“ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR!”,ne güzel bir cümle… Bu cumhuriyeti kuran atalarımız bu cümleyi boşuna dememişler. Halkın iradesine ve kanunlara her zaman güvenmişler. Bu iradeye güvendendir ki, rejim olarak Türkiye’ye, cumhuriyeti, yani halkın egemenliğini getirmişler. Eğer halkın iradesine güvenmemiş olsalardı, Cumhuriyet rejimiyle yönetiliyor olmazdık.
Atatürk’ün kurduğu rejim, adaleti temel alan, mülk’ün, yani halkın iradesi ile devlet yöneten bir rejimdir.Şu anda bazılara kendilerini, Atatürk‘ün kurduğu rejimin bekçileri sanıp, hareket ediyorlar ve fazlaca rejim kaygısı çekiyorlar. Bu kesimler kendinden utanmalıdır… Çünkü yüzde elliye yakın, halkın iradesini alan bir parti kapatılıyor, kapatılmaya çalışılıyor. Yani Atatürk’ün güvendiği halka, kendileri güvenmiyor, bir nevi Atatürk’e karşı geliyor, ihanet ediyorlar. Nedenleri ise Laiklik. Ey insanlar! Hey hat! Size sesleniyorum…Türkiye cumhuriyeti, laik,sosyal ve hukuk devletidir, kimse bunu değiştiremez. Hele halkın iradesinin yarıya yakınının oyunu alan kimse hiç değiştiremez. Çünkü, atalarımız halkına güvenerek demokratik sistemi getirmişlerse, bir bildikleri vardır değil mi? Yoksa saltanat devam eder, devlet başkanları ise sadece CHP‘nin genel başkanları olurdu. Buda, Atatürk‘ün anlayışına ve kurduğu cumhuriyet rejimine terstir… AKP kapatılıyor; en büyük neden, baş örtüsü, bu baş örtüsü meclisten kaç oyla geçti haberleri var mı rejim korkusu yaşayanların? Tam 411 oyla. Atatürk’ün rejim anlayışına güvenen kimseler! Yani halkın iradesine güvenecek olan kimseler! Duyun ve görün, 411 oyla kabul ediliyor bu yasa ve mahkeme halkın iradesini yok sayıyor… Bilmiyorlar mı ki? Cumhurluk, cumhuriyetçilik bu değildir… Adalet bu değildir. Cumhurluk, cumhuriyetçilik Atatürk’ün demokratiklik anlayışıdır, yani halkının çoğunluğuna güvenmedir. Yani cumhuriyetimizin ilkelerinin, gerçek bekçileri, Atatürk’ün güvendiği halktır… Son söyleyeceğim cümlelerse şöyle; Atalarımızın güvendiği iradeye bizde güvenelim, eğer bir çarpıklık varsa, ataların güvendiği halk, o çarpıklığı baş aşağı eder. En son olarak –eğer biz demokratiksek- Kapatma Davası; KAPAT-MA! DAVASI olsun. İradeye saygı duyalım…
yorumlar
sonda söylenecek şeyi baştan söyleyelim: kemalistlerden beklenecek en son şey saygıdır, bu aralar fazlaca çıldırdılar.atatürk halka güvendi, borukırasiyi dizginledi, siyaset yapmak isteyenlerin üniforma ve cüppelerini çıkarmalarını istedi ve uyguladı. onun zamanında böle işler olması mümkün diildi, ondan sonra bozulduk zati.borukırasi hazretleri iktidar alanını milletin aleyhine genişletmiş, makamlar ve maaşlar sağlam, ödenekler muntazam, bırakırmı böle güzel pastayı? zorlanıyor lakin eninde sonunda milletin istediği yere gelecek. boşuna çırpındığının farkında lakin ayrıcalıklarını kolayca bırakmaya niyeti yok.borukıratik darbe sürecini aksiyon filmi tadında seyretmekteyim:)
Isin icinde isler var. Oyun icinde oyunlar oynaniyor. Atatürk’ü hic sevmeyenler özümsemeyenler bile bu gün Atatürkcü geciniyor…
toz66, güzel bir yaraya temas etmişsiniz,tebrik ederim.bir kararda halkını yanına almayanlar o halkı karşılarında bulurlar.bu kapatma davaları bizler için büyük ayıptır hangi parti olursa olsun onunla boy ölçüşebilecek güce sahip karşı fikirdeki partiler yapacakları olumlu çalışmalar ile yarışma halinde olmalı yoksa “ben bu partinin üstesinden gelemiyorum kapatalım bari “mantığı hiç bir zaman fayda sağlamaz.
