bildirgec.org

fakir hakkında tüm yazılar

sadaka taşı

nazokiraze | 25 October 2010 11:27

Bir kaç metre boyundaki üzerinde bir çukuru olan sadaka taşı geçmiş zamanda hayırseverlerin ve ihtiyaç sahiplerinin şimdi çoğu yerdeki gibi kibir, övünç ,reklam ve utanma gibi kavramlardan uzak bir şekilde hayır olayının amacına uygun şekilde gerçekleşmesini sağlayan çok önemli araçlardan biriydi.

Hayır işlemek isteyen kişilerin gönüllerinden geldiği miktarda gidip bıraktığı paralar ihtiyaç sahiplerince lazım olduğu kadarıyla alınırdı, böylece hayır sahibi ile ihtiyaç sahibi birbirlerini görmez hem yardım eden sadakasını gizli yapmış olurdu hemde fakir kimseler mahçup olmazdı.

Aşka Ait…(1)

witamin | 25 July 2010 11:07

Yıl 2010 .Saat23:17.”Çalışmak…Çalışmak…65 yaşına gelince ve bir fabrikam olunca daha az çalışırım sanıyordum,öyle değilmiş meğer...” dedi ve hayallere daldı deri koltukta…
Nasıl gelmişti buralara?Başından, taa başından başladı hayat hikayesini okumaya :
Çok da mahrumiyet bölgesi sayılamayacak bir köyde doğmuştu.En azından okulu vardı birleştirilmiş sınıflı.O okulda okumuş , büyümüş ve o köyde bir sevdaya baş koymuştu.Tıpkı filmlerdeki gibi bir senaryo işte burada başlamıştı.

Kast sisteminin en basit örneğiyle karşı karşıyaydı belkide.Kızın ailesi çok zengindi kendi ailesiyse alabildiğine fakir…Ama ne kız önemsemişti bunu ne de kendisi.Fakat önemseyen birileri olmuştu:Aileleri . İstemişti fakat vermemişti kızı işte ailesi.Yakın zamanda askerlik vardı işin cilvesi.O yokken verirlerdi başkasına sevdalısını.Tek çare “kaçırmak”tı.Kız razı.Razı olmayansa kendi babası.Baba yetimdi zaten evvelden.7 çocuğa,bir kadına zar zor bakıyordu.”Oğlum,yapma.Sen askere gidince dar ederler bize köyü,kurbanın olayım yapma,onlar zengin.Zengine kafa tutamayız oğlum yapma.Vazgeç bu kızdan ,yapma….Askerden gelince bir daha isteriz olmaz mı?”.

ilk özgür yaşayan kadınlardan birinin hikayesi

nazokiraze | 14 May 2010 15:41

Hipparkhia (Hipparchia) Antik Yunan’da Kinikler Okulu‘ndan kadın filozoftur,soylu bir aileden gelir,zengindir ancak erkek kardeşi Metrocles’in eğitmeni ve Kinikler Okulu’nun en önemli kişilerinden olan hayırsever ,çileci ve çirkin olmasıyla bilinen Krates’e aşık olur. Bu birlikteliğe karşı çıkan ailesi ve çevresindekilere ise Krates’le evlenmesine karşı çıkıldığı taktirde canına kıyacağını belirtir.

Ancak Krates bu evliliğin olmaması gerektiğini düşündüğünden Hipparchia‘nın kendisinden vazgeçmesi için elinden geleni yapar,öyle ya bu soylu ve genç kadın kendisi gibi elinde mal,mülk tutmayan, ordan oraya gezen,fakir ve çirkin bir adamı ne yapsındı.Hatta ne yaparsa yapsın kendisinden vargeçmeyen kadının karşısında çırılçıplak soyunarak işte malım mülküm bu diyerek ayaklarının dibine bile yatar ancak Hipparchiakararlıdır , ne olursa olsun ruhen ve bedenen Krates’in olmaya hazırdır. Kaynaklarda o an Hipparchia’nın da soyunduğu yazar.

Hipparchia evlendikten sonra eşi gibi gezgin hayatı yaşamaya başlar hatta söylenenlere göre açıklıkta yatar,kalkar,birlikte olurlar ve bu da halkın tepkisini çeker.Geleneksel evlilik düzeninden çok uzak olan bu yaşam biçimi her ne kadar bazı kesimlerce yadırgansa da Hipparchia kıyafetlerinin o dönemki ilginçliğine rağmen eşiyle birlikte ziyafetlere davet edilir ve davetlere gitmekten geri kalmaz, bu o dönem için çok ilginç bir durumdur, kadınlar erkekler gibi eşitlik sergilemesi Hipparchia sayesinde başladı bile denilebilir.

