Bu, sıradan bir iş gününde, otobüs yolculuklarım esnasında zaman zaman karşılaştığım ve kendimce üzerinde fikir ürettiğim, bazen de düşünürken gülümsediğim, biraz da kızdığım saptamalarımdan birisidir. Öncelikle şunu söylemeliyim ki az sonra yapacağım canlandırma, öyle binde bir karşılaşılacak cinsten değil, aslında herkesin her gün gözünün önünde gerçekleşen olaylardan biridir. Olay şöyle gelişir. Belediye otobüsü herhangi bir durakta durur ve otobüse 30 yaşlarında bir bayan biner. Muhtemelen alımlı, makyajını yapmış, topuklu ayakkabılarıyla kıyafetini tamamlamış, kendine güveni olan, başı dik, alnı ak, karnı tok, parfümünü her ne kadar biraz fazla sıkmış olsa da, belediye otobüslerimizdeki kötü kokuları bastırdığı için “Allah’ ım iyiki çok sıkmış” dediğimiz, adını hiçbir zaman bilmeyeceğimiz ve bir daha görmeyeceğimiz bir bayandır bu. Otobüste kişi sayısı, koltuk sayısından en fazla 5 fazladır. Koltuklar dolu fakat otobüs boştur. Normal şartlarda koltuklar dolu olduğu için bu bayanın, otobüsün orta kısımlarına geçip ayakta durması gerekmektedir. Ama oda ne! Daha akbilini yeni basmış genç bayanımız otobüsün ortasına kadar dahi yürümeden 2. sıradaki 48 yaşındaki bir bey ayağa kalkar ve bu bayana yer verir. Yolculuğun o anından, benim ineceğim yere kadar geçen zaman diliminde genç bayan oturur, orta yaşlı amcamız ayakta yolculuğa devam ederler. Ben indikten sonra da tabii ki yolculuk bu şekilde devam ediyordur ama görmediğim şeyi iddia edip amcamızın hakkını daha fazla yemek istemem. Neyse gelelim konumuza.Toplumumuzda şöyle bir bilinç vardır. “Bayanlara yer verilir.” Ama birisi bana açıklayabilirmi, boş bir otobuste 50 yaşındaki bir adam, genç bir bayana neden yer verir. O bayanın yere ihtiyacı mı vardır, yoksa erkek oturmaktan mı sıkılmıştır. Bu kişiye bakarak neden içimden gülümsediğimi herhalde anlayabiliyorsunuzdur. Doğru olan o bayanın adama yer vermesidir. Çünkü benim için bir otobüste yer verme kriteri; yer verilecek kişinin ayakta dayanabilme gücüdür. Yaşlı teyzemize, amcamıza, gözünden yorgunluk akan orta yaşlı birine, kucağında bebeği olana, eşyasını taşımaktan yorgun düşene, hastaya, daha doğrusu oturma ihtiyacı olduğunu hissettiğimiz tüm insanlara otobüslerde yer vermeliyiz. Hatta mesela bazen otobüsler çok kalabalık olur, bir bayanın sıkışıklıkta ezildiğini görürseniz, yaşı sizden küçük olsada ona yer verebilirsiniz. Bayanlara yer verilir derken bunu burada uygulayabilirsiniz. Ama ne zamanki boş bir otobüste, gencecik bir kıza yer veren 50 yaşındaki amcayı görsem, içimden hem gülerim, hem sinirlenirim. Düşüncemin aslında daha derin olduğunu eminim anlayabiliyorsunuzdur ama daha detaya girmeyeceğim.Son olarak şunu söyleyeceğim. Bunun bir düşünce olduğunu hatırlarsak eğer, buna katılmak yada katılmamak tabii ki sizin insiyatifinizde, benim tek beklentim saygı göstermeniz. Herkese teşekkürler…
yorumlar
Çok güzel anlatmışsın, sana hak veriyorum. Ama bazen ben de düşünüyorum da, yani insan bu, zorlasan bazı şeyleri yapmaz, ama içten gelince en saçma şeyler bile normal tezahürü içinde gelir geçer. Yaşlı amca ve genç bayandan ziyade, birisi diğer birine yer veriyor olabilir yani.Ha dediğim gibi, ben sana hak veriyorum ve daha çok sen gibi düşünüyorum, ama arada bir de, “ya olur öyle şeyler, belki adamın içinden kötü bir şey geçmemiştir, belki uyuz olmaya gerek yoktur” diyesim geliyor.
