KADINLAR VE ERKEKLER: NE KADAR FARKLILAR!
Uzun bir zamandır sözlü ve yazılı tercüme yapmaktayım. Bu işin bana keyif verdiğini söylemek isterim. Bu aralar tercüme ettiğim bir kitapta çok hoş iki paragraf var. Paragrafların konusu bir kadınla ve bir erkeğin yatmadan önce yaptıkları. Evli çiftlerin hayatları konusunda iyi bir fikir veriyor. Kitabı Beverly Sallee yazmış ve kitap Arıtan Yayınevinden çıkacakKADININ YATMADAN ÖNCE YAPTIKLARI
Evli bir çift televizyon seyrediyordu. Bayan “yoruldum, ben yatmaya gidiyorum” dedi. Ertesi gün ev halkı öğle yemeklerinde yemek üzere yanlarında götürmeleri için sandviçler yaptı. Mısır patlatma kabını temizledi, ertesi akşam yemek yapabilmek için buzluktan et çıkardı. Kahvaltıda yenen tahıllı besinlerin ne kadar kaldığına baktı, şeker kabını doldurdu, çatalları ve kâseleri masaya koydu, sabah hemen kahve yapılabilmesi için gereken hazırlıkları yaptı. Sonra ıslak çamaşırları kurutucuya, kirli çamaşırları da çamaşır makinesine koydu. Bir gömlek ütüledi ve gevşek duran bir düğmeyi dikti, masada bırakılan oyun malzemelerini toplayıp kutusuna ve telefon rehberini de çekmeceye koydu. Oturma odasındaki çiçekleri suladı, bir çöp kutusunu boşalttı, bir havluyu kuruması için astı, esnedi, gerindi ve sonunda yatak odasına doğru ilerlemeye başladı. Yatak odasına giderken, masaya oğlunun öğretmenine iletilmek üzere bir ve sınıfça çıkacakları gzei için biraz para bıraktı. Bir sandalyenin altına sakladığı defterini çıkarıp, bir arkadaşının doğum günü için bir kart yazdı. Sonra bunu bir zarfa koydu, zarfa adres yazıp pul yapıştırdı. Alışveriş listesi hazırladı. Ertesi günü planladı. Doğum günü kartını ve listeyi çantasına koydu.Sonra banyoya gidip yüzünü yıkadı, dişlerini fırçalayıp-diş ipiyle aralarını temizledi ve tırnaklarını düzeltti. Bu arada eşinin hâlâ ayakta olduğunu fark eden kocası “sen yatmadın mı daha?” diye seslendi. Kadın “yatmak üzereyim” diye cevapladı. Ama hâlâ yapılacak şeyler vardı. Önce köpeğin su kabına su ekledi, sonra kediyi dışarı çıkardı. Kapıların kilitli olup-olmadıklarını kontrol etti. İki çocuğunun yanına gidip-üstlerini iyice örttü. Açık kalmış olan bir yatak kenarı lambasını kapattı. Bir gömleği yerine astı, yerdeki bazı çorapları kirli çamaşır sepetine attı. Hâla ödevini yapmakta olan çocuğuyla biraz konuştu. Odasına geçince saati kurdu. Ertesi gün giyecekleri şeyleri hazırladı, ayakkabı rafını şöyle bir düzeltti, ertesi gün yapacağı şeylerin listesine birkaç şey daha ekledi. Aynı anda, kadının eşi televizyonunu kapattı ve kendi kendisine “artık yatmalıyım” dedi.ERKEĞİN YATMADAN ÖNCE YAPTIKLARI
Ayağa kalktı, gerindi, “çok uykum var” dedi ve doğruca yatak odasına gitti.————Tercüme Yapmanın İncelikleriyle İlgileniyorsanız, buyrunwww.radyocu.com
yorumlar
Bir soru sormak istiyorum.Kitap çevirisi yapabilecek düzeyde ingilizce seviyesine ulaşabilmem için kurs yeterli midir?Veya şöyle sorayım…Siz tercüme edebilecek düzeye erişebilmek için hangi yolları denediniz.Benim iki yabancı lisanım var.İngilizce ve almanca.Ama tercüme yapacak düzeyde olduğuma inanmıyorum.
