sevgilimle yayları gevşemiş yatağımda oynaşırken, öpüşmekten vişne çürüğüne dönmüş dudaklarımıısırarak bastım çığlığı: hafif’e bu hafta yazı göndermeyi unuttum!benimki, terden yapış yapış olmuş saçlarını örerken şuh kahkahalarından birini atıp, ekledi: senin hala bir naylon avatar’ın yok değil mi?bir de web siteli miteli yazılar da göndermiyor ve politikduruşu kaykılmış da olsa yazılar yollamakta ısrar ediyorsunapolitizmin cennetinde ballarla, sütlerle, gılman ve hurilerleoynaşan ruhların çeperlerine…hem, kim ne yapsın senin ece ayhan’ın şiir kitaplarında kullandığı marjinal kişi ve olayları “düzyazı şiir” kıvamındadercetmeni alla’sen!ısıra ısıra morarttığım süt beyazı kalçasına sıkı bir tokataşkettim. hadi kalk da koyu bir kahve yap bana, daha ofise gidip erotik malzemelerin dökümünü yapıcam…işte bu yazı, o yazıdır:arkebüz taşırdı bir dudu ayapera’da. argekon ile ergenekon’un benzerliğini düşünürken karatodori paşa.üç horan kilisesi’ndeki zangoç anzorotu boca ederken novotni’de.maydos’ta selluka yetişir miydi hiç,hamparsum selim’e uzatırken fakfon bir kılıcı kınından çıkarırken?aleko, vardapeti oynarken neyyire neyir’le sahnede, kaç ölüm göçtü bu dünyadan ayvazovski’nin fırçasınatutunurken?ziba’da melahat’ın annesi lir çalardı diyakoz ile raspoplara karşı.barduğomeos ut yerini örtüp cihannümaya tırmanırken köse kahya’dan bir tiradı hatırladı tebessüm ederek.madrigal udla söylense gesualdo ağlar mıydı hıncından?erselik bir kösnüllüğü büyütürdü ece ve okurduk her gece!
yorumlar
muammer bey’in (latife hanım’ın babası olur kendisi) gözdesi karantina’lı despina
haa bir de,yort savul ! neden? çünkü, çapalı karşı’da apaş paşa şapa oturdu.
Bu ne? Anlamadım, o yüzden soruyorum. Yine ironi demeyin, düşüp bayılacağım:)”Aşk örgütlenmektir, bir düşünün abiler” demiş, şair.
ne ?
bu araba nereye gidiyor evladım diyen yaşlı teyzeye, durakta durmasıyla kalkması bir olan, hızlı minibüsün camdan dışarıya kafasını çıkaran bıçkın muavini bağırdı. zııtt erenkööyyy
bu yazıyı okuma zahmetine kimler katlanır ya da katlanırlar mı bilemiyorum ama sanal alemdeki bir arkadaşın önerisi/uyarısıyla bir şerh düşelim o halde…efendim, bendeniz, bu naylon vicdan kulunuz ece ayhan’ınkitaplarında kullandığı tarihsel yer ve kişi(lik)leri baz alanmütevazı bir “düzyazı şiir” kaleme alayım dedim son günlerde ortodoksluklar’ı yeniden “okumaya” çalışırken…yazdım da. yazımı onay kuyruğuna fırlattım. onaydaki yazıların çokluğunu düşünürken “pilli”den mutad ve standart olduğunu sandığım bir uyarı yazısı aldım.”konsept” dışıymış yazım! pekala, dedim. susan deihim ise kulağıma haykırıyordu uyma yeni editörlere, diye.uydum ama…”işte bu yazı, o yazıdır”a kadar olan metni ekledim ve gönderdim. a-aa! yazım “konsept” dahilinde!..işte hikaye budur “nev”i şahsına münhasır sanal dost/lar!
demek ki sizin yazdıklarınızdan ziyade, ece ayhan’ın yazdıkları konsepte uygunmuş sayın naylon vicdan! burdan onu anlıyoruz.test ise eğer bu, moderatörlerleri siz mi yazdınız, ece ayhan mı yazdı diye araştırmak zorunda bırakmayıp daha az sentetik bir vicdana yönelebilirsiniz mesela…
yazınızın onaya gönderdiğiniz “şiir” hali için yazdığım red mesajında -gerçekten üzülerek- “konsept dışı” olduğunu belirtmiş ve not olarak da elinize sağlık dilemiştim.şimdi hafifçe sayfanın altına doğru inin… bu yazıyı tutanlar bölümüne doğru… bakın bakalım ilk kim tutmuş? bu ne kin yahu? ayıp.edit: 13 mart 2007 – artık bu yazıyı tutmuyorum. bilginize.
selmaelma’nın isabetsiz analizlerinden bu yana bu kadar isabetsiz bir analiz okumamıştım doğrusu! ne alaka!..ya ben anlatamamışım ya da siz hiç mi hiç anlamamışsınız!bir daha ve bir daha… “ece ayhan’ın yazdıkları” değil öncelikle!ece ayhan’ın kitaplarında yer alan kişiler ve yerleri temelalan demek daha doğru olur.yanlış yazdığınız gibi “ece ayhan’ın yazdıkları konsepte uygun” olsaydı uyarı mesajı gelmezdi!konuyu iyice anlayıp ahkam eklemenizi rica ederim.”sevgilimle yayları gevşemiş yatağımda oynaşırken, öpüşmekten vişne çürüğüne dönmüş dudaklarımıısırarak bastım çığlığı: hafif’e bu hafta yazı göndermeyi unuttum!benimki, terden yapış yapış olmuş saçlarını örerken şuh kahkahalarından birini atıp, ekledi: senin hala bir naylon avatar’ın yok değil mi?bir de web siteli miteli yazılar da göndermiyor ve politikduruşu kaykılmış da olsa yazılar yollamakta ısrar ediyorsunapolitizmin cennetinde ballarla, sütlerle, gılman ve hurilerleoynaşan ruhların çeperlerine…hem, kim ne yapsın senin ece ayhan’ın şiir kitaplarında kullandığı marjinal kişi ve olayları “düzyazı şiir” kıvamındadercetmeni alla’sen!sıra ısıra morarttığım süt beyazı kalçasına sıkı bir tokataşkettim. hadi kalk da koyu bir kahve yap bana, daha ofise gidip erotik malzemelerin dökümünü yapıcam…işte bu yazı, o yazıdır:”tırnak içindeki bu yazıyı eklemeden yazımı gönderince “konsept dışı” olarak değerlendirildi ama “yatak içinde geçen diyalog”tan sonra yazı “konsepte uygun” hale geliverdi!rumuzumun ima ettiği minik isyan, minik kalp kırıklığı vebedbahtlıktan memnun muyum? hayır. hayatı naylonlaştıranlar utansın!sanal alemdeki “en gerçek” şahsiyetlerden biri olduğumuzannediyorum naçizane ve de sizlerden “gerçek” olmayayım…
Efendim, ben de küçük bir ekleme yapmak isterim. Çünkü yazıyı anlamamıştım, bu yüzden naylon vicdanın bir açıklama yapmasını rica etmiştim. Hem bana, hem de diğer okuyan arkadaşlara;Olay sadece budur. No panic, kin falan yok:))
“tutun “ya da “tutmayın”… asıl sizlere ayıp!kime, ne diye kin duyacağım!!!ben bildiğiniz, kirletilen, pornolaşmış bir ruhun-vicdanıncenini değilim!ben her tür pisliğine rağmen, yok edilen “insan” projesininezici çarklarına inat insanlığı/insanları sevmeye çalışıyorum!kin min kitabımda yazmaz benim! çok ayıp! sizlere çok ayıp!bana her lafı deyin ama “kin”… çok çirkin, çok!istiyorsanız bu yazımı silin! moderatör, editör, küratör, distribütör, ahlaktör vs. vs.tüm “tör”ler sizsiniz! silin şu yazımı olsun bitsin!yüzeysel insani zaaflarınızdan sıyrılın önce!
“Yüksek ökçeler”i bilmezmiş gibi denemelere kalkışıyorsun @Naylon Vicdan’sız. Üzülmek istemiyorsan deneme, bırak keyfini çıkarsınlar şu işin.
ne üzüleceğim mirim allah aşkına!”kin” min denmesine şaşırdım, bozuldum.laf mı bu yani şimdi!sanal alemde “kin” duymak/beslemek de neyin nesi!ne kadar uzak “vicdan”ıma ve ne kadar iç burkan bir hal…”denemelere” kalkışmış da değilim. ama bugün gönderdiğim bir yazı da, ikaz mesajıyla reddolunmuştu.orada hayatımıza egemen olan korkunç vasatiyeti anlatmıştım.gazete adı vermediğimden olsa gerek o da reddolunmuştu.ona “yataklı” bir giriş yazmak istememiştim.siyah-beyaz yeşilçam dünyasının klişe repliğini anacağım: “farklı dünyaların insanlarıyız biz”.benim vicdanım sümerbank beyazı patiskaya kundaklanmış ve hala öyle…kenarından köşesinden erise de, rengi savaşan dünyanınkimyasallarıyla kararsa da…beyazıd-ı bistami rengidir çişli kundağımız!”kin”in kekre tadını “kinin”le eş tutarız.kırıldım yine. kırın. sizin mesleğiniz kırmak.bizimse umut. her şeye rağmen…
tevekkeli bekle bekle yazı yok zat-ı âlinizden. “serbest” ten yazı geri çevirmeyi “cidden” anlayabilmiş değilim, belki genç dimağları daha fazla zehirlemenizi önlemek üzere komite kararı almışlardır.
sayın vicdan; selmaelma hanım’la olan münasebetsiz bağdaştırmayı yapmamış olsanız, biraz daha makul düşünebilirdim ama makuliyetimi elinizle gömdünüz.yanlış anlaşılmış olmak, anlaşılamamış olmak, yazdığının anlaşılırlığı kadar, elbette okuyanın algısıyla da ilgilidir. yanlış anlamış olabilirim ama ana itirazım açıklamasını yaptığınız, kimin neyi yazdığı mevzusu hiç değildir. bunu neden yaptığınız mevzusudur ve bunu yapan vicdanı sorgular!konuyu ince soğanla buğulamadan önce benim yazdığımın anlaşılırlığı kadar sizin algınızın alış şeklini de titizlikle incelemek lazım gelir. konu sizin yazınızın içeriğinden ziyade yazıyı evirmenizdeki amaç ve bunu açıklayışınızdaki üsluptur.açıkça:
içerikli açıklamanızda bir sınav, bir editörlerle alıp verememe durumu sezdim ve itirazım bu konuyu haizdi.. ana konum; bunu yaparken hangi tür bir vicdandan yola çıktığınızdı yani!şimdilik selmaelma kötü benzetmenizi çok da umursamıyor, bu seferlik sizi benzetmemeyi tercih ediyorum!
@naylon vicdan: siz şu, biz bu offf! saçmalamaya başladınız iyice, farkında mısınız?
diyorsunuz. elbette kaynak belirtmezseniz yazınız size geri döner.vicdan, gerçek, ahlak, insan, zart-zurt diye bağırmadan da olur gider bu işler ama sürekli kendi kuyruğunun peşinde dönüp durmaktan kurtulmak gerek öncelikle, değil mi? bakın bi’ çevrenize, ne çok alem var sizinkisi gibi, sizinkisinden başka. ruhumu daralttınız ya.
ya HAVVLE ve KUVVETE …ben türkce ögrenecegim anneeeeeeeeee imdattt!!!!!!!
çok korktum!tez elden benzet! bu kabil plastik efelenmeler ve gözdağıvermeleri hiç sevmem! klavyenden geleni erteleme!”hey dostum senin bir sorunun mu var?”ne yazacaksan yazıver de kalibreni göreyim senin de!ne de alicenap, ne de toleranslı… pek teşekkür, pek…”ana konu, vicdanın sentetikliği” falan filan…amma da laf ebeliği yahu!bence “selmaelma” benzetmemi çok umursamışsın…da yiğitliğine yedirememişsin.”benzetme” cinasın da çok yaratıcıymış.neyse, bir de sen “benzet” de tastamam olsun bari!şu löpür löpür sallanan egolarınızı sıkı bir idmana tabitutsanız diyorum ivedilikle ulu NuMB!
“editör”ün kullandığı üsluba kitakse!”çıkmaz sokak”! önce “görece” itibarlı bir “title”a sahipolan biri gibi davranıp edep dahilinde yazı yazmasınıöğrenmen gerektiğini bilmeni isterim!”saçmalamak, kuyruğunun peşinde olmak”… ne güzide laflar, “benzetme”ler böyle!bir “editör/müdür”ün sahip olması gereken hiçbir hususiyet yok yazdığınız cevapta. çok yazık!basiret, dirayet, nezaket, feraset, tolerans… sıfır!”kaynak” mı? yazıyı okuyan herkes “hürriyet”i kasdettiğimi anlayabilirdi?tabii, sizin “elveda başkaldırı”yı yazanın ertuğrul özkök olduğunu bildiğinizi sanmışlığım hata mıdır, onu bilemiyorum!alıntı yapmamıştım ki, “kaynak” belirteyim!.. çok satışlı bir gazetenin bayraktarlığını yaptığı bilinç yıkama projesininküçük bir analizini yapmaya çalışmıştım “izlenme payı” özelinde ama “kaynak”tan yamulmuş yazımız!oysa yazının kaynağı şu kahrolası beynimdi!ima ile geçtik huzurdan çıkmaz sokakların loşluğunda!evet evet, genç beyinler zehirlenmesin baby doll de giyebilsinler!senin “editör/müdür” olduğunu düşününce içimeateş basıyor!sen şimdi kıl da kapmışsındır bana! ağzımla simurg tutsamvız gelir tırıs gider artık!ama üslubun ifa ettiğin “yetkili merci”ye yakışmayacakdenli sakil, avam! bu tür bir üslup hasbelkader “yetke” mercinin üslubu mudur?ruhunuz daralmasın e mi!toleransınız ve üslupta edep hacminiz genişlesin ki, “yazıları onay süzgecinden geçiren” etiketine layık olun.msn’de yazışan magazingençliği üslubuyla değerlendirmeye alınıyorsa yazılar, vah ki vah!”editör” gibi afili bir “title” sahibinden dört başı mamur biryazı umardım doğrusu. ökçeler çok yüksek serdarsabri mirim!allah yolunuzu açık etsin!