Orada size sanırım bayana angaje olmaya çalışan biri imajını vermiş bu amca. Orada öyle bir şey hissettiyseniz öyledir. Ama genel olarak Türkiye’nin daha küçük yerlerinin oluşurduğu büyük kısmında erkekler yaşı ne olursa olsun yer vermeyi uygun görürler. Bu bayanın olabilecek her türlü tacize maruz kalmasını önlemek için yapılır. “Geç bacım şöyle otur”, “ablacım şöyle buyur”, gibi davet şekillerini geliştirmişlerdir, buradaki kaba ve pis görünüşlü, kibar insanlar. Hikayedeki amcada belki taşrada kültürü almış ve bu şekilde davranmış olabilir. Küçük yerlerde olmadık dedikodulara mahal vermemek için insanlar daha dikkatli davranırlar. Bir çift yada iki arkadaş beraber binmişse ve ayrı yerlerde oturmak zorundalarsa bu çifti bir araya getirmek için tek tek oturan insanlar kalkıp yer verirler. Bir bayana eğer sadece arkada oturacak yer varsa önden biri şöför tarafından kaldırılır, bayan öne oturtulur. Bunu herkes itiraz etmeden yapar. Bir bayanın elinde ağır bir şey varsa bir yolcu inip bunu bayanın elinden alır ve uygun yere yerleştirir. Bayanın yanına bir erkek bayanın rahatsız olabileceği kaygısızla oturmaz…falan filan… bu bize şehirlerde saçma sapan gelen; uygulanması halinde kavga çıkartacağımız şeyler oralarda dikkat edilen şeyler. gerçi şimdi oralarda bile böyle şeyler örfi olarak akılda kalıntılanmış şeyler. uygulanıp uygulanmamasına dikkat eden pek kalmamış. Bu iyi mi kötü mü bilmem. demek uygulandığı zamanda gerekliymiş şimdi ise değil.
ben yer vermiyorum öylesine. Neden mi 2 durak sonra binecek olan teyzeye ya da dedeye, yer verme lüksünden mahrum kalma korkusu yüzünden. Küçüklüğümden beri, yer verme konusunda (yaşlılara) gurur yapmışımdır kendime. Aferim bana falan diye. İşte bu yüzden gereksiz yere, yer vermem öyle hoşmuş, alımlıymış bayan kısmısına…Ha bir de çocuklu bayanlar var, onlara da yer veririm.
BEN HİÇ OTURMAM:))))))
Geçen yaşlı 70-75 yaşlarında bir amcaya yer vereyim dedim. Otobüs tıklım tıklımdı, amcanında elinde yükler vardı. Ben zorlukla kalabalık arasına kalkıp amcaya yermek istedim ama amca ben söyledikçe benle inatlaşmaya başladı: “oturmayacamda… oturmayacam…” bir de bakmışım ki benim yerime münasebetsiz bir genç oturmuş tabi onla da papaz oldum. bazıları kibarlıktan da anlamıyor. “Ne sen bana yaşlımı demeye getiriyorsun!” gibi laflar ediyor. Nasıl bir çağda yaşıyoruz anlayamaz oldum yaşlılar bile bir tuhaf. Bende bu yaşadıklarımdan sonra yer verdiğimde kesin oturacak biri olmadan yada kendisi oturmayı rica etmeden kimseye yer vermemeye karar verdim. Bir gün yaşlı bir teyze otururken yanıma yanaştı “şuna bak koca kadın ayakta gençler oturuyor!” diye mırıldandı. Ya sabır dedim. Yer verdim ve neden yer vermediğimi anlattım sabırla.
o amcalarımızın sözkonusu davranışlarında gençlik dönemlerinin ilahı ayhan ışık‘ın rol modelliği de görülebilir. kendisi hakkında “pek centilmendir” denilmesi o amca için pek mühimdir; zaten amcanın 55-60 civarı, bayanın ise 30 ve altı olduğu durumlarda o amca bu sefer yer vermeyecek fekat hanım kızımızın poşetlerini/defter/kitaplarını vb gibi ağırlık teşkil eden eşyalarını almak suretiyle yine kibarlığını gösterecektir..
Umarım örneklerini verdiğimiz tüm sembolik amca çeşitlerinden bu yazıyı ve yorumları okuyanlar olmuştur.
Bir yerde duymuştum (gerçi görmedim ama) duyduktan sonrada hak verdim. İskandinav ülkelerinde hep çocuklar ve gençler oturuyor yaşlılar ayakta imiş. Sebebine gelince O gencin veya çocuğun devletine hizmet edecek daha çoook uzun yılları olması bu sebeple onların korunmasıymış Maazallah başını falan bir yere vururda neme lazım!…Ama adam iyi yapmış .