Suugurccann biliyorum soru bana değil ama yanıt bende-hangi işe başlarken o işe yeter düzeyde hissettin kendini? veya ne zaman ki işe kafadan daldın öğrendin inceliklerini, yeterlilik (vaybe yapabiliyormuşum) hissettin? geyik oldu…
yeter düzeyde hissetmeden dalamam ki bir ise…cevap sende ama cokta acik degil wassago2000.
Selamlar,suuguurccann,tercüme yapmak için bazı şeylere dikkat etmek gerekiyor. Türkçe ve yabancı dilde bol bol okumalar yapmalı veyaptığın tercümeleri birisine düzelttirmeli ve üzerinde konuşmalısın.Saygılar
hep tercüme üzerine konuşulmuş ama asıl olan konunun kendisi.güzel bir noktaya parmak basmışsın @radyocu.tam da ilgilendiğim konular.evet kadının ne kadar da çok sorumluluğu var dimi?yatmadan önce bile..ya da ne kadar çok ayrıntıyla ilgileniyor dimi?erkek mi? ne kadar düz ve amacına ulaşan bir yolda hızlı adımlarla ilerliyor değil mi?thanks for this good example:)
evet konu cok güzel ama bence kadinlar bu meseleyi erkeklere gayet güzel benimsetiyorlar.bizim evde de öyle.bende iki senedir anneme en ufak bir yardim bile yapmiyorum bu yüzden.erkek yapmaz ama sen kizsin dedigi icin.bende protesto ediyorum.yapmicam da bu evden baska bir yerde yasamaya baslayana kadar.
bende annemin evınde yaşayana kadar yapmıyodum .diğer evde yapıcam dedim.şimdi tek başımayım ama yine yapasım yok.bu seferde yalnızlıktan bunaldığım için.. ama söz verdim kendime.evlenince yapıcam. bu liste böyle uar gider:)
sonra kocam ölüp yaslaninca bi basima kalinca yapicam dersinn:)
hahahahah bu da güzel ama benim aklıma daha beteri gelmişti.boşanınca mutlaka yaparım:)
yaparsinn canimmmm kesin yaparsin:) benim daha cok dolaplari vidalamak filan hosuma gidiyo.bugün giysi dolabimin vidalarini SIKILASTIRDIM mesela 🙂
Selamlar,Bir dili öğrenmek istiyorsanız, 1. devletin resmi televizyonunu seyredin. 2. Bilim adamlarının seminerlerine katılın veya interneten indirip dinleyin. 3. gramer sadece bir araçtır, dilin kendisi değildir. İskeletidir. 4. Bir dili kitaplardan ve düzgün konuşanlardan öğrenirsiniz. 5. Yabancı bir dilden tercüme yapabilmek için hem o dilde hem de kendi anadili dilinizde bol bol okumalısınız. Belli bir alan seçip o alanda tercüme yapmalısınız. Tercüme yapmanın, hem yabancı dilde hem de ana dilinizde okumaktan, dinlemekten ve tercüme yapmaktan başka yolu yoktur. Gramer öğrenmenin tek amacı vardır: Okuyabilmenizi ve dinleyebilmenizi sağlamaktır. Çoğu dil öğrenen kişi grameri çok önemser ama dinlemeyi ve okumayı ihmal eder. O dilin konuşulduğu bir ülkede olsanız bile bol bol okumalı, dinlemeli ve filmler seyretmelisiniz. Yoksa Türkiye de yaşayan herkesin Türkçesi iyi olurdu. Ama öyle değil. Daha geniş bilgi için http://www.ingilizcefilmler.comadresine bakınız. Saygılar
ewli kaldığın 2 yıl boyunca aynı şeyleri aşağı yukarı bende yaptım ki bir de düşünün ki günün kalkınca başlayan maratonu daha vahimsakın ewlenmeyinnnnnnnn
bütün sorumlulukları üstlenmek sonucunda ortaya çıkan şeyler bence bunlar.. ama inanın bunu görev edinmek kötü, üstlenmek de tabii. ama severek ve isteyerek yapmak farklı, işin içinde birde çoçuklar varsa hayat kadın için monoton bir hal alıyor…kendini adamak oluyo artık bu..