@07ebruTeşekkür ederim, hayatımızda herşeye saygı duymak, özelliklede iradeye saygı duymak gerekir bizde her zaman hayatımızda da böyle yapmalıyız…
saygı şart
toz66 rica ederim:))
Tarihi yanlış okuyor yada yanlış yorumluyoruz sanırım. Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyeti salt halk iradesine dayamak ve ” Atalarımızın güvendiği iradeye bizde güvenelim, eğer bir çarpıklık varsa, ataların güvendiği halk, o çarpıklığı baş aşağı eder.” demek tarihi gerçekler karşısında pek doğru olmaz.Ozamanda kurulmasına izin verilmeyen partiler, kurulup hemen kapatılan partiler ve istiklal mahkemeleri vardı. Nede olsa bir devrim süreci yaşanıyordu. Mesele bu devrimin sürecini tamamlayıp tamamlamadığı ile ilgili.Tayyip Erdoğan’ı beğenebilirsiniz yada nefret edebilirsiniz önemli olan ideolojisidir. Burada bence mesele türban değildi türbanın nasıl serbest bırakıldığı idi. Hatırlayınız ilk iktidar dönemlerinde Anayasa değişikliği ile ilgili pek gönülsüz olan Erdoğan %47 den sonra komisyonlar kurdurdu “demokratikleşme ve sivil anayasa” kisvesi altında hummalı bir çalışmaya girildi, taki MHP nin türban oltasına takılana kadar. Ondan sonra Anayasa çalışmaları ile ilgili kamuoyuna ne yansımıştır o çalışmalara ne olmuştur? bir düşününüz.Şayet Cumhuriyetin taşlarını yerinden sökmeye kalkarsanız o Cumhuriyet tüm kurumları ile kendini savunur.
bir partinin kapatılmasının bununla bir ilgisi olduğunu sanmıyorum.tarih yanlış ya da doğru yorumlanmış olsun parti kapatılmasının yanlışlığı sonucu değiştirir mi?hayır değiştirmez.demokrasiye atılan bir tekmedir bu ve acısını yine biz yani halk çeker.
@abiBen ve bu yazıyı yorumlayanların yanlış tarih öğrendiklerini veya yorumladıklarını hiç sanmıyorum,ama sizin benim yazdığım yazıyı eksik veya yanlış okuduğunuz kesindir. Çünkü yazıda
diye yazmıştım orada herşey açık kimsenin tarihi yanlış bildiği yok eğer demokratik olmak istemeseydik, şuan deniz baykal’ın hükümdarımız olması büyük ihtimaldi… Yazıyı yanlış bulmak için değilde anlamak için okursak daha iyi olur kanaatindeyim…
Ben aslında Abi’nin bir kısım dediklerine katılıyorum. (iç ses:Ne oluyor ya, laikçi mi oluyom yoksa 🙂 )Atatürk bu ülkeye demokrasiyi getirmemiştir. Atatürk Cumhuriyeti, yani seçimleri getirmiştir ki, o dönemde olan bir sürü faşist diktatörlüğü düşündüğümde, minnettarım.DEMOKRASİ ve CUMHURİYET AYNI ŞEY DEĞİLDİR!!!!!! CHP’nin “cumhuri padişah” olduğu bir sistem vardır bu ülkede senlerce…(açık oy, gizli tasnifle seçim yapmış bir ülke..)Bir de acaip bir şekilde ŞEKİLCİ BATICI yetiştirmiştir Cumhuriyet..Bunlar da daha sonradan devletin tüm kadrolarını doldurarak, kendilerini bu halkın hükümdarı olarak görmüş ve bu şekilde halkın emeğini-sermayesini gaspetmişler-ediyorlar.. Osmanlı padişahları dahi bu kadar millet üstünden geçinmemiştir bizim bürokratik elit kadar. Şu anda ise bu bürokratik elitin yerini bilim-teknoloji-sermaye bakımından Batı’ya entegre fakat giyim-kuşam-din-ibadet gibi konularda muhafazakar Anadolu burjuvazisi ve çocukları alıyor. İşte bu bazılarının ekmeğinin kesilmesi anlamına geliyor ki, işte bütün patırtı-gürültü bu yüzden. Laiklik de sömürge laikliğinden inançlara saygılı, insancıl bir laikliğe doğru evriliyor.