Ben hiç yer vermem. Hatta otobüse yeni binenlerle göz temasına geçmemek için sürekli pencereden dışarı ya da yere doğru bakarım. Müziğin de sesini açtım mı, kimse benimle irtibat kurmaya yeltenmez. Otobüs çok sıkış tıkışsa, uyuyor numarası yaparım. Gerçi bir olay geçti başımdan bu konuda, belki bu yüzden takıntı oldu yer verme meselesi benim için.Hatunun teki gelmiş, sürmüş 100 kilo pudrayı, kıymızı ru(ğ)jları benden yermemi istiyor. Alımlı ya, beni de kek sandı galiba. Ben de kaba bir şekilde “NE?” dedim. Hatun tip tip bakıp arkaya geçti. Zaten arkada ona yer vermek için kuyruğa girmiş bir hayran kitlesi edinmişti. Sonra baktım otobüstekiler tip tip bakyor, sonraki duraktaki binen emekli, eli poşetli amcama yer veriyim dedim. O da andropoz psikolojisiyle “yok, istemem.” deyip göt etti beni. O olaydan beri yer vermem.
Ya bakın aklıma ne geldi bir anda. Birden kendimi başka bir dünyada hissettim. Düşünsenize trafik çözülmüş, otobüslerde herkes oturarak gidiyor, kimse ayakta kalmak zorunda değil, yani yeterince otobüs mü var desem, yoksa istanbulun nüfusu 5 milyona mı gerilemiş desem.O kadar alışmışız ki bu kötü hallere. Beynimize işlemiş. Artık bataklığa düşmüşüz de, çamurdaki mikrop oranını tartışır olmuşuz.
ben almanya’da yasayan bir insan olarak bu ülkede de gözlemledigim bir durum oldugunu söyleyemem. eger coook yasliysa yer veriliyor ama artik kadin-erkek esitliginin varoldugunu kanitlarcasina mi yoksa kabaliktan mi bilinmez (almanlar oldukca kaba insanlardir), burda bayana pek yer verildigini görmedim. bizde de cogu zaman yapmacik buldugum bir davranis bu. hani bir ‘bacim’ kültürü vardir ya bizde, onu yapmacik buldugum gibi. ‘bacim, bacim’ derler salyalari akar ensestce.
genelde üstümde 4-5 kg lik birşey olduğu içinkoltuğa öyle bi otururum kii, hele iş çıkışıysa gözüm zaten yarıya inmiştir, pestil olmuşumdur 90 yaşınaki amcayı seçemiyorum ki. ama benden kötüyse durumu yer veriyorum. değerlendirme meselesi
yıllar önce gencim daha çıtır derler ya… hayata pozitif baktığımız yıllar… fakülte yıllarım. 70 yaşlarında bir bey otobüs çok kalabalık olmadığı halde kalkıp bana yer verdi. “yavrum geç bakiiim şöyle otur” dedi. ben olmaz deyince” bak evladım bir hanımefendi hiç bir zaman ayakta kalmamalı. biz erkeklerin en büyük kabalığı bu olur. ama amca ben kem küm (gencim demek istedim)… amcam yooooo olmaz geç bakiiimm geç geç deyip oturttu. böyle bir durumla ilk ve son kez karşılaştım. oğluma bu konuda zaman zaman konferanslar verdim. verdim amaaaaa…… oğlum bir sağlık sorunu yaşayıncaya kadar… o günlerde ciddi bir sorunla karşı karşıyayız. benim kuzumda o sıralar lise talebesi. yorulmaması gerekiyor. elimizden gelse okuldan alıcaz çocuğu… dershaneye gönderiyoruz üstüne üstlük. hayat zor. geleceğini kurmamız lazım. bir yığın çelişki içindeyiz falan filan… bu sefer çocuğa “bak oğlum otobüste kimseye yer verme. kaldıran olursa rahatsızım de” demeye başladık. arkadaşlar uzun lafın kısası. kimse kimseye yer vermek zorunda değil. genç bir kız yaşlı bir hanıma yer vermedi diye o hanım tarafından sözlü tacize uğramasın. ne biliyosun teyzecim sen o kızın bütün gün okulda dershanede ya da işte güçte anası ağlamış. belki hasta belki cebinde öğle yemeği yiyecek parası yoktu çocuğun. aynı şey genç erkekler içinde geçerli. biz büyükler çok eskilere takıldık kaldık. artık hayat zor. genci yaşlısı koşturuyor. mücadele vs. hiç bir şeye değilde akşam tam mesai dağıldığı vakitlerde günden dönen