Aslında ev kadınlarının işi elbette zor. Bununla birlikte modern dünyada erkeğin yükü de azımsanamaz. “Kadının bir kocası, erkeğin çok kocası vardır” derler. 🙂
evlenmemmm asla ……………
Evlenmeyi istememek, ne yazık ki evlenmeye mani değil. Nasıl işe gitmeyi istemeyen bir sürü insan her gün işe gidiyorsa, onun gibi …saygılar
süper bir yorum @radyocu.evet hepimiz birgün evleneceğiz.niahahahaha
Darjeeling, Valla ben evliyim, bekarlar düşünsün. Ni aha aha ha aha.
Yok yahu evlenmek dünyanin en kücük nazi kampi gibi bissiiiyyiiii aman benden uzak dursun heheheheh
kediyle köpeğin aynı evde kaldığı, kurutma makinesiyle çamaşır makinesinin yan yana olduğu… uyuyan iki, ders çalışan bir çocuklarının yaşadığı, yarınki gezi için para bırakılıp, alışveriş listesi için iki kere düşünülüp, eklemeler yapılabilen bir ev 😉 ilginç :))tüm bunları ve devamlılığını %90 bir muhtemellikte evin erkeği sağlıyor… yok bu hikayede kadında ev hanımlığından ayrı bir meslek icraa ediyorsa, vah derim ben kendisine…
evli bir çiftin yatmadan yaptıkları yerine evli olmayan bir çiftin yattıktan sonra yaptıkları başlıklı bir yazı daha bi güzel olurdu belki ben de okurdum :))
radyocu, siz evli misinz?Abi bu nedir evlilikte evlilik. devlet katında ben mühürlenmedim, o yüzden ne söylesem gayr-i resmi kaçacak.
@radyocu gerçekten dalga geçmek için sormuyorum, meraktan, sizin hanım buradaki yazıları okumuyor mu? Devamlı aldatmak ile ilgili şeyler yazıyorsunuz, kafanızda oklavaya aç bir bölge var galiba 🙂
Zez, Nazi kampı görmediğin belli. 🙂 Gerçi ben de görmedim ama ben evlilik nedir az-çok biliyorum.Emsvizyon, çalışan kadınların işi hakikaten zor.Be Goodie, senin taleplerin için değişik kaynaklar vardır sanırım. Benden bişey çıkmaz. :)Devinim, ben evliyim ve evli olmak bayağı güzel geliyor bana.Redogre, benim pilli sitesinde yayınlanan yaklaşık 30 yazımın sadece birisi aldatmak hakkında. Aslında aldatmakla da ilgili değil, sadık kalmakla ilgili. Abartmışın yani. Ben sadakat diye yırtınıyorum, sen aldatma anlıyorsun. Bu nasıl iş be yav?Ben düşünürüm, herşey hakkında kafa yorabilirim. Eşim bunu biliyor. Ama gerçek şu ki bazı şeyleri eşimle konuşmuyorum. Nezaket gereği. O benim eşim,okuyucum değil. Ama herşeyin benim için düşünme konusu olabileceğini bilir. Ben yazarım, sözgelimi, sefalet üzerine bir yazı yazmam, benim sefalet yaşadığımı göstermez. Aldatmanın ciddi bir sorun olduğunu düşünüp yazmam benim bu konuda zaafım olduğunu göstermez. Kaldı ki insanız, zaaflarımız vardır ve onlarla terbiye olur, onları kontrol altına aldıkça gelişiriz. Önemli olan kendini deryaya salmamaktır, deeel mi efem. 🙂
yok sadece merak etmiştim, direk sordum.
