Dark Heart
Dark Heart

Ben böyle bir yaşamak hiç bilmezdim çocukken. Berhudar oldum belki çok şükür, baka baka elime, saçıma, ayağıma… Büyürken yutkundum, kiminin elindeki bir parça ekmekte gözüm kalanda… Gün oldu seçti gözüm karanlığı, gün oldu döndüm aydınlığa, misal günebakan hızında… “Artık yeter!” deyu, arşınladığım topraklarda izi kaldı gözyaşımın, kendi ki filize karıştı, o yediğin ekmeğe karıştı, döndü tekrar yağmura karıştı, aktı da 7 cihanda, bir türlü durulmadı.Karıncaya verdim bir kez yürek yükümü, “Ne yaptı?” bilmem, belki tüketememiştir bile. Şimdiye mevsim çoktan döndü, bak, yine de yakın gibi durur o günkü güneş. Şu hafıza denen şey çok garip bir illet be! Ne iyi bir dost ne de esaslı bir kalleş!Hayat geçiyor dostum. Hedef ne? Ne yöneydi aldığın kerteriz? Emin misin omuzdaşından? Sırtını dönebilir misin kardeşine? Yol soranda, var mı kimse, cevabını verecek? Hani karşılıksız, hani şu bildiğin bedelsiz türden olmalı o yanıt! Varsa öyle bir yanıt, sevinci tıpkı kese kağıdından şapka yapmanın sevinci gibi, yürek hafifliği gazeteden şeytan uçurtmasınınkine benzeyen türden ve özgürce salınan gökyüzünde? Ha dostum? Sıkılmadan açık seçik birşeyi isteyebileceğin bir dostun var mı çevrende? Cebindeki kuruşu bakmadan bilmeden para sananlarla dolu çevrende, kaldı mı o cep deliğinin farkında olan? Söyle!Yok istemem artık, uzatma elini, çok yorgunum. Alırım seni de! Derin bir girdap benim şu an ağulanıp, göz göz tam ortasına odaklanmış olduğum. Seni de yakarım. Artık biliyorum, yok o cesaret, benle aynı acı suyu içmeye. Yine de kanatır bir fikir inceden içimde kendini: Gelir miydin ne pahasına olursa olsun o cehenneme ben ile?Soğuktum ben bir zamanlar, çok zor koydum bir omza başımı. Bilemedim güvenin de bir sınırları varmış. Git git, meğer bir gün bitermiş o da, demek. Baktım da, uyandığımda rüyadan, eskiden olduğu yerde artık, o omuz da kalmamış.Bir filize durdum ya dün? Bana doğru büyüdü hemen, bak hala büyümekte… Korkuyorum dostum, verdiğim su, şefkat, yüzümün ona doğru ışıması da, ya birgün sona ererse?Çok kirliyim, çok fakirim, hergün aldığım verdiğim bir, hani nerede fikrime ektiğim? Nerede katma değer ettiğim? Nedir bir çığırsam evrenin öte ucuna ulaşan? “Şu yüküme hele bir el at!” diyen kadar, duyan var mı o çığlığı, yol üstünde hele ki umursayan?Çok bedbinim, biliyorum. Gözlerimdeki sözlerim dikenli. Bakma, yaralanırsın, utanırsın! Bugün o gün değil. Sakın dokunma sözlerinle sakın!Yok, sevemiyorum artık ben bu yeryüzünü. Nerede bastığım killi toprak? Hani yağmur, hani altında uyuyakaldığım ağaç? Çocukluğumun o eşsiz “Ben bilmem” toyluğu? Yeşil erik kadar kütür kütür bir insanlık? Bir mertlik, bir yoldaşlık?Bırak yahu bırak gidiyorum ben, bir çığlık ki seni bile duyasım yok artık…bu bir pilli patisözüdür!Page copy protected against web site content infringement by Copyscape