Seçim öncesi partiler listelerini açıkladığı zaman, partileri tarafından seçime giremiyecek ya da hiç seçilemeyecek kadar alt sıralara konan milletvekillerinin hareketlendiği görülür. Bu küskün amcalar, bu seçim döneminde de ortadalar ve seçimi erteletmek istiyorlar. Bu akşam haberleri izleyesim tuttu, kanal7 haber saatini takip etmeye başladım. Haber saatine Diyarbakır Anap milletvekili Sebgatullah Seydaoğlu katıldı. Haber saati spikeri Ahmet Hakan, malum soruları sormaya başladı;
A.Hakan:Sayın Seydaoğlu, küskünler hareketine siz de katıldınız mı?
Seydaoğlu:Ahmet Hagan bey, hayır seçimi erteletmek istemiyorum ben.
A.Hakan:Efendim, seçimi erteletmek için toplanan imzalar arasında sizin de imzanız var.
Seydaoğlu:Vallaa bilmirem, bana boş bi gahıt verdiler, imzala dediler, imzaladım.
A.Hakan:Yani boş bir kağıda mı imza attınız?
Seydaoğlu: He valla, açıkça sölemek gerekirse arkadaşlar boş bi gahıd uzattı, onu imzaladım. Seçimle ilgili olmaması lazım…
….
Mecliste bu insanların bizim için yasalar çıkarttığını, kararlar aldığını düşünüyorum da, daha çok dumura uğrarız gibime geliyor.
yorumlar
Bir tartışmada geçmişti. Ecevitin yağdanlığına soruyolar “Sevgili vekilim samimiyetle söyleyin bakkal yada marketiniz olsa Sayın eceviti kasiyer olarak işe alır mıydınız ?” Adam “almazdım” diyor. E bu adamlar kasiyer olma becerisinden yoksunsa nasıl devlet yönetirler ?
Oy kullanmadan evvel sormak lazım bu adamların hangisi kasiyer olabilir acaba ?
bi iş olduğuna göre üstesinden gelirler kasiyerliğin. ama biraz düşününce hesap kitap yok olmaz yapamazlar diyorum içimden.
Kasiyeri aşağılar gibi olmuş ama alakası yok. Sonuçta kasa teslim edilir kasiyere… para işi yaptırılır… güvenilir….
adamı yererken, bir done olarak şivesinin de kullanılmasından rahatsız oluram, kınırem…
milletvekili kartvizitiyle kız tavlamaya çalışıyo diye haberleri vardı, (aradım linkini bulamadım.)
heheh ağlanacak halimize gülüyorum farkındaym ama
çok komikler yaaa
adama(MİLLET VEKİLİ)bak ya boş kağıda imza atmışş
ne günlere kaldıkk
1. sıradan aday olabilmek için birbuçuk trilyon ödeniyormuş. vekillerimiz öyle böyle değil.
veli andaç durak adanadan 1. sıra adaydı oylar sayılırken rakibi bunun %20 si gibi bi fark atmış, adliye de sayılıormuş oylar. aytaç durak gelmiş (kardeşi ve belediye başkanı) yanında da 2 tane çuval varmış.. veli andaç durak seçilmiş.. orada görevli bi öğretmen arkadaşım anlatmıştı.. veli andaç durağın oğlu sertaç da “babam milletvekilliğini satın aldı” diyordu sagda solda 🙂
sen bizi koru,
bugun 2. yazisim buraya
işin vekil olan kismini anliyorum da ben millet’e tanimlayamadim manayi….
Artık “O” bilem kurtaramaz bizi…
diyebiliyorum. Milletvekili olurken bir de turkce testi yapsalar kac kisi gecer acaba?
Şimdi adamın şivesi ile burada nasıl dalga geçiliyor… yani ne milletvekili adayı eleştirmenleri var yahu!
şivesi eleştirilecek bir şey değil insanın. ancak eğer bir ülkeyi temsiledeceksen, önem kazanır şive. burada şiveye girişin demiyorum aklınızda olsun.
