siz şu an hangi günü yaşıyorsunuz bilmem ama ben geçtiğimiz salı izmir’i yaşadım.daha doğrusu izmir’de yaşadığımı anladım.sabah 7 de kahvaltımı dayımlarda yaptım. izmirin en güzel(!) mahallesinde; Gediz mahallesinde. çocukluğumun ve yetişkinliğimin geçtiği aziz mahalle. tabi bana göre. ben şimdi izmirden uzakta izmiri tanıyan kimi görsem, ben gediz mahallesinde yatiştim dediğim de hep aynı şeyi söylüyorlar;”keko mahallesinde mi?”ben o “keko(!)” mahallesini çok severim.7:20 de “73” sefer sayı numaralı otobüse bindim. 2 durak sonra hınca hınç doldu otobüs.8:40 da “gümrük” e vardım.8:50 de “pasaport iskelesinden” karşıyaka vapuruna bindim.allah’ım ne güzel bir duyguydu yaşadığım.yumuşacıktı hava. ışıl ışıl dı deniz. yük gemileri sahibini yatağında gözleyen kedi gibi uysaldı.hele bir de; o güzel “izmir’e has” güneşin hilton yamaçlarından doğuşu yok muydu…sabah güneşi ne harika…9:15 karşıyakadaydım. hemen sahilden bir simit ve “açık peynir” aldım. bir çay ocağında da çiğ bir çay. ne güzel gidiyordu allahım…12:30 da, bir iki, karşıyaka çarşısı içinden dükkanı gezdim.13:00 yine çarşı içinde bir camide öğlen namazını kıldım. yağmur yağıyordu. su havaya inat sıcaktı. cami de yağmur yüklü bulutlar gibi dopdolu. içimde barındırdığım onca kirli duygu ve muharriklerin verdiği burkuntuyla kıldım namazı. yoksa namaz mı beni kıldı anlamadım.
namaz insanı kılar…ismet özel
hafif yağmurluydu hava. ayak üstü bir kaç arkadaşla yolda sohbet ettim. geyik çevirdim desem daha doğru olur. karşıyaka sahilinde 3 sahil çöpçüsü denizi temizliyordu. kenarda da bir anne ve bir yavru güvercin buğdayları yiyordu…ve tekrar vapura binip bu sefer konak a gittim. oradan kemeraltı çarşısına ve nihayet çocukluğumda dahi her zaman annemin elimden tutarak beni götürdüğü o benim için meşhur turşucuya gittim. bir acılı turşu dedim ama içim acıdı. dün küçücük bir çocuktum. elime verilenlerle idare ediyordum. bugünse elime geçirmek istediklerim için uğraşmakla geçiyor hayatım. acaba büyüdükçe daha da mı aciz oluyom.?..?..içtim bir acılı turşu suyu…yanında ki pet midir ne? hayvan satıcısında, küçüklüğümde olduğu gibi yavru köpeklere bakmak istedim. yoktular… heryeri sardı bu sahte muhabbet kuşları…oradan tekrar pasoport iskelesine.iskelede 10 kuruşa yerli gazete satan amca…jon kristof grançden roman okuyan bir orta yaşlı. top sakallı ve küpeli bir delikanlı. genç ve alımlı taife-yi kızlar.kaçta kalkıcak vapur? bakmaya gidiyorum camda asılı duran listeye. daha cama varmama 3 metre kala arkamdan bağırıyor, gazete satan iyi giyimli amca;”karşıyaka vapuru 6 ya 10 kala genç…”ne bayraklı ne alsancak ne de başka bir yer. sadece gideceğim yer. karşıyaka…amca emin gideceğim yerden.belki de benden daha emin…izmir de yaşadığını anlıyor insan derdi bir arkadaşım karşıyaka’ya her vapurla geçişimizde. haklıymış meğer…
yorumlar
eline sağlık..
