Gidişinin üzerinden aylar geçti.Senin hayatından ne sevdalar geçti kimbilir.Ben kalbimin yaralarını sarmaya çalışırken sen kalbine kaç aşk daha sığdırdın.Sözüm vardı,ardında sonuna kadar durduğum”Bu gidiş bütün gidişlerden farklı olacak,hasreti içimizi zehir gibi yakacak bilirim…Haritanın bir ucunda sen bir ucunda ben,bekledik bekleyeceğiz”Gözyaşları,feryatlar,uzaklıklar,araya giren zaman ve hasret acısı.Daha gidişini bile kabullenememiştim ki,omuzumu sıvazlayıp’Allah kavuştursun’diyenlere teşekkür bile edememiştim ki…Ta ki seni üniformalarla görene kadar.3 ay 5ay 7 ay 14 ay, gece nöbetleri, iştimalar, gidip gelmeler, ayrı yerlerde aynı hislerle yaşatıığımız sevgimiz.Ve her gidişin bir dönüşü…Merhaba aşk,merhaba sevdam..O kapıdan içeri girdiğin anda yaşadığım heyecan ve gözlerimde daha fazla hapsedemediğim yaşlar.Dualarımız kabul olmuştu.Yaşanan onca acıya rağmen verilen emek ve bütün zorluklara karşı yıkılmayan aşk kulağıma şunları fısıldadı^^Bir daha ayrılık yok, bir daha gitmeler yok.Senin hakkını nasıl öderim ben^^Yaşadığımız en büyük ayrılık buydu.Ve farklı iklimlerde zoru başarmıştık.Sonra senin yasakların hayatıma taştan duvarlar ördü.Güvensizlik mi diye düşündüm gecelerce.Olamazdı.Hayatımın tek odak noktasıydın ve hayatım zaten senin avuçlarındaydı.Çelişkili sözlerinle boy gösterdi ayrılık.Kalbindeki tek aşkın ben olduğuma öyle inandırmıştın ki beni bir anlık yanılgın beni gerçekle yüzleştirdi.İhanet beni de vurdu hemde en güvendiğimden, can damarımdan.Sonrası hep pişmalıklar.Açılmayan telefonlar,karşılıksız bırakılan mesajlar,gözyaşları içinde kıvranışlar…Sonrası hep hüsran.Telafisi mümkün olmayan hatalar.Hayatımdan ellerini çekmeni söylediğimde ki haykırışların ve içimde büyüyen öfkem.”Senin hakkını nasıl öderim” diye bana sorduğunda kullanmadığım cevap hakkımı şimdi kullanıyorum;Sen senin için yapılanları çiğneyecek kadar nankörsen bende sana hakkımı helal etmeyecek kadar acımasızım.Sana hakkımı asla helal etmiyorum…