Ben ne “aşk doktoru”yum, ne çok satan gazetelerin “seksoloji” hocasıyım, ne de elli-altmış kadın tanıdım.Bir “iş” vesilesiyle, saatlerim kadın-erkek ilişkilerindeki tavırları çözümlemeye çalışanteorilerle dolu.Memleket umumisinde de, “kişisel gelişim” ve “ilişkiler” üzerine kaleme alınan varakepey makbul…Meşhur Marmaris ressamı gibi, ne var yav bunda, ben de yazarım deyu, giriştim işkilli ilişkiler işine…
Kadınlarda “bağlanma” sendromu âşık oldukları/sevdikleri erkeğin onu kullanacağı endişesiyle uç verir.Bu da, “bağlanma”yı “bağlanamama” noktasına getirir ve çelik bir prangayla sabitler kalplere.Erkek, kadına karşı hassasiyet göstermeyip kısıtlayacak, belki de çeşitli maddi-manevi yasaklarla etrafını saracaktır.Kadınlar ilişkilerini hissettikleri gibi yaşamazlar, yaşayamazlar umumiyetle.Özü sözü “bir” bir tavır sıklıkla görülemez ilişkilerde.Mesuliyet hissi, yeri geldiğinde ilişkiyi yitirmeyi,acı çekmeyi, savrulmayı, vesvese dolu günleri göze almaktır bir bakıma.Erkek, ilişki sürecinde hislerini bir nebze belli eder. Kadın ise hislerini gösterme mevzuunda cimridir.Onun bu üstü örtülü (bkz. tahsisat-ı mesture) hali karşısında erkek, merak saikiyle (bkz. vesaik & temel saik) ilişkiyi sürekli çözmeye çalışacaktır.Bir bakışa, bir tebessüme, bir temasa farklı anlamlar yükleyecektir çoğu kez, erkek… Acaba?…Bu “acaba”lar içinde ömrünü tüketen pek çok erkek vardır. Kadın da elbette… Kadın, ilişki esnasında ne kadar ketumsa, ilişki o kadar gizemlidir!Erkeğin, kadının üstüne düşmesini sağlayan bu gizemli tavırlar, “tower” ebatlarında saplanırerkeğin böğrüne.Erkeğe bir “rahatlama” hissi yaşatmaz kadın. Hislerini göstermemesi yetecektir!Bağlılığını gösterdiği an, erkek rahatlayacaktır ve ilişki rutine binecektir, kadının gözünde.Erkeğin hisleri ikinci planda, beş aylık kalkınma planları inşa etmektedir bir ihtimal. Bu tür minik oyunlarla sürer ilişki.Tükenene dek, tüketilene dek…Mesuliyet almaktan korkan, çekinen kadınlar çaresizdir, ne yapacağını, nasıl davranacağını bilemez esasında. Erkeklerde de su yüzüneçıkar bu his.Bir erkeğe bağlanmaktan çekinen, bu korkuyu besleyen kadınlar, hoşlandıkları erkeklere,evlilik programlarına katılan teyzelerin, amcaların dillerinden düşürmedikleri “beni taşımalı” şarkısıyla park ederler kımıl kımıl kâğıtlarla ambalajlanmış kalplerini. Taşımak?!Belek’e gittiğimde traktör lastiğiyle havuza girme, demek mi istemektedir bu kadınlar? Ya da beni Cannes’da irezil etme, demekte midirler?İlişkiler, iliştirilmiş hayatlardır artık. Hesapsız kitapsız bir ilişki neredeyse imkânsızdır günümüzde. “Sevgi” verilir ve alınır artık!Bağlanmak, hayatını “ipotek etmek”leözdeştir artık!Bir kadına sırf o olduğu için bağlanabilen erkeklere,bir erkeğe sırf o olduğu için bağlanabilen kadınlara selam olsun!