Zamanında Ecevit’in “çalışma”ya “çarşaf”, veya Bahçeli’nin “ekonomi”ye “ekenomi” demesi ile de dalga geçmişlerdi..
tabi bu kadar trilyon ödenince mvekilliği bir yatırıma dönüşüyor ve dokunulmazlıkla yapılması karlı girişimlere başlanıyor(muşmuşmuş)
Para ile milletvekili olanlar, çıkar ilişkileri vasıtasıyla meclise girenler ülkemizin gerçeği… evet haklısınız!
Ama bu blogun konusu beni artık rahatsız edecek kadar değişip; konuşma, telaffuz, aksan, doğru Türkçe gibi konulara girmiş durumda, “aksanı iyi olan daha iyi temsil eder” gibi bir fikri size kim verdi merak ediyorum.
“Millet vekilliği” nedir arkadaşım?
Daha güzel Türkçe konuşan, daha iyi mi temsil eder?
O adam İstanbulda ünüversite okumuşları, edebiyat öğretmenlerini, temsil etmiyor, aynen onun gibi konuşanları temsil ediyor ve bu memleketin yüzde doksanı aksanlı konuşuyor. Bence üniversite bitirip, okuyup da bunun farkına varamamış sizler daha dalga geçilesi durumdasınız. O adamı, sizden daha düzeyli buluyorum açıkçası…
Bu sitede bir başka hastalık da, radikal bir antitez görünce direk “susmak”, nasıl olsa konuşulmayınca arşive gidiyor, unutuluyor…
umarım “kıvıl kıvıl” olabilecek altyapınız vardır!
Hafif’in eleştirisini görünce konu başka mecralara gitmesin diye sesimi çıkartmıyayım dedim.Blogda da belliki konu adamın şivesi değil boş bir kağıda imza sallaması…
İlkönce şunu söyliyeyim ki bu adamın bozuk bir türkçe konuşmasında sebeb salt şive ile alakalı değil;sebeb;Doğuda insanların ilkokula başlayarak Türkçeyi öğrenmesi..-yani sonradan dilin öğrenilmesi sonucu bozukluk- Bir Türk fransızca konuşurken her fransızca kelimeyi bir fransız gibi net telafuz edemeyeceği gibi bir kürtte İstanbul Türkçesiyle konuşamaz.Bu konuda o insanlarıda suçlıyamazsınız çünkü onun “ana dili” bu değil,Çünkü o Türkçeyle ve türkçe konuşan çevreyle sonradan tanışıyor (sahi şimdi televizyonlar her köye girdiğinden bu konuda daha hızlı ilerleniyor)
Ben adamın dediğini motomot yazarken adamın konuşmasına bir kastım yoktu,fakat siz altında bir şeyler arıyorsunuz,şahsen buna şaşırmıyorum.
Mesela bu vekil Trabzonlu olsaydı ve “Ahmet Hakan bey arkadaşlar imzanı at deduler attık” diye konuşsaydı ve bende bunu aynı şekilde motomot geçirseydim
sanmıyorumki kimse beni özel kutucuğuma mesaj atacak kadar eleştirmezdi.
Bu eleştirinin sebebi biraz toplumsal; toplumumuzda var olan-tiyatro,sikeç,film,dizi-doğu insanın okumamışlığıyla,haliyle tavrıyla dalga geçme modu her yerde nerdeyse var.Bu dalga geçmenin alt yapısında doğu insanını kabullenmeyiş var,onu kültürüyle,yaşam tarzıyla istemeyiş.Batılılaşmanın doğurduğu etmenler bunlar.Bu yüzden bir laz, temel fıkrasını anlatırken, komik gördüğün(!)aksanını komiklik(!) olsun diye dillendirirken sana kızmaz ve sende bu komikliği yapana kızmaz gülersin.Fakat bir doğuluyu -komiklik kastı olmaksızın-dediğini motomot yazınca neden şivesini dillendiriyorsun olursun.Ben doğu insanını bu konuşmasıyla bu yaşam stiliyle seviyorum ve kabul ediyorum,kanıksadığım içinde gocunmadan aynen nasıl konuşuyorsa yazıyorum.Bu; bu kadar basittir.
