bildirgec.org

Oy pazarı (hakkaten!)

hafifuyku | 01 October 2000 04:50

Politikacılar oyları direk satın alabilecekken neden seçim kampanyasıyla uğraşsınlar ki? Kapitalizm, demokrasi ilişkisi biraz karışmış artık. Her zamanki gibi, şaka mı değil mi anlaşılmıyor ama, bu adamlar, Amerika’da oy verme günü oy vermeyen %50’ye oylarını açık arttırmayla satma imkanı tanıyorlar.

kaçıncı hayat kaçıncı yalan

cheyenne | 09 March 2007 15:42

Yanımda hiç bir şey getiremedim. Hala ben ve ben. İçimde yorulmak bilmeyen, dır dır eden, ağlayan, hoplayan, gülen, bazen sadece duran ben. Konuşmayı unutmanın ağırlığıyla ben. Sadece içinde konuşmayı yapan hayata söylemek istediği onlarca şeyi söylemeyen ben. Hangisinin gerçekliğine inanıyorsan ona anlat herşeyini. Yalan olan hayata anlatmak anlatılanların da yalandan başka bi anlam taşımadığını gösterir. Yalan olan her varlığa her düşünceye karşı susmayı seçmişim haberim olmadan. Ne zaman ve ya neden seçmişim bilmem. Şu an yazdığım yalan dünya beni de yalanlıyor. Ama içimden geleni de durdurmak istemem. Zaten ha yalan olmuş ha olmamış neye yarar. Ah insan olmanın sosyal olma arzusu ah. seni seçmek her zaman yoruyor, kırıyor. Eh işte bazen sevindirmiyorsun diyemem. Ama her açiliş en başa dönüş oluyor. Bir gün başarırsam seni yenmeyi zaten ölü olcam. Çünkü ben sana karşı zayıf oldum her zaman. İçinde olmaktan vazgeçemedim tam anlamıyla. Ve çekiyorum her yaratını. Güzel olan ne biliyormusun göz yaşı senle hayatımda ve bunu hissedebilmek aptal bir mutluluk. Aptal mutluluğu yakalamak o kadar kolay değil sen yokken. Bu iki hayat dışındakiler ya ne olcak. Emin olun çok daha fazlalar.

Windows’unuzu Renklendirmeye Hazırmısınız

kaptangusto | 06 August 2009 19:20

Windows masa üstünüzden sıkıldınız mı ? Masa üstünüzün tasarımını değiştirmek istermisiniz?
UxStyle Coreile masa üstünüzde değişiklik yapmaya hazırmısınız.
UxStyle Core masa üstünüz için tam 60 farklı tematasarlamış.

XP,Vista,Windows 7 sistemlerin hepsi görsel öğerleri değiştirme imkanını sunuyor.
Yazılımın şu anda beta sürümü mevcut ve denemek için buradan indirebilirsiniz.
Detaylı bilgi

gabriel knight’ı oku

aftermath | 16 August 2001 06:17

gabriel knight’ı okuyup soluk alıp verme hızı artanlar olduysa hayatî tehlikeyi atlatana kadar sakın şu çizgi romanı download etmesinler… not: download ederken mutlaka tek thread kullanın, hatta riske girmemek için herhangi bir download programı kullanmadan ie’ye bırakın işi, aksi halde theunderdogs ip’nizi 3 saat süre ile banlıyor.

