Hipparkhia (Hipparchia) Antik Yunan’da Kinikler Okulu‘ndan kadın filozoftur,soylu bir aileden gelir,zengindir ancak erkek kardeşi Metrocles’in eğitmeni ve Kinikler Okulu’nun en önemli kişilerinden olan hayırsever ,çileci ve çirkin olmasıyla bilinen Krates’e aşık olur. Bu birlikteliğe karşı çıkan ailesi ve çevresindekilere ise Krates’le evlenmesine karşı çıkıldığı taktirde canına kıyacağını belirtir.Ancak Krates bu evliliğin olmaması gerektiğini düşündüğünden Hipparchia‘nın kendisinden vazgeçmesi için elinden geleni yapar,öyle ya bu soylu ve genç kadın kendisi gibi elinde mal,mülk tutmayan, ordan oraya gezen,fakir ve çirkin bir adamı ne yapsındı.Hatta ne yaparsa yapsın kendisinden vargeçmeyen kadının karşısında çırılçıplak soyunarak işte malım mülküm bu diyerek ayaklarının dibine bile yatar ancak Hipparchiakararlıdır , ne olursa olsun ruhen ve bedenen Krates’in olmaya hazırdır. Kaynaklarda o an Hipparchia’nın da soyunduğu yazar.

Hipparchia evlendikten sonra eşi gibi gezgin hayatı yaşamaya başlar hatta söylenenlere göre açıklıkta yatar,kalkar,birlikte olurlar ve bu da halkın tepkisini çeker.Geleneksel evlilik düzeninden çok uzak olan bu yaşam biçimi her ne kadar bazı kesimlerce yadırgansa da Hipparchia kıyafetlerinin o dönemki ilginçliğine rağmen eşiyle birlikte ziyafetlere davet edilir ve davetlere gitmekten geri kalmaz, bu o dönem için çok ilginç bir durumdur, kadınlar erkekler gibi eşitlik sergilemesi Hipparchia sayesinde başladı bile denilebilir.Eşiyle mutlu bir evlilik yaşayarak bir yandan felsefi kitaplar yazıp,danışmanlık yaparken bir yandan da oğlu ve kızını büyütür.Eşi ile aralarında sadakata dayalı bir evlilik olmasına rağmen sürekli sevme özgürlüğünü ve cinselliğin ayıp olmadığını savunur.Bütün kadınlara özgürlüklerini korumaları gerektiğini yıllarca anlatır.Hayatını evlendikten sonra lüksten uzak yaşamaya çalışan Hipparchia kızı büyüdüğünde biriyle evlenmek isteyen kızına, onunla evlenmeden önce kısa bir süre birliktelik yaşamasını tavsiye eder ve buna Krates’te destek olur.Tarihteki ilk ön evliliğn bu olduğu belirtilir. Çiftin iki çocuğu da sosyal eşitlik ,özgürlük düşünceleriyle büyütülmüştür.Hayatlarını sevme,sevilme özgürlüğünü savunmaya, lüksten uzak yaşamanın güzelliğine, sosyal adalete ve insan haklarına adayan Hipparchia ve Krates öldükten sonra yaşam biçimleriyle eleştirilseler de yine de saygıyla anıldılar, uzun zaman sonra verdikleri özgürlük mesajları dünyada kabul gördü ve anlaşıldı.Bir lokma bir hırka sözü belki de bu dönem ortaya çıkmıştır. ( lüks hayatındna vazgeçerek yıllarını sadece bir tane elbisesi olan Krates ile geçiren Hipparchia 80 yıl yaşamıştır)