Hangi durumlarda öfkelendiğinizi düşündünüz mü hiç? Bu durumlarda ağzınızdan çıkan sözcük ve cümlelere dikkat ettiniz mi? “ Ağzınızdan çıkanı kulağınız duydu mu?” Bu sözleri işitip, hıı ben sinirlendim, öfkelendim dediğiniz oldu mu? Başkalarından duyduğunuzda evet, çok öfkeli dediğiniz oldu mu? Ne bu ya, beş-altı saat elektrik kesilir mi? İnsaf be kardeşim, bu kadar da zam olur mu? Yavrum; bir gün de yatağını, eşyalarını topla da öyle çık! Tam yeriydi yani, benzin de bitecek zamanı buldu! Bunlara benzer yüzlerce söz ya da cümle sayabiliriz. Bunları söylediğinizde, söyleyeni duyduğunuzda, kendinizi ve söyleyeni incelediniz mi? Hangi duygu ve görünüşte olduğunuzu gözlediniz mi? Son zamanlarda gazete ve televizyonlarda öfkeli insanlar görmeniz gerek… Ne durumlardalar inceleyebildiniz mi? Öfkeleri sonucu ne gibi durumlara düştüklerini, hangi yaptırımlarla karşılaştıklarını biliyorsunuz umarım.Engellenmelerle karşılaştığımızda, haksızlığa uğradığımızda, yaralanma ve incinmelerle karşı karşıya kaldığımızda, herhangi bir tacize maruz kaldığımızda, bir hayal kırıklığına uğradığımızda, tehdit altında kaldığımızda vb. durumlarda öfkeleniriz. Kontrolden çıkmadıkça, yıkıcı ve kırıcı olmadığı müddetçe öfke, son derece doğal bir duygudur. Toplumsal, aile içi ya da çocuğa yönelik şiddetin temelinde öfke vardır. Öfke, fiziksel dış ortamlardan bize yönelen olumsuz olan ya da olumsuz algıladığımız durumlar sonucu verdiğimiz tepkidir.Yıkıcı kırıcı olduğunda öfke, yaşamımızda onarılmayacak yaralar açar. Bir hayal kırıklığı bizi öfkelendirdiği gibi, gereksiz bir otomobil korna sesi, suların akmaması, saatlerce gelmeyen elektrik, hatta daha basit, evde eşyalarını dağınık bırakan çocuğumuzun davranışı bizi öfkelendirir. Kişinin temel duygularından da öfke oluşabilir. Kıskançlık, üzüntü, merak, yalnızlık, itilmişlik, kaygı, korku, haksızlık, anlaşılamamak, sıkıntı vb. duygular da öfkeye neden olabilir. Öfke kaynaklarını ortadan kaldırmak için, yaşanıp bitirilmesi gereken bir duygudur.Kısaca öfke, yukarıda sayılan nedenler karşısında gösterilen kızgınlık, saldırı, hiddet duygusudur. Zaman zaman herkes tarafından hissedilen, vazgeçilemeyen, normal bir duygudur. Güçlü bir duygudur, kontrol edilmesi de öğrenilen bir duygudur. Öfke, çeşitli yoğunlukta ve şiddette hissedilebilir. Yoğun bir öfke duygusu kişiyi tamir edemeyeceği sonuçlara götürebilir. “ Öfkeyle kalkan, zararla oturur.” atasözü en güzel açıklayıcıdır.