böörek mi yapmış. eline sağlık ne!ben gediz maallesine keko dedirtmem kardeşim. diyenin alnını karışlarım. dayı dedirtirim onu yerine olur biter. yada ammo var. o daa güzel. ammo maallesi. zaten bu gediz maallesinde dere de akmıyo. neden gediz demişler acaba? turşucu’nun semtini neden yazmıyorsun mesela? balıkpazarı orası. bi de bu seyahatin planını çözemedim ben.gediz, gümrük, karşıyaka, konak, kemeraltı, pasaport, karşıyaka. ne bu. uyuşturucu kuryesi misin yoksa zulcenaheyn? bir de adamın sattığı gazetenin adı neydi yahu? aklıma gelmedi bir türlü…
oranın adı ”havra sokağı” internet cafee, cami sokağı olmadığı için yazmamıştır adını, karşıyaka’da öğle namazı kıldığıni belirttiği için şifreyi çözdün sanmıştım oysa…
eline sağlık zulce afiyetle okudum yazını…
yine silindi ahkam. işin yoksa bir daha yaz…@ice berk ben de teşekkür ederim. sizin de gözlerinize sağlık.eveeeeeeet.hafif’in edi ve büdüsü…(@kop ve @cafe)şimdi bu gediz mah. bizim sülale 65 li yıllarda taşınmış. oralar tabi eskiden bağ bahçe ve kimsecikler yok. şimdi ki merkez ve pazar yeri eskiden bağlık ve bataklıktı. pazarın olduğu yerden dere akardı. geçen günkü yağmurlarda da yine taştı oralar.turşucu’nun sokağının ismini bilmiyordum öğrendim. sağ olunuz. gazetenin ismini bilemiyorum. zaten herifle hiçbir diyaloğum olmadan gelişti o olaylar. ekspresli birşelerdi sanırım.şimdi. @kop insanın cami ile ilgili yazdıklarıma binaen geliştirdiği yoruma hayret ettim. sonuçta o caminin adını da bilmiyorum. ama cami olsaymış söylicek mişim. gülünç. ben sonuçta bir günlük hayatımdan bir kesit sundum. orada cami de vardı. normalde camide vakit namazı pek kılmam. evden uzakta olduğum için kıldım ve bunun da gezimin bir parçası olmasından ötürü buraya aldım. sonuçta o olayda birinin vapura binmesi kadar normal. hem, ben hayatımın içinde bu fiiliyatın olmasına rağmen bundan bahis açmamam da iki yüzlülük ve dualite olmaz mıydı? şimdi şapkayı önümüze alalım…not: aslında güvercinlerin resmini çekmiştim. buraya koayacaktım. fakat Pc ye aktaramadım.not2: karıştırılmasın. anlatılanlar hikaye değil gerçektir.not3: @cafe arkadaşın ismimi tam yazmasından iki sonuç çıkardım.1. gerçekten bu meselede herkese karşı hassas.2. benim yorum yazıp yorumumda ismini yarım kullanmaktan ötürü “ben senin ismini doğru yazdım, sen de doğru yaz” demek için.çok mu septiğim…
Yazını okurken Sebahhattin Ali okuduğumu hissettim. Çok severim. Güzel bir yazı ellerine sağlık.
