Dört arkadaş, çimlere atılmış minderlere kaykılmış vaziyette oturuyoruz.hava sıcak, gözlerimiz boğazın muhteşem manzarasında arada çaylarımızı yudumluyoruz .fincandan oldum olası hazetmem, benimkisi ince belli ama büyükçe çay bardağı..
Dördümüzün de canı sıkkın.bugünkü bulaşmamızın asıl sebebi ise, bişeyler içme bahanesi altında birbirimizi “geçecek” teskinleriyle rahatlatmak.
Uzun siyah saçlımız, evli birine tutkun. açılacağından söz edilen boşanma davasının yegane sebebi olmamakla birlikte ne yapacağını bilemez halde..aklı ile duyguları arasında med cezirler yaşıyor..
Mavi gözlü kalkık burunlu ve en güzelimiz, eşinin ilgisizliğinden şikayetçi, hayatı ve çocukların sorumluluğunu tek başına yüklenmekten yorulmuş, kocasının ilk zamanlardaki sevgi dolu halini özlemekte…
Ufak tefek, gözlüklü olanımız, hayatın her alanındaiyi niyetinin kullanıldığından hayıflanıyor, kimseye hayır diyememekten muzdarip.İyi bir psikolog araştırma aşamasında…
“Bırakın çayları hadi kahve içelim” diyerek garsona 4 orta kahve söylüyorum..köpüklü kahvelerimiz, buzlu sularımızla birlikte 10 dakika sonra geliyor.
Nerden aklıma geldiği bilinmez, durduk yerde “2 aylık ömrünüz kalsa ne yaparsınız” diyorum..
Herkes bir an şaşkın şaşkın yüzüme bakıyor..Uzun bir sessizlik ve yine boğaz manzarasına odaklanma durumları…“Hadiii” diye üsteliyorum, “sadece 60 gününüz var yapabilecekleriniz için, neler yaparsınız nasıl geçirsiniz söyleyin bakalım “
Ufak tefek,gözlüklü olanımız;her gün felekten bir gün geçirirdim diyor. Sevgilimle tatile çıkardım. içip içip dibe vururdum.yapmaya cesaret edemediğim her türlü çılgınlığı dener, eroine başlardım ( vayy burada koptum işte. ancak böyle giderse 2 ay yaşayacağı muamma ) diyetmiş, estetikmiş düşünmeden deliler gibi yer içerdim..Mavi gözlü, kalkık burunlumuz,bi soygun yapardım diyor…nasıl olsa ölmeyecekmiyim..büyük bir banka soygunu mesela. Ve tabii paraları muhtaçlara dağıtırdım. hoş yakalanacağıma eminim ama daha ilk celse gelmeden mefta olacam nasıl olsa ara ki bulsunlar.(tuttum bunu, yaşasın çocukluk kahramanım robin hood )Uzun siyah saçlımız,ilk 3 günü kendime ayırırdım diyor .4-14. günü keyifli sohbetler ve eğlenceler için yakın arkadaşlarıma…15-24.günlerimi aileme ve en yakın akrabalarıma, şöyle halalar, amcalar, teyzeler, dayılarla birlikte kocaman masanın etrafında aynı çocukluğumdaki gibi yediğimiz yemekleri tekrarlardım..25-27. günleri sevgilime, O 3 günü non stop onun kollarında hiç uyumadan geçirmek isterdim.( giderayak adamı da yanında götürecek zaar) 28-30.günlerimi ise kendime mezar yeri arayıp,seçmekle geçirirdim şöyle manzaralısından püfür püfür eseninden.( canı sıkılınca kalkıp hava alacak haliyle)
kahvelerimizi höpürdeterek içmeye devam..2 dakika sonrakızlardan biri “eee e hadi sıra sende” diyor “sen ne yapardın” ???
sıranın bana geleceğini hiç düşünmediğimden, o an aklıma ilk gelen cümleleri sıralıyorum..hemen kapanırım, imana gelirim…5 vakit namaza başlar ümreye giderim.bütün malımı mülkümü bir hayır kurumuna bağışlarım. her türlü dünyevi zevkten elimi eteğimi çeker bütün günümü ibadetle geçiririm. herkesi tevbeye çağırır, onun sevabından da faydalanırım. ( dünyalığı yaptık, giderayak ahiretlği unutmayalım)
kızlar bu beklenmedik cevaba gülüyor…gözlerimizi denize dikip, gene suslara bürünüyoruz…iç sesimi durdurmak ne mümkün…2 aylık ömrüm kalmış…isyan, öfke boş, kime neye öfkelenecem yaradana mı ?…zaten eninde sonunda göçmeyecekmiyiz? depresyon falan da gereksiz, 2 ay kalmış zaten arıza çıkarmanın anlamı yok.
