Benim için safi siyasetle geçimini sürdürüyor, insanları birbirine düşürmekten zevk alıyor demişler. Onları haksız çıkarmak adına onaydan geçtiği takdirde bu son teranemle konuyu kapatmak istiyorum. Umarım gündemdeki gözümüze takılan siyasi çarpıklıklar da nihayet bulur da biz de söz söyleme çapsızlığına erişmek zorunda kalmayız.Her zaman ufak meselelere takıldınız. Bir bez parçası üzerinden laikliği tartıştınız, bir kağıt parçası üzerinden cumhuriyetçiliği mesela. Ben de bu sefer bir grup insan parçası üzerinden halkçılığı tartışıp modaya uymak niyetindeyim.Askerlik geleneklerimizce kutsanmıştır. Asker ocağı her ne kadar kaçmak istesek de, bedelli yapıp teğet geçmek istesek de hepimiz için manevi değerler içerir. Antimilitarist olanı, sabah akşam silahlı kuvvetlere karşı konuşanı bile bu ülkede ‘mehmetçik’ lafına ayar olmaz. Her gün mahallesinde biri ölebilir, sokağında cinayet işlenebilir ama, dağ başında kalleşçe vurulan askere üzüldüğü kadar üzülmez belki ona.İşte bu nedenledir ki istismar edilmeye çok müsaittir bu kavram da. Din gibi birşeydir bu bizim ülkemizde.Geçen akşam televizyon izlerken yüreğim parçalandı. Kızdım, öfkelendim hatta. Şehit aileleri yaka paça derdest ediliyor gibiydi sanki. Polislere de üzüldüm bunu yapmak zorunda kaldıkları için, ailelere de üzüldüm. Ama şüphesiz ki haksızdılar.İmtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir kitle görmek istemektir halkçılık.Ve halkçılık cumhuriyettir.Son Bir Not : Bu yazıyı okuduktan sonra tüm bu okuduklarınızı, yaşanan üzücü olaylarla birlikte unutun ve yeni bir başlangıç yapın. Etrafınızda, ailenizde, mahallenizde bir gazi varsa, yahut bir şehit ailesi gidin ve onlarla birşeyleri paylaşın. Milletçe birliğimizi ve beraberliğimizi artırmanın yolu yönetme ve aldatma politikası olan siyasetten değil, yalnızca bizden geçiyor. Muhakkak ki onların devletten bir beklentisi varsa, bunu verecek olan bizleriz. Zamanınızı ç’aldığım için affola. Hakkınızı helal edin.