1- TOZ66 Gereksiz alınganlık göstermişsiniz. Yaptığım yorumda Tarihi yanlış okuyor yada yanlış yorumluyoRUZ dedim. Yani işin içine kendimide kattım. Şahsınız hedef almadım. Tabi yazı tarafınızdan kaleme alındığından hassasiyetinizi anlıyorum. Şayet yorumum sizi incittiyse özür dilerim. Ancak Çok partili hayata geçişin öyle sanıldığı gibi Atalarımızın halkımıza çok güvenmelerinden kaynaklanmadığınıda bilmenizi isterim. Bu konuda yığınla anı tarih yazısıda bulabilirim. Bu konulara epey kafa yoran biri olarak meselenin sistemden kaynaklandığını ve gerisinin boş olduğunu anlamak durumundayız. Bu ülkede sistemi değiştirmek değil %47, %67 oy alsada tek partinin dayatmasıyla olabilemez. Yapmaya çalışırlarsa da sistem kendisini bir şekilde korur. Anayasa mahkemesinin türban kararı ile ilgili yazımda buna değinmeye çalışmıştım. Konunun hukuki yada demokratik olmakla bir ilgisi yok.2- Sol görüşlü olmakla birlikte asla laikçi değilim ve olaylara mümkün olduğunca tek perspektiften bakmamaya elimden geldiğince empati yapmaya çalışıyorum. Ülkemizle ilgili yaptığım kişisel eleştirilerimde de içinde bulunduğumuz durumun sorumlusunun AKP değil, halka dayalı çözümler üretemeyen sol partilerde olduğunu söylüyorum.Mesele nereden baktığımızla ilgili demokratik bir sistemde parti kapatmada olmaz, illa türban takacaksın diktasıda olmaz. Tabi demokratik sistemlerde.Umarım kendimi ifade edebilmişimdir.
bence gayet açık ve net ifade etmişsiniz
nihayet sonuçlandı…
peki sonucu nasıl değerlendiroyrsunuz? Sonuç açıklamasını…
bence doğru karar..demokrasi bunun aksini kaldıramazdı:)
Bu davanın bitmesi ile Türkiye rahat bir nefes aldı.Anlamsız bir gerginlikti,Demokrasi özürlüyüz biz Demokratım diyen bu kadar insana rağmen.
bir elit kesimden bahsediliyordu, onların dediği olur deniliyordu ama onların deddiği olmadı gibi sanki… ya da onların kurduğu bir oyun oynanıyor…
bir oyun havası olduğunu bende düşünüyorum.önce neler söyleniyordu şimdi neler oldu?ama her ne olursa olsun demokrasi kazandı.konu hangi parti olursa olsun,parti kapatmak bu yolda yapılacak en ucuz girişimdir.
Ergenokon Veli küçük ve şürekası ile sınırlı kalacak, Kapatma davası sonucu AKP nin tepesinde Demoklesin kılıcı gibi asılı kalacak… Olan tarafların mevzilerine çekilmelerinden ibarettir.Bekleyelim görelim 30 Ağustos ta kartlar nasıl dağıtılacak…
sonuç – monuç
boşuna kop, yılmaz özdil’in yaptığı laf ebeliğinden başka bir şey değil daha iyi örnekler bul bence.
“Partiler sandıkta kapatılmalı”
Başsavcı 2. dava için hazırlanıyorYa Erdoğan ihraç edilsin, ya AKP kapatılsınbu davaların sonu gelmez artık, oyuna çevirdiler işi.
Şimdi de ikinci kez kapatma davası açmak için hazırlık yapıldığını duydum.
bende duydum.
pöh aferin graftoncun zaten yazmış duyduğunuzu niye söylüyorsunuz. Hafızadan yemekten başka bişey yapsanız gam yemiycem zaten.Ha bir de şey. Adamın asabını bozmasın o morukta. 2 dakka otursun kıçının üstüne ya. Apartmanda ki hiperaktif çocuktan bir farkı yok.
üzülüyor insan 10 aydır tüm dikkatlerini buraya yöneltmekten başka işe bakamıyorlar bu da devletimize zarar.rahat bıraksalar da onlar da işini yapsa.
Haha bana da açın ben de istiyom. Beni de kapatıın.-Kime moruk dedin avalyanç-Hiiiç öyle kendi kendime konuşuyorum.
piyasayı altüst etmekten başka bi işe yaramıyor yaptıkları..kapattık kapatıcaz…bu ne yaa..neyi kapatıyosunuz o kadar kolaymı bu işler..%47 var arkasında..ayıp be ayıp
kapatmaya kapatamazlar da tek yaptıkları mide bulandırmak ve devlete zarar faturayı da sen ben öder işte.bu dava da böyle sürer gider.