“title“, “yetkili merci” filan… bunlar sizin, bana yapıştırmaya çalıştığınız abartılı etiketler.ortalığı velveleye vermeye çalışmanızı da anlıyorum; tahminimce kolay olmasa gerek böyle kaz çevirmeye çalışmak filan.
hayır, size kıl filan kapmadım; sizi -en azından bi’ süreliğine- yok saymaya karar verdim, hepsi bu. belki o arada sakinleşir, kendinize gelirsiniz.
Yukarıdaki yazıyı yeniden tertipleyip moderasyon’a ders verme çıkışına itiraz edilince enginlere sığmamaya başladın.Uluorta cıvıklığının “şöyle bir çıkış yaptım, nasıl ama?” diyen tarafı gösterilince de iyice saldırganlaşmaya başladın.Modersyon dediğin öcüleri, serdarsabri kotarmasıyla yüksek ökçeleri ne sanıyorsun acaba?Hiç komünist görmemiş köylünün komünisti canavar gibi bir şey sanması hikâyesindeki köylü gibisin. (vurgu köylüye değil)Burada ortak bir ürün veriliyor ve ilk gün olduğu gibi bugün de yöneten-ler var. Hiçbiri de emek harcamadığı bir yazıyı senin önüne seçimsiz “benim yazım okuyun” diye sokuşturmuyor. Hiçbirinin tıkı senden daha fazla para etmiyor. Yazısı yayınlanmayan birkaç “yazım illa yayınlansın meczubu” hariç, kimseler de sütunlara dökülüp moderasyon hatalarını ortaya saçmaya kıvranmıyor.Vicdan dahilinde algılandığında moderatörler de hata elbette yaparlar. De ki şimdi de hata yaptılar. Ortalara saçılıp hatayı herkesin gözüne sokayım cengâverliğinin alçakgönüllülük olarak mı algılanmasını umuyorsun? Ayrıca “ben çok iyi yazdığım halde salak moderatörler anlamıyor da yayınlamıyorlar” diye satır aralarında kıvrım kıvrım kıvranan egonu görmeden mi benim egolarımın idmanından bahsediyorsun?Moderatörü cuntanın albayı sanan çarpık toleranssızlığını da yazmalıyım elbette. Şimdi “şiir” yayınlamıyoruz kuralını uygulayan bir moderatörü, şiir formatını değiştirdiğin zaman yayınlamış ve yazını tutmuş haline gösterdiğin toleransa bir göz at. Nerde hata yapmış bu moderatör?Benzetmeni tabii ki sevmedim! Mal bulmuş mağribi gibi benzetmeni umursamama yapışıp, konuyu soktuğun anlamsız kuyudan çıkmak da pek olası değil.Yukarıda okudukların laf ebeliği filan değil. Kendinden bir sıyrıl konunun özüne dön. Yiyenler olabilir ama üç tane Osmanlıca kelime yazınca algın bana geniş görünmüyor…
üç tane de latince kelime faş edeyim o zaman…belki bunu “yiyen” çıkabilir neme lazım!sen çok uyanıksın, çok feleğin çemberinde tez yazmışsın ya!yoksa sen de “editör/müdür”lerden biri miydin, hatırlayamadım da…senin ve culdesac’ın üslubunu düşünerek şunu “yedirmeye” çalışayım tıfıllara: de duobus malis, minus est semper eligendum. bu bir.nevdalist yazdı, okumadın mı külyutmaz bey?yazının çıkış noktasını aç, diye ricacı oldu.ben de “açtım”. ama sizler ter ter tepinip beniuluorta asmaya yelteniyorsunuz tüm toleranssızlığınızla!nevdalist’in ricasına uymayıp açıklama yapmasaydım hadisebu kadar köpüklenmeyecekti filhakika!(nasıl koydum “osmanlıca”yı yine ama algımın hacminigeniş göstersin diye!)justitia omnibus. bu da iki.”ben çok iyi yazarım da, salak moderatörler anlamaz”falan demedim.YALAN SÖYLEME! İFTİRA ATMA! bu terbiyesizliğin en büyüğüdür indimde!BEN KİMSEYE “SALAK” DEMEDİM!!!YALANCILIĞA VE İFTİRAYA TOLERANSIM YOKTUR!sanal şahsiyetleri kandırmayalım lütfen!ayrıca, “dos moi pa sto, kai tan gon kinaso” havalarındageziniyor olmanı da çok sevdim! bu da üç!”şiir formatını” değiştirdiğimde yazıyı yayınlama lütfunda bulunan toleransı göz önüne aldığın gibi “bel altı”na vurguyapılınca yazının “yayınlanability” oluşuna da bakmakher aklı başında er kişinin görmesi gereken bir vakıa (yediniztıfıllar bu kelimeyi de!) değil mi sizlerce?!siz/ler özünüze dönün, silkinin asıl!!!yazdığın sözde cevaptaki aşırı bilmişlik, sözde külyutmam ben havalarında ayyuka çıkan diktatör özentisi hoşgörüsüztonu görmediğimi sanma sen de!bu sözde bağışlayıcı, hadi bakiim akıllı ol, tavrını yemedim ve sevmedim!midemi bulandıran husus şudur: HİÇ KİMSEYE SALAK DEMEDİM! ÇOK İYİ YAZARIM DA…tümevarırken sübjektifliğin o rahat, yumuşacık kollarınafazlaca meftun (yeyin efendiler, yeyin!) olmuşsunuz!bu da bonus: ave caesar, morituri te salutant!
Daha önce yazdığım ve bu yüzden fırça yediğim bir cümleyi tekrarlıyorum. Herkes yazmadan önce içinden 10’a kadar saysın. Bir hiddet ve celalle yazmanın anlamı yok. Aynı şeyleri farklı dillerle konuşuyoruz.Yazıyı anlamadım, sordum. Naylon Vicdan’da açıklama yaptı, ben de ona “diğer okuyan arkadaşlara da durumu açıklamalısın, çünkü herkes bu ne ya diyecek” dedim. Olay anlaşılmadan yazı çöpü boylayacak diye düşünüyordum. Bu noktada haklı veya haksız moderatörlere bir eleştiri yapmış. Bu eleştiriye karşılık moderatörlerde cevap verir, olur biter. Bu kadar büyütülecek, karşılıklı birbirimizi kıracak, kırılacak bir şey yok. Hele bunu kin diye algılamaya gerçekten gerek yok.Olayda bir suçlu varsa eğer, o benim. Ve böyle yanlış anlaşıldığı için gerçekten üzgünüm.Ağlama efekti çizmek istiyorummm::)))
culdesac’a cevap vermemişiz. verelim…”yetkili merci” ben miyim yani?! yazıları “onaylayan” yetkili merci “title”ını alır istemese de… bu böyle! no way out!kimseye de etiket falan yapıştırma meraklısı değilim!ifa ettiğiniz işin bir “ağır”lığı yoksa bilelim!ya da bu “onaylama” işini herkes sırayla yapsın, sırasını savsın!sizin bu “title” reddinizi alçakgönüllü oluşunuzavereceğiz demek ki! geçtik.velveleyi severim ama musiki terimi babında… (iki “eski” kelime kullandık, ooohhh iyi bir algı genişleme etkisi yarattık, iyidir iyi!)neyi velveleye vereceğim allah aşkına kuzum?!nerede yaşıyorsunuz siz/ler?! plaza gastecileri gibi”kopuk” olmayın “gerçek”lerden lütfen!siz ulu “moderatör/editör/müdür”lere aman efendim, yaman efendim demedik, biraz sesimizi çıkardık deyuyerden yere vurulmaya başlandık.başlanmadık mı?sesimizi kısıp ve dahi nezih benzetmenizle kuyruğumuzukıstırıp bir kenara çekilmedik ya…çok dokundu hanımlara, beylere…kaz çevirmek mi?! ben anlamam bu tür gıllıgışlı ayak oyunlarından! hem de hiiiççç!kırk tane tilkinin kuyruğunu organize edecek bünyemolmadı, “gerçek” ve “sanal” dünyada.ama alemin ruhu pörsümüş, donmuş, kurumuş feçeslerlenazire ediyor. sizinle daha ne kadar “gerçek” tartışmasıyapılır ki!beni yok sayın geçmemecesine, ne olur!..göndereceğim yazılar yayınlanmasın burada, ambargo koyun yazılarıma!belki “yönetim”e kafa tutan bir cengaver edasıylacaka atarım sağa sola, di mi yüce NuMB?..çoluk çocuklarla mı uğraşıyoruz burada yani!sakinim. ama sizin bu “gerçek” hırsınız, anlayışsızlığınız, realiteyi göz göre göre ters yüz etmeye çalışmanız, kaz muhabbeti yapmanız, dostane olmayan tavrınız, şiddeti alttan alta hissettiren koyu otorite meraklısı yaklaşımınız, farklılığa tahammül edemeyişinize cicili bicili kılıflar dikmeniz…üzüyor.sanki ben yazmasam ne olur! koca bir hiç! ben yazdım da,bi halt mı oldu?!kimine “kıl” geldim, kimine “eh”, kimine “üstat”, kimine “esprili”, kimine “sinir”, kimine de”üç tane osmanlıca kelime yazan algısı dar”…“neden bu korku, neden bu cuş ü huruş?”
hocam fazla mesaidesiniz bu akşam
“ağlama efekti çizmek istiyorum” derken meydanagelen lapsus calami hoş olmuş doğrusu!ağlanacak halimize gülüyorsun, gülüyoruz, gülüyorlar…düzelteyim şu obsesifliğimle: :(((
“editör/moderatör/müdür” taifesi eksik olmasınlar!evet, “mesaideyiz” masai arkadaşlarımla!(cmylmz’nin bu esprisi gelir hep aklıma…)
OFFFFFFF uzatmayin beyler dayanamayip kim kime nedemis diye okuyorum yani bide okurkenki halimi görseniz hep birlikte gülersiniz … hepiniz türkceyi,osmanlicayi ,latinceyi, ingilizceyi cok güzel konusan ve kelime icinde ustalikla kullanan akilli zeki degerli insanlarsiniz sizleri okurken ..yazdiklariniza hayran kaliyorum.Ve diyorumki hep, ne varsa bizde var bizim erkeklerimiz ve bizim kadinlarimizin egitimli hali bilgeligi , akilciligi hic bir toplumda yok surdan aldigim zevki bozmayin cok rica edecem magazin gazetecileri gibi atismak ve kim kimden daha güzel anlasilmaz cümleler kuracak yarisindan vaz gecin .Ben sahsen kendi adima bu siteden cok zevk alyiorum….burda belli bir sekilde kendini cözmüs kisiliginin farkinda insanlar var diye algiliyorum ….bozmayin keyiflerimizi ……birakin okuyalim yazalim paylasalim aslanlar gibi…saygilar.
Bunca yelinden sonraFırtına bekledim sendenİnce bir serpinti oldunAkla yelken açmak isterdimZor oldu ahlak görünceLatince alıntı buldumNuMB (özgün – alıntısız)Bak kardeşim, kalitesiz sidik yarışına malzeme olduğum için keyifsizim biraz. Kafanı alıntı yapmaktan Türkçe anlamaya çevirmeye çalıştım, ziyadesiyle anlamıyorsun.Salak kelimesini kullanmadın ama bugün bu tartışmadaki tavrın ve üslubun moderasyona “salak” muamelesi yapmak üzerine kurulu (ben de onu diyorum zaten!). Türkçeyi adam gibi kullanman bitmiş gibi, kendinin de anlamadığı bir sürü abuk kelime kullanıp, anlaşılmamakta bir büyü arıyorsun. Yazdıklarından değil, yazamadıklarından anlaşılıyorsun.Devrimci, isyancı tipleri severim aslında ama kendini isyancı gibi boyayan, altı boş saldırganlarla pek aram yoktur. Senin yaptığın “moderasyon bize şöyle yapıyor!” ezik edebiyatından da hiç hoşlanmadım açıkçası. İsyancı, devrimci değil, ezik edebiyatı yapıyorsun.Gerçekliğinden dem vurmuşsun. Gerçekliğin su götürmez, gerçeksin eminim. Teknoloji senin gibi diyalektik fukarası bir sanal zekâ üretmedi daha.Rica edeceğim cevap yazarsan aklını toplayıp bir kerede yaz. Bir yazdığıma birden fazla cevap yazdığında daha çok fikir sahibi, daha zeki görünmüyorsun…
yarın olmayacakların listesi:– moderasyon kıçından kural üretmeyecek- naylon tuzak kurmayacak- kedi fare ile oynamayacak
kisisel tartismalara donusmus yorumlarin ortasina girdigimin farkindayim da “merakli ol”up sormak isterim:hafif.org’daki moderatorler kimler? anladigim kadariyla culdesac oyle. onun disinda baska isimler var mi? yazilar tek bir moderatorun mu yoksa birden fazla moderatorun filtresinden gecerek mi yayinlaniyor? bunlar gizli bilgiler midir? 🙂
pöh! sevsinler sırça köşk asabisi cümleciklerini!sen/siz/sizler kimsin(iz) ki, sizlere ezik edebiyatı yapacağım!.. gülünçsün!”kaliteli sidik yarışını”nın bir tarafı olsaydın o halde!o yok, bu yok! moderatöre/müdüre yağlı ballı sürtünmedenöte bir numaran yok bakıyorum da!var da, eytişimsel özdekçilikten (selmaelma’nın kulakları çınlasın; ne de olsa aynı tahlil noksanlığında birleşiyorsun) nasipsiz zekamız mı göremiyor!kuvvetle muhtemel öyledir sencileyin… geçtik.evet, “Türkçeyi adam gibi kullanmam” bitmiştir. ya sen?senin bu vehimlerini, hezeyanlarını nasıl tedavi etmeli bilemiyorum!kardeşim sen kafayı mı sıyırdın yahu?! ne anlaşılmaması, ne anlaşılmamakta büyü araması!!!NuMB topu tut, NuMB ip atla seviyesinde yazmadık/yazamadık diye mi bu ipe sapa gelmez çıkarımlar!!! acınası bir durum. sağaltım yetim yok bu konuda!gerçekten de basitin basiti kelime oyunlarıyla mercimek ahmet’i rahmetle yad etmeme vesile olan muhteşemçözümlemelerinle bir ekol olduğunu gördüm. maalesef…haa unutmadan; hangi kelimeyi, hangi dili kullanacağımın icazetini senden alacak değilim!üslubum ise beni bağlar. senin diktatör gönlüne münasipyazacak halimiz yok herhalde “hard” gerçekçi abicik!hukuktan da bihabersin. “salak” demekle, kullandığım üslubun süjede oluşturduğu yargı arasında aklınınalamayacağı kadar bir fark var.sana yazarken kullandığım üslubun “içeriği”nde sanal şahsına ne demiş, nasıl bir “muamelede” bulunmuş olabilirim bu algılama/zihniyet yapına göre?..gora’dan bir sahneyi hatırladım:- tahta mı?-yaa tahta! n’oldu zoruna mı gitti?!kullandığım her her kelimenin farkındayım, anlamını da biliyorum. kıl olduğum tabirle; “içselleştirmiş” bir adem var karşında!uyuşturucu çekip de yazmıyorum herhalde engin zeka kumkuması!senin paskalya yumurtası kıvamındaki babalanmalarındangördüğüm kadarıyla, temelsiz saldırılarından ve moderatörlere yaranma aşkıyla oluşturduğun çok bilen adam havalarından karşında sinmemiş, bir köşeye büzüşüp el pençe divan durmamış olmam seni çok asabileştirmiş.küresel ısınmadan mütevellit havalar şerbet…çık, nefes al biraz, düzelirsin, asabiyetin diner bir parça…bu senin için: quidquid latine dictum sit, altum viditur.bu da sen’ çün:heute mir, morgen dir!aldım eyvallahımı, külahı içinde!hamiş: hafif’e bazı şeyler sahiden de “hard” geliyormuş.pekala, plumprune bey…daha önce yayınlanmış birkaç şiirime nasıl müsaade etti önceki moderatörler?!kuralları mı değiştirdiniz? değiştirmediyseniz ne, na na na!sadece benim değil, başka rumuzların da şiirleri yayınlandı”serbest”te.demek ki, serbestin kuralları değişmiş… lütfen dikkat!kartpostal duyarlığıyla yazılmış ortaokul dizeleri değildio “düzyazı şiir” bir kere…araştırmasını bilene, meraklısına engin bir “marjinal tarih” aktörleri dersiydi… neyse. uzatmiim.”hard” gelmiş kısacası. “belden aşağı kısmı”na gösterilen ilginin “ağır”lığını gördünüz ya kıymetli haşmetliphuketlihemşehrilerim!