Görmedigimden emin olma derim…her kesin gördügü kendine …. :-))
Selamlar,her türlü soruya açığım. Fakat hepsinin cevaplarını vermek konusunda garantim yok.saygılar
Teyzeler 🙂 hep söyler, baştan nasıl alıştırırsan öyle gider diye.Evlilik de alışkanlıkların, kural haline dönüşme sürecidir.Başlangıçta kapıyı bacayı kim kitler, market alışverişini kim yaparsa, faturaları kim takip ederse veya çöpü kim atarsa, bu iş öylece devam eder. Sonradan değişmez.Kadınlar bazen erkeklerin el becerilerine fazla güvenmediklerinden, bazen alışkanlıktan, bazen onun adına birşeyleri yapmanın sevgi gösterisi olduğunu sandığından, erkeklerin “ne var ki canım” dediği işleri üstlenirler.
kadınları cektigi eziyet malum ama bunları kabul etmişler yani farkında olmadan hemde.ama sacma erkekte yapması gerekeni yapsa..
selamlar,kadınlar eziyet çekiyor da erkekler eziyet çekmiyor mu acaba? Bir erkek olarak soruyorum: Bir günde kaç kişiyi dinleyip-çözüm üretiyoruz. Dengeleri gözetiyoruz. Neden? Evimize ve çocuklarımıza ekmek, uydu anten, çokokrem, biskrem vs. götürmek için. Eve gelip, çocuklarımızı ve eşimizi mutlu görmek için. Erkekler, çağın yorgunlarıdır.Saygılar
Sevgili Radyocu,Bilim adamlarının seminerlerini interneten indirip dinlemenin yolu nedir böyle bir site var mı? Nerelerden bulabilirim? Şimdiden teşekkür ederim.
Astral,Bu sitede çok ilginç şeyler ve sanırım senin aradığın şeyler de var.http://www.bilgilink.blogspot.comSaygılar
selamlar,ne oldu yorumlara ya. evli çiftlerin yattıktan sonra ne yaptıklarını yazsaydım daha mı çook yorum gelirdi. O zaman yazim abi duruma göre. Bazen birbirlerini severler, bazen birbirlerine sarılıp uyurlar. Yanlarında değer verdikleri ve onları bir şekilde seven birisinin olması güven duygusu verir. Bir canlıyı neden başkalarından daha çok sevdiklerini anlamazlar ama bundan da hoşlanırlar. Evli çiftler üzerine ne kadar yazsak yetmez.Evlilik, herşeyin birleşimidir. Saygısız ve sevgisiz olmaz. Ama aşksız olur. Aşk her eve lazım bir şey değildir. Sevgin, saygın varsa aşk işe yarar. Yoksa kendini yorma.Saygılar
arkadaslar acil birsey sormak istiyorum…yazi yazarken resim koydugumda resim yanda durmuyo ya altta yada üstte duruyo ama ben yazimin yaninda bulunmasini istiyorum neden olmuyo bunu nasil yapabilirim
öncelikle çevirmek için uğraştığınız bu bölüm her nasıl olduysa daha onceden posta kutuma gelmişti bu nedenle de sanırım ben bunu bılıyorum dıyerek çok etkilenemedim.ancak bunun neden böyle olduğu ve böyle kalması gerektiğiyle ilgili çiziktirmek istiyorum.kıyafetlerimiz ütülü , önümüzde yemek olduğu sürece farketmediğimiz ev işi diye anılıp , önemsiz gördüğümüz ve sizin yukarıda yazdıklarınız kadınıın işidir. Erkek bunları görmez çünkü öyle yetişmiştir. Kaldı ki erkek burada sadece uykusu geldiği için yatmaya gidiyor burada yazmayan kısmı ise bütün gün koşturup , çeşitli baskılara maruz kaldığı ve evi geçindirecek işini yerine getirdiğidir.