Güneş güzeldi. Sanki başına gelecekleri bilir gibi eşlik ediyordu genç adama. İçinde mutluluk vardı. Öyle, nedensiz sandığı. Masasında oturmuş pencereden dışarı bakıyordu. Tam o sırada uzun siyah saçları, güzel yüzü ve edasıyla güneşin ve günün mutluluğunun sebebi çıkageldi. Genç adam o an yaşama sebebini düşündü ve “buldu”. Onca sıkıntının, yıllarca yaşanan onca belirsizliğin sürprizi meğer bu melekmiş. “Peki şimdi ne olacak?” dedi içinden. Biriken bunca şeyi toparlama vaktiydi anlaşılan. O bunları düşünürken günün mucizesi içeri girmişti. Bu güne kadar görmemiş olması imkansızdı. Anlaşılan yeni başlıyordu.Güneş bütün ışıltısıyla parlıyordu o gün. Şans yüzüne gülmüştü bu kez genç kadının. Yeni bir yere gidecek ve herşeye yeniden başlayacaktı. Büyük ve gösterişli binanın içine girdiğinde etrafına baktı. Kocaman kolonların üstünde duran katlara ve katlarda çalışanlara baktı. Nasılda dalgınlardı. Küçük adımlarla yukarı çıktı. Güzel gözlü bir kadınla konuştu, kadın önde kendisi arkada bürodan içeri girdi. Yirmi kişilik büroda herkes önüne bakıyor, telefonlar durmadan çalıyordu. Her yeni gidilen yer gibi ürküttü bu durum genç kadını. Bir an aklından geri dönüp, arkasına b akmadan gitmek geldi. O an karşı masada bir çift göz gördü. Sadece ona bakıyordu ve sıcakkanlıydı. En azından öyle olmasını diledi.Genç adam karşısında duran kadına baktı. İnanmak güçtü ama gerçekti işte. Galiba hayatla olan hesabını görme vakti gelmişti. Gülümseyerek müdürlerinin arkasında küçük adımlarla ilerleyip, bürodakilerle tanışıp, el sıkışması izledi. Şimdi tam karşısında durmuş kendisine bakıyordu. Elini uzattı, ismini söyledi. Bir mucizeye dokunur gibi hissetti adam.Böro içindeki herkesle tanışırken işte sıra o sıcacık bakan adama gelmişti. Elini uzattı genç kadın, taşıttığı için memnun olduğunu söyledi. Aynı anda o güzel bakışlardan biraz da ürktü. Neden olduğunu bilmiyordu. Bu kadar şevkatle bakan bu gözler aynı anda korkutmuştu. Ya da kendini kandırmaya çalıyordu.Genç adam hayatla görülecek olan hesabına nerden başlıyacağını ve nasıl başlayacağını düşünürken yanlış yapmaktan korku. Korkmalıydıda. Yoksa çok daha feci ödeyebilirdi bedelini. İçindeki coşku bir anda söndü. “Ama şimdilik” dedi kalbine, yatıştırmak için.”Ürkmem boşuna” diye düşünürken genç kadın, adamın yüzündeki gülüş ve gözlerindeki sıcaklık kayboluverdi. Genç kadın nedense bu durumdan kendini suçladı. O gülüşü tekrar görmek istedi ama olmadı. “Daha yeni başlıyoruz anlaşılan” dedi kendi kendine.Güneş aşağıda olup bitenlere anlam veremedi. O kadarda hazırlanmıştı bu yeni güne. Yardım edecek, sevindirecekti ikisinide. “Aman iki beceriksiz işte. Ellerine, yüzlerine bulaştırdırlar. Gördün mü bak yine asılı kaldılar hayatın ucuna” dedi ve çok fazla parladığını düşünüp, küçük buluttan rica etti önüne geçip bir kaç saat dinlenmesi için yardım etmesini.