Not(1): Eğer bu adam o insanları temsil ediyorsa onlar gibi konuşmalıdır.Televizyona çıkıp kürtçe konuşmalıdır ve televizyonun tercümanı Türkçeye dediklerini çevirmelidir.Hem Türkçeye hemde kendisine zulmedilmemiş olur.
Not(2):Not 1 bu ülkede pratik olarak uygulanamaz/uygulattırmazlar.
Not(3): İnsanlarımız Not 1’i hazmedecek kadar geniş de değiller.
ah ah ah ser-hus!
peki sen benim vekilim olabilir misin? yazayım mı yanlışlarını?
– sebe(b) ne demek ser-hus, sebep değil mi?
– telafuz değil “telaffuz” ser-hus, aklında bulunsun.
– sikeç dediğin cinsel bir yaptırım mı yoksa “skeç” mi demek istedin?
– Bence de boş kağıda imza atmak bir millet vekiline yakışmaz.
– Ve bu senin kültürlü olduğunu iddia eden, kendini bilmez ve oturaksız eleştirini görünce, ikiniz sandıkta olsanız ve başka şansım olmasa
, oyum Sebgatullah içindir haberin olsun!
blogun kendisinde 11 imla hatası yapan kişinin, NuMB’ın ahkamını fazla umursayacağını sanmıyorum,..
ser-hus başbakan! en azından millet vekili! (gerekli gramatik altyapısı var netekim)
Bir milletvekili, milletvekili adayı veyahut milletvekili aday adayı şiveli konuşuyorsa sebebi OYdur. Ben bunu bilir bunu söylerim.
hakli bence…
burda baskalari ciddi ciddi küfür ederken birsey yok ama sadece adamin sivesiyle yazildigi icin [ki onu da asagilamak icin yapmadigini söylemis adam]olayin üstüne gidilmesini anlamiyorum..
acaba olay ser-hus’un baska konularda yaptigi yorumlardan kalma bir durum da burda mi cikartilmaya calisiliyor ?
daha önceden de okudugum kadariyla ser-hus muhafazakar yorumlar getiren bir insan..insaallah. hafif nuMB ve vic vega bir anda sırf bu sebeple baliklama bir sekilde olaya girmemistir !
bu tür adamları aşiretleri seçiyor zaten. aşiret-vekili demek daha doğru. demokrasiden bahsedilemez.
daha önceden de okudugum kadariyla ser-hus muhafazakar yorumlar getiren bir insan..insaallah. hafif nuMB ve vic vega bir anda sırf bu sebeple baliklama bir sekilde olaya girmemistir
inşallah faşist değilsinizdir demenin kibar yolu herhalde bu, doğru mu ?
yooo yok öyle birsey…
sadece dedigim gibi bir olay olmasindan süphelendim.zira burada herkes birbirini saygi ile dinliyor ve de direkt kisiye kisilige yonelik yorumlar yapmiyor zannediyordum..
tamam hafif’in ser-hus’un açiklamasini henüz duymadan yaptigi ilk yorum bir nebze mantikli ama nuMB ve vic vega ‘ nin direkt sahsa yönelik bir dalis operasyonuna geçmelerine ne demeli ?
ben bunun arkasindaki sebebi merak ettim. zira eskiye dayali ve dedigim sebebe yönelik birsey gibi geldi bu bana.ama tekrar ediyorum ve bunda da samimiyim insaallah böyle birsey degildir .
ser-hus kişisine karşı bir husumetim yoktur,.. dilbilgisi, anlam ve gramer katli yapan kişilerin de katli vaciptir,.. benim derdim budur,..
vic vega ..düsündügüm gibi olmadigina sevindim..