okunacak kitaplarım geliyor aklıma.geçen hafta 2. el tezgahından 4 kitap almıştım. akşama okumaya başlayayım bari.( hoş öbür tarafta bu bilgilerin işime yarayacağını sanmam, iyisi mi kalsın şimdilik, zaten gözlerimde ağrıyor son günlerde, bir doktora gitmeli. (ne diyorum ben ya, ne doktoru. gözlük almak için uğraşmaya değmez alt tarafı 60 gün kullanacak değilmiyim.)
Yarım kalan projeyi tamamlamalı, ofiste herkes heyecanla bitmesini bekliyo bu şekilde bırakamam, bana güvenlerini sarsmak olmaz. (aman be başlarım projesine. yahu 2 aylık ömrüm kalmış, ne işi ne projesi, ne tamamlaması manyakmıyım neyim!)
Tası tarağı toplayıp tatile çıkmalı, hemde 60 koca günü kapsayan.koca kış bikini giyebilmek için çekilen çilenin karşılığını almalı.( bu fitliğin sadece 60 gün işime yarayacağını bilsem yaparmıydım orası ayrı)..açık büfenin önünde uykuya dalıp, gene önünde uyanmalı, gırtlaktan geçecek ne kadar dünyevi zevk varsa yenilip içilmeli…arta kalan zamanlarda ise bolca
sevişmeli ( iyi de, köpük köpük tereyağ dökülmüş iskenderin damağımda bıraktığı hazla her gün kendimden geçsem ne olacak geçmesem ne, 60 günde 100 kere doyuma ulaşmakla, 20 kere ulaşmak arasındaki fark bana diğer tarafta yol,su, elektrik olarak dönmeyecek ya)
En iyisi bu 2 ayı ana-baba-kardeş ekseni etrafında geçirmeli. offf söylesem kabullenemezler bu hazin sonu, söylemeden de ben duramam. gelde çık içinden şimdi…söyleyecem maazallah kalpten gidiverecekler, e buna dayanamayan bende akibinde nalları dikecem.bu durumda olan benim değerlendirilemeden sona ermiş 60 günüme olacak yaniAh kardeşim, kardeşimden çok kızımdın aslında…başka düşlerde, başka görüşlerde olsak da başka mücadelelere dalsak da, hüznümüzde neşemizde hiç ayrı düşmedi birbirimizden…biz sadece bir ananın bedenini bölüşmedik, aynı evde yoğrularak yaşadık hayatı, birbirimizden hiç uzağa düşmedik, karındaştık elbette ama ben seni hep evladım gibi sevdim, sana nasıl bensiz kalacağını anlatabilirim ki.. yapamam kuzum, sana kıyamam…
Ne zormuş kalan zamanda neler yapacağına karar vermek..Dolap tıklım tıklım bir sürü kıyafet vs…daha geçen hafta 180 liraya ayakkabı aldım salak gibi. (ha almasam kefenin cebine koyar, götürürdüm artık öbür tarafa)
Arabanın ödenecek 4 taksidi kaldı.ben ölünce onu kimden tahsil edecekler acaba??? (kırkım çıkmadan banka bizimkilerin gırtlağına paraaaa diye yapışmasa bari.)
Allahtan geçen ay tüm organlarımı bağışladım.şeytan mı dürttü nedir.hiç olmazsa herbişeyim sapasağlam. gerçi kalbimin içi dolu ama kalbimi alan aşklarımı da almayacaktır değil mi ?…yüreğimin içine koyduklarım var, kıvılcım olup yüreğimde çarpanlar, isimden öte olanlar var…
Düşlerim…onlara ne olacak peki, sarışın mavi gözlu bebeği doğurmayı düşledim hep, ege’yi… büyüdükçe bakışları atatürk’e benzeyen, mavi gözlerinden onun gibi sert ve anlamlı bakışlar fırlatan…
Doğum günüme de tam 65 gün var…acaba doğum günümü görebilecekmiyim ? ya tam o gün olürsem, amma sansasyonel bir son olur ama, doğduğu gün hakkın rahmetine kavuştu…
Uzun siyah saçlımızın seslenmesi ile kendime geldim, “hadi bu akşam beyoğluna gidelim”
Normal zamanda gitmemek için bin bir bahane üretip mızıkçılık yapan ben hamdi beyden çok iyi teklif almış yarışmacı gibi ortalığı inlettim,varııımmm:))