bildirgec.org

kızgınlık hakkında tüm yazılar

Sinir Krizleri ve Kendimizi Cezalandırmamız Üzerine Mazoşistçe Bir Yazı…

firatocal | 09 August 2010 16:33

Sinir halleri , kızgınlıklar , insanın kendini cezalandırma yolları gibi… Yaptığımız hataların intikamını alırcasına farklı karakterlere bürünüyor ve yabancılaşarak kendimizi cezalandırıyoruz… Normal hayatımızda sahip olduğumuz benliğimizin gerektirdiği davranışlardan uzaklaşıp tam tersi davranışlar sergiler hale geliyoruz…

Biraz mazoşitstçe bir tutum… Sanki hatalarımızın kefaretini ödemek için acı çekmek ve bundan da manevi bir haz almak çok insansı ve bizden bir davranış biçimi…

Kendime biraz yakından biraz da dışarıdan bakma fırsatı bulduğum anlarda , yaptığım aptallıkların üstüne türlü bahanelerle sinir krizlerine girdiğimi görüyorum…

ÖFKE

teacher07 | 15 September 2008 14:48

Hangi durumlarda öfkelendiğinizi düşündünüz mü hiç? Bu durumlarda ağzınızdan çıkan sözcük ve cümlelere dikkat ettiniz mi? “ Ağzınızdan çıkanı kulağınız duydu mu?” Bu sözleri işitip, hıı ben sinirlendim, öfkelendim dediğiniz oldu mu? Başkalarından duyduğunuzda evet, çok öfkeli dediğiniz oldu mu? Ne bu ya, beş-altı saat elektrik kesilir mi? İnsaf be kardeşim, bu kadar da zam olur mu? Yavrum; bir gün de yatağını, eşyalarını topla da öyle çık! Tam yeriydi yani, benzin de bitecek zamanı buldu! Bunlara benzer yüzlerce söz ya da cümle sayabiliriz. Bunları söylediğinizde, söyleyeni duyduğunuzda, kendinizi ve söyleyeni incelediniz mi? Hangi duygu ve görünüşte olduğunuzu gözlediniz mi? Son zamanlarda gazete ve televizyonlarda öfkeli insanlar görmeniz gerek… Ne durumlardalar inceleyebildiniz mi? Öfkeleri sonucu ne gibi durumlara düştüklerini, hangi yaptırımlarla karşılaştıklarını biliyorsunuz umarım.Engellenmelerle karşılaştığımızda, haksızlığa uğradığımızda, yaralanma ve incinmelerle karşı karşıya kaldığımızda, herhangi bir tacize maruz kaldığımızda, bir hayal kırıklığına uğradığımızda, tehdit altında kaldığımızda vb. durumlarda öfkeleniriz. Kontrolden çıkmadıkça, yıkıcı ve kırıcı olmadığı müddetçe öfke, son derece doğal bir duygudur. Toplumsal, aile içi ya da çocuğa yönelik şiddetin temelinde öfke vardır. Öfke, fiziksel dış ortamlardan bize yönelen olumsuz olan ya da olumsuz algıladığımız durumlar sonucu verdiğimiz tepkidir.

Aşk Sessiz, Sevgi Dilsizdir…

EDVARENTE | 02 September 2008 13:15

Çok sevdiğin insan tarafından aldatılmak ve anlatıldığını bilmek ne kadar acı verir yüreğe. Aldatan pişman bile olsa artık çok geçtir. Açılan yara ile yaşamak ise imkansızdır.Yaralar, yaraları dağlar. Kalıcı izleri olmuştur, silinmez, unutulmaz. Her yeni ilişkide aldatıldığını bildiği ya da gördüğü anlar gelir gözünün önüne ve güvenemez olmuştur.Yeni boşanan bir arkadaşıma “daha gençsin yeniden yuva kurabilirsin” diyerek teselli veremeye çalışıyordum. Bana verdiği cevap ile suspus oldum kalakaldım.“bir kere aldatıldım, ikinci kez beni kimsenin aldatmasına izin vereceğimi sanmıyorum” dedi. Anladım ki aldatılmanız izleri onda çok derindi. Ben bile teselli edemedim. Belki de teselli etmemeliydim. Kendimi onun yerine koyarak düşündüm de ya aldatılan ben olsaydım. Beni de çok yıkardı, ben de karşı cinsten nefret edebilir ve onlara olan güvenimi tamamen kaybedebilirdim.Yara açmak ne de kolay! Bu kadar sorumsuz yaşamak, sevdiğinin güvenini derinden sarsmak kimin hakkı acaba? Herkes birlikte olduğuna sıkıca sahip çıksın. Arkadaşım üç yıl boyunca aldatıldığından habersiz yaşamış belki de acısının derinliği bu yüzden…