ne yalan söyleyeyim, ben yazıyı sırf o belden aşağı kısmı için tuttum. şiir yayınlanmıyor naylon bey hafif’te.serdar bey, sizin de buna tepki göstermenize şaşırdım. burası bir blog sitesi, şiir değil. ayrıca serbestin de kuralları var. kıçımızdan uydurduk, oldu.
“burası bir blog sitesi, şiir değil” bi de suphi‘ye söylesenize bunu.hafif’te şiir.Bi yöneten her zaman vardır, hafif’i severim yaratan’dan ötürü not yöneten’den.
Vay lon Vicdan Bey! Tüm bunları yazarken kalçanı hafiften yana çıkarıp, elini de beline koyuyor musun merak ettim? Çeşitli dillerden kelime aparıp aynı şeyleri döndürerek söylemek kolay değil. Sinirlenince iyice cümle türbülansına girmişsin, okurken midem bulandı.Biraz adap, örf bilirim. Mahalleden arkadaşlara gösteriş olsun diye, “nasıl da geçirdim yönetime” aleni ironisiyle ortalığa çıkmayacağım gibi, beş karış aşağıdaki aklının yönetime yağlı ballı sürtünme gibi algıladığı eylemlerim de yoktur. On yıldır olmadı. Hiç de naklî mazi sayılmam. Mazi(m) elinin altında kayıtlı. Cevaplarını Latince sözlük karıştırarak vereceğine, geçmiş tavırlarımı karıştırarak ver bari de, mesnetli cevap gördüm diyeyim.Aklının karışıklığını anlayabilirim. Aklının karışıklığını, süslü sandığın “ağızla simurg tutma” kalınlığında esprilerinle kakalamaya çalışmanı maalesef anlayamam. Ezilmiş, yazısı yayınlanmayan, aslında dâhiyane yazdığı halde yazdıkları basiretsiz moderasyon tarafından anlaşılmayan adam havanı da anlarım. Bu adam hallerini, ucuz popülerlik için kullanıyor olmanı anlamam. Hele, apartman yöneticisinin “apartmanı temiz kullanalım” uyarısıyla kendine savaş alanı açmış kahraman kat maliki halini hiç anlayamam! Senin apartman girişine geometrik şekillerle sıçmanı yönetim sanat olarak kabul etmeyebilir pekâlâ.Yönetimde kim varsa mesaj kutusu da var. Atarsın oradan bir mesaj, tartışırsın, konuşursun anlamaya çalışırsın, cevap vermeyip seni takmıyor hallere bürünürlerse, senin gibi ucuz popülizme yönlenirlerse onlara da söyleyecek bir çift lafımız saklıdır elbet. O zaman hakkın yeniyorsa gelir buraya tartışmaya açarsın. Sadece, ucuz popülizm çalışmaları bu hallerin.Yani konumuz senin popülizm uğruna yaptığın haksızlıktır. Mazlum gibi durup, yönetime hileli saldırman, vitrine masumiyet koyup el altından bomba pazarlamandır. Samimi bir muhalif olsan anlarım, zira muhalif duruşları severim bak. Muhalefetin etiğini anladığın sürece tabii. Muhalif olmak için “yönetimden kızların bikinili fotoğrafını buldum yayınlıyorum” der gibi, “oyun oynadım, yedi yönetim” yapmayacaksın… Hani ayıp demişlerdi ya, anlamamıştın. O ayıp, işte bu ayıp!
üslubun fena değil ama algılama ve analiz becerin berbat!iki üç osmanlıca kelime ile “okuyan yazan” kalem ehlinin ortak malı olmuş birkaç latince/almanca tabir nakledince harıl harıl sözlük karıştırıyor (selmaelma teyze de öyle sanmakta hala!) zannediliyoruz.demiştim ya, kıl olduğum tanımlamayla: okuduğun o bütün alengirli (!?) kelime öbeklerini “içselleştirmiş” biri var karşında.üzgünüm ama bu bir realite. bunları biliyor ve yerli yerinde kullanıyor olmak mı ayıp?.. cahelete, sıradanlığa, vasatiliğe biat mı etmeliyim?sen kullanma, tamam ama bu “ortak” kalıpları kullanan birine de bok atmaya, hakaret etmeye yeltenmeden önce içinden ona kadar saysan iyi olur!bürosit (reklam olmadı ya!) sandalyemde paşa paşa oturup yazıyorum. artistik, edebi betimlemelerini diğer yazılara ve polemiklere saklasan… tükenir mükenir…görme yetini kaybetmediğine göre… pekala, okuma ve okuduğunu anlama yetinde bir sorun var mı?ben kimseye numara çekmedim! unutma!tekrarlıyorum anlamak istemeyenler için:nevdalist, bu nedir, südur noktası nicedir, hanidir,deyu sorunca ve bunu da herkese yazsana deyince…bu tavsiyesine uyup tüm “saf”lığımla, hadiseyi açıkladım.siz(ler) de, çıldırıp küpten inip küplere binmekten helak oldunuz!“süslü” ve “kalın” bir cümle mi geldi bu da bünyenize?..pardon, klişe cümlelere, kalıp deyimlere kendi çapsızlığımdaalternatifler arıyorum da… tatmin edici gelmeyebilir.sizler daha mükemmelini bulun ya da umursamayın.ama elalemin teşbih bozumuyla da kafa bulmayın!beceriksizliğime verin. alay etmeyin. beğenmeme özgürlüğün var ama hakaret etme noktasında biraz geri basmanız tavsiye edilir.burnundan kıl aldırmaz, bilmiş moderatör edan da çok sevimsiz doğrusu.amma da takıntılısın ya kardeşim! ne ezilmiş adamı,ne dahiyane yazması, ne moderatöre numara çekmesi,ne basiretsizliği yaaa!bıktım!culdesac, hani eli belinde bir tasvir yazmaya çalışmışsın ya,çan çan çan konuşup duruyordu bir “moderatör”eyakışık almayacak haliyle, ona “basiretsiz” dedim.sen bırak bu sahtekarı bana, o kanlı klavyemle bi benzeteyim şu düdüğü, gibisinden bir şey demişsindiren “hafif”iyle, di mi?baksana, onun avukatlık hizmetine de sıvanmışsın.neyse.aşırı bir büyüklük kompleksi içindesin(iz). hazmetmek zordur bazı şeyleri. zamanla öğrenirsiniz umarım.ne oldum delisi bir hal sinmiş yazılarınıza (culdesac ve sen).insanda biraz nezaket, saygı, (üzgünüm, kullanmak zorundayım) feraset, basiret, mahviyet, makrunluğun bir tevazuu olur yahu!o yok, bu yok! sonra da adam dövmeye kalkıyorsunuzutanıp sıkılmadan.olan şuydu: ece ayhan’ın kitaplarında geçen yer ve kişi adlarından “basit” bir düzyazı yazdım.öylece gönderdim. onaylanmadı. şiir yayınlanmıyor diye.oysa daha önce üç beş tane şiirimsim onaylanmıştı!demek, kurallara post-alaturka darbe (bu da “kalın” gelir sana, inceltiver!) yapıldı!o düzyazının başına, bir sevişme sonrası “sahnesi” ekledimben de. hani, en olmadık “mahrem” şeylere geniş yayınlanma serbestisi var ya…yazım yayınlanıverdi! hadise bu! bu mudur, bu kadar ağır hakareti yememe sebep olan suç?!nevdalist, bu nedir bu, dedi ve yazdım. sizler de köpür köpür köpürüp durdunuz, kin diye, ucuz kahramanlık yapıp mazlum rolü yapıyor diye…sanal alemde bir cemaat tadında eğleniyoruz, bilgileniyoruz,pornolaşan hayatlarımıza, popüler kültürün boğucu havasına yelpaze üretiyoruz karınca kararınca.amma da uzattınız ya!bana yapıştırmaya çalıştığın tüm o ipe sapa gelmez tanımları, tarifleri, üçkaatçısın kabilinden yazmaya çalıştığın akil adam üsluplu suçlamaları en sert şekilde yere çarpıyorum! reddediyorum! bu kadar safiyene yazdım.sizler “sineklerin tanrısı” olarak, aman aaabii, yapma aabii,evet bi puştluk yaptım, bi daa olmaz abi diye ayaklarınızakapanmamı bekliyorsunuz utanmadan!bir puştluk yapsaydım, sizlere bir kumpas, bir tuzak kursaydım bunu yaptığımı göğsümü gere gere yazardım!hiç kuşkunuz olmasın! yazdıkların(ız) hezeyanlarınız vekurban arama gayretkeşliğinizdir.cidden bıktım! ister inanın, ister inanmayın!bak, mesela bunu ezbere bilmiyor(d)um: “mea mihi conscientia pluris est quam omnium sermo!”cicero’dandır…
Başka birinin benim yüzümden tartışmanın öznesi konumuna gelmesi, canımı yakıyor. Açıklama yapıyorum, kimse okumuyor, duymuyor. Bari direkt sorayım:Numb; Naylon Vicdan’ın bu açıklamasına mı kızdın? Moderatörlere eleştirisini böyle bir yazıyla ( Serdar Sabri deyimiyle kedi fare oyunu) göstermesine mi kızdın? Bazı şeyleri bizden daha fazla bilmesine mi? Oysa herkesin alanı farklı. Dil konusunda bizden daha yetkin, hadi yumuşatayım, benden daha yetkin. Şimdi benim tersini söylemem haksızlık ve çocukca olur. Fakat, tabi ki bu ona bir ayrıcalık vermez.Moderatörler yazının ilk halini anlamamış, sormamış da, bu nedir diye? Direkt bir bahaneyle geri yollamış. Ki! Ben bunu da normal buluyorum. Birçok sebebi olabilir. Ama normal bulmadığım sonrasında olanlar. Bilmiyorumu kabul etmek bu kadar zor değil. Bilmediğimiz bir şeyi de biliyor gibi yapmaya gerek yok. Şu yorumlarda ben elitist bir tavır görmedim. Hani Naylon Vicdan alıngandır falan ama, “ben biliyorum, siz bilmiyorsunuz havalarına” henüz rastlamadım.Anlamamışız yazıyı, üzgünüm der geçersin. Durum budur.
