bildirgec.org

terör hakkında tüm yazılar

Temiz ve masum bir ümidi yok etmek…

bithikotsis | 10 April 2011 07:00

Adı Gonca’ydı. Doğu Anadolu’nun kıraç bir köyünde sekiz yaşında bir kızcağızdı. Altı kardeştiler. Gonca en büyüğünden bir ufak olandı.
Okumaya çok meraklıydı. Köyde imkan bulamaz, posta dağıtan amcanın arabasına abisi ile gider kasabadaki kütüphanede okur, okur okurdu. Renkli ansiklopedilere hayrandı. Ona göre hayat o ansiklopedilerde yazanlar resmedilenlerdi.

Gonca’nın ailesi cahildi. Babası düşük maaşa tarlada çalışır ev geçindirirdi. Anası temizliklere gider üç beş para kazanırdı. Ailede okuyan yoktu. Ya ablaları evlenip gitmiş ya da başka yerde karın tokluğuna çalışıyordu. İki abisi vardı Gonca’nın, biri şehit düşmüştü.

2010 böyle geçti

admin | 30 December 2010 11:44

2010yılının en çarpıcı konuları şu şekilde sıralandı.

  • deniz baykalve sex kaseti
    deniz baykal’ın sex kaseti herkesi şaşırttı. kaset görüntülerinden sonra istifa eden deniz baykalhükümeti suçladı. deniz baykal’ın yerine chp ye genel başkan olan kemal kılıçdaroğlusürpriz isim oldu.
  • 2010’da terör konuşuldu
    bu yıl gündemde en çok yer alan konu hiç şüphesiz teröroldu. birçok eylemlerle medyada yer bulan pkkterör örgütü, hedeflerini sürekli değiştirdi. eylemsizlik kararı ve taksimdeki polislere yönelik yapılan canlı bombasaldırsı ise en sıcak gelişme oldu.

1977 1979’a Karşı

A D A L I | 23 February 2010 11:30

1977 1979’a Karşı

<a href=Ayetullah Humeyni’nin yandaşları Tahran’da yürüyüş yapıyor. 1979 devrimi Humeyni’yi iktidara getirince, militanlık bir adım daha ileri gitti.

Yemen’de ayrılıkçılık, dincilik, baskıcı rejim ve teröre karşı mücadele veren genç reformculara bakınca; bölgeyi şekillendiren güçler aslında 1977-1979 yıllarına dayanıyor ve o günden bu yana pek de bir şey değişmemiş. Hatta bugün Ortadoğu siyasetinde, 1977’yle 1979 arasındaki mücadelenin egemen olduğunu bile söyleyebiliriz. Ve maalesef 1979 hâlâ üstün geliyor. Nasıl mı? 1967 savaşında Mısır ve diğer Arap ordularının İsrail’e yenik düşmesinin ardından, dönemin hâkim ideolojisi olan Cemal Abdülnasır‘ın liderliğini yaptığı Arap milliyetçiliği sona erdi.

Demokratik Açılım ve Terör konusunda Hükümet ve Muhalefet nerede duruyor?

arago | 12 December 2009 12:43

Ülkemizin huzuru adına iyi niyetle atılmış bir adım, hatalı bir ifadeyle yapılan başlangıç ve sonradan düzeltilen bir tanımla başladı demokratik açılım. Muhalefetin blok halinde, içeriği ne olduğu bilinmeden açılıma karşı sert bir duruş sergilemeleri anlaşılır gibi değildi. Kamuoyu yoklamalarında halkın %75’i açılımı destekler görünüyordu. Ancak açılımın ilk adımları ile başlayan PKK terörü halkın bir kısmında kafa karışıklığına neden oldu. Bunların arasında AKP’ye oy veren insanlar da bulunuyor.

İngiltere Neden Savaşıyor – 3

admin | 08 December 2009 09:43

Bu yazı, Scottish Left Viewve Global Researchsitelerinde ortak olarak yayınlanan Why We Fight: The Nature of Modern Imperilasm adlı makalenin, her iki siteden de izin alınarak yapılan çevirisidir. Yazar Alan McKinnon, İskoç Nükleer Silahsızlanma Kampanyası’nınbaşkanıdır.

Önemli Not: Bu makaleyi çevirmek için zaman ayırmam ve burada paylaşmam, makalenin genel içeriğini beğendiğimin bir göstergesi olsa da, içinde yazan her şeyi yüzde yüz onayladığım anlamına gelmez. Burada okuyacağınız makaledeki fikirler yazara ait olup, öncelikli olarak kendisini bağlar.