Yapılan araştırmalar hayvanların da öfkelendiğini göstermektedir. Zaman zaman televizyon ve gazetelerde de yayınlanan öfkeli hayvanlara rastlamışsınızdır…Öfke, sağlığımızda ve vücudumuzda birçok sonuçlar ortaya çıkarabilir. Uyaran duygularımızı tetikler, stres yaratır, adrenalin salgısı artmasına neden olur, nefes alış verişimiz sık ve keskinleşir, kalp atışları hızlanır. Kan basıncı artar, vücut mücadeleye ya da pes etmeye hazır olur. Baş ağrısı, mide solunum problemleri oluşabilir. Sinir sistemi rahatsızlıkları görülür, zaten var olan diğer rahatsızlıkları artırır. Duygusal rahatsızlıklar yaratır, hatta intihara götürebilir. Uzmanlara göre, ilişkilerimizde bozucu rol oynar, kaygı ve depresyona götürebilir.Öfkenin yaşantımızı zora sokmasını engellemek için, kızgınlığımızı neyin tetiklediğini bulmalı, kendimizi kaybetmeden bu nedenleri bertaraf edebileceğimiz yöntem ve stratejiler geliştirmeliyiz. Öfkemizi kontrol edebilmeliyiz. Kendimize ve çevremize zarar vermeyecek şekilde bu duyguyu yaşama becerisi kazanmalıyız. Öfkeli durumlarda, abartılı düşünceler yerine mantıksal düşünmeliyiz. Neden kızgın olduğumuzun farkına varmalıyız. Evet, kızdım ve nedenini biliyorum, hiç iyi olmadı diyebilmeliyiz. Karşı tarafı suçlamaktan vazgeçmemiz gerektiğini kendi kendimize söylemeliyiz. Öfkelenmenin hiçbir şeyi çözemeyeceğini kendi kendimize hatırlatmalıyız. Hemen sonuca yönelmek yerine, kendimize biraz zaman tanımalıyız. Kendimize ve mantığımıza güvenmeliyiz. Derin nefesler alıp rahatlamalıyız.Karşılaşılan problemi çözmek için; bilgi toplama, problemin yön ve nedenlerini belirleme, çözüm arama için kendimize zaman ayırmalıyız. Sonucun bizi nerelere taşıyacağını belirlemek için zaman ayırabilmeliyiz. Çözüm için kendimize hareket seçenekleri belirleyebilmeliyiz. Çözüm seçeneklerini değerlendirip, en doğru kararı verebilmeliyiz. İletişime önem vermeliyiz. Haklarımızı kabul edilebilir yollardan iletmek gereğini göz ardı etmemeliyiz. İletişimi açık tutmak için, dinlemeyi kabul etmeliyiz. Olumlu tartışmalar da iletişim yoluyla problemi çözme yoludur. Sonuçların, karşı tarafa kabul edilemez olduğunu açıklayabilmeliyiz.
yorumlar
bu işi iddia ediyorum dünyada en hızlı ve iyi yapanlardanım. en fazla bikaç dakika sürer ama kasıp kavurur içimi öfkem.
mansonilized, umarım kırıp dökmüyorsundur.:)
yok öfke kontrolü konusunda süper eğitimliyim.
Yalan söz işittim mi tamam, cam çerçeve iner ama kelimelerle. Bir laf söylerim, duvardan almış tabloyu başına geçirmiş gibi olur.
kırıp dökmekte ne var ki, şahane bir olaydır… ortalığı temizlerken kendine ettiğin küfürler de super rehabilite eder…
Ben de saman alevi gibi derler ya öyleyim, yanıp sönüveren… Bazı durumlarda görüyorum da; öfkesini yenemeyip, kırmadık yer bırakmaynlar oluyor. Kendine zarar verenleri de unutmamak gerek. Bayılanlar ayılanlar uf uf uf!
sed, onu da yapıyorum ama kıskanınca. Herşeyin ayrı şeysi var bende. Ama genel olarak sakinliğimi korurum. Yönetebiliyorum kendimi
öfke bir hitabet sanatıdır. bu sanatı bilenler basbakan bile olabilir. beceremeyenler ise ofke kontrolu konusunda 5 er kitap okur. hııııııı….ona gore..!
5er degil 5. er oldugu zaman kişisel gelişim de giriyor.-ersin ersin..kime diyorum.
aRRoGaNTe HoMbRe, yazıyı yazmama esin kaynağı olan şeyi çok çabuk yakaldın, bravo.:))
deja’cım, ben de sakinliğimi genelde korumaya çalışıyorum, ama istisnai durumlarda içsel sıcaklık seviyesi alarm vermeye başlayınca, tabiri caizse motor su kaynatmaya başlayınca koyveriyorum. motoru mu yakalım bu saatten sonra, iki tabak çanağın lafı mı olur…hem kendime ya da başkasına zarar verme niyetiyle değil o kırıp dökme. sinir olup kendimi yiyeceğime tabak çanağın başını yemişim çok mu …
yazıyı okumadım henuz. başlıga istinaden yorum ekledim.
