Çok yorgunum be usta diyesim var. Sebebini bilmediğim acayip bir yorgunluk. Bana has, bana özel de sanıyordum. Herkes de var. Herkes de olduğu için gıcığıma gidiyor.Almanya’dan bir sürü çikolata aldım. Evde dolapta duruyor. Ben çikolata yemem. Eve gelenlere vereceğim. Eve hiç kimse gelmedi. Bir allahın kulu, arkadaşım uğramadı. Duruyor paket paket çikolatalar. Yemeye başladım. Ne iğrenç tadı var, içinden fındıkları ayıklamaya çalıştım; olmadı. Sonra gidip kustum. Ordan taksim’e çıktım, çikolataları yanıma almadım. Evde gelip yemeleri lâzım.Çok geç uyuyorum. Sabah uyanamayınca işe geç kalıyorum. Falanca işim çıktı numaralarını da artık yemiyorlar. Yakında beni işten atarlar. Atılırsam bir adaya gidip kapanayım. Bolca kitap okuyup, elimdeki işleri bitireyim diyorum. Sevdiceğim atlıyor, “olmaz” diye. “Niye olmaz” diyorum. “Bensiz ne yapacaksın orada” diyor. Haydaaa, “kaç yıldır sensizim zaten” diyorum. Anlamıyor bön bön bakıyor. Kimse anlamıyor beni zaten. Yorgunluktan sonraki ikinci duygum bu. Psikiyatristim depresyon belirtisi diyor. Şu adam da baydı beni artık. Filmelerdeki gibi kanepeye uzanamadım, ona yanarım.Adaya gitmek, patlayıncaya kadar yemek yemek sonra kusmak istiyorum. Yatağa uzanıp, kitap okumak, sonra gece olunca dışarı çıkmak…. Nefret ederim güneşten, yanmaktan. Zaten yaz geldi, çillerim fırladı yine. Her gün sayıyorum. 10 taneydi, şimdi 30 tane olmuş. 100 faktör de korumadı.Off, çok sıcak. Şarap kesmedi beni. İçecek başka bir şey bulmaya gidiyorum. Dönüşte yazacağım…