Şu durumda bir eşitlik söz konusu. Ancak dengeler kadının da çalışmasıyla kadın aleyhine değişir duruma gelmiştir. Belki mutsuz evliliklerin , karşılanmayan özenin kaynağı da budur.Kadın çalışmaya başladığında ne olur ? Elbette yazdıklarınızı annesinden görmüş olduğu ve vaktiyle özenmiş olduğundan bunları uygulamaya çalışır , zamanla da yorgun düşer. Hele çocukları varsa artık kadının işi çığrından çıkar. Bakınız çalışan annelerin çocukları daha bencil oluyorlar , ev huzuru için neyin eksik olduğunun farkında değiller ve yeterince olgunlaşamıyorlar. Zamanı gelince ve ömrümüz yeterse de şuna tanık olacağız; bu çalışan annelerin çocukları , kendi çocukları olduğunda onlara ne vermeleri gerektiğini hiç bilemeyecekler , işler şimdiden sarpa sarıyor..Anneler neden çalışır? evin geçimine katkıda bulunmak için çalışırlar çünkü günümüz koşullarında tek maaşla ev geçindirmek toplumun büyük çoğunluğu için üçlü salto atmaktan daha zordur.Her neyse annenin evde kalıp evin düzenini koruması , çocuklarıyla şefkat ilişkisi kurması ve onlara aile huzurunu hissettirmeye devam etmesi gerekir. Böylece eve yorgun gelen koca da huzuru tadar. Yoksa harala gürele evlilik yürümez , yürümüyorda.Ha bunun çözümü patronların cömertliğinde ,çalışanlarına yetecek maaş vermesinde yatar. Kişiler daha çok para harcarlar ve piyasada daha çok mal satışı ve mala olan talep artar. Patron hem sürümden kazanır hem kârdan..Böylelikle pazara giren para artacağından patronun kârı da artacaktır. Refah önce kişileri sonra toplumu saracaktır. Bu arada kadınları heder etmeye gerek yoktur. Hele aile huzurunu ve çocukları harcamak kimsenin haddi değildir.
Pembepatiler,Selamlar,bu metni ben kitaptan tercüme ettim. Yayınevi ve kitap adını yukarda vermiştim.Bir dostunuz yazıyı hafif org dan kopya edip göndermiştir.Veya benzeri mutlaka yazılabilecek bir konu.Yorumların için teşekkür ederim.Daha sonra ben de yazıklarınla ilgili uzun bir yorum yazacağm.saygılar
Selamlar,çağımız insanının yeni yeni anladığı bir şey var. Hayatın devanmında maddi ihtiyaçların giderilmesi kadar duygusal ihtiyaçların da giderilmesi önemli ve bunun için de “zaman” lazım.Bu açıdan insanlar, sadece para değil biraz daha zaman getiren işlerle ilgileniyorlar.Ben de bu gruptanım. İnanır mısınız ailemle daha çok birlikte zaman geçirebilmek için neleri teptim? Bana çocuklarıma fazladan 2 saati veren bir işi, daha çok para getirecek ama bana zaman bırakmayacak bir işe tercih ediyorum ve bunun sebebini bazı insanlara anlatamıyorum.Saygılar