eline sağlık, Allah namazlarını kabul etsin…Bu arada zulce;İsmet Özel, skytürk’ te yazın hafta bir serdar akinan ile tenha ada diye bir program yapıyordu
yanlış sonuç.# bugüne kadar senin nickini hep doğru yazdım. istersen tetkik et. ayrıca genel olarak herkesinkini hep doğru yazmaya özen gösteriyorum. bundan sonra dikkat edersin. bir kaç kere @ap’ya asoşeytıd pires demiştim. onun dışında pek yapmadım sanıyorum. bazen de inan’a rakamları ilave etmediğim olmuştur. kızağını sanmıyorum.# kimseden benimkini dooru yazmasını beklemiyorum. zaten inan, benbey ve kopanisti dışında kimse dikkat etmedi. eğer dikkat eden varsa kusura bakmasın.# kopanisti’nin söylediği başka noktayı işaret etse de; orası balık pazarı. başdurak camii’nin arkası. gazetenin adı doğru: ekspres. aferin.# ifade etme, yada paylaşma isteği duyuyor olabilirsin. bu konuda açık bir kanaatim yok. ancak yazının, yorumunun arasına islam ile ilgili bir ufak mim koymaz isen rahat edemiyorsun. gözümden kaçmıyor. enteresan. nedenini sen açıklarsan itimat edicem. söz veriyorum. o yüzden önce şerhimi düşebilirim. ibadet ettiğini bu kadar söyleme arzusu duymanı anlayamıyorum. bu konuda aklıma ilk gelen imam-ı azam’ın ibadetin allah rızası için değil, nefis için yapılmasının zararları ile ilgli uyarısı. eminim biliyorsundur. ancak dikkat edersen sana faydası olacağına eminim. düşündüğümün tersi ise yada değilse; her şekilde allah kabul etsin.
sen bize neden ediylebüdü diyon kardeşim, , oranın adı havra sokaa bak edi kardeş bile bilmiyomuş adını, benim büdüm olsaydı bilirdi,kıldığın namazlar senindir, allah kabul etsin
nedeni;parçam… yarım yamalakta olsa.bilinçli bir islam ilgisi oluşturma değil. ona muktedir değilim zati. keşke elimden gelse de burada tebliğde bulunsam. daha mertebenin başında bile sayılmam,ki tebliğ bir mertebe işidir.ben içimde olanı yazıyorum kardeşim. vardı söyledim. ibadet ona buna yapılmaz falan ben anlamam. ben perestij olsun diye ddemedim. ibadet islamın şartıdır, yapıyorum diyen değil yapmıyorum diyen kendine saklamalıdır. tabi islam olan için. cami ve namaz kültürümüzün de bir parçasıdır. rahmetli yahya kemal “ezansız semtler“ini yazarken de aynı düşünce içindedir; hissettiğini aktarmak.(bağlantıyı googleden buldum)bağlantı1/a>takılmak için dedim. eeee hep siz mi takılcanız.?
izmir denince içi titreyen kimselerden biriyim.
zulcenaheyn, bişiy daha dikkatimi çekti, ”açık peynir” eyvallah da gevreğe neden simit dedin?bak bu da büdü’nün dikkatinden kaçmış…
İzmir’i gitgide daha fazla merak eder oldum.Bu yaz gideyim bari
gel gel, izmir güzeldir, değişiklik olur senin için, vapura binersin, gevrek yersin, kızlarağası hanı’nda kahve içersin, havra sokağı’nda turşu yersin, ne bileyim çeşme’ye gider denize girersin, akşam kumru yersin, kordon’da yürürsün, gün batımını izlersin, bak ne kadar değişik…
İstanbul’um da çok güzeldir ama meşhur İzmir’e de artık gitmek icap edecek.Bu yaza öyle bir planım var,bir börek ya da poğaçadan bahsediyordunuz kop neydi o ya,onu çok merak ettim onu yiyip, denize girip dönücem eve.
kordon’da bira-meze tabağıurla’da balık-rakı ikilisimisal
Rakı hiç bilmem,içki bilmem o ayrı daBalığın yanında duruşu hoş.Kalamar istedi canım ya,yoğurtlu yoğurtlu
boyoz o özel börek deja, klasik kahvaltımızdır 3 boyoz 1 yumurta ve duble çay, sen gel hele daha neler var…benim de şimdi kanlıca’da yoğurt yiyesim geldi bak…
:)değiş tokuş yapsınlar bizi kop bir günlüğüneBen bir boyoz yiyeyim sende bir kase yoğurt uzanıp Kanlıca’nın orta yerinde bir taşa
Orada dur Kop, Kanlıca nın yoğurdu, benden sorulur..Dökersin şöyle bir pudra şekeri, sen manzarayı izlerken bir de bakmışsın yoğurdun bitmiş..