Konu karışacak ama cevap vermek gerekiyor sanırım. Secureman: Şahsa yönelik değil, şahısın fikrine yönelik “fikir beyanı” yaptığım. Yani ser-hus adı geçen milletvekilinin öyle ya da böyle cehaletine laf söylüyor, “şivesinden bahsetmiyorum-boş kağıda imzadan bahsediyorum” diyor, cehaleti eleştiriyor. Ben de diyorum ki cehaleti eleştirmek çok kolaydır, hele cevap verilemeyecek mecralarda. Ama cehalet eleştirirken çok kolay tuzağa düşersiniz kendi cehaletinizi iyi örtemezseniz.
Ayrıca ser-hus a geçmişten gelen hiç bir takıntım yok. Muhafazakar olduğunu bilmiyorum muhafazakarlara da hiçbir garez beslemiyorum. Diyelim ki geçmişte yazdıklarından dolayı üzerine gittim; bu da gayet doğal değil mi? Geçmiş geçmiş olarak mı kalacak? Elbette beni eski yazdıklarımla da algılamak durumundasın! Yani neresinden baksak pek tutarlı değil… maalesef.
Son olarak beni Seydaoğlu’nu savunmak durumunda bırakan bir başka arkadaş da “hektor”. Aşiret seçtiği için demokrasi olamazmış? Hadi ya? Kim söyledi onu sana? Yoksa aşiret diye bir adam var milletvekillerini tepeden inme meclise getiriyor da biz mi bilmiyoruz?
ser-hus’un orda elestirdigi milletvekili olmus biri insanin yani artik imzasini sadece kendi adina degil millti adina da atan [ya da atması gereken] birisinin bos kagida imza atmasi cehaleti.
ser-hus ise imla hatasi yapmis..ve sen ikisini de nerdeyse ayni kefeye koyarak hatta seyda senden iyidir diyerek ilginç bir yorum yapiyorsun .
ayrica geçmisten gelen bir takintin olmasin demiyorum öyle mi diyorum ? zira bu üstteki karsilastirma durumun bana pek te normal gelmedi.
muhafazakarlara takintin olmamasina sevindim.
bu arada ingilizce türkçe klavye sorunundan kaynaklanan harf hatalari olabilir aman beni de imla cahilleri sinifina atma !
Numb, sen ser-hus’un muhafazakar oldugunu biliyor en azindan tahmin diyordun da unuttun heralde,..
neyse konu bu degil zaten,senin ser-hus’a garezinden dolayi ahkam girdigini falan dusunmuyorum, yukardaki ahkamin geldi birden aklima o kadar,
ama, ana fikri bizi temsil eden bir insanin bos kagida imza atmasi olan bir blogun’da bak bak sen kendi cehaletini gormeden nasil elestririsin o adami sekline donusturulmesi de ilginctir bence, ve de ser-hus’un imla hatalari yapmasinin sebgatulah midir nedir onun yaptigi aymazlikla ayni kefeye konulmasi,…
bir televizyon programında bir milletvekili kendisine biraz sivri bi soru soran adama “sözlerine dikkat et sen kimle konuştuğunun farkında mısın?” demişti. Yani artık milletvekili kelimesi farklı anlamlara geliyor.
Geçen seneydi sanırım MHP’li milletvekilleri yine bir MHP’li bakana linç girişiminde bulundular. O zaman silah çeken bir MHP’li geçenlerde bir gazeteye bu işi o bakana karşı olduğu için değil, yukarıdan emir geldiği için yaptığını söylüyordu.
Bugünkü duruma baktığımızda Cem Uzan milletvekili adayı, Jet Fadıl’ın da adaylığı kabul edilmiş. (Biz aday olalım desek bin türlü şey sürerler ortaya)
Gelen gideni aratır derler. Henüz bu hükümet gitmeden ben bir sonraki dönem için endişelenmeye başladım. En ufak bir pırıltı göremiyorum. Bir 15 seneyi daha türbandı, şiveydi, dildi, irticaydı, erbakandı, ecevitti diye geçiririz. Bir 15 sene daha ordu demokrasinin, laikliğin veee ırzımıza geçenlerin koruyucusu olarak kalacaktır.
