bildirgec.org

pilasdik

11 yıl önce üye olmuş, 4 yazı yazmış. 0 yorum yazmış.

KaDıN – ErKeK: İşkil? İş, kill me!

pilasdik | 15 April 2009 18:04

Ben ne “aşk doktoru”yum, ne çok satan gazetelerin “seksoloji” hocasıyım, ne de elli-altmış kadın tanıdım.
Bir “iş” vesilesiyle, saatlerim kadın-erkek ilişkilerindeki tavırları çözümlemeye çalışan
teorilerle dolu.
Memleket umumisinde de, “kişisel gelişim” ve “ilişkiler” üzerine kaleme alınan varak
epey makbul…
Meşhur Marmaris ressamı gibi, ne var yav bunda, ben de yazarım deyu, giriştim işkilli ilişkiler işine…

Kadınlarda “bağlanma” sendromu âşık oldukları/sevdikleri erkeğin onu kullanacağı endişesiyle uç verir.
Bu da, “bağlanma”yı “bağlanamama” noktasına getirir ve çelik bir prangayla sabitler kalplere.

Aşk, Kadın, Peymâne

pilasdik | 14 April 2009 11:01

Bir ben var bende, benden içerilerde bir yerde… Benden kötü olmasın…
Sabah sabah, daha Karahisar’da afyonumu patlamamıştım ki, koştu geldi benime, pardon, yanıma…
Heyecanlı, telaşlı, dudakları titreye titreye başladı anlatmaya.

– Abi, abicim… Dün gece bir rüya gördüm…
Hatta, kabus aabi, kabus!
– Güzelim, benden kötü benciğim, ona “kabus” demezler.
Onun adı “kâbus” canımın içi, “kâ-bus”… La havle…
– Yaa abi, bırak sabah sabah dilbilgisini falan!
İyi ki, bi kitap yazdın yani ha! Doğru düzgün konuşamıyoz yanında…
– Bak, “doğru düzgün” değil canımın cânı… Ona “doğru dürüst” derler…
– Öf be aabi! Yaa, bi dinlesene beni n’olur be aabi!
– Tamam, anlat hadi…
– Abicim, ben tam tişörtü sepete koyuyordum ki, atölyeye iki tane polis girdi ta…
– Güzelim, canım… İnsanlar “tane”yle
sayılmaz ki ama! Aaaa!
– Yaa aabi be, rüyamı anlatmaya çalışırken bi de sen kabus olma be abi!
– Peki, bir daha kesmeyeceğim sözünü,
hadi ekşitme yüzünü de, anlat. Dinliyorum seni.
– Ne diyodum? Hah, içeriye iki tane…
Tamam yaaa, içeriye iki polis girdi.
Yaşları ben kadar. Biri adımı sordu. Benim, dedim korka korka.
Gel, dediler aabi. Koluma girdiler. Ben, nasıl yalvarıyorum. Komserim, diyorum, hatta emniyet müdürüm, abilerim yapmayın, diyorum.
Ben bu atölyede remayözcüyüm, diyorum. N’oldu, diyorum. Biri, kulağıma hafifçe eğilip, “ergenekon” diyor.
Benim ne işim olur Ergenekon’la falan diyorum. Dinlemiyorlar abicim.
-Eee?
-Abicim, bunlar beni aldılar attılar arabaya.
Ben, yine yalvarıyorum. Tek işim remayözcülük,
bi de loto moto diyorum. Savcı beye anlatırsın derdini, diyolar aabi!
-Sana pikeyle yatma, dedim. Hava ısınmadı daha!
-Savcının karşısına çıkardılar sonra beni aabi. Abicim, savcı bana dedi ki: Kısa mesajlarında
“Aşk, Kadın, Peymâne” kelimelerini
çok sık kullandığın tespit edilmiş, bu ne demek?
Kod adın “Rem A Yoz” değil mi?
Kafayı yiycek gibi oluyorum. Saçlarımı çekiştiriyorum hırsımdan, çaresizliğimden…

ŞİRK / (K)ÖZLEME

pilasdik | 11 April 2009 11:22

büyük bir darbe bizimki
sudan çıkmış balığın aczi gözlerimizde
bu yük, bir arbede bize
fethedilen bir şehrin minarelerinde
kalbimiz de

kuşatılmış bir kalenin son n’efesi
göğsümüzde
bir kalbe en kestirme nereden girilirdi sahi
iğne deliğinden geçer mi
kanayan bir yarayken tarih öncesi
bir rahibe şirk koşarken kalben
tökezleyenleriz zâhiri

BİZ ASLINDA NEYİZ?

pilasdik | 09 April 2009 16:19

gördüm ki, son günlerde bir “günün/haftanın/ayın sözü” furyası var hafif’te hafifçe…
başım kel olsa da, benim başım kel mi, diyerek
pek çok romancıya ilham kaynağı olan ulu şahsiyet Mevlânâ Celâleddin Rûmi’nin “hikmet”ini paylaşmak istedim bir mahzuru yoksa.

buyrun lütfen…
“İnsana, aradığı şeye bakılarak değer biçilir.”(Mevlânâ Celâleddin Rûmi)

aradığımız “şey”ler ne ise, biz (biraz da) oyuz esasında.
sinemalarda gösterildiğinde epey yankı yaratmış, bazı kesimlerde “kült” mertebesine erişmiş; babel ve 21 gram filmleriyle de ses getiren 46 yaşındaki meksikalı yönetmen alejandro gonzalez inarrutu’nun seyredenlerde “ayrı” bir tat bırakan
2000 tarihli sıradışı filmi amores perros’tan(paramparça aşklar ve köpekler) beni un ufak eden bir replikle, sizleri baş başa bırakarak “huzur”unuzdan ayrılmak istiyorum:

“Biz, aslında kaybettiğimiz şeyleriz.”