Onun benden başka arkadaşı yoktu..Sebebi mi, Down Sendromlu oluşu.. Annesi ile babası rica etmişlerdi. Oğlumuzla arkadaşlık yapabilir misin?‘’Arkadaşım Eşek’’ gittiğim ilk tiyatroydu orta okul yıllarında…. Bir anne ve babanın oğullarına arkadaş aramaları çok sıradan gibi görünse de, onun yuvarlak mavi gözleri, tombul parmakları, aslında çok sevimli görünüyordu gözüme..Sıradışı, normal arkadaşlarım gibi değildi..At gibi kişneyerek gülüyordu..Annem ve babamdan gizlice arayıp, ‘’Teyzeciğim, oğlunuzla arkadaşlık yapabilirim’’ demiştim.Daha sonra, Ona telefon edip, Kristal Büfe de hamburger yiyebileceğimizi söyledim..O kadar sevinmişti ki, yine at gibi kişneyerek güldü.. Birlikte olduğumuz zamanlarda, çok eğleniyorduk, ama hep bize bakıyorlardı..Ne vardı ki bakacak, kimsenin Down Sendromlu arkadaşı olmamış mıydı ki bu dünyada, ya da onları yalnız bırakıp, cezalandırmalı mıydık..Doğum günüme çağırmaya, karar verdim..Annem sorduğunda, nasıl bir yalan bulmalıydım bilmiyordum..Annesi sakıncası olmazsa bize bırakabileceğini söyledi..”Tamam” dedim..Elinde hediyesiyle gelmişti, annesi telefonda ilk kez bir kıza, yalnız hediye almak istediğini söylemişti.. Çok sevindim..Kim olursa olsun birinin değer vermesi, hoş bir duygu..Bana, don almış sağ olsun, herkesin içinde açtığımda, yerin dibine girmiştim..Ne olacaktı ki don da bir ihtiyaçtı..İstemiş, almış, ne vardı ki bu kadar gülecek..Annem, kim olduğunu sorduğunda, daha çok utanmıştım..Yan sitede oturuyor, komşumuz dedim..Ben ne kadar rahatsam, annem de bir o kadar, rahatsız bir kadındı..Konuklara ikram edilecek bütün kurabiyeleri yemiş..Annemin dert ettiği şeye bak.. Allah başka dertler vermesin insana..Annem, onunla bir daha asla görüşmememi söylemişti, o akşam..duymuş eve gidip çok ağlamış..Oysaki, o da benim en iyi arkadaşım olmuştu hatta bir ara gülmesini bile kapmıştım..Ama bunu hiçbir zaman bilmedi…
yorumlar
okudum, annadım
Devam PBK, cok güzel…
Ne olim ki sen bu yaziyi okumadin. Annat o, zaman ne yazmis PBK???
valla haklısın niko, ben de yalan yok, aralarda kaybolmasın insanlar okusun istedim…ama söz şimdi okucam
Tamam affettim:)
Ama bunu yapmanda cok hos.
bende ilk kristal büfe de hamburger yemiştim…niko sen nerde yedin ilk…
Şey diyecektim, iyi, güzelde, konu neydi yorumlarınızdan sonra ben de unuttum..Aşkolsun size Kop ve Nicco..
Kristal in hamburgeri çok iyi idi bir zamanlar, şimdi ”ıslak hamburger” e takılıyorum 🙂
o nerde, ben be de sargın büfeye takılırdım…
Bağdat Caddesi ”kızılkayalar” süper ötesi, ayranla beraber. 3 adet yuvarlayabiliyorsun..Taksim de bir de..
ayranla beraber 3 adet ha, noluyoz yaa sona da çotanak mı içecez
Bir arkadaşım ıslak hamburger deyince suda yüzdürüp verdiklerini sandığı için tercih etmeyeceğini söylemişti..:)Eskiden yerdim Kop..:))
pibek, oldukça dokunaklı birşey yaşamış ve yaşatmışsın.. zihin engelli bir çocuğun babasının söylediği bir söz geldi aklıma: “inanıyorum ki, dünyaya fiziksel ve zeka engelli bir çocuk geldiğinde, gerçek insan doğası kendini gösterme fırsatını buluyor ve bu da insanların o çocuğa davranış şekillerinde kendini gösteriyor”yüreğine sağlık.
Sana bir sır vereyim mi Puella,Şimdi o çocuk büyüdü ve koskoca bir fabrikanın başında..Hala garip hareketleri yok değil ama önemsemiyorum..:))Dünya umurumda değil, insan insandır, bana zarar vermediği sürece..
antrö halâ bu yazıyı okumamış, kınıyorum…
sargın kadıkoyde..baska yerde var mı bilmiyorum. ama ıslak hamburgerin yeri taksim’dir. bir de taksim’de değil yani. hatta bagdat caddesindeki cok yeni. bu arada ıslka hamburgerle ya da hamburgerle ayran olur mu be..!
Sevgimi kıskanmış olabilir, Kop..Ya da beğenmemiştir yazımı..
