bildirgec.org

sevgi hakkında tüm yazılar

En büyük korkum: Oğlum

bacci | 24 June 2012 18:12

Melekler gözle görülmez derler. İşte en büyük yalan! Şu an tam karşımda, varlığıyla bir ömür daha bağışlamış, dünyanın en büyük mucizesi, benim meleğim duruyor. Biricik oğlum.
Annelik eskiden daha romantik bir kavramdı. Annelik içgüdüleri, annelik sevgisi, şefkati… Ama hiçbir şey bize dizilerde, filmlerde anlatıldığı gibi değilmiş. Annelik birini bir neden yokken her şeyden çok sevmekmiş orası doğru. Ama asıl olan insanın hayatını nasıl değiştirdiği. İnsanı nasıl da daha çok insan yaptığı… Şimdi dualar bir başka, korkular bir başka, günün akışı bile bambaşka. Ölümden korkmazdım eskiden. Her şeyi korkusuzca ve bana bir şey olmaz diye yaşardım. Hamileyken ise ya ona bir şey olursa ya döndü bu korkum. Ama şimdi en çok korktuğum şey ya bana bir şey olursa? Onu bir an yalnız bırakmaktan, onu bir an bensiz ve savunmasız bırakmaktan öyle korkuyorum ki, geceleri uyanıp önce kendimi bir yokluyorum sonra ona dokunuyorum nefes alıyor mu diye… Anne olmak sanıldığı gibi bebeğine sevgi fışkıran gözlerle bakmak değilmiş. Daha çok korkmak ve korkulu gözlerle bakmakmış hem ona hem dünyaya. Gece dönerken yatak sallansa, deprem mi oluyor demekmiş. Sonra ya deprem olursa ben ne yaparım diye korkup uyuyabileceğin toplam iki saatin varken bir saatinde bunları düşünmekmiş…
Kısacası anne olmak koşulsuz sevmek olabilir, ama her şeyden önce artık gelecekten korkmak, ölümden korkmak, onsuzluktan korkmakmış. Bir çocuğa sahip olmak oyuncak bebeklere sahip olmaktan çok farklı. Kocanızın bıyık bırakmasıyla başlıyor değişim ve sizin kanlanmış gözbebeklerinize vuruyor anneliğiniz. Gerçek olan tek şey; hazır değilseniz çocuk sahibi olmayın. Her şeye korkuyla bakmaktan korkuyorsanız, uykusuz gecelerden, bu kadar çok sevmekten…

Aşk Nasıl Birşeydir?

staplee16 | 23 February 2012 10:22

Hani insanlarda kalp denen bir organ vardır.Çoğu kimse o organın insanı yaşattığını sanır ama bilmiyorlarki kalbin bilinmeyen bir çok özelliği vardır.
Kalp insanları herzaman doğru yola sürükler ve en önemli şeyi sevgiyi,aşkı saklar içinde.Kimse ne zaman o sevgiyi kullanacağını bilemez herşey bir anda olur yani çatkapı olur.Hani derler ya ilk görüşte aşka inanırmısın diye o bazen gerçekleşir zaten o anda anlarsın olup olmadığını.
Normalde sevgi,aşk insanların birbirlerini tanımasıyla olur.Mesela ben kimseyi kolay kolay sevemem çünkü birine bağlanırsam o kişiyi kaybetmekten korkuyorum.Diye düşünürken Bir gün liseye başladığım ilk günlerde bir kız benim en sevdiğim Hastane Önünde İncir Ağacı adlı parçayı söyledi. Kim söylüyor diye baktığımda çok saf ve güzel bir kız gördüm.Güzel sesiyle beni büyülemişti.Dikkatli birşekilde onu dinledim ve gözümü ondan alamadım.Bir süre sonra onunla konuşmaya başladım aramız çok iyi olmuştu ama o beni en yakın arkadaşı olarak biliyordu.Ne yaptıysam açılamadım ona seni seviyorum diyemedim.
Tam 4 yıl boyunca onu sevdim bir türlü vazgeçemedim.Kafamdan silmeye çalışsam bile,kalbim izin vermiyordu.Her zaman aklıma geliyor daha doğrusu aklımdan hiç çıkmıyordu.Bir çocukla sevgili olmuştu.Ama ben hiçbirşey yapamıyordum hep onu sevdim,sevdim ve sevdim.Bunu yazmamın sebebi bir taraftanda içimde birikmiş olan duyguları açıklamaktı şuana kadar en yakın arkadaşıma bile söylemedim onu sevdiğimi.Biz birbirimizin dengiydik ikimizde neşeli,aynı şeyleri düşünen,gülmeyi seven vede aşka önem veren kişilerdik,ama o bu sefer yanılttı beni…Biliyorumki bu devirde gerçek aşk kalmadı varsada sayısı çok az.Keşke bende o eski zamanlarda yaşayabilseydim,o sevgiyi,aşkı tatmayı çok isterdim ama bu devirde böyle birşey çok zor.İnsan kimseye güvenemiyor…
Neyse aşk hayatınızda sizlere şans diliyorum…

