Bu insanları anlamak gerçekten de çok zor.Demek isterdim. Ama demiyorum. Çünkü toplumumuz ne yazık ki bazı konularda güdülen sığırlardan farksız.Çok basit bir konu günlerdir beni aşırı derecede rahatsız ediyor.Bir kaç aydır İstanbul da yaşıyorum. Eh haliyle durum gereği toplu taşım araçlarını da bir hayli kullanıyorum. Ülkemizin klasik toplu taşım araçları olan feribotlar,vapurlar,denitotobüsleri,metrolar,trenler,diğer raylı sistemler ve otobüsler bu koca metropol de de hala çok önemli unsurlardan birisi.Toplu taşım aracına en az bir kez binmiş olanlar bile mutlaka arkaya ilerleyelim arkadaşlar muhabbetini duymuştur.benim derdim özellikle otobüslerle,Hınca hınç dolu otobusün hala duraklardan yolcu alma çabaları ,Yasak olmasına rağmen orta ve arka kapılardan binen yolcular , hatta özellikle o kapılardan da binsin diye kapıları açan şoförler …Ve bu hengamenin tek suçlusu her zaman şoförlerdir.Otobüsün içinde ki yolcu için suçludur ;Çünkü arka kapıdan yolcu alıyordur,Çünkü pestil gibi sıkışmış insanların arasına hala bir kaç kişi daha sığar mı diye tepiştiriyordur her durak da yeni insanları ,Ha birde utanmadan sesleniyordur ilerleyelim arkaya bir kaç adım daha…Çok hızlı gitmemelidir insan taşıyor ,Yavaş giderse küfür yer…Dışarda ki yolcu için de suçludur tabi dışardaki yolcular içerdeki yolcu olana kadar.Bir kere hep geç gelir otobüsler ,Dün yaşadığım bir olayı araya sıkıştırmadan geçemeyeceğim. Her gün sabah 08:30 da durakda olan otobüse binerim. Dün geç kaldım ve 08:40 da gelene bindim.benden sonra binen genç bir bayan şoföre fırça atmaya başladı.– Bu ne kardeşim böyle (kardeşim dediği adam babası yaşında ) kaç gündür geç geliyorsunuz durağa– hanımefendi on dakika da bir otobüs var geç gelmek diye bir şey söz konusu olamaz.– ne yani bana yalancı mı diyorsun birde yaşından utanmadan ?Bu arada otobüse binmek isteyen diğer yolcular öfke saçan genç bayana dokunmadan geçebilmek için bir saat kıvranıyorlar , geçemeyenlerde kapıda yığılmaya başladı.Daha fazla sabredemedim,– Hanımefendi başka bir hattın otobüsüyle karıştırmış olabilirsiniz. Bu hattın arabaları on dakika da bir sürekli var. ve üstelik ben her gün 08:30 da binerim.– Tamam küçük hanım geç geliyoruz– Sana ne kardeşim 08:30 da binersen bu saatte burda ne işin var. Kesin senin akrabandır bu şoför.Böyle uzayıp giden bir tartışma… Biz konumuza devam edelim.Nerde kalmıştık….Ön kapı doluysa ve arkalarda boş yer varsa o kapıları açmalıdır açmazsa gene suçludur,Peki bir şey sormak istiyorum,Dışarda bekleyip de o sıkış sıkış otobüse binmek isteyenlerin hiç mi suçu yok. kapıya yüklendiklerinde söyleyin onlara binmesinler. Ya da bir durak önce sizde onlardan birisi değilmiydiniz ?Ama esas suçlular otobüsün içinde lafımın başında belirttiğim güdülmüş sığır misalini hak edenler. Sabit bir yerde dururlar ve arkalarda oluşan boşluklara ilerlememek için inanılmaz bir gayret gösterirler. Dolayısı ile otobüsün içinde bir sürü boşluk vardır. Ama otobüsün ön tarafı pestile dönmüş insanlarla doludur.Aslında benim deyim biraz yersiz oldu sanırım. Çünkü bu sığırlar güdülemiyorda. Şoför ya da ön tarafda canı çıkmakta olan yolcular o kadar seslenirler boş yer varsa ilerleyelim diye ama bu sığırlar seslenenleri tren yerine koyup sığır sığır bakarlar.Tabi benim gibi sabrı taşan biri seslenir bu sefer arka tarafdan ,Arkadaş bak buralar boş yaklaşın böyle de gidelim bir an önce ,,Ama nafile bu sefer de size bakarlar bön bön bu herife nerden çıktı der gibi.Ankarada bu sığırcıklardan pek yok. Çünkü orda insanlar gerçekten pesitl olana kadarilerliyor en ufak boşluklara bile sıkışıyorlar aşağıdan bir kişi daha binebilsin diye.İstanbul da Taksim,Mecidiyeköy,Bakırköy,kadıköy,Sarıgazi,Sultanbeyli,Ümraniye,Üsküdar,bostancı yönlerine giden bir çok otobüse bindim. Ve ne yazık ki hemen hemen hepsinde aynı durumla karşılaştım.Ve üzülerek söylüyorum ki Canım İstanbul un İETT otobüsleri bu sığırlarla dolu….