sed’ im kaymağım haklısın. İşte bahsettiğim öfke anlarında evdeki bardak, tabak setleri eksilmeyeduruyor. Hani ona zarar vereceğime, bir nesneyi yok edeyim. O da sağlam kalsın ben de
sedaflora, dej, derin nefes alın, her olasılığa karşı manevi değeri olan bişeyleri ayak altında bulundurmamanızı öneririm. (sevdiklerinizden almış olduğunuz hediyeler gibi)
deja’m, sağını solunu kesmediğin ve alışkanlık haline getirmediğin sürece pek bir keyifli oluyor yahu… kulüp kuralım hatta, toplu halde seanslar düzenleriz, hem daha çok patırdı çıkar, şenlik olur…manson u da onur üyesi yaparız kabul ederse…
tiçır, sed ve benim demeye çalıştığımız şey zaten bir anlamda öfkemizi karantinaya almak gibi bir şey. Tabak çanak kırmaya eş değer bir öfkeyle dolup taştığımız vakit, otomatik talimat veriyoruz bilincimize ve karşı tarafa zarar vermektense onları kırıp rahatlıyoruz
Thing, öfkeni bastırma, sal yakasını, iletişim kur neden kötü olduğunu sorgula, beğenmediğin yönleri söyle açılırsın… 🙂
sed’ im kaymağım bana uyar, feysbukta grup kurmayla mı başlasak acaba. Manson da tekniklerini kulübün cumartesi yapılan eğitim seanslarında paylaşır
demincek bi müşteriye sinirlendim, tutturdu jest yap diye, sanki plazayı satın alacak bahsettiği rakam 17 lira,len dedim 673 lira tonla indirim uygulandı üzerinebide peşin indirimi yaptıkhala kesmeye çalışıyon%10 kazanıyoz 67 lirakes onu da dedimpeşin fiyatına 600 lirayı 10 a böleyim dedimistersen yuvarlak olsun 500 düz olsun dedimsırıtıyo yaayok o kadar da deil diyobi jest yap yeter diyoallaaam yaaagel de öfkelenmeadam insan deil ayrı bi organizma
sed de kaymakmış bak. ciger, bebek, bal, cikolata sos..üüf sonumuz nolçek bizim boyle…
Sahnelerde tabak kıranlar öfkeli değil ama neden kırarlar acaba? Sed ve dej size de öyle bir yerler mi önersem bilemedim…
tiçır anlamadım, anlamayınca öfkelenirim çabuk ol
kop, snucu merak ettim yaa…:)
dej, kırma arzunuzu gidermek için nereleri önersem diye düşündüm. Kızma, derin nefes al…
sonuç 630 lira peşin fiyatına 3 taksit 7 lira jest yaptıkçok hoşuna gitti ayunun
kopanisti, sen kendindesin yani, öfken geçti hee?
yav anlatamadım sanırsam.Bak tiçır, şinci ben sakin yapıda birisiyim. Kıskançlığımda yoktur, fevri hareketlerim de yoktur. Sadece müstakbel arkadaşımı kıskanırım he bir de cahilliğe hiç gelemem tepem atar. Kan beynime sıçrar. İşte bu motor kaynatma devresinde insan her şeyi yapabilir, tabak çanak kırarak insan kırmamaya ve sakinleşmeye çalışıyoruz. Çok da güzel oluyor denemeniz tavsiyemdir..
nedir o kop ?
Dejavuu88, tabak çanaklara dokunamıyorum, ya diyorum kalanlar da başımda paralanırsa? Önerine sıcak bakamadım üzgünüm.
hee dış mihrak..anladım
– sayın sed, sizin için kaymak diyorlar. ne diyorsunuz?küfür etme. n’ooolur lan..;)
öfkelendirilen köpek
arro; kaşınma annem…:)
sed’im kaymağım, emrin olur..;)
emir ne haddime, ballı yumurtalı ılık süt seni…öfke kontrolü şeysi yapıyorum üzerime gelme…
gayet başarılısın. takdire chayanne.imza:ballı yumurtalı ılık süt (çok uzun len bu..! byıs diyin bana. hayır büüürrss deyin. ıyyss da olabilir. ürperme sesi)
ürpertante hombre
oldun sen iyice
oldum valla, gelin toplayın..
çıkmıyon mu len hala vapur kaççek
sus sus sus kimseler duymasın, koş koş koş vapurun kaçmasın..
ada vapuru yandan çarklıdıstara cıstara
çabuk öfkelenen bir şahsiyet olsam da bunun kriz şekline dönüşmesi nadirdir. kriz şeklini 2-3 kez yaşamışlığım vardır.hani hep söylenen bir “gözüm döndü” olayı vardır ki, bende akıllara zarar şekilde olmuştur.
fani şeyler ..çok zor öfkelenirim. yılda bir. toplu deşarj.
ovv morfik :)toplu mezar gibi
toplu mezar. fena fikir deil. 🙂
ben de böylesine salakça bir asabiyet görmedim!bitmiş hayvan! ya da “paranoya yaratıp bitirmişler” diyesim var.