SEVDANIN TARİFİ

cem gurhan | 04 January 2012 14:21

Yüklü bir bulut olup da,savrulsaydım rüzgarla

Yağmur olup yağsaydım,kurumuş dudaklarına

Bir tomurcuk gül başverirdi gülümseyen yüzünde

Ben sevdanın kollarında,sevda yanıbaşımda

Korkma diye fısıldarken,ellerimiz sımsıkı kenetli

Kalp atışların bedenimde yaratır o büyük depremi

Gözlerim sımsıkı kapalı,düşlediğim mutluluk hayali

Sevdalıyım sevdalı,ancak ,saf aşkı bilen anlar beni

Bir ağaç düşün ki;kurumaya yakın umutsuz yalnız

Can suyu olur ,uzaklardan gelen bir nefes,tarifsiz

BİR DEMET SEVGİ

cem gurhan | 02 January 2012 15:40

Minicik,rengarenk kır çiçeklerinden yaptığım bir demet sevgi getirsem sana,hırçınlığını bir saniye olsun unutur da ,sevgi dolu bir bakış lütfedermisin bana…Ya da sedefi yanar döner renkte bir istiridye kabuğu versem sevgi ifadem olarak,onu bulduğum denizin kokusunu hisseder gibi havayı ciğerlerine doldurup,sarılır mısın boynuma.Bunların hiçbirini yapmazsın değil mi,çünki sen sevmek nedir bilmezsin ki;hamurunda eksiklik var,hayata tat veren sevgi konulmadan karılmış harcın,o yüzden de kıtır kıtır olmuşsun,herkesin kolayca ulaşabildiği raf bisküvileri gibi,yirmibeş kuruşa satın alınıp,tüketilir olmuşsun.Tercihler insanların elbette lakin herkesi de kendin gibi bilme,kimileri de açlığını bisküvi ile geçiştirmez,unutma……

Aşk Gibi

mavilikler | 12 September 2011 09:26

“Neden seninle konuşamıyoruz?”

Derginin sayfalarında kaybolmuş, onun varlığını unutmayı nihayet başarabilmişken can alıcı bir soruyla yine hayatının baş köşesine kuruluvermişti sevgili kardeşi. Sayfadan bakan aktör, deniz mavisi gözlerinden birini kırpar gibi geldi. Ben burdayım, korkma dercesine… Ama kardeşinin o çok iyi tanıdığı güzelim sesi hala zihninde akisler yapmaya devam ediyordu. Kendisine böyle doğrudan bir soru sormayalı epey bir zaman geçmiş olmalıydı. Birbirini görmeyen gözlerle, aynı odada saatler geçirmeleri ilk kez gerçekleşen bir durum değildi. Ama kardeşi nedense bir anda yabancılaşıvermişti bulunduğu konuma. Dışarıdan bir yerden bakmış ve gördükleri pek de hoşuna gitmemişti.

