Her anıyı aşk mı sanarım, her anıyı sevda mı?Değil,işte öyle değil.Maharet aşk denizine tonlarca gemiler sığdırmada, maharet denizleri de aşıp okyanuslara açılmada .Bir yalandan çıkmışken, oyalı,kırmızı bir mendil sallamışken son kullanma tarihi geçmiş bir rüyanın ardından,Maharet yalanları suya atıp mendilleri ispirtoyla yakmada,öyle çok tenezzül de etmeden,serçe parmağının ucuyla.Her hatırladığın aşk değil işte;Farkında mısın,sen her hatırlayışında ruhuna dipsiz sevdalar kapaklanmakta,Ekose hayallerinin üzerine çizgili tutkular yamalanmakta.Her hatırladığın aşk olsaydı eğer, hatırladıklarından çok öte ,seni çağırırlardı aşk aşk diye.Gözyaşlarının tuzu yakardı sineni ve yıkandıkça hatıraların, çekip küçülürlerdi teker teker;Oysa ki sen,tüm yad edişlerde esnetensin bir şeyleri; ucundan tutup çekiştiren,sınırları zorlayıp ebatlarını değiştiren;Gelmişinin önünde diz çökerken saç diplerinin bile duyduğu hörmetle; geçmişine sövensin, camdan yapılmış nefretinle.Sen, bir ateşin üzerinden üçüncü kez atlarken, evvel bir zamanının gıptasını dördüncü sıçramana yakıştıransın,Evvel bir dileğinin aynı karakterli harlarına bu sefer yüreğinin suyunu serpiştiren, ve tek bir damlasıyla nice korlar peyda edensin.Kendine karşı açtığın savaşta desenli yaralar alan gururlu bir gazi,Ve bu uğurda şehit ettiğin inanlarının taziyelerini her seferinde kapı eşiğinden defedensin.Yani öyle sandığın gibi değilsin, dur ama gitme, açıklayabilirim.
yorumlar
”Ekose hayallerinin üzerine çizgili tutkular yamalanmakta.”Bunu anlayamadım, ekose de zaten çizgi var..”Kendine karşı açtığın savaşta desenli yaralar alan gururlu bir gazi,”Bundan çok etkilendim..
Teşekkür ederim pbk;Ekosede de, kareli(ekose) bir kumaşın üzerine sadece çizgili bir parçanın yama yapıdığını düşün ya da kareli bir eteğin üzerine çizgili bir bluz giydiğini…Birbirini bu derece tutmamazlığı kullandım..
içim açıldı
oh oh,iyi…
hayatını avuçlarına almış gibi
Öyle olmak zorundaymış gibi…
heç bişi anamadum.yazu kolaj gibü duruyo, zup zup zupliyi yaff!
Ne diyeyim…
söyle zuplamasunlar anacum.
Beni dinlemiyolar,sen söyle,çek kulaklarını,bakalım dinlicekler mi…
yazu senin mare! ben ançak sürüme söz dinletirim.kelime oyunu ,cümle tangolaru ve edebiyat aforizmalardan anamam.
Anamadığın için,zıplıyorlarmış gibi gözüküyor olabilirler mi?:)
bak o olabilir !
KARABATAKDalar gider pencereler önünde şimdiIlık yaz akşamlarını hatırlarVapurlar geçer bomboş güverteleriBomboş uzanan denizin üstündeAç bir karabatak dalar çıkarBilirim yalnızlık üşütür insanıKalp daima sevecek birini ararHatırlar bakışlarda kalan aklarınıAvuçları hafif terli, yanakları al alAğaçlıklı yollarda akşam dolaşmalarınıİlk yıldızlar karanlık basmadan doğarHafif çiçek kokuları gibi uçar içinizYavaşlar eve dönerken adımlarınızEsen rüzgâra, durur, kulak verirsinizBakışlarınız bütün kadınlarla karşılaşırDaha önünüzde uzun bir yaz vardırBütün gün şurada burada gecikir oyalanırDöner durur yatağında bütün geceAy ışığı, sıcak hava, tutuşturur kanınıUykularını kaçırır en ufak bir düşünceŞimdi rüzgârlar soğuk eser yüzünüzeHüzün verir yağmur sularından geçen bulutlarBayırlarda yol alan posta arabalarıŞimdi birbirinden ayrı yaşar kurtlar, kuşlarSular çakıllardan ayrı akarDalar gider, gözleri büyür deIlık yaz akşamlarını hatırlarAvuçları hafif terli yanakları al alBomboş uzanan denizin üstündeAç bir karabatak dalar çıkarNecati Cumalı
Bazı yazılarda olduğu gibi, bu yazı da sanki “büyük bir fikri” savunuyormuş edası ile yazılmış gibi..Yazılarda hangi fikir savunulursa savunulsun, açık seçik anlatılmalı, tahlillere yer verilmeli, neden sonuç ilşkisi üzerinde durulmalı..Aksi halde, okuyanlar geceler-gündüzler boyu, dönüp dönüp, bizlerin kaderlerine küfreden insanlar olduğumuzdan başka bir şey düşünmezler.
Haklısın İvandesinovic;fakat söylediklerin sadece kendi için yazıp başkaları için paylaşanlar için de geçerli mi?
geçerli.
