Başbakan Zonguldak’ta ölen işçiler için “Bu işe girerken risklerini biliyorlardı.” dedi. Bu sözlerin arkasında nasıl bir gaddarlık ve acımasızlık var, tahmin bile edemiyorum.Bu “Kardeşim burada ölüm tehlikesi vardı, işe girmeseydin.” demek değil mi?Veya “Tehlikeyi biliyordun, burada ölüm tehlikesi olağan işlerden.” demek değil mi?Maden işçilerinden bir kısmının orada öleceklerini bilerek çalıştırmak. Aslında öyle acı bir itiraf ki.Bu açıklama, Başbakanın Türk halkına bakış açısını da ortaya koyuyor. İnsanların fütursuzca ölüme gönderilmesinde hiçbir sakınca görmüyor. Bunu gayet doğal karşılıyor. Neredeyse “Kardeşim neden öldünüz? Bak üretim durdu.” diyecek.Kömür tozu nedeniyle ihtiyarlama şansı bulamayan bu insanları ayda 900 liraya çalıştıracaksın. Sigorta meçhul. Ardından da, sanki dünyaları veriyormuş gibi, “Riskleri biliyordun.” diyeceksin. Yazıktır, günahtır.Ölüm tehlikesini bilerek ve kabullenerek bir tek savaşa gidilir. Ülke için, bu topraklar için ve burada yaşayan insanlar için. Maden işçileri yerin 540 metre altında bizim bilmediğimiz bir düşmanla mı savaşıyorlardı?
yorumlar
Evet, gerizekalılıkla savaşıyorlardı ama hepsi yenildi, çünkü çalışırken ölmek bu ülkede doğal..
madende ölmek,iş bulamamak,onca yıl okuyup baltaya sap olamamak,Eve ekmek götürememek,çürük yapılarda depreme binlerce can vermek,vs. vs.ve vegemicikler almak,villalarda oturmak,eşi dostu toplayıp yurt dışı safarilere gitmek,vs vsKaDER ARKADAŞ KADER(!)
keder.
Bu rapora kulak verilseydi
………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………her nokta bir küfürdür “Kader “dien zihinlere.
– Ölmek madencilerin kaderinde var!- Ölmek başbakanların kaderinde var!
yazıklar olsun demekten başka ne söylenebilir?
bence oy vermek lazım böylelerine..
olayı farklı bir bakış açısıyla iç etmek istiyorum. izninizle.önce aşağıda gördüğünüz karadeniz bölgesi haritasına lütfen dikkatle bakın.
şimdi illere göre maden raporlarını öylesine okuyunuz:RİZE: Çayeli-Madenköy yatağında 10 milyon 600 bin görünür, 15 milyon ton mümkün olabilecek bakır-kurşun, çinko bulunuyor. Yataklar halen işletiliyor. Fındıklı ilçesi Kartiba sahasında 3 milyon 600 bin ton görünür rezervli; Akkaya mevkiinde 400 bin ton potansiyeli olan demir cevheri olduğu belirlendi. Akkaya mevkiinde geçmiş yıllarda demir madeninin işletildiği ve 150 bin ton cevher çıkartıldığına dikkat çekildi. Ardeşen ilçesinde renkli pisen seramikte katkı maddesi olarak kullanılan feldspat madenine rastlandı. Uzmanlar, bu bölgede çok yüksek miktarda bir potansiyel bulunduğunun tespit edildiğini belirterek, kapasitesinin belirlenmesine çalışıldığını kaydettiler. İkizdere ilçesi Memişoğlu, Keçikayası sahalarında orta ve iyi kalitede mermer yataklarının bulunduğuna dikkat çekildi; Ayder yaylasının jeotermal sahası özelliği taşıdığı vurgulandı.TRABZON: Maden açısından en çok kireçtaşı bulunuyor. Hacımehmetköy mevkiinde 37 ila 39 milyon ton kapasiteli kireçtaşı yatakları bulunduğu, geçmiş yıllarda demir madeni bulunduğu ve işletildiği, stoklarda halen 200 ton cevher olduğu belirtildi. Vakfıkebir-Gökçeköy’de 60 bin ton, Sürmene-Kutlular sahasında 497 bin ton, Of-Katarakdere sahasında 613 bin ton, Maçka-Güzelyayla yatağında 154 milyon 700 bin ton, Yomra-Kanköy yatağında 2 milyon ton bakır, çinko, kurşun yatakları bulunduğu belirtildi. Diğer maden cevherlerinin düşük tenorlu ve ekonomik olmadığına dikkat çekildi.ARTVİN: Borçka-Akarsen mevkiinde 39 bin 600 ton görünür, 4 milyon tona kadar çıkması mümkün altın yatakları bulunduğu ortaya çıktı. Gümüşhane köyünde 30 milyon ton jeolojik, Yusufeli-Esendağı yatağında bin ton, Kafkasör yaylasında 1 milyon 600 bin ton görünür nitelikte düşük tenörlü altın yatakları olduğu da belirtildi. Borçka ve Murgul dağı sahalarında çok miktarda bakır-kurşun-çinko