daha güzel ve orjinal birşeyler yazabilir aslında. Ama, ne kadar vakit, o kadar orcinalite sonuçta, di mi 😉