Beklenen çarpışma!!!Kanımca “culdesac” hanım çok sağlam bir şekilde az ve öz manevra ile, kendini soktuğu veya fazla sahiplendiği durumdan sıyrılmış kendini tutabilmiş…”Naylon Vicdan” sağlam zeminde sekmeden gitmek ızdırabını içinde ki anlayabileceğim yazı dönmesi siz kimsiniz edasını dışarı çıkarabilecek bir ortama dönüştürme hırsını kendince tutabildiği yere kadar tutmuş kendini rijit tutabilmiş ve alenen haklı gördüğüm analitik bakış üzerinde…Her yazısı dönen hafif yazarının hissettiği o garip duyguyu yaşamış ve hafifçe serzenişte bulunmuş “nevdalist”e helal diyorum atış alanına girip duygusal yeknasanlığının arabulucuğuna soyunarak aslen iç dünyasını açma girişimine… (ego’yu bastıran kader arkadaşlığı-bilinç altı etkileşim ve humanist üst benliğin neticeye hakim olması sonucu çatışma ve tam arayı görme durmu-arayı bulmak-)Anladığım kadarı ile moderasyon sanatçı hassasiyeti ve kural yapıcı olmanın duyarsızlığını aynı potada eritebileceği coşkusunun insanları nasıl erittiğini görmezden gelme ve daha iyi bir çözüm bulma eğilimindeler tavırları su götürmez herkez bu ayırımın stresini yaşar! Ancak hak daima yazarındır kurallamak ne için kim için demokratik bir tartışmanın ve yeniliğe açık olmadığı şu halde bir tür derin devlet algılaması oluşturuyor.(seçilenlerin değil atananların yönettiği ülkemizden bir kesit sadece) Unutulmamalıdır ki demokrasi yüce bir sistem değildir. yönetimdir naçizane önerim daha deneysel olmaya cesaret ve biraz daha anlayış özellikle moderasyonda ki arkadaşlar biraz daha açık olmalılar bahsedilen o dünyalara…
Aferim Naylon; biraz kafanı toplayıp, cevap saçayım da ne olursa olsun, ünleyeyim de ün olsun demediğin zaman, anlaşılır da olabiliyorsun bak. bazı derli toplu cümle çalışmalarını gördüğüme sevindim. cevap yazmak için bir süre çalışmış olmanın bunda etkisi büyük gerçekten.selmaelma hanım’a verdiğin cevaplarla bana verdiğin cevaplar arasında cümle kurma, mantık yürütme gibi kategorilerde de kalite farkı oluşmaya başlaması ayrı bir sevinç kaynağı.konunun özünde, bu yazını yayınlayış şeklinle, hala yanlış bir sınav verdiğini düşünmekle beraber, ıkınınca kan giden yerlerinin olduğunu görmek gayet ferahlatıcı. ferhlatıcılığı, soğuk su olmadığında, ılık suyu center fresh’le içip soğuk gibi algılamak ayarında olsa da, sevindim gerçekten.bıkmışsın ama sakın gitme, senin gibi renkler lazım buralara…
Şimdi şurada, bu yazı ve ahkamların nezdinde tüm hafif.org ile ilgili naçizane fikirlerimi açıklamak isterim…Öncelikle “eskiden böyle miydi bıybıy” lara cevap vereyim:”Hayır, değildi.” Hafif, dünya üzerindeki her web sitesi gibi kendi evrimini geçiren bir site. Hafif Uyku’nun tamamıyla kendi isteklerine uygun şekillendirdiği hafif.org yönetiminin (ki dönem dönem tamamen kullanıcıların eline bırakılmıştır) günümüzdeki şekli “parlementer monarşi”dir. Yani ne demek? Bir “parlemento” (moderasyon) nun ortaya çıkarttığı kurallar, mutlak monark (hafif uyku) tarafından reddedilmediği sürece uygulanır.Moderasyon “şiir yok” diyorsa, hafif uyku “hayır efendim, şiir var!” demediği sürece, hafif.org da şiir yoktur. Moderasyon “meme fotoğrafı koyamazsınız!” diyorsa, hafif uyku “bana ne meme isterim!” demediği sürece meme fotoğrafı koyamazsınız. Örnekler çoğaltılabilir.”Moderasyon” konusuna biraz şeffaflık getirmek gerekirse, hepinizin bildiği üzere bir takım insanlardan oluşmaktadır. Bu insanlar, moderasyon işini birer “birey” olarak sürdürmektedirler. Nasıl? Gelen yazılara bakıp, onay kuyruğundan uygun gördüklerini onaylayıp, görmediklerini reddederek.Kimi zaman, bu onay/red işinde daha önce karşılaşılmamış ve/veya standardın dışında bir durum ortaya çıkar ve bu durumla karşılaşan kişi, sorumluluğu tek başına üstlenmek istemez, yahut basitçe ne yapacağını bilemez. İşte bu durumda, “moderasyon mail listesi”ne mail atar “yahu ne yapsak bu yazıyı?” diye. Fikirler atılır ortaya, konu tartışılır, hafif uyku’nun da gözetimi altında dönen bu tartışma bir sonuca vardığında moderasyonun o yazı ve o yazının takipçisi benzer yazılar hakkında kararı, fikri ortaya çıkmış ve uygulanmış olur.Anlaşılması gereken şudur: bu yönetim şekline geçilmesinin sebebi “var olan hafif.org yönetimini aynı şekilde sürdürmek” değil, “hafif.org u moderasyon+hafif uyku ekibinin ortak kararlarıyla yönetmek”tir. Yeni kurallar olabilir, eski kurallar değişebilir, siteye yeni bölümler eklenebilir, eski bölümler kaldırılabilir, her an her şey olabilir.Peki neden şiir yok? Çok basit: moderasyonun büyük çoğunluğu şiir sevmiyor, sitede istemiyor. “Memleketin yarısı şiir sitesi, gitsinler orada yazsınlar hafif şiirsiz kalsın” diyorlar. Diyoruz.Bu gigantik açıklamayı geçtikten sonra gelelim “şiir olunca yayınlamadınız, içinde yatak döşek geçince yayınladınız” iddialarına…Güzel kardeşim naylon vicdan, gözün görüyor kulağın duyuyor mu? sağa sola “yalak”, “mahalle karısı” gibisinden saldırmalarda bulunmadan ne dediğine bir dönüp bakıyor musun? Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmanın ne denli tehlikeli bir hadise olduğundan haberin var mı? İnsanlar -hayli kalabalık şekilde- sana gülüyorlar, farkında mısın?Ne bu şiddet bu celal? Karşındakinin dediklerini anlamaksızın, söylenenleri “yalan”, “iftira” diye niteleyerek nereye varabileceğini düşünüyorsun? Şimdi bana da bir sıfat bulup yapıştıracaksın muhakkak, amma ve lakin önerim “al takkeni önüne, şöylece bir düşün” olacaktır. “Bu insanlar deli mi, neden bana böyle şeyler yapsınlar?” diye. İşte ossaat aslında kimsenin sana bir şey yapmadığını, kendi kendine bağrıştığını fark edeceksin. (“Kendi kuyruğunun peşine takılmış köpek gibi” diyecem zira çok uygun bir benzetme ama o zaman da ‘köpek dedi bana’ diyeceksin, mevzu çıkacak.)Neyse efendim. Genel olarak diyeceklerimi dedim. Tekrardan hatırlatmakta fayda görüyorum, hafif.org bir “demokrasi” değil, bir “parlementer monarşi”dir. “Halk” çok huzursuzlanırsa parlementonun görevi halkı dinlemektir ancak, halktan iki kişinin huzursuzluğunu kimse sallamak durumunda değildir. Ha buna rağmen moderasyonun yarısının size cevap vermiş, açıklama yapmış olmasını hiçe sayıp “yalak”, “mahalle karısı” diye ötmek, terbiyesizlikten öte bir şey değildir.Konuyla ilgili bir daha tek satır kaleme almayacağımı bilin, cevap verecekseniz öyle verin ki komik duruma düşmeyin e mi canlarım?
çok iddialı olmuş yazdıkların. oysa burada sadece naylon vicdan yazmıyor. ben kendi adıma bi şey yollamak istesem de yazmak gelmez içimden uzun süre. tam da buna benzer nedenlerle sokayım sosyomatına diip sosyomattan tasdikname almışken aynı tarz saçma salak şeyleri burada tartışmak içimi sıktı. Sokayım monarşisine de moderasyonuna da döndüre döndüre demek için erken olsa da olayın gidişinden sanki varacağı yer orası gibi.
cevap veriyorum cânım, hazır mısın : ziktir !
öncelikle wassago2000’e selamlarımı yolluyorum.noktalama işaretlerini koymayı ihmal etmeseydi yazısınıanlamak daha kolay olacaktı. olsun. yine de çapraşık, çetrefilanlatımı güzeldi.ve suziq… “monarşi” için tertiplemeyi düşündüğü fillere katılacağım aklımın ucundan geçmezdi valla!”asgari müşterek” bu olsa gerek! ona da selamlarımı yolluyorum bu bağlamda… selamına sokiim naylon, demezumarım!ve NuMB… akil adam… klavyesi kanlı cengaver… teşbihlerinefendisi… analizlerin çelimsiz çocuğu… algılamanın üçüncü sınıf kompartımanı… vs. vs. vs.o çok bilmiş (bilen, değil!), “elitist”, ne oldum delisi, hazımsızhalinin bir benzerini keçi sakalını çekiştiren menguzar’da dagörünce bütün “moderasyon”un bu vehimle, bu marazi halde; getirin ulan atımı, edasıyla yazıp çizdiğini düşünmeden edemiyorum!cevabım ikinizedir… yarası olan gocunsun.işlerim vardı da, o sebeple geç cevap verdim. ama bu gecikmeyi bile dalga geçme bahsi için veri kabul edip aklıncakafa bulmuş NuMB. yakışır… non-diyalektik alemlerin peygamberi…”cevap yazmak için bir süre” çalışmadım anlayacağın…o kadar arş-ı alada görmektesin ki kendini…bu “en bi” havaların çok itici, tüylerim tenimle 45 derece açı yaptı NuMB! nasıl, bu da mı “kalın” geldi?!ders 1- kullandığım üslubu ve kelime seçimimi, teşbihlerimidiline dolayıp bunu aşağılama, alay konusu yapmayacaksın!”moderasyon”dan daha “oturmuş” bir tavır beklerim kendi adıma. ama ben de insanım, benim de canım var makamındaysan o başka! o zaman da, “parlamenter monarşi”nin de bir adabı erkanı vardır demek isterim.bana yüklenirken senin “ıkınınca kan giden yerlerinin olduğunu görmek ferahlatıcı” benzetmesi ne oluyor?ılık su, “sentır fıreş” esprisini bulmak için kaç gece kafa patlattın? zor olmuştur bunu bulman…demek ki neymiş? üslup ve bunun mütemmim cüzü olan teşbihlerle dalga ge-çil-me-ye-cek-miş!ders 2- “moderasyon” sınıfta çakmıştır! bunun lamı cimi yoktur!neden mi çakmıştır? bir kere kendi koyduğu ya da kaldırdığı kurallardan habersizdir.serdarsabri’nin görmeyen gözlere soktuğu bir gerçeğe cevap verememenizden belli değil mi!”suphi”nin ve bilumum zat-ı muhteremin ve dahi benim de “şiirimsi”lerime onay verildi.o kadar da uzun süre olmadı üstelik.ada68, o şiirimsimle pek güzel de dalga geçmişti…düzelttiğim bir dize için; boşuna düzeltme, bir halt olmaz, diye…velev ki, şiire hayır diyorsunuz, dediniz. göreve gelen bu yeni moderatörler taifesi, oturur, adam gibi; şu yasak,bu yasak değil, formatında liste yapar ve bunu hafif üyelerine duyurur…bunu yapmamışsınız, plumprune rumuzlu sanal şahıs, şecaat arzederken sirkatin söylemekte… farkında değil!o da almış plastik, ışıklı kılıcı, ya allah deyip koşturuyormaşallah!”şiir yayınlanmıyor naylon bey” diyor ama bu “naylon bey”in en az 4 şiirimsisi yayınlandı burada!lahana turşusunu ben de severim ama gutu tetikliyor namussuz!devam… “bel altı” bölümünü beğendiği için de, ece’cemütevazı düzyazı şiir denememe “onay” verdi, verildi.bunu tartınca, analiz edince ortaya çıkan sonuç nedirçok bilmişler kumpanyası?bir tutam cinsellik eklersen marleau-ponty’den, h. müller’den bile bir “alıntı” yayınlatmak mümkündür.bunda utanılacak bir şey yoktur. erdemdir, hatasını görüp kabullenmek. inadım inat, demekle ne olmuş oluyor?sizler akil adamlarsınız, ben bilmem, sizler bilirsiniz!bunu da, nevdalist istiyor diye yazdım üstelik.dikkat isterim, dikkat!kitap, ansiklopedi karıştırmayan bir memleketin üşengeç çocukları merak edip de, sağı solu kurcalasın diye o “düzyazı şiir” denemesini yollamıştım. yollamaz olaydım!bir dip not hastası ve kurcalayıcısı olarak “en saf, tertemiz” hislerle o yazıyı “revize” edip göndermiştim.aklınız ha babam komploya çalıştığı için bu pür “naylon vicdan”ın da size “tuzak” kurduğunda gönül birliği etmişsinizplastik monarşinizde… ne acı!sizin çok önemsediğiniz ve iyice havaya girdiğiniz “parlamenter monarşi” ipe sapa gelmez, ötekinin berikinden haberdar olmadığı, tam bir arap saçı modunda,alaturka bir dikta rejimine evrilmekte, benden söylemesi.hele o “elitist”, kimseleri beğenmez, astığı astık kestiği kestik babalanmalarınız, efelenmeleriniz yok mu!..hem gülünç, hem de “gerçek” hayatın boğuculuğundan kaçıp sığındığımız hafif’in de; o “gerçek” hayatın pespayeliğine, insanı acıtan, içini daraltan toleranssızlığınadoğru pupa yelken gittiğini göstermesi bakımından daelem verici.kendinizi bu kadar da önemsemeyin canım! halk otobüsüne binin biraz da… hep porsche coupe olmaz ki ama!saçma sapan, popodan üfürme laflarla yine iftira, yine iftira!kardeşim, yazılarımda “yalak” yazmış mıyım?yazmamışım. o zaman “yalak” malak yaz-ma-ya-cak-sın!o kadar!bana niye gülsünler, akıl hastanesinde kendini allah zanneden biçarelerden beter bir haldesin(iz)!ahali bana gülmekteymiş! sevsinler…bu moderasyonun “big brother” becerisi de mi var?!nasıl da, gördün/bildin cümle alemin bana güldüğünü!!!bravvo sana tepedelenli menguzar paşa!takkemi aldım önüme ve önerine uyup düşündüm. merak buyurma…”yalak, mahalle karısı diye ötmek” ha?! gerçekten sizler neden bu kadar edepten nasipsizsiniz?..bunu “parlamenter monarşi” kılıfıyla mı açıklıyorsunuz?anlamanız için bir örnek… sizler öğretim üyesi olun,bizler de öğrenci…demediğim bir lafı demiş gibi söyleyen, itiraz noktalarını açıklamasını ve hadiseyi samimiyetle anlatmasını “ötme” olarak değerlendiren, “derli toplu cümle çalışmalarını gördüm” diyerek aklınca öğrencisinin üslubuyla dalga geçen, verdiği cevabında buram buram “ben senden çok yetkiliyim, istersem seni anında okuldan attırırım” havalarında padişah hezeyanlarıyla sırça köşk sahibi olarak tebaasına sümüğüm kadar bile değerin yok edasıyla “lutfen” cevaba lütfeden… örtmenler…beni anlayan anladı. sizleri de… nasıl “aşağılık, ağırlık” kompleksleriyle dolu olduğunuzu, tutarsızlığın kitabınıortaklaşa yazarken biribirinizden kopya çektiğinizi,şu “özgür” platforma nasıl da babanızın çiftliği gibimuamele çektiğinizi, ne oldum delisi halinizi…kıssacası, sonradan olma/görme zavallılığınızı…takke düştü, kel olanca haşmetiyle gözlerimizi kamaştırmakta artık!hadi, en azından benim için öyle, diyelim.beni “örtmen” gibi saygı barındırması gereken bir merciyleağız dalaşına soktunuz ya…yazık! oysa, meramımı en saf halimle yazmıştım.nevdalist de açıklama yapmıştı.seppuku’ya “tuttum” diyenler var değil mi içinizde?aynı erdemli tavrı göremedik içinizden birinden şu lastikleşen konu için…zeytinyağı dolaşıyor damarlarınızda hepinizin.benim bu konu üzerine yazacak bir şeyim kalmadı artık.bundan sonra neylerseniz eyleyin! eytişin, at binin, kılıç kuşanın,”monarşi”nizde yeyin için, ıkının, sıkılın, bugün böyle, yarın şöyle deyin…ne yaparsanız yapın yani!..görmemişin bir “monarşi”si olmuş, tutmuş “monden” olmuş!eyvallah!
