bildirgec.org

Kıskançlık

oky | 16 February 2003 12:52

seven insan kıskanır kardeşim!

sokolof ‘a göre “kıskançlık, insanın en az bilinen duygusu ve üzerinde en az konuşulan davranışıdır. bir muammadır.” decrates ise, “kıskançlık, sahip olduklarını koruma isteğinden kaynaklanan bir tür korkudur.” diyor.

kıskançlık bir çok açıdan stresli müddetler geçirmemizi sağlayan psikolojik bir rahatsızlıktır. benim vurgulamak istediğim ne yeni doğan kardeşi kıskanmak ne de arkadaşımın aldığı maximesajlı telefonu kıskanmak; söz ettiğim partneri kıskanmak! yani sevdiğimiz kişiyi, sevgiliyi kıskanmak.

söylenenlere göre, kıskançlık doğuştan gelen bir güdü değil sonradan öğrenilen bir davranış biçimi. dozunda olduğu takdirde doğal olduğu kabul edilen bu duygu, mübalağa eylemi içerisine girdiğinde bir çok sorunun doğmasına sebebiyet veriyor. uzmanlara göre kıskançlığın temelinde özgüven eksikliği ve yetersizlik hissi yatıyor.

kıskançlığı yenmenin kendi kudretimize bağlı olduğu da yaygın bir görüş. kıskançlık duygusuna kapıldığımızda, kendimizi çekici hissettiğimiz geçmişten bir kesiti yakalayarak, o tablonun bozulmadan yaşanılması gerektiği tavsiye ediliyor. sözgelimi, adrenali tavan ettiğimiz uçarı bir hatıramızı hatırlayarak, kıskançlıkla birlikte çöken ruhumuzun esasında öyle de olabildiğini beynimize yedirmeye çalışıyoruz. kendimizi güçlü hissetmeye çabalıyor, bi nevi kişiliğizi terapi altına alıyoruz.

bu gibi kıskançlık krizlerinde, kontrol her ne kadar bünyemizde olmasa da, bu duyguya yol açan ön duyguları tanımak da oldukça önemli. yani sakin bir şekilde, sağlıklı bir halet-i ruhiyeden nasıl bu kıskançlık duygusuna yol aldığımızı adım adım izlemek. böylece, aslında çok da önemsiz olan olgulardan geçtiğimizi, gereksiz bir kıskançlık hissiyatına büründüğümüzü kavrayabiliyormuşuz.

ben de çok kıskanç bir kişiliğe sahibim. sahibiyet duygusu içime işlemiş diyebilirim. kız arkadaşımla bulunduğum her vakit, aklından neler geçirdiğini bile merak eder, gözleri etrafta kimleri kesiyor acaba diye kıvranıp dururum. çok saçma bir şey olduğunun farkında ola ola bu tarz davranışlardan kopamıyorum.

yalnız şöyle bir şey var ki, kıskanılmak, kıskanılan kişi açısından lezzetli bir vaziyet. enteresan.

Uyandırma servisi

serdarsabri | 15 April 2007 11:29

Sevgili RTE,

Tavsiyeme uymadınız “President-el böyyük Türkiyye” olma şansını kaçırdınız. Ama reis-i cumhur election’ı arefesinde size bir şans daha vereceğim. Şu 14 Nisan nümayişi imdadınıza yetişti de “muhalefeti değil halkı kal’e aldım, ondan aday olmadım” deme hakkına nail oldunuz, yoksa mazallah gaza gelip evdeki bulgurdan da olacaktınız.

Sevgili hocanız -ne kadar nazlansa da- çekirgenin hatrını kırmaz. Bırakın şu reis AKP’den olacak ayaklarını da Özkök Paşa’yı yollayın Çankaya’ya artık.

Orman Yangınlarını Önleyecek Olan Devasa Robot

xerre | 25 June 2009 13:49

Yaz aylarının gelmesiyle birlikte orantılı olarak artan olaylardan biri de orman yangınları. Ve teknoloji, hayatımızı daha da yaşanılabilir kılmak için çeşitli yapıları bize sunan muhteşem bir dünya. Bu, orman yangınlarını önleyen robot da teknolojinin bize sunduğu/sunacak olduğu bu mükemmel ürünlerden biri.
Orman yangınlarında, yangının sıçrayarak yayılmasını engellemek adına ağaçları kesmek için tasarlanmış bu devasa robot 600 parçadan oluşuyor.

Gönül ve b.k meselesi..

feu | 07 April 2004 20:21

Öyle böyle değil, resmen karnım ağrıyor.. Ben bu işleri bırakmıştım aslında.