İftar Sofrası

dimoedes | 03 September 2009 10:01

Bugün zengin bir müşterim iftara davet etti. Tabi aynı zamanda iş konuşulacaktı. Neyse iftar vakti geldi sofraya oturuldu. Dikkatimi çeken ilk şey müşterim : ‘suyu bol iç, bugün baya susamıştın’ demesiydi. Çorbalar geldi üç bilemedin dört kaşıklı çorba vardı içinde. Ana yemeğe geçildi arasıcak gibi bir beklentim kalmamıştı zaten. Tabakta da sayılı yemek vardı. Buna da şükür diyip yemeye başladım yarıya geldiğim de müşterim hadi çok yedik birazda iş konuşalım dedi. Bu cümleyi duyana kadar olayları benim abarttığımı düşünüyordum ama durum hiçde öyle değilmiş. Aklıma geçen hafta personelimin annesi iftara davet etmişti o sofra aklıma geldi.Gariban olarak nitelendireceğim sofrada ezan okunmaya başladığında suyumu içerken annesi : ‘Oğlum çok su içme karnın şişer yemek yiyemezsin’ demişti. Gelen çorba çok fazlaydı soframızda çorba dışında bulgur pilavı ve salata vardı ama bana sunulan yemekle bir kişi daha doyardı. Ben tabağımı bitirmeden kalkmak istediğimde anne başını kaldırmadan : ‘ Oğlum yemeğimizi beğenmedin mi diyebilmişti.’ Bende olur mu anam öyle şey ellerine sağlık çok güzeldi ama şiştim yiyemiyorum demişti. O cümleden sonra yüzü gülmüştü.İki sofrayı karşılaştırdıktan sonra müşterimle işi görüşmeye devam ettim ve kendisiyle iş yapamıyacağımızı belirtip evime döndüm.

TIKANDI BABA

nacak | 25 May 2009 14:28

Bugün tıkandı babanın meşhur hikayesini anlatmak istedim . Bazen öyle anlar oluyor ki kendimi Tıkandı Baba gibi hissediyorum ama bu hikayeyi anımsayınca gülümsemeden geçemiyorum .
Tıkandı babaya geçmeden önce Ziya Paşa’nın şu beyitine yer vermek de anlamlı olacak. Lise yıllarında Ziya Paşanın bu beytinin geçtiği şiirini uzun uzun tartışırdık derste. Edebiyat hocamız bile sinirlenirdi kaderin cilvesine kendine hakim olamayarak . Ama kızmak ne fayda , ne kadar tedbir alsan da bazen evdeki hesap çarşıya uymayıveriyor. Ziya Paşa der ki o beyitte;

‘Bi baht olanın bağına bir katresi düşmez,
Baran yerine dürü Güher yağsa semadan ‘

Yasal dalavere

nebilim | 04 July 2008 13:54

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/9350931.asp?yazarid=72&gid=61&sz=32702

ALTIN KÜLÇESİ

delihayat | 22 March 2008 18:00

Kapınızı açık ya da aralık bırakmak istediğinizde esetek olarak kullanabileceğiniz bir altın külçesi.Size maliyeti $80.Bunu gören misafirlerinize , “paraya hiç önem vermiyorum elimin kiri” havasındaki konuşmalarınızı destekleyecek bir zamazingo.

Editörün Notu:

Kapılar için stoper özellikle de soğuk kış günlerinde ya da serin yaz akşamlarında olmazsa olmaz bir aksesuardır. Altın külçesi gibi bir stoperiniz olabileceği gibi güvercin şeklindeki stoperinizle de sevimli ve bir okadar da şık bir görüntü yakalayabilirsiniz. Güvercin stoperi için buraya bakabilirsiniz.

GOSSIP GIRL

behman | 27 January 2008 17:46

gossip girl oyuncular
gossip girl oyuncular

Sosyetenin tatlı ve ekşi yüzü!

Aslında klasik bir hikaye. Zenginler ve fakirler. Fakirler mi? değiller tabi. Marka giyimli, özel okullu, diksiyonları herkese taş çıkartan insancıklar. Manhattan‘da ne kadar fakir olunabilir ki? Konu tabi bu değil. Konu sosyeteye adım atmak üzere olan zengin çocukları ve onlara özenen alt düzey diğerleri. İşin içine bir de “gossip girl” denen (asla göremediğimiz ama sesini duyduğumuz hınzır kız) internet sitesi ve telefon mesajlaşma servisi sahibesi dedikoducu kız girerse ortalık epey karışır. “cw“da ilk sezomu gösterilen ve pek bir ilgi toplayan dizi, grevdeki senaristler yüzünden şimdilik duraksama dönemini yaşıyor. Dizideki entrikaları bir kenara bırakıp dikkat çekmek istediğim nokta şudur; ÖZENTİLİK ve GRUBA DAHİL OLMA HEVESİ. Özellikle genç kızların tavır ve düşüncelerini değiştiren bu gruplara dikkat!!

Çukur

kopanisti | 07 January 2008 10:47

”Filler, eskiden ormanda özgür ve bolluk içinde yaşıyorlardı.” 1560. Don Kıristobal, Samos Kontu, Batı İlleri Genel Valisi.

———————————————

Uzun kapkara saçlı, kapkara sakallı, kapkara giyinmiş adamlar, ormanda su içen fillerin yanına yaklaştılar. Kapkara uzun çivili sopalarıyla fillere vurmaya başladılar. Canları yanan filler bağarmaya ve kaçmaya başladılar. Sopalı kara adamlar fillere vurarak istedikleri yöne doğru kovalamaya başladılar. Filler kaçıyor kapkara adamlar arkalarından sopalarıyla vurarak kovalıyorlardı. Az sonra filler adamların açtıkları 1 metre derinlikteki çukura düştüler.