bu konuya değinmiş olman iyi oldu, aceleci davranıp kurallar bölümüne “şiir kabul etmiyoruz” diye not düşmeden kuralı uygulamaya başlamıştık, bu vesileyle herkes duydu, bildi, öğrendi, biz de tecrübe edinmiş olduk. yakında blog formatı da değişirse bunu anasayfadan duyurup kuralı uygulamaya başlayacağız mesela.şiir sevmesek de konu bu değil aslında, sadece bunun yerinin hafif.org olup olmaması, ki bizce yeri burası değil.
bu durum, hiç de gülünesi bir durum değil!
geçmişin boy aynasının karşısına konuşup konuşup duruyon be güzel kardeşim! dediğini bir sen anlıyon birde sen; yanında duran ısırıklı sanal hatunda bi pok anlamıyor, alttaki komşunda…hepsi benim gibi muzdarip.(he anlayan yok mudur vardır mutlak ama sadece okur o kadar),buna hiç birşey demiyorum. en doğal hakkın tabi.her üye istediği dili kullanır pek doğal olarak, adı üstünde “serbest”.çin edebiyatındanda etkilenmiş olabileceğini sandığım üslubunun bir faydasını görmedik çok şükür. Olsun. Eyvallah!arabi farsi türki dillerde harmanladığın anglosakson lada süslediğin şurubla pok attın millete(adam anlamadığı için tam olarak pok atma sayılmaz ama) kibirini harladın bolcabunada eyvallah anasını satayımneymiş neymiş bilmem şu yazıyı tutanlar erdemli değilmişiniz falan filan zeytin yağı dolaşıyormuş damarlarda.Bak! güzel kardeşim yukarıda anlattığım her durumda haklı bir tarafın var mutlak ama tepkime isyanıma ortak olun ey sefiller diye çığırırken jargon kesmeyi bırakıp benle aynı dili konuşmak zorundasın. Bence tabi! fikirdir.
yaa, sizler aynı tornanın ürünleri misiniz nesiniz ya?!nedir bu papağan gibi “üslup, jargon” evelemeleri gevelemeleri!!! sıktınız ha!“tepkime, isyanıma ortak olun” diye jargon margon kesmedim “güzel kardeşim”!!!nasıl “aynı dil” oluyor mu? mesut musun? rahatladın mı?oldu mu?sen ve senin gibi konunun taaa özüne kafasını çevire çevire ben gay tüplerini har vurup harman savuranlar!..daha ne kadar açık yazayım, daha ne kadar basite indireyim yahu?!anlamak isteyene sipsi, londra senfoni orkestrası gibidir…ama size en “hard rock” gruplar düzeyindeyazsak da, ı-ııhhh! olmuyor.şimdi ne yazsam kızacaksınız. yazmıyorum.sizin bu çelimsiz nöronlarınıza ben deva olamıyorum.ve en önemlisi SI-KIL-DIM!dediğimi anlamıyorsan bu senin beyninle aranda olan bir mesele. gayet aççık seççik yazdım.hala ne demeye ortalığı bulandırıyosun! bu yemek dahafazla su kaldırmaz!üslubumdan faydalanmanı uman, bekleyen de yok zaten!herkes kendi meşrebine göre yazar! sana ne benim üslubumdan, sana ne benim kullandığım arapçadan, farsçadan, latinceden!..almasını bilen, alır. bu kadar basittir bu hadise.saçma sapan çıkarımlarla adam hacamat etmek, imalarla laf sokmaya çalışmak falan… gerçekten bu ipe sapa gelmezhokkabazlıklarınızdan sıkıldım!önce yazdıklarımı bir anlamaya çalışsan da,sonra bana “giydirmeye” soyunsan daha iyi olurdu.anlamamışsın. karambolde bi de ben şu lavuğa geçireyim diye “topic”e damlamışsın.bak, şunu anlamamışsın: “seppuku yazısını tutanlar erdemsiz” demedim.nerenle okuyorsun? ve en önemlisi; okuduklarınıhangi organının süzgecinden taktir ediyorsun?koyu-kalın cümlelerimde açıkladığımmoderasyon’un kriter çerçevesi hususundaki”iç rahatlatmayan” tavrından ötürü, evet ulan, bel altı girinceok lan moruk, demişiz ama ece’ce “düzyazı şiir”e olmaaaazz,demişiz diyerek günah-sevap dökümü yapması ve bir zihniyet seppuku ile “erdemli” hata kabul müessesesiniişleme alması gerekirdi.anladın mı? jargon margon kesmek de yok, umarım anlayabilmişsindir “güzel kardeşim”!ANLAMAK İSTEMEYENLERE SON KEZ!”monden moderasyon” “düzyazı şiir”e yoo, katiyen olmaz, dedi mi? dedi.bu tuzakçı, kumpas uzmanı, fare avcısı çenebaz, “pok atıcı”ne yapmış peki?o “düzyazı şiir”in başına bir sevişme sonrası diyaloğu eklemiş ve yazıyı tekrar onaya sunmuş.ki, “moderasyon” da, yazınızı tekrar gönderiyoruz ki, üzerinde çalışasanız diye, demiş mi? demiş!biz ne “pok” yapmışız? üzerinde çalışmışız bay bossout!ve yazıyı o haliyle gönderince yayınlamışlar.nevdalist arkadaşımız da, iyi niyetle demiş ki: bu süreci herkese açar mısın?ne demişiz? peki, açayım, demişiz.açmışız. ne olmuş? yazmıyorum. yazınca “jargon yapmış” oluyoruz. yazmıyorum.azıcık kafasını çalıştırmasını beceren olan biteni görmüştürherhalde! göremediyse de, o onların sorunu artık!nasıl yeterince açık oldu mu bay bossout?!sizin bu mabad kaynaklı üfürmeleriniz çok çirkin!sana da söyleyeyim! ben kimseye “sefiller” de-me-dim!gördüm ki çoğunuz çok ama pek çok tahammülsüzsünüz!hoşunuza gitmeyen üsluba laf sokma, farklı kelimelerledüşünce ifade etmeye dalga geçip giydirme, huuoop n’oluyo diye omuz atma, “pure” gerçekleri samimiyetle yazmaya da “hain” damgası vurma, olan biteni harfiyen anlatmaya da ucuz mazlum, sahte isyankar mührü basmak için fellik fellik gezinme…ne bunlar be aabi yaa! ne bunlar, ha, ne bun-lar!?!?!yetişir! ne haliniz varsa görün bilmediğini bilmeyensanal alemin perdesine sığınmış, bir avuç bilmiş samimiyetsizlik kumkumaları!ne haliniz varsa görün gayrı! ne haliniz varsa…
bırak viiviklemeyide acaba karın ağrısı olmaktan nasıl kurtulabilirim diye düşün biraz, lezzetsizsin tad vermiyorsun artık bunuda bil!şoparlık felan yap sen sabah programlarında tınnn tınnn tınla oralarda, hatta mümkünse başka bir gezegende yap ki bunları acı acı geğirmeyeyim seni okuyuncasevgiler!
ben onu bunu bilmem amcalarım abilerim biz şiir yayınlamıyoruz derken 90 da top görmüşsünüz. sonra nedir lan bu yok serbestin kurallarını yazdık şiir istemiyoruz yok biz ne dersek o olur tripleri. biz sizin çay takımı gibi bir örnek yazılarınıza baygın mıyız bi sorsanız ara ara. yerim lan hafifin meraklı ol konseptini de. zaten sosyomattan kuyruk acım var üstüme gelmeyin her bloğun altında geyik çeviririm içi pişkininden, forum sitesine çeviririm burayı amazondan kankaları yurdun 4-1 yanından manitaları salarım bloglarınızın altına inim inim inlersiniz.
hahahah suziq hanım bu kadar kasmayın bir sigara yakıp gevşeyin
bossout, sadece ufak bir soru “Naylon Vicdan”ın açıklama yorumu ve senin anlamadığın bir dil eleştirinin içerik olarak tamamen aynısı olduğunu farketmişsindir. E peki güzel kardeşim neyi kanırtıyorsun ve neden anlayıp yorumladığın halde anlamamazlıktan geliyorsun getiren yakınsak değer yargıların senin duruşunu bu denli ortaya çıkarırken neden devam için hırslanıyorsun? Ayrıca beliretmek isterim ki;”menguzar” yorumlara açıklık getirdiği gafletine düşerek vur kaç yapmaya çalışmış ve haklılığı su götürmez bir konuya “Mahalle Karısı” diyerek aşağılama tabir edilen kelimeyi cümle içeriğine zerk etmiş, nefşiriyatından habersiz kullandığı mahalle kadınları bize hizmet eder. Örneğin tarla başı mahallesinde uyuşturucu satan, kendini satan kendi iç ritüelleri olan veya istanbulun her hangi bir yerindeki az eğitim almış cırlayan kadınların benden ve daha nicelerinden naylonunkinden daha az kalır bir şerefleri haysiyetleri olmadığı gerçeğini anırtmak isterim!? Şaşkınlık içerisinde düşltüğünüz gafletten anlıyorum ki cosmos yazılarınız ile çelişen bir tür bilinçli arama motorundan(googl’ın kendi kendine tahriklisi gibin) farksız nezde düşmüştür.Serdar sabri ne güzel demiştir, ziktir diyerek ben rahatlatayım okuyucunun zihninden tanımladığı kısmı SİKTİR!
yani arkadasimizin teki bir siir le yatak ta ,sevgilisiyle ne yapmis dudaklarini nasil moratmis baglaminda da nasil güzel bir siir yazmis (yazi ) ya ne cok fesat ,kiskanc ve onun yerinde olmak isteyen insanoglu varmis amannnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn uzattinizda uzattiniz yani hepiniz kastiniz ha …….yakinda secimler var cikin meydanlara dostlar.ve hepiniz …tir olabilirsiniz ikinci emre kadar.
tabii bu yavelerine oturup tek tek cevap yazmak da var ama ben de sıkıldım senden.moderasyonun yürüyüş şekli anlatılıyor, ona saldırıyorsun. yönetimle birebir ilişki kur, gerekirse eleştir mesajlarla deniliyor, görmüyorsun. nasıl bir yönetim ve nasıl bir moderasyon şekli olması gerektiği konusunda verdiğin tek fikir yok. sadece saldırıyorsun. fasit bir muhalefetin içine saplanmış kalmış durumdasın.hafif + seçtiği 6 kişi bir takım düzensizlikler olduğunun farkında, yeni düzenlemeler getirmeye çalışıyorlar, aksaklıklar da oluyor. anlatılıyor, anlatılıyor… konuşma sırası sana gelince benim elitistliğime, cengaverliğime, bilmemneyime, başkasının başka şeyine giydirmeye kastığın için kendini, mugalataya kaptırıp işin özünden tamamen kopuyorsun.anlayabileceğin lisanla yazdım bir kez daha… yine aynı şekilde çözümsüzlük feveranlarıyla cevap verirsen, kıymetli zamanımın bir kısmından ayırmaya başlayacağım sana…
suziQ‘in, yurdun dört bir yanından manitaları bloglarımın altına salması fikrini, sonuna kadar destekliyorum…
blog denen meret kollektivizm’den gayrı bir şey değildir. yazarsın kafandakini, açarsın tartışmaya, eleştirilir ya da zenginleştirilir, aynen burada yapıldığı gibi. yok efendim biz derin blog’uz, efendim biz karar aldık ama söölemeyi unuttuk, olmuyo!hafif’e nasıl yeni insanlar çekeriz, içeriği nasıl zenginleştiririz diye düşüneceğinize elinize geçen ilk fırsatta hafif’ten nasıl adam kaçırtırız, içeriği nasıl daraltırız onu düşünmeye başladınız. güç kullanmak kalite, hazım ve tecrübe gerektirir, hangisi eksikse onun üzerinde durun.bunun dışında vık vık vık, bıy bıy bıy gene vık vık vık gene bıy bıy bıy, he mi?
efendim,polemik yarışması puanlarımı açıklıyorum;suziq ; sanatta eski,saha da eski uslupta eski fakat partnerde yeni.bu işin erbabı olarak yeni partneri laylon vicdan’la uyum içerisinde dansetmekte ayrıca O’na sahada destek olluyor ve özellikle “lifting” lerde partnerini başarıyla taşıyor.5.9serdarsabri ; sahada tek hareketle tüm seriyi ifade edebiliyor,kendisini tebrik ediyorum.5.9 puan helali hoş olsun,yarasın üstadıma.mengüzar ; yapımcı şirketin sesi ama kendine ait duruşu var.tebrik ediyoruz.ancak serisi kısa ve yeteri kadar teknik değil.ondan beklenen daha teknik daha şiirsel bir seriydi.kendisinden bekleneneni veremediği için 5.5laylon vicdan ; ilk haftalardaki acemiliğini atmış,”moderasyon uyuyor mu ?” dan “uyu lan moderasyon uyu da büyü” durumuna gelmiş,kulak memesi kıvamında.sonunda sahada kendini buldu denebilir.serileri şiirsel,dili estetik fakat sivri.bu zor ikilinin altından başarıyla kalkıyor ve kendini izlettiriyor.gerçek dalı olan “ölümüne polemik” serilerinde buz üstünde adeta uçuyor,uçuyor.çok etkilendim,tebrik ederim mevcut da olsa 16.0 fakat imkanlar dahilinde 6.0
nasıl yaptılar bunu? anlatsana bir serdarsabri? düşüncelerini mi okuyorsun, belgen mi var? ayrıca bir de madem insan çekmeyi içeriği zenginleştirmeyi biliyorsun, arkadaşların yapmadığı, senin yaptığın bir şey mi var? ya da bir önerin?
bize de izleyici olarak alkışlamak düşüyor bu durumda
@numb, no haşhaş no polemink.
abi haşhaş köpeğin olur malı bol buldum ekmeğe çöreğe katıom senden mi esirgiycem.