Shadowy Year 2004 paylaşım

| 06 August 2007 12:35

İstanbule
İstanbule

Year: 2004

Ona ilk defa otobüste rastlamıştım.
Akşamın karanlığında ve yorgunluğunda, etrafındakilere bir durak soruyordu sanki…: “Afedersiniz… Kiler’in altındaki cami durağı burası mı ?”
Kapının açılması ile elindeki büyük siyah çantasıyla merdivenleri inmeye başladı…
Biraz sonra beyaz bastonunu açtı, kaldırımı yokladı ve yürümeye başladı. Sanki bastonu ile yolları görüyordu. Yaklaşık 10 dakika yürürdükten sonra bizim sokağımıza gelmiştik; aramızda yaklaşık 8 ev vardı…
Yatağıma uzanıp düşünmeye başladım. Yaşlı, gözleri görmüyor, gülümsüyor ve elinde kocaman bir siyah çanta var… Sonraki günlerde bir kaç kez daha rastlaştık. Bana bir işe gelip gidiyormuş gibi gözükmüştü…
Günlerden bir gün; aylak aylak gezerken Eminönü’nde; Galata’ya gitmeye karar verdim.
Biramı söyledim. Yukarıdan atılan oltaların arasından İstanbul’u seyire koyuldum.
‘İstanbul çok güzel gözüküyor, sanki, zincire vurulmuş bir güvercin gibi.
Bıraksalar kaçacak, o yüzden devamlı kanatlarını yoluyorlar’…
Ruhumu ve naçiz bedenimi dinlendirdikten sonra, el işareti ile hesabı istedim.
Genelde hep motorla karşıya geçerdim ama karnım açıkmıştı.O yüzden Eminönü’nden bir şeyler atıştırıp vapurla karşıya geçme fikrini kabul ettim ve martılarada simit almalıydım…
Alt geçide doğru yöneldim. Herkes bir kenarda tezgah açmış, bağıra çağıra birşeyler satmaya çalışıyor. Tünelin bitiminde tanıdık bir silület gördüm sanki; biraz daha yaklaşıp yakından baktım. Evet bu… O idi…
Sokağımızda ki yaşlı adam…. Gözleri görmeyen ve gülümsemesi hiç eksilmeyen…
O hep merak ettiğim siyah çantasını açmıştı…
Görebildiğim kadarı ile kayış, tırnak makası, jilet ve hacı yağı diye adlandırılan kokular vardı…
Uzaktan yaklaşık bir saat kadar izledim kendisini…
Akşam olmuştu ve yavaş yavaş tezgahını toplayıp yola koyuldu…
O an da içimden ‘Tanrım keşke bu yaşlı adam kör olmasaydı diye geçirdim…’
Ban sapasağlam halimle her güne isyan ederken hatta gülümsemeyi unutmuşken…. O hayata görmeyen gözleri ile dört elle sarılmıştı ve bir şeyler yapıyordu… Belki de ailesini geçindiyor ya da insanlara yük olmuyordu…
Oysaki ben kendime bile yük oluyordum….
Belkide Tanrı bana bir şeyler anlatmak istiyordu… Belki de o yaşlı adam bir melekti…
Bir anda tüm isyanım dizginleşmişti… Gülümsedim… Yaşamaya başladım…

ODTÜ 50. yılını kutluyor.

Zoti | 23 May 2006 09:45

Orta Doğu Teknik Üniversitesi bu yıl kuruluşunun 50. yılını kutluyor. Hazırladıkları sayfada yayınlanmış 50. yıl Yol Rehberine ulaşabilir. Tarihsel gelişimi sırasında bir çok ilke imza atan üniversitenin 1964 yılında kurulan Bilgisayar Merkezine 1965-69 yılları arasında kiralanan ilk bilgisayarı IBM 1620 Model II Bilgisayar Sisteminin teknik özelliklerini görebilirsiniz. 1956 yılında kurulan üniversitenin günümüze kadar yaşadıklarını anıları ve arşivlerden derlenmiş fotoğrafları bulabilirsiniz.

kim demiş çizgi film

kenshin | 03 November 2001 00:58

kim demiş çizgi filmlerin fizik kanunları olmaz diye : kanun 1 havada asılı kalan bir kimse havada olduğunu anlayana kadar havada kalır. kanun 2 katı bir cisme çarpan her kişi cisim üzerinde kendi izini bırakır. kanun 3 bazı cisimler duvara çizilmiş tünel resimlerinin içerisinden geçerken bazıları geçemezler. kanun 4 her nesne bir ‘örs’ten daha hızlı yere düşer. ben mit üniversitesi’nin yalancısıyım 🙂 devamı burada : http://www.dctech.com/physics/humor.html