yatakları bulundu.”SİNOP: Boyabat ilçesi sahalarında düşük tenörlü asbest, Sarıkum sahasında düşük tenörlü kuvars kumu, Boyabat-Akbelen mevkiinde ise manganez damarları bulunuyor.SAMSUN: Ladik ilçesinde yaklaşık 52 milyon ton kireçtaşı, 38 milyon 812 bin 500 ton kil bulunuyor. Havza ilçesi Hamamayağı sahalarında jeotermal alanlar var. Vezirköprü-Ersandıklı sahalarında 117 ton kurşun-çinko, Kavak-Kaya köyü, Vezirköprü-Elmacık, Ladik-Ayvalı sahalarında çok miktarda manganez damarı bulunuyor. Ayvalı sahasındaki manganez miktarı 420 ton. Dikbayır yatağında ise 46 milyon ton jeolojik tuğla-kiremit yatağı var.ORDU: Ünye’nin Kumarlı mevkii ile Ulubey ilçesinin Akoluk ve Sayaca bölgelerinde altın yataklarının varlığı belirlendi. Akoluk mevkiindeki altın miktarının 1 milyon ton olduğu; Sayaca mevkiindeki yatakların 17 bin ton, Ünye Kamarlı mevkiindekilerin ise 1 ton kapasitesinin bulunduğu belirlendi. Fatsa-Zavi köyünde, Gülköy-Şıhman ve Kumru-Gümüşdere mevkilerinde bakır, kurşun ve çinko yatakları bulundu. Ünye-Fatsa-Kavaklar sahasında, çoğu ağartma toprağı olmak üzere 743 bin ton, Keşköy yatağında 460 bin ton, Emireli mevkiinde 421 bin ton, Ahizetli mevkiinde 128 bin ton, Tavkutlu-Gülcüğen mevkiinde 812 bin ton, Mesudiye-Çavdar köyünde 80 bin ton bentonit tespit edildi. Çambaşı yaylası Fundacık mevkiinde 750 bin ton demir, Ünye-Kumarlı sahasında 107 ton gümüş olduğu ortaya çıktı. Ulubey ilçesi Akoluk mevkiinde seramik ve kağıt sektöründe kullanılabilen 148 bin ton, Sayaca Mevkii’nde ise 2 milyon ton kaolen bulunuyor. Mesudiye ilçesi Topçam Beldesi sahasında ise yörenin en güzel ve sert mermer yataklarınarastlandı.GİRESUN: Görele ilçesi Çanakçı mevkiindeki sahada, 1 ton kapasiteli altın, Şebinkarahisar yatağında ise 300 ton kapasiteli uranyuma rastlandı. Halen işletilen Espiye-Lehnoz’da yaklaşık 2.5 milyon ton bakır, 2 milyon 312 bin ton çinko, Espiye-Kızılkaya’da 5.5 milyon ton kapasiteli, Tirebolu-Harkköy’de 6 milyon ton kapasiteli, Harşit-Köprübaşı mevkiinde 10 milyon ton kapasiteli bakır-çinko, pirit ve kurşun yatakları belirlendi.hani güzel bir atasözü var.”ekmeğini taştan çıkarmak”İşte bu insanlar bu bölge insanları ekmeği taştan çıkarıyor.çıkarılan ekmek sofrasına götürdüğü ekmek.ayrıca milli hasıla yeri yadsınabilir mi?bakınız iş kazaları raporlarına
BİRİLERİNİN ALLAHI KİTABI YOKSA BİRİLERİNİN VİCDANI EDECEĞİ KELAMI ÖLÇECEĞİ TERAZİSİ YOKSABİRİLERİNİN VAKİT BU VAKİT GÖZÜMÜZÜN İÇİNE BAKACAK FİRAVUN YÜZÜ VARSAOL Kİ MISIR DEĞİL ÜLKEMİZTEZ VAKİT NİL İKİYE AYRILIRBİR YANA GÖZYAŞLARI AKAR.BİR YANA PİŞMANLIKLAR.hani güzel bir atasözü var ya
“son pişmanlık fayda etmez”
bu gün kim gülümseyerek izliyorsa:”öleceklerini biliyorlardı. riski biliyorlardı” diyenleri.herkes bir gün öleceğini biliyor padişah.amma nasıl öleceğini kim bilebilir.senin askerin de o korkuylasenin asgari ücretli işçindesenin işvereninde o korkuyladoktorun örtmenin köylün çifçin cahilin aliminsen de o korkuyla uyuyorsun.gün ola devran döneo uykudan uyanırız.
aerc içim cız etti:(öleceğini bile bile ekmek davasına indiği dehlizlerde ölüme kesilen biletlerin hesabını kim verir acaba?peki bu kaçıncı???kaçıncı grizu patlaması?yuh ya
Avrupa’da madencilik ölüm oranında birinci dünyada üçüncüyüz, var mı ötesi? Söylenecek sözler çok az kalıyor,hele de acı bir çaresizlikle bireşince; sadece sövesin geliyor; dünyaya,çalışmaya, lanet olası parayaa
özel şirkette bir işçi allah korusun öldüğü zaman kanunlar senin ananı ağlatıyor. şu önlemi aldın mı? bunu yaptın mı? şu bu tam mı? diye sorgulanıyorsun.ve ola ki bir eksiğin varsa ceza alıyorsun.peki, bu zihniyet siz aldınız mı önlemlerinizi, her önleminiz, her kontrolünüz tam mı? tam diyebiliyor musunuz?öyle ise neden maden kazalarında birinciyiz.konuşmayın o zaman, “tehlikeyi biliyordun” diyenler.