öfkemin en yoğun olduğu an
kim demişti???????????öfke, bir hitabet sanatıdır diye? düşün düşün…
ÖFKEYİ KONTROL ETME SANATI… :))))))))))”Bazen işler yolunda gitmez ve cinlerimiz tepemize çıkar ve sinirimizi başkasından çıkartırız! Ama böyle durumlarda sinirimizi tanıdığımız birinden değil de, hiç tanımadığımız birisinden çıkartmak daha iyidir.Bir gün arkadaşıma telefon edecektim, numarayı çevirdim, bir erkek ‘alo?’ dedi, ben ‘Zeynep’i aramıştım’ deyince, adam bağırarak ‘s… git lan, doğru numarayı çevir!’ demez mi! Bir insanın bu kadar kaba olabileceğine inanamadım. Sonra gerçekten arkadaşımın son iki numarasını şaşırdığımı fark ettim.Ama birden aklıma bir şey geldi. Bilerek, tekrar yanlış numarayı çevirdim. Karşıma yine aynı adam çıktı. Ve ‘alo’ deyince, ‘sen eşek oğlu eşeğin tekisin’ deyip, telefonu yüzüne kapattım. Sonra o numarayı yazıp yanına ‘eşşolusu’ diye not ettim. O günden sonra, ne zaman bir şeye sinirlensem, öfkelensem, eşek oğlusunu çevirip, ‘sen eşşolueşeğin tekisin’ deyip kapatıyor ve rahatlıyordum. Bir gün alışveriş merkezinde tam park yeri bulmuşken, siyah bir BMW benim saatlerdir beklediğim yere girmez mi! Korna çaldım ama aldırmadı, arka camında ‘satılık’ ilanı ve telefon numarası vardı. Hemen numarayı not ettim. Eve dönünce, numarayı aradım, karşıma bir adam çıktı.’Siz, siyah satılık BMW’si olan kişi misiniz?”Evet”Arabayı nasıl görebilirim?” Suadiye, Akın sokak, 34 numara, araba tam evin önünde duruyor”İsminiz?…” Mehmet…..”Ne zaman müsait olursunuz Mehmet Bey?”Her akşam 6’dan sonra evde olurum”Sana bir şey söyleyeceğim Mehmet..”Evet?…”Sen eşşolueşşeğin tekisin’Ve telefonu yüzüne kapattım, onun numarasını da yazdım ve yanına ‘eşşolusu 2’ diye not aldım.Bundan sonra iki tane eşşolusu vardı. Bir gün eşşolusu 1’i aradım. Telefonu açıp da ben ‘Sen eşşolueşeğin tekisin’ der demez, ‘Senin kim olduğunu bir bulursam.. .”Ne yaparsın?”Kıçına tekmeyi yiyeceksin!”O zaman sana adresimi vereyim de gel” Ver de gör gününü!..”Suadiye, Akın sokak, 34 numara, siyah bir BMW var kapıda..”Hemen geliyorum, son duanı etmeye başla!”Hah, hah ödüm koptu’ deyip telefonu kapattım. Sonra ‘eşşolusu 2’ yi aradım, ona da ‘sen eşşolusueşeğin tekisin’ deyince, çok kızdı, kim olduğumu bilse beni öldüreceğini söyledi, ona ‘öyle mi, birazdan geliyorum, bekle’ dedim.Ve hemen polisi arayıp, Suadiye, Akın sokak 34 numarada oturan gay sevgilimi öldürmeye gittiğimi söyledim. Peşinden magazine meraklı bir tv kanalını arayıp, aynı adresi verip, travestilerin çıngar çıkardığını, ortalığı birbirine kattığını söyledim! Ve sonra arabama atlayıp, olacakları izlemek için aynı adrese doğru sürdüm. Tam zamanında gitmiştim, iki ‘eşşolusu’ birbirlerine girmişken, altı-yedi polis onları ayırmaya geliyordu, tv. kameramanları da olayı görüntülüyorlardı .Kendimi çok iyi hissettim. Öfkeyi kontr ol etme mekanizması çok işe yaramıştı.”ALINTIDIR.
ben diyorum türk zekası diye :)budur !
Bilmediğimiz daha ne cevherler vardır… :))