Sanma!

BAYMAHMUT | 24 August 2008 12:30

Buhranlı bir gece yine
Aynı dün gece gibi
Daha kaç gece böyle
Yaşanır ve dayanılır
Bahar bozması havanın rengi
Sarp düşünceler sarmışken
Bedenimi, ruhum yokuşta
Yuvarlanıyor gibi
Nereye çarparak duracak
Muallâkta sonu
Aldatılmışlık gibi
Yıkık dökük her yanım
Toparlamam lazım
Buna da zaman lazım
Acelem var gitmem lazım
Ayağa kalkacak gücü
Kendimde bulmalıyım
Yapamıyorum işte!
Deniyorum,
Uğraşıyorum,
Didiniyorum
Başaramıyorum,
İçimdeki boşluğunu
Hayallerle dolduramıyorum
Yerine de başkasını koyamıyorum
Tütün rengi saçlarını özledim
Bunu sesli olarak söyleyemiyorum.
Nereden çıktın karşıma
Allak bullak ettin hayatımı
İşini bitirip çekip gittin
Nasıl dağıldım şimdi
Seni de bir dağıtan bulunur elbet
O zaman anlarsın koyup gitmeyi
Beddua etmedim ama
Sen bu işten sıyırdım sanma!

Canım Toprağı Çekiyor…

PAUQYLN | 22 August 2008 16:59

Kızgınım kendime
Bir avuç tuz alıp koşmama
Ben gibi sanıp kanmama
Saf anlarım da oldu defalarca
Pes etmedim, yüreğime dokundurmadım
Temiz kalacaksın diye direndim.
Sen de harcadın beni ey zalim oğlu zalim
Neyim kaldı geriye ganimetlerimi sen yedin.
Ölmeden okusunlar sela’mı
Öldüm sayıyorum artık

Dün gece seni bekledim gelirsin diye,işin vardı biliyorum ama yine de işin bitince gelmeni bekledim.hazırladım kendimi gelirsin mutlaka diye…

bekunis | 29 June 2008 10:35

Dün gece seni bekledim gelirsin diye,işin vardı biliyorum ama yine de işin bitince gelmeni bekledim.hazırladım kendimi gelirsin mutlaka diye…
Seni özlemiştim O da çok özler diyerek bekledim.
Saat 01.00 oldu.
Hala yoktun ama ben teslim olmadım inatla ve ısrarla beklemeye devam ettim.Geleceksin sanarak çok bekledim.
Seni görmeden uyumak istemedim,sende görmeden uyuyamazsın sandım daha da bekledim.
Bitkinim,çok yoruldum,kendime içecek almaya gidecek dermanım yok bedenimde ama o an gelseydin sana sıkma portakal suyu bile hazırlardım,neden gelmedin?
Görecektim gece seni gözlerine bakıp akacaktım,seni seviyorum diyecektim ama sen gelmedin.
Saat 02.00 oldu.
Hala yoktun pes etti yüreğim,gözlerim uykuya teslim,göremedim seni çok bekledim.
Saat şimdi 04.30
Dün gece neden gelmedin?

lâf

astral | 20 February 2008 14:44

‘Lafla adam olunsaydı, en erdemli insanlar politikacılar olurdu.’

dedim. Özel’in olsaydım, mücadele ederdin, sahiplenirdin, benim seni sahiplendiğim gibi. Kızıyorum hem sana hem bana. En çok da, kendime.