Naylon Vicdan
“gerçekten son” demelere, üzülüyor insan…:)
@serdarsabri; tamam! ortaya çıkıp lafımı koyarım, biri de açıklama isteyince “no polemik” der çıkarım diyorsun…biraz izanla aslında işin içinden çıkarsınız da, niyet eksik, var olan da maalesef fasit.hafif.org, çok gitti geldi. sosyomat’ın hafif.org maddesinde olhor hafif.org için şöyle demiş:
katılıyorum olhor’a, gördüm ben söylediklerini…ama sonraları, ıpıssız olduğu günler oldu hafif’in, günlerce tek bir yazı, tek bir yorum gelmediği dönemler oldu. ben gibi bir çok yılların hafif severi o dönemlerde hafif’i açıp o halini gördükçe, çocukluğumuzun geçtiği kasabanın üzerine baraj yapılmış gibi hissettik. konuştuk, çareler aradık, nasıl hafif’i tekrar canlandırabiliriz, eski günlerine getirebiliriz diye. olmadı tabii… bir kaç cılız deneme dışında, pek bir şey de yapılmadı zaten.moderasyondaki arkadaşlar -biri hariç- o dönemlerden gelen, hafif tarihçesini bilen, daha önce nasıl yeniden canlanır diye kafa yormuş, neyin hafif’i öldürdüğünün tecrübesini yaşamış insanlar. sandığınız gibi tepeden inme değiller.ilk zamanlardan beri hafifuyku, hafif’te değişiklikler yapacağı ya da bir şeyler yolunda gitmediği zamanlar “hafif ihtiyar heyeti” dediği, makul kullanıcalara danışır, fikrini sorardı. şimdi de değişen bir şey yok aslında, “hafif ihtiyar heyeti” işin biraz daha içinde ve gerçekten eski ölüm sessizliğine ne tür kalitesizliklerin bilincinde olduklarından kaliteyi nasıl tuttururuz diye uğraşıyorlar.hafif şu anda yeniden bir canlanma döneminde, ben görüyorum. elbette ucuz çıkışlar, tartışmalar, polemikler olacaktır. özellikle anasayfa bir süredir okunurluğuna, takip edilirliğine puan eklemeye başladı. geçen yıl üye olmuş bazı kullanıcılar emek vererek blog yazmayı öğrenmeye başladılar.iyi taraflarını bırakıp, taş atmalarınız niyedir her fırsatta anlamam (serdarsabri az önce gördüğüm kadarıyla şu anda anasayfadaki kendi güzelim blogunun altında ilgisiz şekilde yönetime bok atmaya vermiş kendini). muhalefet ayrı şey, bu yaptığınız muhalefet değil. adil değil zira. kuru bir geçmiş bilmez vicdanla saldırıp durmak niye? neyi kaybettiniz, neyi arıyorsunuz?bu arkadaşlar hafif’i kaybetmişlerdi, onu arıyorlar. bir nefes aldırın…
Sayın ada21292908/313131, istemiom bu zeynep tokuş kılıklı partneri. daha 2. performansları sunmadan yine gitmeye kalktı adam. sonra çok tombalak tosarak bişey bırak lifti yerinden kalkmıyo. ben benbeyi istiom partner olarak.
İşin saçma sapan polemik kısmını bi yana bırakacak olursak ben moderasyonun sadece yasal olarak sakınca doğurabilecek yazılar dışında herhangi bir eleme yapmasına karşıyım. 2004 başında geldim ben. Sürekli bir ‘ay eskiden böyle değildi bu hafifin hali ‘ söylemi dışında da hiç birşeyden rahatsızlık duyduğumu hatırlamıyorum. E o da varsın benim rahatsızlığım olarak kalsın. zaman zaman ‘yarın sınava giricem çok mutsuzum’ dan ibaret yazılar oldu serbestte. Siz rahatsız oldunuz mu bilmiyorum Numb ama ben olmadım. Okumayız olur biter sloganını daha çok seviyorum ben. Şimdi hemen hemen tamamını çok eğlenceli bulduğum ve sevdiğim moderasyon ekibinin denetleme yapması beğenmediklerini falan yayınlamayacak olması felaket. O zaman hafif.org un temel niteliği kaybolur. Burayı da sosyomata ekşiye bilmemneye çevirmeye izin verilmemeli diye düşünüyorum. Diktatör ben de olsam diktaya karşıyım efem. Ne yazacağımızı dikteye hepten karşıyım. Efendim arkadaşlar şiire serbestte karşılarmış mış bu vesileyle onu da dercetmişlermiş. ba ba ba. iddiaya bak. ulan sevsem de belirtmek istiyorum kıçımın kenarları hatta daha da ileri anüse yakın kısımları. sitenin bu formatla içine sıçmanız an meselesidir. fazla abartmıyıyayım hafta veya ay da olabilir. Yine de hafifi hafif yapan temel nitelik sizin denetiminizle gebermiş bulunmaktadır. arkadaşların eskiliği yeniliği değil yazılacakların sadece bi kaç kişinin keyfine göre olması zaten işin can alıcı yanı. yasa dışı başa bela olabilecek ifadeler dışında ki bu ahkamlarda da olabilir her türlü moderasyona karşıyım . zaman içinde bunun ne kadar kötü bir karar olduğunu bizzat moderasyondaki arkadaşların da göreceği umudundayım. hafifteki deneyselliği kendiliğindenliği özgünlüğü, çok sesliliği piç edeceğinizin farkındamısınız bilmiyorum.
suziQ hanım, hep benbey benbey, olmaz ki ama! Biraz da diğer arkadaşlarla ilgilenin. Benbey’de konu Naylon Vicdan olunca pek bir konuşkan oluyor, sizi görünce tırsıp kaçıyor. Neden acep?Konu iyice dallanıp budaklanmış, ben o yüzden yüksek müsadelerinizle kaçıyorum. Yalnız hırsızlığa övgü yağdıran Bossout abimize bir iki laf etmek farz oldu:
O ısırıklı sanal hatun ben oluyorum herhalde. Ama dersini iyi çalışmamızsın, olmaz ki! Ağzı olan konuşuyor diye boş yere demiyoruz. Anlamıyorsan sor, ya da şöyle bir formül bulalım. Bi şeyi de anlama, olur mu? Serbest de bir sürü yazı var, anlamıyorsan geç anladıklarını oku.Yorum yaptığın yazıyı anlaman boynunun borcu, bu kadar yorum, bu kadar açıklamayı sen nasıl anladın? Böyle geçirdim havalarıyla mutlu mesut yazdın. Hayır yazmadan önce düşünün diye boş yere demiyorum. Sonra birileri de sana geçirir, böyle sevincin yarım kalır hatırlatayım dedim.Sen koş dersini çalış, konuyu anla. Benim neden açıklama yaptığımı öğren ki ! ( artık tartışma o boyutu da aştı) ona göre, ısırıklı hatun nasıl olurmuş konuşalım.
benden süzülebilen partner (suziQ) olmayacağı gibi, moderasyonun da arayışlarına hislenmelerimle 🙂
yahu ciddiye alarak okuyorum;
gibi bir cümleyle karşılaşıyorum… tamam burası, ekşi ya da sosyomata benzemesin haklısın da, sen neye benzetmeyi umuyorsun bu dillerle?
ben bey “contra” atakları ile meşhurdur derdi suziq hanım, ama gerisini bilemem 🙂
sayın redogre kardeşim; suziQ merkezli paranoya ve fantazyalara eşlik etmeyiniz, istirham ederim 🙂 ben hesabınca eğlenceli mi? evet 🙂
yahu suziq? ne alakası var? biz içeriğe değil, formata müdahale ediyoruz. isteyen yine istediğini yazıyor. yani biz “ay ne saçmalamış bu düdük? aman be, ne diyo bu sersem? yayınlamıyorum ben bunu, banne banne!” gibi kafamıza göre kararlar almaya yetkili değiliz. “kurallara uyuyor mu yazı?” buna bakıyoruz tatlı dillim, olmuşu olacağı budur.anasayfada yayınlanan yazılarımıza gelince; onlar bir boy gösterisi, bir caka satış filan değil. onlar “bakın hafif.org üyeleri, ben neler buldum ve sizler için neler derledim toparladım… ne güzel, değil mi?” düşünceleriyle paylaşıma sunduğumuz, komüniteye katkıda bulunmaya yönelik bir kaç çalışmadan başka bir şey değil.hepinize “temiz düşünce” diliyorum.
cul üm biberuhim adam yazımı geri yolladılar konsept dışıymış yazım diyor. Bunun formatla ilgisi ne. yok yalan söylüyor diyorsanız o zaman eyvallah özür dilerim der otururum.numb ben yıllardır küfrederim hiçbir yeri dejenere edemedim tam tersine küfre tepkili kitleler oluşturmaya katkım oldu istemeden.
“şiir yayınlamayalım” diye bir karar alınmıştı. belki duyurmalıydık, bu konuda hakkı olabilir arkadaşların, tamam ama “red mesajındaki açıklamanın açıklamadan sayılmaması da neyin nesi?” bunu anlayabilmiş değilim ben. çok üzücü, çok kırıcı bir karşı duruş sergilenmekte. oysa ki biz hepimiz için zamanımızı harcıyoruz moderasyonda dudu dillim, deli yosmam :::)
ayrııca cul plum asy diil ama mengüzar ve winin tavrını da hala son derece itici buluyorum bu kıçımın anüse yakın yeri durumunu açayım yerine gitsin. halktan iki kişinin huzursuzluğunu sallamam diyen işgüzar müdür beyin tavrı ve winin ona paralel açıklamaları nedeniyle hissettiklerimi götüm dışında ifade edemiş olmamı da benim yetersiz aile terbiyemle ifade gücümün paralel yakınsak eğrilerine veriniz.