Sevgili Yazarımız,Önce bir iltifatta bulunayım. Aslında başlığı ve resmi görünce baska bir merakla tıkladım yazıya 🙂 başlayınca gülümsememin rengi değişti. Yani cin fikirlerim “sana oyun oynadık, heh heh heh” dedi. Ama ben gülerim yinede şaşırmakta güzel..Evet yazıyı bende önceden okumustum ama sonuna kadar tekrar okudum. Çoğu insanımızın gerçeği.. Burada maalesef diyemeyeceğim çünkü bu hayatları her ne etken olursa olsun biz kurduk. Tercihlerimiz hayat yolumuzu belirledi, belirliyor ve belirliyecek. Tercihlerimizi de önceliklerimiz tabi ki. Herkese hak veriyorum ve yargılamıyorum. Ama bırakın bazen ev dağınık kalsın, çocuğunuzla oynayın, bırakın o gün mutfakta bulaşıklar kalsın, neyse önceliğiniz onu yapın. İnanın ki beklettiğiniz bulaşığı, çamaşırı, tozu toprağı iki gün sonra muhteşem bir güçle yapıyorsunuz. Kadın olsun, erkek olsun cesur olmak lazım, istemek lazım, bazen heyyy duy beni diye bağırmak lazım. Ağlamayan çocuğa kimse meme vermezzzz. Eğitmek gerek takıntılarımızı, bazen git işine bugün benim, oğlumun, kızımın, eşimin diyebilmek lazım. Ayrıntılara takılmayan kocaların yatmaya giderken kollarından tutup, bekle bende geliyorum deyip, tüm eve ve işlerine siz bekleyin demek lazım. Ahh ahh demek kolay, yazmak kolay demeyin. İstedikten sonra olur. Olmuşturda ve olduu 🙂 Hadi arkadaşlar zararın neresinden dönsek kardır. Bugünkü tercihler yarınlar olacak. Önceliklerimizi değiştirelim, o çok koşturmaya mecbur hissettiğimiz evdeki işleri yapacak neşe için, güç için ve tabi en önemlisi değer verdiklerimize huzur verebilmek için hiç olmassa.. Aslında önce kendimiz için ama belki diğerleri için diye bakarsak daha etkili olur.. Eeee nede olsa toprağımın fedakarlarıyız biz.
Herkesden özür dilerimmm… Yazımın başında (Önce bir iltifatta bulunayım) yanlış yazmışım… çok üzgünüm.İltifatta değil İTİRAF ta bulunuyordum aslında
selamlar,ee yazarlık teknikleri başlıkları tikat çekici yapıcan ki, kitle kapılsın olayın büyüsüne. Sonu hüsran da olsa başka kazanımlar olur. Hypatia, sana yaptığım bu şakayı affettirmek için bir şarkı gönderiyim. Sen izin verirsen diğer arkadaşlar da tıklayabilirler:Dire Straits: Romeo and JulietSaygılar
Teşekkür ederim,Tabi ki herkes dinleyebilir. Burada hepimiz paylaşım içindeyiz.
Selamlar,herkese yorumları için teşekkür ediyorum.Sade: This is no Ordinary LoveKeyifle dinleyin.Saygılar
Demekkikadın ayak yapmış ben yoruldum diye 🙂 bütün yaptıklarını bir güne dağıtsam ben yorulum be! 🙂 ama güzelmiş
Gaybul Gayb,kadınların işi gerçekten zor be yav!saygılarhttp://www.radyocu.com
yorumlara bakılınca sanki uzayda yaşıyosunuz..
Sahinden,neden uzaylı oluyormuşuz bakim? :)saygılar
çok emek gerektiren bir işi yani tercüme yapmayı keyif alarak yaptığınız yazılarınızın akıcılığından belli oluyor.tebrik ederim.bir işteki en büyük başarı sebebi işini severek yapmaktır ne mutlu size ve işini keyifle severek yapanlarabaşarıyı bire bir etkileyen faktördür severek yapmak.yazıda söz edildiği gibi bayanlar kendilerini severler ve önemserler bu nedenle işleri çok olurbu demek değil ki erkekler sevmez onlar da sever tabii ki ama kadınların sevmesi başka olur diyeyim:))saygılar.
07EBRU,yorumunuz için teşekkür ediyorum. Diğer yazılarımla ilgilenirseniz şu linke bakın derim.www.radyocu.comsaygılar
ilginç
Turritopsis,”İlginç olan nedir?” diye sorsam…:)