Sanırım tartışma bi ara epey alevlenmiş ama ben blog’un özüyle ilgili bu linki veriyim dedim. Yani bizi yöneten vekillerin durumuyla ilgili. Kadın zamanında kendini paralamış (Sema Pişkinsüt) TBMM’deki saçmalıklar ve aymazlıklar konusunda, ama n’olmuş hiiiiç. Parti genel başkanlığına aday olunca da oğluna meydan dayağı çekiyorlar. Zor yani zor, bunlar böyle devam edecek gibi maalesef. İşin cılkı çıkmış bu memlekette. Yoksa adam şiveli konuşmuş konuşmamış ne yazar… Olayın aksanla hiç bir ilgisi yok zaten. Sabancı da aksanlı (ve bilerek de öyle devam ediyor) AB ülkelerinde bizi temsil edemiyor mu bir işadamı olarak? Ne ki şimdi İstanbul Türkçesi geyiği..?
İmlaya dikkat eden biri olarak imla ve kelime hatalarımın olduğu doğrudur.Telaffuz hariç diğerlerinin yazılışından haberdardım,gece ikide acele ve yorgun yapılan ahkamdan böyle hatalar çıkar.Esasında Numb’un bu imla hatalarımı bana söylemesinden dolayı ona teşekkür etmem gerekiyor ama abimiz konuyu başka mecralara çekme gafletinde bulunduğu için şükranlarımı ona sunmuyorum. Numb’un Ve bu senin kültürlü olduğunu iddia eden, kendini bilmez ve oturaksız eleştirini görünce, lafından ben abimizin yazdıklarımdan gocunduğunu görüyorum,fikirlerime eleştiri bekliyorum.Bir adamın hatasını kullanarak kültürlü-lük ispatlanmaz,sen benim yazdıklarımdan kültür budalılığı yaptığımı çıkartıyorsan vic’in dediği gibi 11 imla hatası yapan biri olarak dediklerini hiç ciddiye almamam gerekiyor.
neden tepki cekmiyor asil uzucu olan bu. siveydi aksandi kili kirk yariyoruz; iyi guzel de, her seyden once ben bu elemanin dogru soyledigine zerre kadar inanmiyorum. yok secimle ilgili oldugunu bilmiyormus, arkadaslarin uzattigi bos kagida imza atmismis, vs. vs.
hic merak etmeyiniz, bu tip adamlar herhangi bir okulun onunden bile gecmislikleri olmasa da bos kagida imza atmayacak kadar “esnaf”tirlar. su anda o “mevki”de olmalarinin nedenlerinden biri de bu uyanikliklaridir. herif gozumuzun icine baka baka yalan soyluyor ve biz saftorikler hala “bir vekil nasil bos kagida imza atar?” diye tartisiyoruz.
