.Seni, yaklaşan geceye nasıl tanıtmalıyım? Bir bardak suyu kana kana içer gibi mi? Yoksa, gözlerini sessizce ufuk çizgisinde dinlendirir gibi mi?Nelerden bahsetmeliyim? Düş kurar gibi mi yazmalıyım? Yoksa bir yolculuğu anlatır gibi mi? Belki de alıp başımı gitmeliyim bu satırlarda, güneşin battığı yere…Ardımda koskoca bir şehir beni özlemeli. Sırtıma azgın okyanus dalgalarını salmalı, ama ben asla dönmemeliyim bildiğimden….Ve kentin en karmaşık yeri, senin bulunduğun nokta olmalı. Hayat orada başlamalı. …Ya da bütün kuşlar, sefere çıkan bütün gemiler, hatta bütün şehir sana uyanmalı. …Ve ben durup izlemeliyim vardığım o uzak diyarlardan bu şehri. Birşey sende günü gününe değil, dakikası dakikasına yaşadığını hep bilmeli!bu bir pilli patisözüdür!Page copy protected against web site content infringement by Copyscape Evrimin hiç bitmediğini, sen değişmek istediğin sürece de bitmeyeceğini hayretle herkes görmeli. Bulunduğum yerden gülümseyişini yakalamalıyım. O gülümsemenin sana nasıl yakıştığını anlatmalıyım. …Ve sonra dudağının kenarında soluklanan o gülümseyişe takılıp gitmeliyim!O sırada senin de aklından bir çırpıda, sürü halinde soru işaretleri, ünlemler, vürgüller, iki nokta üstüsteler geçiyor olmalı!