alıntı: “bırak viiviklemeyide acaba karın ağrısı…”alıntı: “lezzetsizsin tad vermiyorsun artık bunuda bil!şoparlık felan yap sen sabah programlarında…”beni üzen bir hadise hasebiyle tekrar buraya yazmak zorunda kaldım. istemezdim. olmaz bi daa!zamanında “üstad” müstat, yazan (ne inanılmaz di mi,”güzel kardeşim”?), “senin gibi yazarlara ihtiyaç var, hatta seni eleştirenler bile, böyle düşünüyor” diyen bir “hayranım”kalkmış bana “şoparlık” payesini veriyor utanmadan!aynen iade! aynen… harfi harfine canım kardeşim!yazık!sendeki bu “gelişme” benim “gassaraylı” oluşumu öğrenmenle başladı sanırım. neyse.bu tartışmadaki işlevin bir pirenin hücresi kadar bile değil!bunu bil! çoluk çocuk bu tür işlere burunlarını sokmaz!karambolde bi de ben çakayım diye daldığın bu ateşliortam oranı buranı fena dağlar, otur uslu uslu!bir kere hayatında tutarlı olmayı öğrenmen lazım.zamanında beğendiğin, saygılı mesajlar attığın birinefırsatını bulunca yumruk sallayıp, acz dolu, kapasitesi sınırlı nöronlarınla laf sokmaya çalışman, yaratıcılıktan uzakyüzeysel saldırganlığınla bi de ben geçireyim diyefırsat kollaman en basit deyişle nankörlüktür, vefasızlıktır!ayıptır ayıp!edepsizliğin boyunu aştı, ona girmiyorum.bu aşırı gereksiz kudurmuş, zavallı saldırganlığınıdamarlarında dolaşan kan, alkol ve zeytinyağı karışımınaveriyorum.senin bu edepsizliğini esefle karşılıyorum.muhsin bey’in derinden yandığı pavyon şarkıcısı sevda hanım’ı elinden alan ali nazik’in namussuzluğuna benzer, kadir kıymet bilmez tavrına benzettiğim bu sırttan vurmaya benzer çirkin ve onun bunun bacaklarının arasına saklanarak yaptığın pis saldırıyı acıyla izledim. yazık oldu sana da!yazsa da şuna geçireyim aşkıyla kıvrananlar varsa,bu “son” yazımı fırsat bilsinler.serdarsabri, benbey, wassago2000, nevdalist, koza 68, ada68, inan6666, astral, untouchable zen insanı ve daha niceleri… hatta “siyahın matemi suziQ”…küfürbaz müfürbaz ama şu “düzyazı şiir” hadisesi için söyledikleriyle doğrucu küfürbaz olarak içime “ılık sulu sentır fıreş – ne espri be ama! – gibiden daha fazlasını bahşetti. eyvallah “siyahın matemi”!bana özelden mesaj atan herkes…rumuzlarını anımsayamadıklarım olduysa kusuruma bakılmasın.sizleri, inanın, özleyeceğim. ene’l hafif, falan mı dedim,bilmiyorum!derimi yüzmekten beter ettiniz… oysa ne kadar da açık yazmıştım olanı biteni ama bir kere görmemeyeodaklanınca beyin, ne yapsak olmuyormuş maalesef!olmadı da. o yazımı tekrar kopyalayım son kez:ANLAMAK İSTEMEYENLERE SON KEZ!”monden moderasyon” “düzyazı şiir”e yoo, katiyen olmaz, dedi mi? dedi.bu tuzakçı, kumpas uzmanı, fare avcısı çenebaz, “pok atıcı”ne yapmış peki?o “düzyazı şiir”in başına bir sevişme sonrası diyaloğu eklemiş ve yazıyı tekrar onaya sunmuş.ki, “moderasyon” da, yazınızı tekrar gönderiyoruz ki, üzerinde çalışasanız diye, demiş mi? demiş!biz ne “pok” yapmışız? üzerinde çalışmışız bay bossout!ve yazıyı o haliyle gönderince yayınlamışlar.nevdalist arkadaşımız da, iyi niyetle demiş ki: bu süreci herkese açar mısın?ne demişiz? peki, açayım, demişiz.açmışız. ne olmuş? yazmıyorum. yazınca “jargon yapmış” oluyoruz. yazmıyorum.azıcık kafasını çalıştırmasını beceren olan biteni görmüştürherhalde! göremediyse de, o onların sorunu artık!nasıl yeterince açık oldu mu bay bossout?!sizin bu mabad kaynaklı üfürmeleriniz çok çirkin!sana da söyleyeyim! ben kimseye “sefiller” de-me-dim!gördüm ki çoğunuz çok ama pek çok tahammülsüzsünüz!hoşunuza gitmeyen üsluba laf sokma, farklı kelimelerledüşünce ifade etmeye dalga geçip giydirme, huuoop n’oluyo diye omuz atma, “pure” gerçekleri samimiyetle yazmaya da “hain” damgası vurma, olan biteni harfiyen anlatmaya da ucuz mazlum, sahte isyankar mührü basmak için fellik fellik gezinme…ne bunlar be aabi yaa! ne bunlar, ha, ne bun-lar!?!?!evet, neydi bunlar?! neydi alıp da vermekte zorlandığınız?prestijiniz mi kayboldu, n’oldu?sıkıya geldiğinizde dalga geçmekten başka bir şey yapamadığınız bir “laylon/vay lon cüzdan”,sizlere bir “yazıya onay vermede kriter çerçevesi” çizdi.bunu da, davul zurna çalarak, yapıştırmaya çalıştığınızisyankar j. dean pozrlüğünde yapmadı.nevdalist’in tavsiyesine uydu da, yaptı.ama bu uydu, hepinizi çok açtı!neyse, kimsenin ardımdan ağıt yakacak hali yok zaten!ada68’in “ölümüne polemik” tabirine epey güldüm.”ölümüne mokoko” derdi bir arkadaşım farklı bir bağlamda…onu hatırladım.neyse…ardımdan eleni karaindrou, anouar brahem, jan garbarek,abou khalil, beethoven ve mozart… requiem…hepsinden birer parça isterim.kopanisti enver üstatlardan derlemeyi sen yap bi zahmet!suziQ arkamdan en sevdiği küfrü çaksın!astral… sen de, benim o boktan şiirlerimden en sevdiğindizelerden bir “kolaj” yap ve “onay kuyruğuna” sok!girişine de, bol sevişmeli, seks serüvenlerinden birsekans attırdın mı…moderasyon’a bi de sütlü kahve söyle! suziQ ;)işete böyle… ben “sevgi kelebee” olarak (redogre, sana da selam olsun!) geldim.aranızda serpildim, büyüdüm, öğrendim, öğrettim, güldüm,güldürdüm falan filan…moderasyon şiire hayır diyen bir zihniyete sahip olduğundan kelli bu tür şiirsel vedalar onları kıllandırır, irrite olurlar,sevmezler bu sulugözlü şeyleri…şiir ve musiki… bu ikisiyle hayatı anlamlandırıyordum.bu bombok hayatı, bu kahpe hayatı, bu rezil, bu kalleşhayatı çekilr kılan iki arkadaşımdı şiir ve musiki…şiir derken kartpostal duyarlığındaki şiirden bahsetmiyorum.ilhan berk, turgut uyar, fuzuli, şeyh galib dede, fazıl hüsnü,iskender över, cahit zarifoğlu, necip fazıl, sezai karakoç,novalis vs. vs.şiir okuyunuz ablalar, abiler! şiir olunuz! şarkı olunuz!nota olunuz! riff olunuz! bateri solo gibi yazınız!piano seviniz! adagio sevişiniz! şiir okuyunuz!şiir olunuz! posta gastesindeki şiirlerle nerval’i karıştırmayınız!şiiri yaşayınız! şiir gibi seviniz, şiir gibi sevişiniz!öküz gibi fiş takıp, iş bitirmeyiniz!proust ile ahmet hamdi tanpınar “zaman” sorunsalına takık iki şahsiyettir.üstat tanpınar’la ayrılıyorum aranızdan.usuldendir: hakkınız geçtiyse, helal edin. ben, ediyorum.”şiir ve alelumum sanat ferdin en mutlak ve hür surettekendini idrak ettiği zirvedir.”Allahısmarladık!
@numb, mal meydanda neyin polemingini yapıyım? sen, “güç bende gayruu” deyip naylonumun, suzukimin yazılarını geri çevir, kahırlarından verem et bunnarı, şiyire öğğk de.Bak hala yassaktan maşşaktan bahsediyolar, anacım ahkam olarak girilen şiyirleri de mi yasaklıcaanız, yok yasaklayamaycaksanız nereye girmiş şemsiyenin hesabını yapıyonnuz siz, demezler mi adama?Edüt: Allah razı olsun, “rapor et” fasilitesi sayesinde “moderasyona bok atılmış” şeklinde kendi kendimi ihbar ettim, içiniz rahat olsun.
@Naylon Vicdan, hakketen sözünde durup gideceğini bilsem sana müstakil bir blog açarım ama kefaretini ödemek için şimdiden sabırsızlandığını biliyorum. Neys, see you until next time.
Naylon Vicdan; gitmek elbetteki sizin kararınızdır, ancak kavgalar canınızı yakıyor diye hemen kaçıp gitmek niye? Bu konuda birkaç gün içinde tarihteki yerini alacakatır.Hem SuziQ Hanım benbey’in kötü bir partner olduğunu anlayıp, buzda bir iki defa düşünce, titreyip kendine gelecektir.Sadece biraz zaman gerekli, duyrulur:)
naylon donum en çok bossounun nankörlüüne üzülmüş. anonim 2955 i istioz die etiket açtıktan sonra gelir gelmez ya allah diyip yandan bi kamyon küfrü dayadı bana herif sen şurda küçük kuklacıya içlenmişsin be naylonum tom braksım.buzda çanaı da kırsam havaya atıp tutulmasam da harem otogarında asker misali isterim buz kıracağı mamelekli benbeyi efenim.
huuuu yazıltr dömüş rifil rifil ahahah ne diyonz oooo ben burdayım matta markos luka yuhann :)))))))))))))))))))))
ruhuspu suzi ben biliyom seni sen sen d eğilsin artık höööö
Naylon Vicdanselam!”yorum”unda neyi kasdettiğini anlamadım. redogre adlı zatın yemek tariflerinde tekrar alevlenen derin anlayışsızlık, analiz etme marifetinin ve sorgulama nosyonunun eksikliği beni “küstürdü”.yazdıklarıma müspet katkılar veren biri olarak sana haber vermek istedim. bir süre buralara uğramayı düşünmüyorum.”ishal” modunda dercettiğim kelimelerin tekini anlayıp feed-back almamış birinin üstüne bir de hakaret ve yalan yanlış çarpıtmalarla suçlanmaya çalışılması canımı sıktı. bu düşünme sistematiği dumura uğramışlara da daha fazla mastürbasyon nesnesi yapmayacağım kelimelerimi.allahaısmarladık!bossout: hoşçakal hoşçakal ama arayı uzatma sakın! senin gibi yazarlara başkaları aksini söylesede ihtiyacımız var!Naylon Vicdan: sevgili bossout, içime ferahlık serpen samimi düşüncelerin için teşekkürler…başkaları cehennemdir, der sartre. haksız da değilmiş üstat. baksana, ellerinden gelse münasip bir yere darağacı kurup sallandıracaklar beni!bu memlekette sap ile samanın nasıl karıştığına küçük bir örnektir maruz kaldığım saldırı/adaletsizlik.redogre denen zatın kısa sürede o kadar (bence) dolu yazı göndermeme kıl kapması ve kullandığım “gılır” kelimesinden yola çıkarak ermeni ırkını övücü laflar etmesiyle ortaya çıkan küfürbaz kadının provakasyonuna düştüm.benim hatam. görmezden gelip, en fazla iki kelimeyle hadlerini bildirip yoluma devam etmem gerekirdi. olmadı. tufaya düştüm. neyse.her düşüşten, kuvvetlenerek çıkarsan mesele yoktur.o kadar çapraşık, kirli işler oluyor ki etrafımızda. millet otlarla, börtü böcekle, nerede entelektüel magazinlik olay varsa onlarla uğraşsın bakalım… apolitik nesle aşina değilim!bir kişinin bile yanımda olduğunu bilmek, buraya tekrar yazı göndermek için yeterli aslında. sağ ol!sağlıcakla kal!bossout: estağfurullah bence bir kişi değildir, aslında seni eleştirenlerde, yeni yazılarını beklemekte.ciddiyim!saygılar sevgiler üstad.Naylon Vicdan: günaydın bossout!şu sıralar “biriktirme” modundayım. şöyle siteye bir göz gezdirdim de… nihat genç’in nihat genç olmadığı zamanları bilen biri olarak yazılıp çizilenlerden midem bulandı. bilen var mıdır acaba, n. g’nin albatros adlı bir dergi çıkardığını ankara’da, adını hatırlayamadığım bir arkadaşıyla beraber. neyse.kuşum aydın’daki seyircilerin bir şarkıcıyı sahiplenip korumalarının ve çene yarıştırmalarının izdüşümü gibiymiş yazılan “yorum”lar… yazık. fikir kırıntısı olmayan dedikodular… sahiden de yazık buraya.seviye yerlerde. millet az pişmiş egolarını tatmin etmek adına her türlü hokkabazlığı yapmakta hudut tanımıyor.buraya yazı gönderenleri (seni ve bazı arkadaşları tenzih ediyorum) aşırı ciddiye almışım gerçekten. ama bundan sonra “no”!”hafif”i babasının malı bellemiş birkaç yıldız adayı, mahallenin “deliganlısı” havalarında ahkam kesmeye pek bayılıyor.tekrar dönünce buralara, onlara laf yetiştirmekle uğraşmama kararındayım. çok bilmiş yorumlarıyla sade suya tirit yorum yapmalarına izin vereceğim. yazımı gönderip kenara çekileceğim. o kadar…hakkımdaki güzel, övücü sözlerin için tekrar teşekkür ediyorum. ibn-i arabi’nin uzlet mertebesine benzer bir “yalnız”lık yaşamaktayım şu sıralar. yazılarımın iddiası arı bir samimiyetle yazılmış olmasıydı. hoyratlaştırdığımız hayatlarımızda “saflık” gibi bir mefhumun kitaplarda, sözlüklerde kaldığına iman etmiş tahammülsüz, anti-demokrat ağır abiler bunu anlamakta zorlandıkları içindir ki, on beşinci sınıf bir hallac-ı mansur muamelesine layık görüldük. neyse.dönüşüm muhteşem olacak, gibi iri ve iddialı bir uçukluk tabii ki yakışmaz bana ama dönüşüm aynı samimiyetle ve meraklı bir çocuğun hayatı anlamaya çalışması sürecine benzer çok farklı tonlardaki agu bugu’larıyla dolu olacak!selamlar, sevgiler arkadaşım!Naylon Vicdan: kün-kevn’in çekimli fiili kün; yani ol!kün fe-kan (yaratılmış bir şey için) Allah “ol” dedi oldu.nesimi der ki: gör sende seni ne cism-ü cansın/maksud-u vücud-u kün fe-kansıneyvallah!bossout: sağol dostum bunu arasam bulamazdım heralde ben şöyle bir bağlantı kurdum ne kadar doğru bilemem ama güreşte kündeye getirmek diye bir deyim vardır buradaki künde göğüsün güneşe yada gökyüzüne bakmasıdır diye düşündüm (güneş)ama anlamsız bir bağlantıymış şimdi anlamış oldum tekrar sağol:)Naylon Vicdan: bağlantın hiç de fena değil aslında bossout! anlam kayması, genişlemesi babında bakarsak bu noktaya ulaşmak sırıtmıyor açıkçası.sen de sağ ol! malum, mahallenin bitirim abileri al topunu ve git deyu buyurdu ya…fifa standartlarında bir top siparişi verdim. alınca tekrar gelicem üstat!hoşça kal!Naylon Vicdan: yengeç :)şoparrr! sen dinsizsen bende imansızım!deşifre edeyim seni insan bozması mahlukat! ya dostum diye yada kardeş diye hitap ederim insanlara.ki naziklik olsun diye demişimdir üstad dediysemde demez olaymışım dilimi eşşek arıları sokaymışdiğer yandan ben kimseye özel mesaj atmam gerek duymam yukarıda da sen mesaj atmışın bende cevap vermişim sana o kadarözel mesaj attığım tek bir kişi var o da kendini bilir.sen evrimini tamamla bi insan ol ole gel emi! senin bildiklerinin sana faydası olmamış ki bir başkasına nasıl faydalı olsun densiz herif, kişilik mahrumu biçare denyo!deget uzak dur benden ruhsuz
Kambersiz düğün olur mu? Üç beş laf ben de edeyim bariBuradaki en büyük sorun, naylon vicdan beyin BEN sorunudur, yoksa moderasyon şunu yapmış, bunu demiş, bunlar ile ilgili bir problem yok, naylon beyin hırçınlığının sebebi hayal ettiği şekilde takdir edilmemiş olması.işin benim için komik olan kısmı şu ki, naylon bey hafif ortamındaki acemiliğinden dolayı yaptığı her türlü çiğliğe kendisi de maruz kaldı.hafifte bir yazı altındaki kavga orada kalır, naylon bey bana olan hıncını kusmak için benim yemek yazımı piç etti, selmaelma her yazının altına aynı kavgaları taşıyınca niye bir yazının altındaki kavganın başka yere taşınmaması gerektiğini anladı sanırım.naylon beye dedik ki kafadan bu kadar yazı göndermeden biraz yazılanlara bak ortama ısın, dedi vay efendim burada dikta var, beni susturuyorlar. Akabinde hipangelin beyin ishaline karşı en ön cephe savaştı beyefendi, isteyen arar bakar. Haa naylon beyin yazdıkları daha sağlam mıydı? evet elbette ama hipangelinkiler de bana göre daha samimiydi, boş ama samimi, benim için ikisi de aynı.sonra ne oldu, moderasyona geçildi her şey kör topala döndü bir miktar, culdesac hanım, harbiliğinden olsa gerek, moderasyonda attığı yazı, önüne yatak mevzuu ile gelince yayınladı ve işin ilginci ilk o tuttu. amma velakin bir hata yaptı ve nedir bu kin diye moderatör cul ve hafif yazarı culü bir tuttu, naylon bey delirdi.peki bu adam niye delirdi? çünkü naylon beyin sürekli hakkı yenmekte, yazılarını okurken içimiz erimesi gerekirken sokayım vicdanına filan demekteyiz, damarlarımızda zeytinyağı aktığından dolayı yazılarını tutmamaktayız.bu yüzden naylon bey benim sanal kişiliğim hepinizden gerçek diye bağırmakta her fırsatta.ama ufak bir sorun var burada birçok insan sanal filan değil,özellikle internet ile geç tanışanların bir sorunu herhalde, takma isimi sanal bir kişilik, arkasına sığınılacak bir perde gibi görmekteler.ben burada bir çok kişinin adını sanını özel olarak söyledikleri için değil, saklamadıkları için biliyorum. şahsen 2 google ile benim ismim bir yana telefonuma bile ulaşabilirsiniz.işte bu yüzden ben gerçek hayatta yüzüne söyleyemiyeceğim hiç bir şeyi kimseye söylemem, bir çok kişi de öyle. ama sanal bir kişilik yaratırsanız, o kişiyi gerçek sizden ayırırsanız, elbette kafanız karışır birileri o kişiyi sevmediğinde.açıkça söyliyeyim, naylon beyden zerre hazzetmem, hakkındaki fikirlerim bellidir, ama oturup bütün gün beyefendiyle dalaşmak istemem, çünkü naylon vicdan hafifteki kaydını sildiğinde kaybolacak sanal bir kişilik.mesela cul ün yazılarını severim, içtendir, inan6666 ve baby 700 ü severim hem teknik hem içerik olarak hem de edebiyat olarak 5 yıldızlı olduklarından dolayı, serdar sabriyi severim şimdi moderatör asisini oynasa da komplo teorileri güzel yerlere gider, asymptot nebat adamı gönlümde başka yerdedir.bunları niye söyledim, çünkü bu yazdığım insanlar hiç bir zaman ben şöyleyim ben böyleyim demediler.biri çıkıp baby 700 e “sen ne biliyorsun ulan” dediğinde “hayvan herif adam bu konunun kitabını yazdı” biz dedik, keza diğerlerine de saydıranlar oldu, hiç kimse kendinden bu kadar bahsetmedi. (selmaelma hariç ama onu adamdan sayan kimse yok herhalde)ama naylon bey daha ilk dakkada , kendisiyle ilgili ilk yoruma bennnn diye bir girişti ki, gayet iyi niyetle yazdığım iki cümleden dolayı, faşist oldum, tuzağa düşüren oldum oldum da oldum.e arkadaşlar kusura bakmayın ama, o zaman “adamın üstüne fazla gidiliyor” diyen herkes naylona en ufak laf ettiğinde sayfalarca fırça yedi. bakın güzel güzel muhabbet edenler bile kanlı bıçaklı olmuş, ki hepinize müstehaktır.naylonun derdi ile moderasyonun oturamaması ayrı konulardır, boşuna kendinizi helak etmeyin, nasıl olsa bir 5 sene sonra naylon da laf kaldırır, gülüp geçer bir adam olur elbette kasmayalım bu kadar.