kürtlerle ilgili bir problemin yok, aksanlı konuşanlar ile ilgili bir problemim yok, problemli olduklarımın hiçbirine, sahip oldukları aksan, içinde bulundukalrı topluluk yada benzeri sebeplerden dolayı problemli olarak bakmadım. problemim kişinin fikirleri ile olur olursa. şimdi, istanbulda, yüksek öğretim yapanları temsil etmediğini, aksanlı konuşanların kötü, aksansız (?) konuşanların iyi temsil edeceğini yada benzeri suçlamalarını iddia etmemiştim aslına bakarsan. dediğim, temsil edeceğin halk, türkiye cumhuriyeti devletinin halkı ve bu ülkenin anayasasının, değişmez kabul edilen maddelerinden biri, dilinin türkçe olduğu. elbette dil içerisinde çeşitlenmeler olacak, aksi taktirde bugün bu kadar çok dil olmayabilirdi. konu edilen, sıradan tabir ettiğimiz (yani dokunulmazlığı yada benzeri bir statüsü olmayan) bir kişi olsa, aksanı sorun değildir. bakkalın, “ekmek” yada “ehmah” demesi, hayatımın ileriki günlerini etkilemeyecektir, gel gelelimki, benim milletvekilim, beni temsil eden adam, türkçeyi doğru düzgün konuşmuyorsa (konuşamıyorsa demedim) bu problemdir. konuyu sapıtıp sapıtıp, satır aralarından fikir üretip, satır sahibine karşı silah olarak kullanmanızın gerekçesini anlayabilmiş değilim. dil bilgisi bu kadar iyi olan bir kişi iken, dil bilgisi kurallarına uymayanlara bu kadar ılımlı olabilmenize şaşıyorum numb. pardon siz millet vekillerimizi seviyorsunuz, sorun buraya girilen ahkam yada bloglardaki hatalar. ne demek yahu, edebiyat öğretmenlerini temsil etmiyor, bu kadar mı saçmalayacaktınız? beni temsil etmiyorsa ne işi var orada? duyamadım, doğu halkını mı temisil ediyor, ayrımcılık ? o adamın, benden yada bir başkasından düzeyli olması değil, düzeyli olup olmadığıdır mesele. anti tez, radikal tez gibi kavramlara oldukça hakimsiniz ancak, ürettiğiniz anti-radikal yada her neyse teziniz, “marcinal olucam, ilgi çekicem, kızlar/oğlanlar bana hasta olacak” diye, kıçına başına mor takan tiplerin marjinalliğinden öte değil görüyorumki. elbette şivesini “bozuk” kabul ettiğimiz bir insanı öldürelim demiyorum, “şiveye girişin demiyorum aklınızda olsun” dedim önceki ahkamımda. ancak sokaktaki adam bile, çevresinde hoş karşılanabilmek için, diksiyon kurslarına giderlken, bir millet vekilinin, bu derece duyarsız olması, tarafımdan ve umarım tarafınızdan, öküz, yavşak vs. ilan edilmesi için yeterli sebeptir.
Aksanla yada şive ile ilgili yaklaşımların taşıdığı ayrımcılık üzerine durmaya bile değmez derken; yeni bir katkı ile sarsılmış bulunuyoruz…. Efendim rivayet o ki, sokaktaki adam diksiyon dersi alıyormuş… yahu diyorum acaba bu sokak bizim sokaktan ne kadar farklı olabilir… buna mehpare çelik gelse inanır mı?… ya da diyorum bu beyaz türklük bu kadar mı oldu, palazlandı… sonra bir de diyorum… acaba bu adamlar segbetullah bey kimdir heç kafa yormuşlar mıdır?…
ben diyorum da kendi kendimi mi yiyorum?… sıradan bir kişi olsa istediği aksanı konuşsa ne gööözel olacak ama adam sıradan değil…. yazık!…
sıradan olan şey içinizdeki beyaz türk faşisti olmasın sakın!…
ben ısrarlıyım marcinal olacam kızlara oğlanlara kayacaaaam öyle mi?
yazıklar olsun… pes !
Fena yoğun bir günün içinde, siteye şöyle bir bakabilme fırsatı bulduğum anlarda gördüm peşi peşine ahkamları. Sonra bir ara “İngilizanahtarı” dün gece ser-hus’un imla ve dil kullanım hatalarını eleştirirken benim de hata yaptığımı mesajladı; haklıydı ve zincirleme ben de düşmüştüm “bilmiyorsan kullanma” iddiamın kaçınılmaz tuzağına. Öylesine, haybeye, sırf eleştirmek adına yazmayacağımı içselleştirmiş olduğumu biliyordum ama böylesine farklı frekanslarda dolanırken hepimiz, ortak bir ekolayzır dengesi peşine düşmenin anlamsızlığını göz ardı etmiştim! Şimdi daha açık yazmanın, zamanı:
– Öncelikle, sıcağı sıcağına ameximes yanlış anladıysam lütfen düzelt; sanırım sen adı geçen milletvekilinin seni de temsil ettiğini söylüyorsun; basit demokrasi anlıyışında öyledir ama mantık uygulamasında hayır! Demokrasinin açılımı buna müsait değil. Dediğin gibi olsa bölgesel seçim olmaz, Ankaradan adaylar genel olarak açıklanırdı biz de gider Ankara’ya verirdik oyumuzu. Orada ki insanlar “kendileri gibi konuşan ve hisseden” birini seçiyorlar ki temsil edilebilsinler. Senin gibi düzgün Türkçe konuşanları temsil edenler daha mı dürüst oluyor?