Sana kızıyorum sahiplenmediğin için. Kendime kızıyorum, seni sevdiğim, düşündüğüm, aradığım, özlediğim için…

Ev bomboş geldiği için. Alışmakta zorlandığım için. 4 ay öncesine dönmeyi isteyip de zorlandığım için. Antidepresan almadan gün geçiremediğim için.

Keşke hep çocuk kalsaydım…

arseli33 | 14 December 2007 22:25

Neden sevgi hep içime tıkanmış bir hıçkırık olsun
Neden sevgiyi değil de, sevgisizliği öğretiyorsunuz?
Neden güveni değil de ,kuşkuyu öğretiyorsunuz?
Neden iyiliği değil de, kötülüğü öğretiyorsunuz?
Neden bütün bunlara karar vermemi engelliyorsunuz?
Tutkularımın, düşüncelerimin, isteklerimin, amaç ve hedeflerimin ne kadarı gerçekten kendime ait, kimin yaşamını yaşıyorum? Hayat benim, ama kontrolü kimde?Önemli olan başkalarının değil benim ne düşündüğüm değil mi?Hayatın büyük bir bölümünü kaçırmış olabilirim belki ama yeniden keyif alamazmıyım?
Hep incinmekten, üzülmekten korkarım.Endişelerim vardır ve bir çok duygumu bastırır üstünü örter, yokmuş gibi davranır onu sonsuza kadar yaşamaktan kaçarım.Başkalarının korkusu, benimde korkum olur.Onların sınırı beni de sınırlar.
Büyüdükçe umutlarımı, güvenimi, masumiyetimi, kendimi kaybetmekten korkuyorum.Yarın düşlerimde yatmıyor mu oysa.Düşlerimi kaybetmeden, çaldırmadan yaşamak bu kadar mı zor.Çevremde bir çok düş katili varken, gücümü elimden almaya çalışırlarken elimdeki mumlar ne kadar aydınlık sağlayabilir?
Bazen büyüdüğüme pişman oluyorum.Neden büyüdüm ki? Çocukken sahip olduğum yetenekleri kaybediyorum zamanla.Keşke hep çocuk kalsaydım, ya da hayata çocuk yüreği ile bakmayı başarabilseydim.O zaman kin tutmazdım, herşeyi hatasız yapma takıntılarım olmazdı, içimde kötü duygular barındırmazdım.
Yenik düşüyor herşey zamana
Biz büyüdük ve kirlendi dünya

NEDEN BUNU BANA YAPTIN ?

haberhaberhaber | 24 September 2007 09:37

Bizim tattıklarımızı sizinde de tatmanız dileği ile,vefasızlara

>
Düşündüm de genelde biten birliktelikler de hep tek taraf üzülüyor acı çekiyor ve ayrılmak istemiyor. Şöyle etrafıma yaşanmışlıklarıma bakıyorum. Evet evet.
Anlaştık canım aramızdaki sevgi bitti birbirimizi yıpratmaktansa ayrılmaya karar verdik. Koca bir yalan. Birisi hırtlık etmiştir diğeri de bunu kabullenmeyip istemeyerek içi acıyarak bu koca yalanı söylemek zorunda kalmıştır. Yalnız kaldığında günlüğüne yazdığı yazılar. Buyrun

Bazı Tasavvufi Sözler

suphi | 31 August 2007 10:17

Rahat gece, tatlı mehtâb bul bana, Her şeyden anlatayım, o zaman sana departmanından…

Son günlerde hafif’deki bilgi kirliliğine bir de tasavvuf ve onun büyükleri hakkındaki yanlış bilgiler eklendi. Kendini bilmez bu cahiller, ayıplarını hüner sanarak sergilemektedirler.

Zavallı câhil, sanır ki, din adamıdır;
din ile ilgisi, yalnız böyle sanmasıdır.

Büyükler, cahilin ve düşmanın ağzını kapamanın kale kapısını kapamaktan daha zor olduğunu söylemişler.

Kendinden haberi olmıyan zevallıya,
yakışır mı, ince bilgileri diline ala?