NEDEN SAVAŞIYORUZ – 3

Kısacası, savaş dünyasını anlamak için modern emperyalizmin yapısını, ve ulus devletlerin kendi en büyük şirketlerinin kârını maksimize etmesine yardım etmek için nasıl uluslararası çalıştığını anlamamız gerekir. Bu politikalar dolaylı ya da dolaysız olarak dünya üzerindeki çatışma ve savaşlara sebep olmaktadır. Dahası, bu sorun, devlet bütçesinden cömertçe destek alan silah şirketlerinin bütün dünyaya ölümcül silahlar satarak savaşların devam etmesine olanak sağlamasıyla iyice karmaşıklaşmaktadır. 2007 yılında, dünyanın önde gelen ilk 100 savunma sistemi üreticileri, son 10 yıldaki satışlarını %10 artırarak 347 milyar dolarlık silah satmıştır. Şu anda, pek çok ülkede yasadışı işlem yürüttüğü için inceleme altında olan İngiltere’nin “şampiyonu” BAE Systems, Suudi Arabistan ve İsrail gibi insan hakları konusunda sabıkalı ülkelere her türlü silahı satmıştır.

İngiltere Neden Savaşıyor – 2

admin | 07 December 2009 15:42

Bu yazı, Scottish Left Viewve Global Researchsitelerinde ortak olarak yayınlanan Why We Fight: The Nature of Modern Imperilasm adlı makalenin, her iki siteden de izin alınarak yapılan çevirisidir. Yazar Alan McKinnon, İskoç Nükleer Silahsızlanma Kampanyası’nınbaşkanıdır.

Önemli Not: Bu makaleyi çevirmek için zaman ayırmam ve burada paylaşmam, makalenin genel içeriğini beğendiğimin bir göstergesi olsa da, içinde yazan her şeyi yüzde yüz onayladığım anlamına gelmez. Burada okuyacağınız makaledeki fikirler yazara ait olup, öncelikli olarak kendisini bağlar.

NEDEN SAVAŞIYORUZ – 2

Bankacılığın çöktüğü ve iç borçların büyüdüğü, doğudaki ekonomilerin yükseldiği, hegemonyasına Latin Amerika’dan siyasi olarak meydan okunduğu, ve Irak ve Afganistan’daki savaşların kazanılamadığı, dolayısıyla da iddia ettiği gücüne meydan okunmaya başlandığı hızla değişen dünyada, bu durum daha da elzem olmaktadır. Özellikle, hızla büyüyen Çin ekonomisi sebebiyle dünya petrol talebindeki daimi artış, Rusya’nın Suudi Arabistan’a rakip bir petrol ve doğalgaz devi olarak ortaya çıkışı, ve dünyadaki petrol ve doğal gaz rezervlerinin neredeyse yarısını Amerikan kontrolünün dışında bırakarak Rusya, İran, Çin ve Orta Asya’daki ülkeleri birbirine bağlayan bir ağ meydana getiren Asya Enerji Güvenlik Şebekesi’nin kurulması, ABD’nin dünya petrol şebekesinin atardamarını kontrol etme stratejisini krize sokmuştur. Üretim maliyetlerinin hâlâ en düşük seviyede olduğu Basra Körfezi bölgesinde bilinen petrol rezervlerinin yüzde 70’e yakını bulunmaktadır. Bu açıdan bakınca, Amerikan politikasının, dünyanın ikinci en büyük petrol ve doğal gaz rezervine sahip olan İran’a odaklanmış olması hiç de şaşırtıcı değildir.

İngiltere Neden Savaşıyor – 1

admin | 07 December 2009 11:09

Bu yazı,Scottish Left View ve Global Research sitelerinde ortak olarak yayınlanan Why We Fight: The Nature of Modern Imperilasm adlı makalenin, her iki siteden de izin alınarak yapılan çevirisidir. Yazar Alan McKinnon, İskoç Nükleer Silahsızlanma Kampanyasının başkanıdır.

Önemli Not: Bu makaleyi çevirmek için zaman ayırmam ve burada paylaşmam, makalenin genel içeriğini beğendiğimin bir göstergesi olsa da, içinde yazan her şeyi yüzde yüz onayladığım anlamına gelmez. Burada okuyacağınız makaledeki fikirler yazara ait olup, öncelikli olarak kendisini bağlar.