– Ben ser-hus’u bir adamın aksanıyla dalga geçilmesi konusunda eleştirirken, o ana kadar olan ahkamlarda aynı şey hissedilmiş olacak ki 2 tane daha aynı konuda eleştiri var. Ser-hus yanlış anlaşılmış olabilir ama ben “Kıçımdan uydurmadım”.
– Gelelim Sebgatullah Bey’e: Eğer doğru dürüst haber, siyaset, ülke gündemi takip ediyorsanız zaten Sebgatullah’ın ne durumda bir adam olduğunu bilirsiniz. Özetle kendi seçmenine diğer bir çok milletvekilinden daha fazla ilgi gösteren haklarını savunan bir “vekil”, onların vekili! Barlara gidiyor, hatunlara sarkıyor, boş kağıda imza atıyor, yalan söylüyor ama size hiç bir zararı yok! Adam vekil olmasa tüm bunları parasıyla hiç göze batmadan yapabilir zaten. Sen neden senin hakkını yiyenden önce “farkında olmadan” kültürünü beğenmediğine çatıyorsun ki? Demokrasinin sadece senin kültürünü temsil ettiğini nereden çıkartıyorsun?
– Ben Sebgatullah gibi adamların parlementoda olmasının kaçınılmaz olduğunu söylüyorum. Kendi temsil ettiği alt ya da üst kültürün “taşmaması” adına bile doğru bir seçenek. Şimdi haberin linkini bulamayacağım ama bulunduğu partiden seçilmesi imkansız yerde gösterildiği için, aşireti, ona inananlar isyanlarını tabelaları devirerek belirttiler. Yani o insanları ikna etmelisiniz önce. Doğu insanlarını bilen bilir her ne kadar saygılılarsa da haksızlığa hiç gelemezler, sırıtır onlarda yalakalık. Ben eminim ki Sebgatullah!ı sevmeseler onu sizden önce recmederlerdi. O doğa ve hayat koşullarını bilmeden onlardan daha seçici olmanız sizin densizliğinizdir.
– Yani yanlış tarafından, yanlış adam eleştiriliyor. Türkçe bilmez ve kendine göre yalan politikası bu kadar açık verecektir zaten! Siz aklıbaşındaların bunca adam dururken kendi vekilliğini yaptığı insanlarca bu kadar sevilen bir adama “vurun kahpeye” tavrınızı anlayamıyorum hepsi bu. Siz hiç sizi temsil eden bir adamı bu kadar sevdiniz mi? Onlar seviyorlar! Seçimler yakın varsa verecek bir oyunuz sizi, yaşayışınızı, sektörünüzü böyle temsil edecek bir adam verin oyunuzu… Yoksa susun!
1-kiçimdan uydurmadim demissin ama ben hala ser-hus’un imla hatalari ile sebgatullah’in niye yaptigini kendisi de açiklayamadigi hareketlerini hemen hemen aynı kefeye koymani anlamadim .
2-ingilizanahtari’nin uyarisini ahkamina eklemen hos .
3-sebgatullah’i seçen vatandaslar onu gerçekten o kadar seviyorlarsa dediklerine de katiliyorum . yalniz bana o tabela söken adamlar biraz tutulmus adamlar daha dogrusu sebgatullah’in adamlari olabilir gibi geldi ;yani onun çiftliginde çalisan geçimini ordan saglayan ;milletvekili olunca da daha iyi sartlarda yasama umudu olan adamlar olabilir bence . Yoksa direkt maddi bir ilgisi olmayan oranin halki seviyorsa o zaman sebgatullah o bölge halkini milletvekili iken sergiledigi hareketlerle tatmin etmis demektir o zaman problem yok .
