Önce uzun bir süre kuraklık yaşandı yüreğimde. Sen vardın ama yoktun. Yakınımda bir yerlerdeydin ama bana hep uzak durdun. Zor oldu seni ikna etmem herşeye, aşka, sevgiye,gönlüme, sevgime.. Kurak günlerdeki güneş beni mutlu ediyordu sanma, sayende puslu havaları sever olmuştum.Aradan biraz zaman geçti. Gri bulutlar ilk damlalarını gösterdi bize. Çiseliyordu sadece ve sadece serinlikten ürpermiştik. Bu ürpertiyle koştum sana, kollarına.. Birazcık daha sevdirmek için kendimi ama yeterli değildi. Güneş hemen kurutmuştu yaprakların üzerindeki yağmur damlalarını. Daha toprağın kokusunu bile çekememiştik içimize. O yüzden çabalarım çokta başarılı oldu zannedilmesin..Günlerden bir gün şiddetli bir fırtına ve yağmur yaşandı. Damlalar cama çok hızlı çarpıyordu. Gecenin bilmem kaçı heralde sabaha karşı 4 ya da 5 idi. Uykumdan uyandım, sana koşmak istedim çünkü bu sefer yağmur yağıyordu, doya doya.. Her yer gri gözükecekti yarın, toprağın kokusu da saatlerce gitmeyecekti yeryüzünden, ve puslu havayı seven herkes mutlu olacaktı. Sen, yer yüzünde sudan kaçmayan ve korkmayan tek kedim, kedi kılıklı sevgilim, nihayet yağmur yağıyor. Sokaklarda avare avare, üstünün başının sırılsıklam olacağını bile bile saatlerce yağmurun altında gezeceğini biliyorum şimdi.. Ve ben çok mutluyum çünkü sen mutlusun..Ben de mutluyum çünkü kuraklık bitti….Her yerde..Yüreğimde ve yer yüzünde..