İlkokulum diyince aklıma ya burnunu karıştıran sınıf arkadaşları ya da cırcır olduğum günler geliyor.

Ölümdü yahu, okulda dayanamayıp hocadan eve gitmek için izin isterdim. Bacaklarımı kasarak teyzemin evine koşardım. (Okul onun evine daha yakındı.)

Birkeresinde zil çalışmyıyordu, delicesine “teyze” diye bağırdım.. Açmadı.. Eve koştum, delicesine tabii..

İlkokuldan sonra geçti böylesi. Şimdi karın ağrıları heycandan oluyor, aşıkken.. Farkettim de bir kere aşık olabildikten sonra aşk (aşık olunan kişiyle ilgili herşey) dışında hiçbirşey heyanlandırmıyor beni..

Sanyo’dan Eneloop Serisi Piller

zabun | 13 July 2006 13:00

Şarjlı pil alırken sormanız gereken sorular vardır. NiCd piller eski teknolojili ve doğayı kirleten pillerdir. NiMH pillerse yeni teknolojidir ama bunlar da markalarına göre değişiklik arzederler. Bazı markalar saat başına daha yüksek miliamper üretebilen piller geliştirmişlerdir. Bu da yüksek güçle çalışan zamazingolarınızın ihtiyaçlarını karşılar. Şarjlı piller kullanılmadan bekletildiklerinde kendiliğinden boşalmaktadır. Uzun süre zarfında doldurulmazsa pil kapasitelerinden bir miktar kayba uğrarlar. Tamamen bitmeden doldurulursa yine pil dolum sığaları azalır. GP gibi bazı markalar akıllı şarj cihazları geliştirerek, pili önce deşarj edip sonra doldurmakla bu sorunu aşmaya çalışmışlardır. Bu markalar daha sonra sıfır “memory effect” pilleri de üretebilme başarısı gösterebilmişlerdir. Ayrıca şarj süresini 25-15 saatten, 15 dakikaya kadar indirebilmişlerdir. Pil, şarj makinesinde dolduktan sonra da tutulabilir hale gelmiştir. Böyle bir uygulamayı eski cihazlarda yapamazdınız, çünkü bu cihazlar dolum bittikten sonra şarjı kesemezlerdi. Şimdiki cihazlar pilin boşaldığını anladıklarında, pili şarj etmeye otomatik başlayabiliyorlar. Her şarjlı pilin, 500 ila 1000 defa kadar doldurulma ömrü vardır. Bu ömür pilin kullanma talimatına harfiyen uyduğunuz vakit, azami sefere erişir. Aşılan pil ömrü sonunda, pil, dolum kapasitesinin çok büyük bir bölümünü zaman içinde yitirir ve şarj tutmaz olur. Buraya kadar anlattıklarımdan çıkaracağınız özet şu olmalıdır; ” tüm şarj cihazları ya da şarjlı piller aynı değildir!”.

Fotoğrafıma Dokunma!

isasari | 14 July 2008 10:26

Bilindiği gibi, Maliye bakanlığı, 01 Temmuz 2008 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, fotoğraf makinelerinden %20 oranında Özel Tüketim Vergisi almaya başladı. Bu verginin gerekçesi ise şuydu: “2010 yılında İstanbul’un Avrupa Kültür Başkenti seçilmesine fon sağlanması.”

Fotoğrafıma dokunma! adlı oluşum, bu vergiye karşı bir imza kampanyası başlattı. Oluşumun söylevi ise şu: “Sayın devlet büyüklerim… Her şey için vergi ödüyorum zaten. Lütfen benim işime, hobime, sanatıma dokunma. Ben fotoğraf çekmek istiyorum. Anı ölümsüzleştirmek, güzellikleri paylaşmak için FOTOĞRAF ÇEKMEK İSTİYORUM…”

Mükemmel içerik için 10 ipucu

webdedektifi | 11 February 2008 19:01

Blog yazarlarının birçoğu mükemmel bir içerik oluşturmak için çaba sarfederler. Dikkat çekici ve kaliteli içerik hazırlamak ise hiç kolay olmamıştır. Şurada mükemmel bir içerik hazırlayabilmek için 10 tane madde sıralanmış :

1.Daha önce yazılmamış olmalı
Bir konu hakkında yazı yazmak fikri aklınıza geldiğinde , bu konu ile alakalı anahtar kelimeleri arama motorlarında aratıp herhangi alakalı bir sonuçla karşılaşmıyor ve bu konuda yazı yazıyorsanız bu doğru yolda olduğunuzun bir göstergesidir. Kaliteli içerikler büyük ölçüde orijinal olurlar. Bu yazınız daha önce çözülememiş sorunlara yadımcı olabilir.