Seteka, kendini zorla bizim beyaz Türk faşisti olduğuna inandırmaya çalışıyorsun.Bu kadar açıklamadan sonra hala şiveyle dalga geçip faşistlik yapma modunda olduğumuza inanıyorsan ağzımızla kuş tutarken çıkarttığımız sesin hayvanlarla dalga geçmek olduğunu da savunursun.Ağzımla kuş tutsam dalga geçmediğime inanacak mısın?
ahkam kare daha çok ameximes ile ilintiliydi aslında…
soruya gelince…
sen hele bir tut da..
bana mail ile geldi. Bir tuhaf oldum. Gülümsetti.
bana mail ile geldi. Bir tuhaf oldum. Gülümsetti.
öncelikle, sizi sarsmış olduğum için özür dilemek istiyorum.
ne kadar farklı olabileceğini ben bilemem sokağın, ancak bahsi geçen sokağın taşlarını eskitenlerin, oldukça farklı olduğu kanaatindeyim. eğer ısrarcı tavrınızda devam etmeye ısrarlı iseniz, size, izmir/narlıdere tedaş müdürlüğünü tavsiye ediyorum, tuncelili abilerimizden üç’ü, insanlar ile sürekli ilişkileri olduğundan, kendi istekleri ile, aksanlarını düzeltme amacı ile dil kursuna başladılar. okuduğum üniversitede, (dokuz eylül üniversitesi, izmir meslek yüksek okulu) bir hocamız, beraberindeki iki öğrencisi ile, diksiyon kursuna gidiyor. işte bu adamlar, yürümekle aşınmayan sokaklarımızda gezerken, “sıradan adam, sokaktaki adam” tabir edilirken, sıradan olmayan, sıralara girmek zorunda olmayan, uğruna tabelalar parçalanan, türkiye büyük millet meclisi çatısı altında, türkiye’deuygulanacak kanunları oylayan, idam ile mahkum edilmiş kimselerin, daha ne kadar yaşaması gerektiğine karar veren, babamın emekli maaşını belirleyen, yanlış anladığını sandığım numb tarafından, benim hayatıma dair kararlar almadığı söylenen, sebgatullah bey, bu konuda hiç bir hassasiyet göstermiyor. ben burada, görece düzgün olduğunu düşünüğüm türkçem ile bu kadar yanlış anlaşılırken, türkçe hakkında, bir penguen kadar fikri olmayan bir milletvekili abimiz, kimbilir, ne kadar yanlış anlaşılır, ne kadar yanlış anlar. üzüntüm, “aha buldum işte! şimdi yapıştırırım cevabı” diyen canım arkadaşlarımın, bu cevap bulma kaygısı kadar, yorumlama yeteneği olmaması.
saygıdeğer seteka, “beyaz türklüğe ve türkülüğe ayrı ayrı takayım” demem, hafif.org camiası tarafından, hatalı bulunacağından, bunun yerine, “peki efendim” diyorum.
yazıklar, sırayla üzerimizde saygıdeğer seteka, yazıklar oldu zaten, yazıklar milletvekili olurken, siz burada, “neye nasıl kayarım”ın alt ve üst katları ile uğraşmaktasınız. pes? peki efendim. ek olarak bir ricada bulunmak istiyorum, şu kendime benzettiğim, sol taraflarda bir yerlerde duran “arama” kutucuğuna, “ameximes” yazdıktan sonra, enter tuşuna basmak suretiyle ulaşacağınız girdilerin, altında “ameximes” imzası bulunan herhangi birinde, faşist bir yaklaşım bulursanız, lütfen bana bildiriniz. aksi taktirde, bana faşist diyerek, bir suç işlemiş oluyorsunuz, her an hakaret davası açabilirim, türkçe konuşan bir avukat yardımı ile.