bir boyoz az gelir inan bana…yoğurttan sonra, heybeli’de mehtaba çıkmak gerekebilir o zaman ben bi günde dönemem oradan…
Hamur işi yiyemem çokkop Çamlıca tepesine de çık derim,sonra Haliç’e git balık ekmeği indir mideye,tabii yoğurt yedikten sonra arayı açman gerekecek balık için.
ben bilemem ki oraları artık deja, askerken gezmiştim de şimdi değişmiştir yollar falan, rehber lazım bana, boyoz öle böle hamur işi değildir…
Eh be kop,sen gel heleBoyoz resmi yok mu merak ettim,koyuverseniz şuraya
boyoz nedir, ne menem bişeydir
acıktım
zulce sen izmirli miydin yaaa??
ya ben izmirin sadece denize girilen gümüldür diye bir yerini gördüm .ama rüya gibi bir tatildi.izmir çok güzel yer yaa.param olsa,bir yazlık alırım ordan.bahçesine eekerim domates,salatalık,biber….ohhh ne güzel.bu ankara beni çıldırtıyo.kurak memleket..nerden düştük buraya.
@kopevet simit demişim ya hayret!. sen demesen farkında bile değilim. sanırım 10 senedir izmir’den uzak olmanın verdiği bir asimilasyon söz konusu. ben şimdi çiğdeme de çekirdek derim. alla mafaza…izmirin denizi kestanelidir, benim gibi kıyıya paralel açılanlar için sıkıntı olabilir. antalya da o sorun yok. bu yaz dikili’nin denizini tattım. @kop bilirsin sen [email protected] izmirde doğdum büyüdüm. sonra ayrıldım ve şimdi tekrar anayurda döndüm. gavur izmire kavuştum.aslen hiç sevmem izmiri. sanki beton şehir gibi gelir bana. ben de istanbulda yaşamak isterdim. çamlıca da loş ışıkların olduğu lokanta da yavuklumla baş başa. şey kem küm. eee nerde kalmıştık.not: msn ifadeleri; yüzü kızarık adam…ek: bu arada sayın @deja, yazımın altında çevirdiğiniz bu kadar geyik mukabilinde rizden birşey reca edicem:yazıyla ilgili de değerli görüşlerinizden bir iki buket alabilir miyiz.?
haha zulce:D:Dyüüzü kizarik adam:Dgel bi ara alicam ifadeni anladin sen onuah ah ben de özledim istanbulu sevgilimi offffffffffff:(:(:'((böööö diye kuduran smiley)
istanbuldan izmir otobosla 8 saat. bi onu bilirim bide otobostan inince yorgun olduğumu. en güzel tarafı istanbula dönüş yolu. uçak tercihimdir.
zulce, ne güzel yazmışsın anlatmışsın İzmir’imi:)ellerine yüreğine sağlık..çok özledim karşıyakamı..
Efenim yazınızı güzel bulmuş olacağım ki İzmir’in bende gitgide merak uyandırdığını ifade etmişim yukarıda,ki merak uyandırabilmek ifade kabiliyetinden doğar..Buradanda anlaşılıyor ki ben yazınızı çok beğenmişim.Yazıdan tat alıp sohbete dönüştürmek geyik olarak mı kayda geçiyor sizde,öyleyse kusura bakmayın…
@çilekbeğenmene sevindim doğrusu.bir izmir aşığına izmir’i anlatmak…@dejaefenim, geyiğin kutsal olduğuna inanırım. onur duydum geyiğinizden. şimdi bunları siz yazınca biraz utandım kendimden, yani illaki söyletmek mi lazım. işte biraz yeni okula giden çocuk gibiyim. çiziktirdiğim A harfinden bile takdir bekleyen gözlerle bakıyorum öğretmenlerime…
Bu şekilde söyleyin canımı isteyin
cep tel ile, anca bu kadar.