Arrogante ye bak yaw, mis gibi köpüklü ayran tabi kii, kocaman bir bardak hem de…İlaçlı viski içecek halimiz yok..:)
sargın divan otel karşısında seturun yanında, bana annatmayın…
bak ona katılırım. ama hamburger ve ayran garip bi ikili gibi geldi bana..tost & ayran, kebap & ayran, döner & ayran tamam ama hamburger ı-ıh..
Ankara’da bi Cafe Down diye cafe vardı kızılayda. Ben lisedeyken bir arkadaşla hiç içeri bakmadan, ingilizce adlı normal bi cafe diye içeri girmiştik. Sonra birbirimizle muhabbet ede ede bi masaya oturduktan sonra etrafımıza bakınca şok olmuştuk. Herkes neden bir tuhaf hareket ediyor burda diye. Biri bize şaka mı yapıyor acaba dediydik. Meğer orası sosyal yönü gelişmiş bir girişimcinin down sendromlular için açtığı kafeymiş.Yazını dünden beri bekliyoduk Pibek. Kop yazmasa daha da göremeyecektim.Ama sana bişi diyim, birgün ben de sana bi hediye alırsam toplum içinde açmamaya bak. Benim hediyelerimi alanlar da hep kızarıyor nedense.
ora nire be..? sargın kadıkoy’de kardesim.
hah geldi…
özel bir yazı. tebrikler!
Ankara ya geldiğimde sürekli Willa cafe restautant bar’ a takılırım, piyano çalarlar orada bilmem bilir misin..En güzel hediyen şuraya kendi hislerinle yazdığın bir yazı olur, benim için..Yine de Teşekkürler..
Pilli Pati, mersi, ıslak hamburgerler hakkındaki düşünceni alabilir miyim sonra..:)
Kavaklıdere’de orası, sanırım Sheraton’ın yakınlarındaydı ama gitmedim.Yazı da yazarım tabi ki. ama içinden kırmızı don çıkarsa kimse kızmasın. Biz özgür davranırız hep bööle.
Kırmızı don mu.. güzel bir yılbaşı hediyesi olabilir, hatta uğur getirdiği bile söylenir..Çok yaratıcı..:))
o zaman yazı tarihi 6 ay tehir edilmiştir.Yok ben de yeni bir yazı yazıcam artık. Hep beleş yazılanlardan geçinip yorumluyorum. Millet kovacak sonra beni yazısından.
ıslak hamburgere dokunamam ben! dokunduğum anda dağılıp elimden dökülecek hissi veriyor bana!hatta ekmeklerini cam kenarlarına diziyorlar falan, “Nasıl yapıyorlar Allah’ım, neden Yuing (Ewing)?” diyorum kendi kendime…
Haksızlık ediyorsun Pati, Yumuşacık..Hem de salça soslu süper..Bu akşam gidip yiyeyim çok canım istedi..
Ayrıca ”Yuing” değil ”Yumuk”..
ayransız lutfen..
Anlaşıldı Coke ile sen….
coke’dan bahseden kim..?
Ne o zaman? demli çay
Fanta
onu bilmem artık. ben sadece ayranla olmaz dedim…;)
:))
Hamburger mi? iiiiiiiii Ben Döneri tercih ediyor hamburgeri protesto ediyorum.
dilli sandviç’le ne gider?
Nicco, yurtdışın da lahmacun u yapamıyorlar..Develi yi tek geçerim..Gözleme ile ayranBalıkla rakı..Midye tava ile Bira
Pilli Pati bilemedim:((
Restauranti olan bi arkadasim var. Inan cok güzel Lahmacun yapiyorlar.
bak bunlar olmuş, pi’bek..;)
Of ya rahatladım şimdi, sabahtan beri homur homur, homr ne zor insansınn !..
zor diye bir sey yok. kolayı bulmaya inanmak var. mucizelere inanmak.kolay mı? kolay içimizde, içimizde..!
heh, zeytin yağlı börülce yanına ne giderHocam?
bana bunlarla gelmeyin canım.
zeytinnnyağlı börülcenin yanında bir de buz gibi ayran iç sonra mışıl mışıl uyu
ulen yine mi ayran?
Bu sefer şu dilini tut arrogantE
aman Dej, ayrana inanılmaz bir antipatimiz var bugün..
neden kiBiri bana anlatır mı
ben ayranı severim. hamburgerle olmaz dedim sadece..dilimi niye tutuyorum?
Dün ki ayran olsun buz gibi lafımdan sonra “kendimi tutamıyorum” dediğin cümle için söyledin sanmıştım. dızzzttttt… tamam başa sar boşver:)Okudum yorumları ve ayranı geri çektim
hmm..ben de simdi uyandım..;)
sağol pbk, güzel yansıtmışsın ikilemleri…
Beğenmene sevindim Makaleci, sıradışı insanlara, normalmiş gibi davranmayı seviyorum…
bu laf çok geniş spekturumlu oldu:)) hepimiz olabiliriz bu normalmiş gibi davranılan, bu durumda…!
ben de normal insanlara sıradışımış gibi davranmayı severim…
yok tatlım, bu tarz teşhisler koyulmuş kişileri kasdettim ben..Normal yaşamda..
herkesin bir yaklaşım biçime var, bu durumda
mesela bir tanıdığımızın kızının bir takım bozuklukları olduğunu anladım ve tedaviye başlattım..ne kadar erken olursa o kadar iyi..