güzel insansın naylon vicdan.
olm @redogre, birinin dolduruşuna mı geldin nedir? kaşıyorsun kabuk tutmakta olan yarayı. büyük yemin etti dönmeyeceğim diye, adamı bir sürü günaha sokacaksın yedi deve kesse faide etmeyecek bu sefer.nerde çokluk orda bokluk, yedi tane moderatör çok buraya, nerde kaldı hafifin mottosu “less is more” ? istanbul, ankara, izmir’den birer tane yeter: shane, asy, plum. hadi bi de adana’dan yedek bulunsun: dinemiz, tamam.
@serdarsabri:hahha, sanki “8. müdür lazım” dense, neş’e ile koşmayacakmışsınız gibi. peeeh!
Hadiyin ordan zöttiri kamiller hadiyin oradan akkaşıklar hadiyin ordan yalaklar ve şaşakçılar önce avret yerinizi bir örtün, sonra teşhis ve çözüm üretin. Kurduğunuz klanlarda osurun anca!Yarattığınız monarşi anlayışınıza sokayım! sanki önceden yoktu.Seviyeli yaklaşımlarınıza sokayım!Aynı pokun suduğusunuz önce bir bunu kabul edin sonra kurban olayım size ama nerde BENN BENNNDEN şikayetçi adam kendinden bahsederek prim peşinde..http://www.hafif.org/yazi/sampanya-irticasihttp://www.hafif.org/yazi/yanlis-ifadelerhttp://www.hafif.org/yazi/imza-atin-biz-soykirim-yapmadikhttp://www.hafif.org/yazi/hakaret-ve-beraathttp://www.hafif.org/yazi/mechul-askerler-sahte-cikti……..Yapıcı olmuyorum ve sizin yapıcılık anlayışınızı tanımıyorum.Bu artıkların dışında kalanlardan binlerce kez özür diliyorum.
serdarsabri de moderatör olsun allahından bulsun kampanyası başlatıyorum, desteğinizi bekliyorum..
cûl, neşe’yle kaya’yı yolda gördüm selamları var. @numb şahidimdir, düşüncemi mi okudun, belgen mi var ?
@serdarsabri:ne demek istediğinizi anlayamadım. ne neşe, ne de kaya adında bir arkadaşım var.
@redogre, ben naylon’a müstakil blog açıp ona moderatör olucam. bi allahımdan bi ondan, bi allahımdan bi ondan.
cûl, pardon. onnar suzuki’nin arkadaşlarıydı, karıştırdım
benim sadece hakkıyla oya isminde 2 arkadaşım var yerdar devekabri bey kardeşim.ayrıca redogre şuursuzu baby700 le kl10unu ayrı adamlar olarak saydıktan sonra adımı sevdiklerinin arasında saymayarak sonsuza dek düşmanlıımı kazandın. pehhh olm klonları vurma yasası çıksın inanı vuruo süsü verip direkt 700 ü harcıycam sonra tüüüü onun göz(t) ünde benek vardı onu klon sanıp şeettiydim diycem gelsin moderasyon tutuklasın artık. daa da işkilleniom naylon da 700. amip gibi bölünüyo herif. ayrıca ben bey de contra. giydirmeyin lan uzun kollu gömlek sıcak içersi aa kime diom lan çekertme kolumu bacaımı .bağlamasına lan arkadan çay koyacam bardaa. vay hayvanlar her komplo teorisyenine deli diyin siz kim kurtaracak kıçınızı bakalım. bossoout 2 şeker atıp karıştır çayı sonra da üfle dilim yandı geçen sefer.
kadın kadın, en son ne zaman yazı yazdın da beğenmedik, menemeni saymıyorum ben o aralar yoktum bu diyarda. bak adayı da saymadım, o da kafayı çizdi sınav mınav diyeklon konusunda da şöyle diyim en son bir yerde baby700 inan6666 ya cevap yazdığından beri psikolojik olarak kişilik bölünmesi tamamlandı, bir ben var benden içeri moduna geçti onlar saygı duymak lazım…
bu ne be abi! 94 yorum!!! ne iş!geyiğin allahı çevrilmiş burada ama bu naylon arkadaşın rumuznu tıklayinca hiç bi numara olmuyo, bilen var mı!?neyse. ilerde öğrenirim belki
vox nihili, uzuuuun ahkamlar okumak istiyorsan selmaelma‘nın yazılarını ve altındaki ahkamları okumanı tavsiye ederim.
@naylon’un helvasını yidik, reenkarne olmasını bekliyoruz. Oldu mu yoksa?
haaa, çaktım köfteyi galba! adam ya ölmüş ya da bırakmış burayı. öyle di mi?yani siteyi… entersan bi olay.. neyse. biraz okuyum buraları bari.
Hepimiz baby700’üz.Öylesine yorum yüze ulaşsın diye yazdım.
101 kere maaşallah
700’e kadar yolu var… yok yok 590
mr sarkaç’ a kefilim kendisini katiyyen o saydıınız uursuzun düztabanın arasına 4ün 2li kombinasyonu malzemesi olarak yedirmem. bu sitedeki en canti adamı elden harcamışsınız kıskançlıktan. astral baby700 diorum ben. o kadar kötü seks anlatan biri kadın olamaz. bi de ’22 kere orgazm oldum bi gecede’ dediine göre ya elektrikli diş fırçası ya da parkinsonlu baby700 amcam astral kesin. eli ayağı titredikçe orgazm oldum sanıyo.bi de bu blou naylon prezonun anısına mezar taşı hesabı saiplenip ara sıra yazalım canımız sıkıldıkça.
madem nekrofiller toplaştık pirimiz olsun baby590, astral de kombinezonunu giyip gelsin
hepimiz naylon olsak nasıl olur
olar. bi de alakasız ama yavru tombikler kalsa partneri yollasanız mı acaba huriki. çok emin olmamakla birlikte kediler daha iyi tercih gibi sanki.
işin sonu oraya varabilir. düşününce parlak bir fikir:)))))))))))))))))))))
Hafif bana uğurlu geldi çok ama çok.Ama burada neler olmuş böyle? Naylon Vicdan’a ne yaptınız?Eğer yazılanlar doğruysa en azından ben onu çok özlerim…
ama gerçekten gittiysen aziz dostum sana sevdiğin lisanda bir sözüm var,Savm-u selat-u hac ileSanma biter zahid işinİnsan-ı kamil olmayaLazım olan irfan imişKandan gelir yolun seninYa nereye varır menzilinNerden gelip gittiğiniAnlamayan aptal imiş… N.M
burası çarşamba pazarı gibi yav! n’oluyo, ne bitiyo!neyse beyler… bi de ben şıftırtayim bari buraya.gelen yazıyo, giden koyuyo :)”nerede olursanız olun, O (C.C.) sizinle beraberdir.” (hadid suresi, 4. ayet)naylon abi, sen neymişin yav!
Naylon yazilarini okumayi cok seviyorum ….sakin bizi senden mahrum birakma…..amandeyimmmm …
Naylon vicdan insanı mubarek bir insandır özledim kendisini…
Limit “hepimiz o’yuz durumuna giderken” kimin kaç kişiyle hangi kombinasyonda eşleşebileceğini kolayca çıkarabilmek için Pascal abimiz bir müselles ayarlamış, saolsun.Kombinasyon (x,y) = Eleman [satır x, sütün y]
baadıra şiiriç sıkıntısı, gönül çöküntüsü, deri döküntüsü,ne varsa soktun bana bre gagavuz.rahmetli babannem göçerle evlenme derdü,al tutmadık babannesözü gözyaşumla doldu bahçedeki havuz,kıl çadır önünde ürüyen itten villaya er olur mu,sosyal sınıflar arası çelişki aşkla nihayet bulur mu,indir fermuarı bi bak sallanan mala2 yıl sonra bu ereksiyon hayatındaki avratları doyurur mu.3 kaat havale et desem 3 gün sallanırsın,likit fondan gelecek 2 lirayı kar sanırsın,bilmezsin ki mangırla çalışır bendeki motor,ne diye yakıt diye sevgiyi aşkı dayatırsın.bundan sonra bloun altında sıra gecesi kıvamında şiir günleri düzenliyecem naylon donum geri dönsün deye
Serdar Sabri Beyfendiciğim dikkat ediniz clicia x bu teorinizi yanlış diye düzeltebilir.Benden söylemesi, sonra sizde rearkarne olmayın:)Birde bu nick sahipleri bir açıklama yapsa, kamuoyunun yüreğine su serpse, rumuz goncagül dese bizde rahatlasak,
buradan ayrılmış olsa dahi, içinde bir kurt o’nu kemiriyor ve bu bloga arada sırada bakmasını sağlıyordur.eminim!
Bana “hard” geldi..Yazıyı şöyle bi okuyup, ahkamlara alttan yukarı bakarken, baby beyimiz, sevgili contra’nın ve inan abimizin adı geçince merak ettim.Fakat hiç birinin yazıyla ilgili bir ahkamı olmadığını gördüm.Yazının mahiyetinden çok ahkamlar dikkatimi çekti.Zaten muharrir de onu istemiş.Biraz kafam karıştı..Neden şiir yasak?!Arada bir kafamız esince, nesir diye gazlanan onca yazının arasına biraz da gündelik kafiyelerimiz, dizelerimiz ve şairlerimizin incileri karışsa ne olurdu yani?Site mi çökerdi.Bir kenar mahallesi mi olurdu hafif org?Hala kişilik kargaşası içinde olanlar var.Geçmişte bu yüzden paranoyaklaşanlar da olmuştu.elbette hikayelerimizin birbirine benzediği gibi kişilerde bazen benzeyebilir birbirine.Sanırım bu yazının bana tek faydası ece ayhan’ı tanımak oldu..
reenkarne allahın emri ayrılık olmasa, her canlı reenkarnasyonu tadacaktır (nevdal, gelmeyeceği varsa da kıllık x damlar şimdi bak, hurafe daatmayın layn daatırım orayı diye. vandal kişilik, asacakmıştı beni az kalsın. neremden acaba, töbe töbee)
naylon harikasın bu ne 118 ahkam bu da benden külliyatına saygılarımla 119 oldu nice 200 lere kediye fare lazım
tutun şu tersine yazıp duran naylon efendiyi!herifçioğlu amacına ulaşmış bence! ece ayhan denen “papaz”ı tanıtmış.şiirin de naylonu, elması olduğunugöstermiş, kategorik ve dogmatik kafalara fiske atmış.seveni de var sevmeyeni de… olay budur abicim!bence yani…
“marifnaash”ı dinledim de…hiiiç…dinledim de “unuttuğumu” unutmuşum.hava çok sıcak.öğle yemeğindeki arkadaşlar dadadanan dadaşlar…”marifnaash”ı dinledim de…
:)yaşasın!
şşşttt!pı le ase!şey, please!gebermiş gitmiş!ne “yaşasın”ı!onu “yaş asın”, o kadar.:(
ne kadar çok uzun yorumlar yapılmış, tek tek tetkik etmek lazım…
HOŞ 😉
mefkudun rumuz resmini görünce bir tuhaf oldum, ey gidi günler ey..
“unuttuğumu” unutmuşum.————–”hatırlatmak” lâzımmış…