sevgilimle yayları gevşemiş yatağımda oynaşırken, öpüşmekten vişne çürüğüne dönmüş dudaklarımıısırarak bastım çığlığı: hafif’e bu hafta yazı göndermeyi unuttum!benimki, terden yapış yapış olmuş saçlarını örerken şuh kahkahalarından birini atıp, ekledi: senin hala bir naylon avatar’ın yok değil mi?bir de web siteli miteli yazılar da göndermiyor ve politikduruşu kaykılmış da olsa yazılar yollamakta ısrar ediyorsunapolitizmin cennetinde ballarla, sütlerle, gılman ve hurilerleoynaşan ruhların çeperlerine…hem, kim ne yapsın senin ece ayhan’ın şiir kitaplarında kullandığı marjinal kişi ve olayları “düzyazı şiir” kıvamındadercetmeni alla’sen!ısıra ısıra morarttığım süt beyazı kalçasına sıkı bir tokataşkettim. hadi kalk da koyu bir kahve yap bana, daha ofise gidip erotik malzemelerin dökümünü yapıcam…işte bu yazı, o yazıdır:arkebüz taşırdı bir dudu ayapera’da. argekon ile ergenekon’un benzerliğini düşünürken karatodori paşa.üç horan kilisesi’ndeki zangoç anzorotu boca ederken novotni’de.maydos’ta selluka yetişir miydi hiç,hamparsum selim’e uzatırken fakfon bir kılıcı kınından çıkarırken?aleko, vardapeti oynarken neyyire neyir’le sahnede, kaç ölüm göçtü bu dünyadan ayvazovski’nin fırçasınatutunurken?ziba’da melahat’ın annesi lir çalardı diyakoz ile raspoplara karşı.barduğomeos ut yerini örtüp cihannümaya tırmanırken köse kahya’dan bir tiradı hatırladı tebessüm ederek.madrigal udla söylense gesualdo ağlar mıydı hıncından?erselik bir kösnüllüğü büyütürdü ece ve okurduk her gece!