“O” sevgili değil sadece sevilen

princess222 | 16 June 2011 11:13

Ah hayatta hem o kadar sevinci hem de hüznü yaşadığım insan. Canımın ta içi.. Tam da umutlarımın üzerine perde çektiğim anda nasıl da akıverdin yine karşıma. Aniden… Yüreğim dayanmıyor artık bu inişli çıkışlı sevdaya. Daha bilmiyorum bile karşılıksız bir sevda mı, yoksa iki kişilik ama imkansız mı? Sensiz de çözemiyorum. Birşeylerin cevabını almam bile yetecek bana. Mesela hiç sevdin mi beni? Bir an da olsa kalbinin benim için çarptığını hissettin mi hiç? Beni görünce bacaklarının bağı çözülüp yürümeyi unuttuğun oldu mu hiç? Yanımda olman çok lüks bunların yanında. Bunların cevabı evet olsa benden mutlusu olamaz zaten dünyada. Bakıyorum da 3 sene olacak tanışalı ve bu aşk başlayalı. Peki ama neden bu kadar geç itiraf ettim kendime? inan bilmiyorum…

Bana akıl lazım, kalp değil

ilterisk | 26 May 2011 17:09

Biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var, biraz kafamı duvarlara vurmaya ihtiyacım var, biraz ruhumu bedenimden arındırmaya ihtiyacım var, biraz seni düşünmeye ihtiyacım var, biraz da seni düşünmeye ihtiyacım var.

Hep doğru bilinen bir yanlışı öğrendim bugün; ben aslında iki kişiyi birden seviyorum. Aradayım birine gitsem diğerini özlüyorum, diğerine gitsem onu özlüyorum. Biri daha güzel, daha alımlı, nazik, biri daha anlayışlı, daha kalbi büyük, daha cana yakın.

“HOŞÇA” KAL

meflug | 17 May 2011 15:32

Bu isteksizlik, boşvermişlik ile nereye kadar yaşanabilir diye düşünüyorum. Sanırım eşek kuyruğu gibi ne uzar ne kısalırım. Hayallerimde neler vardı ve şimdi ne yapıyorum? Yok olmayı kabul mu ediyorum? Sanırım bunu kaldıramam. Eminim savaşmaktan kaçtığımı, pes ettiğimi düşünüyorsunuz ama ben topla tüfekle saldırmaya gidiyorum. Bu gidişim bir kaçış değil, çocuksu hayaller hiç değil. Kendim olmaya gidiyorum. Lütfen gözyaşlarınızı dökmeyin artık,

anne yazısı

nazokiraze | 08 May 2011 10:10

Hayatımdaki 15.Anneler Günü kapsamında sanki bir annenin hakkı bir günde ödenirmiş gibi heyecanla yarını bekliyorum.Aldığı nefesle bile bana muhalefet eden kızıma, muhtemelen yarın için özel bir gün diye biraz uslu durmayı düşünmeyi asla akıl etmeyecek oğluma rağmen coşkuluyum ben.

Her yıl kendi annem ve kayınvalidem dışında bir kaç yakın arkadaşıma ,görümceme ve çocukların öğretmenlerine de armağan alırım ben.Tabi onlar da bana.Elbette bir annenin emeği bir güne sığmaz,sevgi tek bir hediyeyle gösterilemez ancak itiraf edelim bütün anneler hediye almaktan hoşlanıyoruz.Sağda solda bunlar bize kapitalist düzenin oyunları diye ne kadar çığıran insan varsa alışveriş merkezlerinde fink atıyorlar tecrübeyle sabittir.Evet bunlar bize kapitalist düzenin oyunu hatta dayatması, yok Sevgililer Günü yok Anneler Günü vs.. olsun insanlar birbirine armağan alıyor,hatırlıyor,kutlama mesajı atıyor ne kötülük var ki bunda. (Reklamlar düşmüş)

İzmir

bithikotsis | 15 April 2011 02:02

Hava bugün yağmurlu şehrimde…Nisan ayının ılıman etkisini bünyesine katmış, usul usul yağıyor…Terbiyeli, efendi bir çocuk gibi. Saldırmıyor yağarken, çok tatlı bir toprak kokusu bırakarak düşüyor İzmir’ime…

Havası değişken derler İzmir’in. Evet öyledir. Hatta İzmir kızlarının İzmir havasına benzediğini söyleyenler de olur. Nitekim haklıdırlar. Mayıs’ta yağmur, Şubat’ta güneşli bir hava sizi bekliyor olabilir. Yanıltabilir sizi, sonra yaramaz bir çocuk edası ile güler size, afacanlık yapmıştır işte. Size kendini öyle ya da böyle sevdirir…