Abdigör Köftesi Doğubeyazıt dışında pek yapılmaz ve köfte çeşitleri içinde en zahmetlilerden biri olarak bilinir. Köftenin hikayesi ise şöyle: İshak Paşa’nın babası Çolak Abdi Paşa ete çok düşkün bir adamdır, ancak mide rahatsızlığından dolayı doktorlar kendisine eti yasaklar. Midesine et ne kadar yasaksa et yeme isteği bir o kadar da çoğalır Abdi Paşa’nın.Aşçılar bu durumda Paşa’nın hazmı kolay bir köfte geliştirirler ve adını Abdigör köftesi koyarlar. Köftenin sırrı etinde yatıyor, taşa koyulup tahta tokmakla vurula vurula terbiye edildigi için hazmı çok kolaydır. Ülkemizin en büyük köftesiolarak bilinen köfte (tanesi 250-300 gram) gerçekten çok büyük zahmetle yapılır. Yeni kesilmiş et tam bir saat boyunca hem dövülür hem bıçakla karıştırılır.(etin yeni kesilmiş olması çok önemli, et daha sıcakken dövülmeye başlanıyor) Bu köfte suda veya fırında pişiriliyor.

Berlin’de yer alan Sosis Müzesi sosis severleri buluşturmaya devam ediyor. 60 yıldır Alman toplumunun sevdiği yiyecekler arasında liste başı durumda.Özellikle köri sosla hazırlanan sosis Almanyada yılda 800 milyon porsiyon satılıyor.İlk olarak Hamburg’da yapıldığı söylenen bu sosis , 60 yıl önce Berlin’de Herta Heuwer ismine patent alınmış sosla yeniliyor.( Uwe Timm tarafından yazılan “Die Entdeckung der Currywurst –Köri Soslu Sosis’in keşfi kitabı keşif yeri olarak Hamburg dese de pek çok kişi bahsedilen yerin Ruhr bölgesi oldugunu söyler)Sıra Yemeği denen gelenek Afyon’da uygulanır,kırk çeşide varan yemekler meydanlarda yapılan toplantılarda yenir.Doğum, ölüm, askerlik olayları sıra yemeklerinde başı çeker.Onbeşten kırk çeşide kadar çoğalabilen Sıra yemeğinde mutlaka dört çeşit et yemeği ve dört çeşit tatlı genel bir kuraldır.Sıra yemeklerinde yemeğin sıralaması çok önemlidir ve mutlaka yemek sonu bamya çorbasıikram edilir,(sindirim kolaylığı için) çünkü Afyon mutfağının lezzetli ve zengin yemekleri oldugu kadar ağır yemekleri de vardır ve bamya çorbası sindirim için birebirdir. (Bu sıralama yüzünden bu davetin ası sıra yemeğidir)