Kapatılmayarak kapatılan parti: AK parti
ne ayip ne ayaip, / 47 say ,yuzde 57 i yok say,nerede herkeze saygi duyoruz dedigin soylemin,genel anlamda kabul etsende etmesende cok farketmez zati kendimce,siginilmis bir 47 nin arkasina yok say “Otekini” bizler-sizler bol bolebildigince ilkolul matematik bilginle. ne olduysa bu fanatiklerden geldi zati
47-57 ya da 50-50 ne fark eder ki parti kapatmanın bu güne kadar kime faydası dokunmuş ki?karşısında durabilecek parti yok diye hepsini kapatalım sen, ben, bizim oğlan kalsın!sonra ne olacak?ne itibar kalacak ne hükümet…demokrasiyi özümseyemedik gitti…
illerin hanı %47 bir partinin tek başına aldığı oy oranı…geri kalanı paylaştır…kimin kimi bölmeye çalıştığını herkes görüyor…ayıp diye bişey var kardeşim…iki dakka huzur olmasın ortamda…müzmin muhalefet hemen çomak sokacak illaki..hazımsızlığın bu kadarıda fazla artık…halk seni istemiyor diye ortalığı karıştırmaya kalkışmak sorunlu kişiliklerin işidir
simdi okuyunca farkina vardim, “kabul etsende etmesende”etsemde etmesemde farketmez olacakti.2. si huzur karsitligi gibi bi durum peydah olmus o nasil vuku buldu anlamadim, soylemim sadece-otekilestiril- mesi ne tepki, bu ne siddet bu ne celal3. su eylulcum son yorumun daldan dala olmus,analiz yapilacak vurucu nokta yok..Srunlu kisilik soyleminde cok yakisikli duruyor burdan bakinca,soleden gecmeyeyim son olorak..
vurucu nokta koyamadığım için üzgünüm illerin hanı…amacım tartışma yaratmak değil aslında…sadece herkese özgürlük ama banada diyorum ..o kadar:)
“Aslinda” Tartismada olur niye olmasin,dusunce ababinda..Ozgurluk dedigimiz seyin ucu bacagi belli olmadigi icin senin ozgurluk anlayisin tanimli degil zihnimde..esasen tahmin de edebiliyorum biraz kendimce.Simdi Demokratik ortamlar da cogunlugun borusu otuyorsa azinligin haklari ne “planda” olacak bunuda konusmak gerekir..
özgürlük herkes için eşit olmalı, zaten bunu yakaladığımız an çok şeyi kendiliğinden aşarız, buna yürekten inanıyorum.
başa gelen her kim olursa olsun…her iki düşünceninde haklarını korusun istiyoruz…bundan önce böyle olmadığı için bir çok insanın hakları hiçe sayıldı…..bundan sonra aynı şeylerin yaşanmaması ümidimiz var en azından…elbetteki şimdiki hükümette kendi dışındakilerin hak ve özgürlüklerine kısıtlama getirirse o zaman onunda karşısında duracağız…hep savunduğum budur…düşünceler ne olursa olsun..başkasının hakkına tecavüzde bulunmadan..herkes tercih ettiği yada inandığı gibi yaşasın..ne olursa olsun insana insan muamelesi yapılsın…ayrım yapılıp düşüncesinden ötürü yok sayılmasın
Eylulbahar zaten sıkıntı bu noktada “hep benim istediğim olsun” deme anlayışından sıyrıldığımızda kurtulacağız.tek yaşayan ve hakları olan kendinizin olmadığını anlamamız ve başkalarının fikirlerine ve yaşam tarzlarına da saygılı olmalıyız ki bu dünya yaşanılır bir hal alsın.”bu gün sen beni ezersen yarın olur bu kez ben seni ezerim” düşüncesi ile yıllardır zarar görüyoruz.
bence şu yada bu parti değil…hangisi gelirse gelsin savunduğumuz değerler eşitlik üzerine olmalı..başa gelen gelsin…icraatına bakılsın…kişilerin yada farklı düşüncelerin hak ve özgürlüklerini kısıtlıyor yada çiğniyorsa ona hep birlikte karşı çıkılsın..direkt hayat görüşü farklı diye birilerinin ayağı kaydırılmasın..özelliklede irana döndürmek istiyorlar gibi komik sebepler öne sürülmesin..icraat yoksa zaten diğer seçimlerde geldiği gibi gidecektir…..ülkede eşitlik ve saygı ortamı oluşturulduğunda kimse kimseyi hor görmeyecektir..
Bahçeli’den kapatılmama uyarılarıMHP Genel Merkezi’nde basın mensuplarının karşına çıkan Devlet Bahçeli geçen yılın yasama yılını deeğrlendirdi, ve Ak Parti’nin kapatılmamasını yorumladı…