“normal” kime göre normaldir?
Pilli pati, bu soruyu çok zeki bir dostuma sorduğumda affallamıştıOysaki sadece bana “normal”in tanımını yapmasını istemiştim. Kendisinin normal olmadığına emin olduğunu, bazı gerçeklerle yüzyüze gelmesinin onu dehşete düşürdüğü adeta cinnet geçirdiği bir anda benimle paylaşmıştı.Konudan bir açı farklı da olsa..
evet bu soru oldukça şaşırtıcıdır @deja. normal sandığımızın bazen sıradışı olabileceğini ya da sıradışı olduğunu sandığımızın ise bazen normal olabileceğini ancak hayattaki farkındalıklarımız sayesinde anlayabiliriz. …ve kanımca insan sayısı kadar da normalite tanımı vardır yeryüzünde!
Yaşadığımız dünya, ayakları sıkan yaşam standartları, evrensel gerçek dışı gelişmeler, sosyo-kültürel başkalaşımlar..hayat zaten öyle bir hal aldı ki şu gırgıriye misal fotoğrafta “normal” denebilecek kerte bir poz yakalamak hayli anormal.
Anormal hareketleri yakalamak her normal e nasip olmaz tabii, bu Allah vergisi..:)Normal bir kişi de sonradan anormal olabilir..
Ayrıyeten ”farklı” olmakla anormalliği karıştırmayalım..
Mesela, çalışma hayatına başladığım yıllarda, benimle aynı satış böliümünde, orman mühendisi olarak çalışan bir kızcağızın, ses tonu aşırı ince ve tizdi..Kendime öncelikle sabırlı olmam gerektiğini söyledim..Sonra evlendi..Nasıl olur dedim..Tam 6 ay sonra, müşterilerden şikayet gelmeye başladı, ilk olarak işine son verildi, sonra boşandı..Böyle olacağını anlamıştım..İşte, bu da bir açıdan anormallikti..
Paralel bağlantıİlginç tabii. Yalnız dikkatimi çeken tiz bir sesle çalışma ortamının sağlanamayışı. Bu önemli bir mesele. 1 saat kadar önce birisiyle aynı konu üzerine konuşmuştuk tevafuğun böylesi.
Evet, bu kızımız dışarıyla bağlantısı olmayan, bölümlerde çalıştırılabilirdi..Bu olay, işe almaya karar veren kişilerin de başarısızlığını gösterir.
Normal olan normlara uyandır.Esasında pek de karmaşık yanı yok bunun.Bana göre normal gibi bir yargı olamaz onun için.Normlar ortak toplumsal değer ve kurallardır. Ortalama olandır. Bizim toplumsal değerlerimiz için normal olan bir başka toplumda anormal olabilir. Yada bizim kendi bakışımızca normal kabul ettiğimiz şey toplumsal açıdan normal olmayabilir. Müsbet-menfi değer taşımaz onun için. Mesela dünya yuvarlaktır diyen galileo da anormaldir. Şu an dünya tepsi gibi düzdür diyen ben de.Yane.. toplumsal normların dışına çıkmak isteyen kişi, toplumsal değerlerin ötesine çıkabildiği takdirde olumlu durumdadır. Aksi halde sadece aykırıdır.
şu kalıtsal hastalıkların artık önüne geçelim. Bilincine varalım.engelli çocuklar doğmasın ailelerin de hayatı zehir olmasın.bu sene bunun dersini aldım da çok kötü bir durum. allah kimsenin başına vermesin
“normal”i kalıplaştırdığın norm sadece imajdır anthro.O norm dediklerin de insan ürünü, zamanla değişen yargılar bunlar. Bizim ise ifade etmek istediğimizde ufak bir farklılık var, demek oluyor ki
Sanırım normallik ve anormalliği son derece yüzeysel anlamlarıyla kullanıyoruz burada, psikolog arkadaşları davet ediyorum..Asidi kaçmış Kolası nerdesiiin..
Down sendromlu bebek doğurma riski:30 yaşında 1/85535 yaşında 1/36540 yaşında 1/10945 yaşında 1/3249 yaşında 1/12gebelikte down sendomu tanınabilir. ultrasonografi ve üçlü test ile amniyosentez prenatal genetik tanı yöntemleri uygulanarak bebeğin kromozom kontrolü yapılır.
öncelikle bebeğin görünüşü ile ilgili bulgular ve Down Sendromunu belirleyen bazı fiziksel karakteristikler vardır.Düz bir yüz profili,basık nasal köprü,küçük burun,kulak şeklinde anormallik,avuç içinde gözlenen tek ve derin bir çizgi,birinci ve ikinci ayak ayakparmağı arasında normal dışı boşluk,dilin ağız büyüklüğüne oranla daha geniş olması gibi.Sebepleri, ve gebelik sırasında anlaşılma..