teyzeler bozuluyorum vallahi. bir evde toplanıp kakari kikiri, örgü, pasta muhabbeti. sonra eve dönerken okuldan işten çıkmış insanların oturdukları yere göz dik. vallahi annecime tembih ediyorum. bir yere gidersen erken dön diye … bu yazdıklarımdan koltuklara yapışalım bizi spatulayla kazısınlar anlamı çıkmasın. yine de duyarlı olmakta da fayda var. insan bazen yaşlı birini gördüğünde yada engelli rahatsız oluyor. şartlar gerektirdiğinde kadın ya da erkek farketmez yer verelim. arada deneyin. insan mutlu oluyor, karşıdaki de…
evropada da otobüslerde yer verme muhabbeti yoktur, çünkü tıkabasa doldurulmaz otobüsler, herkes mesafesine gore oturabilir yada tutunarak ayakta durabilir, aksi yasaktır zaten, şöfer de azami kişi sayısını aşamaz hiçbir zamantürkiyada toplu taşıma rezaletinin sonucudur tıka basa otobüs doldurma sanatı.Beyler bir adım daha yanaşın aşada insan kaldı,e kardeşim nereye yanaşalım arkamdaki herifin eli götümde bende öndeki bayana mı sürtüneyim.otobis doluysa binmemek gerekir, çözümü ancak biz buluruz, dolu otobüse sıkış tepiş bindiğimiz sürece bu sorun bitmez
Amerika’da herkese bir otobüs düşüyor, onu da türlü ikramlarla, rica minnet bindiriyorlar.Çözüm, kopanisti gibi turist saatlerinde binmek otobüse.
senin “evropa”n kalas bir ulkeymis, dogu avrupa mi?aksine avrupa’da kadinlar ve cocuklar her zaman, sartlar ne olursa olsun oturtulur. bunu yapmayana da magara adami gozuyle bakilir.
cümlemin sadece ilk virgülüne kadar olan kısmını okumuşsunuz gibi.bayana, çocuğa, yaşlıya yer vermeyin demiyorum ama demişim gibi yorum yapmışsınız.peki öyle olsun.
Söyleyecek fazla bir şeyim yok.Yazıyı güzel değiştirmişsin. Keşke orjinali http://macro.blogcu.com/1728484/ adreste olan yazıyı alıp değiştireceğine kendin birşeyler üretebilseydin…Yada en azından ben bu yazıyı şuradan esinlendim şeklinde not koyabilseydin.. Neyse ilerde kendin de birşeyler yazabilirsin , denemeye değer bence yazının orjinali http://www.macro.blogcu.com da arşivdedir.
ah o belediye otobüsleri.kabusum benim, biricik toplumsal psikolojim.gerginlik ve stres kaynağı.kent hayatınının biricik piç unsuru. çocuk yaşlardan beri gerontokratik baskı gördüğümüz, duraklarda beklemekten bindiğimizde sürtünmek ve sürtünülmekten bıkıp bıkıp vazgeçemediğimiz gerekliliğimiz. güssell halkımızın yaz kış ter kokusunu ısrarla ifşa ettiği. oturmak için birbiriyle yarıştığı genelde bakışlarıyla anlaştığı sessis toplumsallaşma araçları. üzerine çok lakırdı kaldırırda bence en önemli faktörü şehir hayatının mutsuzluk kaynaklarından birisi olmasıdır. baksanıza arkadaşımız bile leydizin centilmen amcamızın gençsin güzelsin o halde oturmalısın davranışından neler türetmiş. haklıda türetmekte. çünkü akıda b…da problem
macro: iyi de sen o yazıyı “15/1/2007” tarihinde yazmışsın. en azından blogcu öyle diyor. bir de bu yazının tarihine bak.Belki ikiniz tek kişisinizdir, şizofrenlik felan vardır. Belli mi olur. :DBiraz düşündüm de… Belki de haklısın. mavitooth senden bir kaç ay evvel kopyalamış ya da “esinlenmiştir”. Kim bilir… Eğer öyleyse mavitooth‘tan beyin okuma yöntemlerini öğrenmek isteriz.
Arkadaşlar kusura bakmayın, yayınladığınız tarihi görmedim. Ben benim yazı önce yazıldı sanıyordum. Ama bu kadar olur vallahi içeriğimiz bayağı benzer 🙂 Ama bir yanlışlık yapmışım. Affedin…
nıhahahha hafif affetmezzz, elimize düştün küçük penguennn :)şaka bir yana 200-300 yıl sonra söylenmiş her söz tekrardan ibaret olacak diye korkuyorum…