NEDEN SAVAŞIYORUZ

Savaş dünyası günümüzde bir tek süper gücün hakimiyetindedir. Askeri anlamda, Amerika Birleşik Devletleri, tıpkı dev Colossus heykeli gibi bacaklarını açmış, dünyanın üzerinde durmaktadır. ABD, dünya nüfusunun sadece yüzde beşini oluşturan bir ülke olarak, küresel silahlanma harcamalarının neredeyse yüzde ellisini gerçekleştirmektedir. 11 uçak gemisi filosu bütün okyanuslarda devriye gezmekte, 909 askeri üssü bütün kıtalara stratejik olarak dağılmış bulunmaktadır. Hiçbir ülkenin mütekabil olarak ABD topraklarında üssü yoktur – bu düşünülemez ve anayasaya aykırıdır. Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana 20 yıl geçti; Amerika Birleşik Devletleri ve müttefikleri günümüzde herhangi bir kayda değer askeri tehditle karşı karşıya değildir. Neden dünya barışı umduğumuz gibi dünyaya yayılmamıştır? Neden dünyanın en güçlü ülkesi askeri harcamalarını artırarak, günümüzde 1,2 trilyon dolara kadar çıkarmıştır? Ne tür bir tehlikeye karşı durulmaktadır?

GLADIO

blackjack38 | 22 November 2009 12:06

Günümüzde hızla yayılan bir söylem var ‘Gladio’. Aslında bu kavram veya örgüt çok eskilerden bugüne kadar gelebilmiştir. Biz yazımızda bu ‘Gladio’ nun tarihini araştırca, tabi ki Türkiye açısından.Gladio II. Dünya Savaşı sonrasında Batı Avrupa’da gelecekte olması beklenen bir Varşova Paktı işgaline cephe gerisinde bir direniş başlatmak amacıyla İtalya’da NATO tarafından gizli olarak örgütlenen Kontrgerilla (stay-behind) operasyonunun kod adıdır ve İtalyanca daki kelime anlamı kısa kılıçtır. aslında anlaşılır bir dilde açıklamak gerekirse bu oluşum o dönemde Komünizme karşı Nato ülkelerini korumak amaçlı kurulmuş olan gizli örgütlerdir ancak isim olarak İtalyadaki örgütün adı Gladio dur. ilk olarak İtalyada ortaya çıkarılan bu örgüt aslında artık Komüniz e karşı değil bulundukları ülkelerin kendilierini geliştirip, kendilerini yetiştiren ve para ödeyen güçlere karşı durabilcek kadar güçlenmelerine yönelik faaliyetlerde bulundukları anlaşılmaktadır çünkü artık dünya üzerinde Komüniz gibi bir tehlike kalmamıştır. Türkiye de darbelerle beslenen bu örgüt kendine en verimli yaşama alanı olarak askeri birimleri ve rütbeleri görmüştür. son dönemlerde bu örgüte karşı bir araştırma, tutuklama gerçekleşse bile İtalya da olduğu gibi bu örgütlerin liderleri ve yönetildikleri güçler hep sır olarak kalacak gibi görünüyor. kendilerine güç olarak gördükleri her alanda yer almışlardır. milliyetçi kesim, sol kesim, sağ kesim, komünist kesim…Türkiye bu tehdite karşı hep konusulur ancak birşey yapılmaz bir ülke iken bunun konusulması ve bir takım hukuki eylemlerin gerçkeleşmesi gelecek açısından gerçekten umut verici.

Çiller’den pkk ya nihai darbe

il mare | 13 November 2009 13:27

Melodi…

Büyük süreçten küçük bir kesit;

1986 da küçük eylemler ve yer altı…
1986 ve 1987 de yaptıkları değişikliklerle güçlendi pkk.
Ekim 1986 sonunda terör örgütü,3. Kongresini yaptı.Önemli kararlar aldı.Kırsal alanda dağ örgütlerinin yetmediğini gördüler.Lojistik destek ve şehir birimlerinin,milislerin önemini anladılar.Uzun süreli çalışmaya başladılar.1986 kışı boyunca vergi toplamak, asker toplamak ve şehir birimlerini oluşturmak için planlama yaptılar.1987 nin mayıs haziran aylarında Mardin taraflarında Peçenek ve Pınarcık katliamlarıyla Siirt’te Eruh’un Milan,Uludere’nin Işıkveren köyü katliamlarını yaptılar.Silahlı propagandaydı bu.Halka korku salıp, ‘devletin değil,bizim yanımıza gelin’ mesajını vermek istediler.