erdil yaşaroğlu’nuın twitter’da yazdığı cevap çok hoşıma gitti: “kömür dağıtmayı biliyorsun, o zaman madenleri de düzeene sok” demişti. aklımda kaldığı gibi yazdım, birenir aynı olmayabiilir.
BOBİLER.ORG
bu ülkede ölmek çok kolay madende ölmeseniz trafik kazasında, olmadı terörde, olmadı mağanda kurşunuyla ölürsünüz. insan hayatının bu kadar ucuz olduğu bi yer daha varmı?
çok büyük acı, allah rahmet eylesin.inşallah artık bu son olur ve daha çok önlem alınır.
başbakan hala kader diyor haberlerdehala…inanamıyorum
tekrarlanmaması ümidiyle, tekrarlanacağı kaygısıylayazıklar olsun !
başbakanın promtersız konuşmalarında ortaya attığı saçma sapan iddialardan/polemiklerden biri daha…keçi gibi de inadı var, hatasını sonuna kadar savunup, “yoksa sen kadere iman etmiyor musun” diyerek işin içinden çıkar.
ölümü bu olayla bağdaştırırken düşünün! hepimiz birer işçiyiz, ekmek kavgası her insanın omzunda. onlar çalışırrken öldüler ama şartlar ağır, risk yüksek ve ölüm sayısı fazla olduğu için üstünde duruluyor.dönün bakın fabrikada çalışanlara, elektrik direklerinde saatlerce kablo bağlayanlara, saatlerce uykusuz direksiyon sallayanlara. bunların şartları çokmu iyi ya da risk yokmu?
en çok ölüm tehlikesine maruz olan polisler, askerler, güvenlik görevlileri daha say say bitmez. taksi şöförleri bile bir ara arka arkaya öldürülüyorlardı, Bu ülkede ölmenin kolaylığı sadece bu hükümette yaşanmıyor ki, ihtilallerde asılanlar veya işkencede ölenler, her bayram yapılan trafik kazaları, maganda kurşunları, marmara depremi,terör… maşallah kelle koltukta yaşıyor herkes
olayı sadece bir ölüm olarak görmemek gerek.bu köhne sistemin, işçileri taşeronlar aracılığı ile yok pahasına ve can güvenliği olmadan çalışmalarını dayatması,iktidarın ise bunu kader gibi gösterip işin içinden çıkmasıdır.bunu ihtilaller ile, bayramda yaşanan trafik kazaları ile, maganda kurşunları ile eş görmek “çok zorlama” bir bakış açısı…
Başbakan Zonguldak’ta ölen işçiler için “Bu işe girerken risklerini biliyorlardı.” dedi.İşte bu kafa yapısıyla milleti yönetiyorlar..
ölümün kol gezdigini ülkede yaşamanın zor olduğunu anlatmaya çalıştım bir de tutup laf ediyorsun şu blogdan bu blogdan diye hep kendini haklı görüyorsun
peki, taha böyle yaşamaya devam mı edelim? bunları sorgulamayalım mı?riski biliyordunuz deyip geçelim mi?biz türk milleti olarak daha iyisini hak etmiyor muyuz.?neden bütün kötü olaylarda ilk üçe girelim?neden daha iyi yönetilmenin yollarını açmayalım?her tür açılıma gidiyorum diye kendi kendilerini açmalarına göz yumarak ohooo her devirde bunlar var bizde bunlara boyun eğelim diyelim.
böyle yaşayın diye bir cümlem oldu mu benim? hak etmiyoruz diye ya da ? göster hemen yanlış düşünmüşüm özür dilerim diyeyim.
ben de sana direk öyle dedin dedim mi sadece öreneğinden yola çıkarak sorular sordum.ee örnek, “Bu ülkede ölmenin kolaylığı sadece bu hükümette yaşanmıyor ki” diye.
bu yalan mı?
kimse henüz düzeltemedi ki bunu
bir ülkenin başbakanı ağzına ne gelirse düşünmeden söyler mi, başbakan tayyip se söylerişine gelmez ananı da al git derişine öyle gelir kaderleri ne yapalım derbir dahaki seçimde gene gelir mi?bu ülkenein insanı akıllanmazsa gelir
taha “kimse henüz düzeltemedi ki bunu” diyorsunişte bunun için konuşuyoruz taha, son düzeltemeyeni de elemek için konuşuyoruz, ne için olacak.
kılıçdaroğlu düzeltir belki
Karadon, kömür, kader… Hatırlatayım dedim. Süper hızlı ve muhteşem bir kurtarma çalışmasının sonu ne(de) olsa…