Geçer o zaman..
CÜRETKÂRAğır adımlar ama bir o kadar meşakkatli dokunuşlar terli tene…Dursa soğur mu sıcaklığı?Buz tutar mı teni?Ve…Sağır kalsa melodileri…Görür mü ayakları bulur mu yolu adımları?Hüzün kırmızda saklı…Kırmızı ritimde…Yansımalar tül kıvamında, dönüşler ince ve zarif…Bakışlar göz kırpma kıvraklığında…Bütünlük başlar kırmızının göz kamaştırdığı tende…Utanmak göz yummak mıdır?Kırmızıya göz kırpmak mı?Yakınken ne kadar uzak kalınır ateşten?Bir nefes kadar sakin sıcaklığın kalbe vuruşları…Kızarır mı kalp ar namusla anılınca?Yüzüne vurur mu kırmızısı?Utanmış mı olur yanarken alev alev dudaklar?Utanma sokul soluk kırmızı tene…Seslerin çığlığa değer katmış gürlemekte…Kesiklerime tuz mu bastın kar gibi soğuk titremekte?Göğsünde gezdirdim kabarmış sancılarımı…Hissettin mi alevin kızıllığını yankılandı mı acın?Kanayan kulak deliklerinden sızdı mı?Ses tellerinden tiz sesizliğim…Dikil karşıma öyle pervasızca değil…Sallanıp durma…Hissedemiyorum nefesini, dudak arasında kelimelerin bakışmıyor savruluyor cümlelerim…Rüzgârın savrulduğu kızıl denizinde göz göze geliyor sözlerim…Çek içine sessizliği!Birazdan kana bulanacak can…Çek dudaklarımı dudaklarından yakıyor sıcaklığın…Kanıyorum görmüyor musun?Kızıla boyandı çığlıklar…Maltoferfol…
O zaman;kaypak manşetler, sağır katalogları, karnaval biletlerikendini tanımanın korkususürekli bir canlı yayındasınızgirdabı olmayan yüreğin sireni duyulmaz elbetmekanlar lunapark, hayat çarpışan otomobillergörüntünün kumbarasında hafızanız beş kuruşalarma yakın hiçbir kırmızıya düşmemiş yolunuzBindiğin düş atı yorulmuş oysaÜstündeki binici çoktan değişti sana sormadanKendine uygun bir ayna bile bulamadanKalakalırsın baktığın boşluktaBakarsın baktığın kadarsınBundan sonrasıGeç kaldığın yerlerdeki korunma duyguna bağlıanlarsan, anlamanınanlamazsan, anlamamanın boşluğundasınİşte şimdi Kırmızı!İl Mare demeyi isterdim fekat Murathan Mungan
Teşekkürler Beleshprit:)
yazıyı okumadım ama başlık güzel
Sevmezdim mutlak değerleri…
neyi
bu hatun bu işi biliyor.hafifteki, sayılı yazarlardan.benim favorim ıl maaaaare
vavv,estafurullah efendim,ama teşekkür de ettim,beğeniniz içinn:)
Pillibebekkuyuda’nın bu nefis eserini bir kendi yazımın altına eklemek istedim,izninle pbk…Aşkın tanımını, yapamıyorlar, sevgilim.Onlar bilmiyorlar, dalga geçiyorlar.Şu an piyanomun başındayım.Kendini kaybeden piyanistin, delirişlerindeyim.Biliyorum ki salonum loş ama yeterince geniş.Bana yaklaşıp uzaklaşmalarında anlatıyorum aşkı..Kırmızı elbisem ve siyah ayakkabılarımın,Bana cesaret veren büyüsündeyim.Kollarına aldığın, tül bebeğim ben,Dudaklarında gül yaprağı,Kalbi ellerinde kalmış, kül bebeğim ben..Sıkıca içine bastırdığın duyguların ani çıkışlarıyım.Önce derinden bir iç çek sevgilim, son ayrıldığımız yerde,bu yüzden, yok edercesine öpüşlerim.Sana el sallarken ben,Aslında gittiğim her yerden yine sana kaçışlarım,Telefonum her çaldığında, sana açışlarım..Bir aşk var ki tarif edemediğim,Bir kadının nefretiyle savrulan evliliğinin gölgesindeyim.Beni seven adamın, her gül buketindegöz kapatışlarım..Bir aşk var ki sevgilim,Sana sakladığım, kendimde değilim.Öyle bir aşk ki,Piyanoyla olmadıAkordiyonla anlatayım..Bu yüzden, direk direk bakışlarım,Kesik kesik adım atışlarım,Bilinçsiz savruluşların,Nota unutuşlarıyım.Konmayı beceremeyen,Kelebek uçuşlarım,Bu yüzden ömrüm bitmeden yok oluşlarım.Bir ceylan sıçramasında uyanışlarım,Senle sarhoş hıçkırışlarım.Bir aşk var ki sevgilim içimde,Her patlayan şampanyanın kapağındayım.Şerefine çalınan tek bir Cumparsita yım..Verdiğim nefesi, içine çek sevgilim,Orası benim ebedi yerim.
Çok teşekkür ederim İL Mare, gurur duydum..