İnsanın kafası karışık olduğunda ne yapsa içinden çıkamaz gibi gelir ona.Aklında yapmak istediği pek çok şey vardır,ama hangi şeyi seçeceğine karar veremez,kıvranır durur.Düşünür sürekli resimmi yapsam,tiyatro kursunamı yazılsam,takı tasarımına mı ağırlık versem,kitap mı yazsam ama düşünmekten hiçbirini uygulamaya koyamaz malesef.Aslında bir tanesine karar verip başlayabilse ,en azından bir adım atabilse bir şeyler yapmaya başlamış olacaktır.İçinde bulunduğum durum şu an aynen böyle.Uzun zamandan beri buraya bile yazı yazmıyorum.Neden ?kafam karman çorman ve bu yüzden hiç bir işi yapamıyorum.Küçüklüğümden beri bir işe odaklanma konusunda sıkıntılarım oldu hep.Karşıma bir sürü şık çıktı ama ben gittim hep en kötü şıkkı seçtim.O yüzden geçmişimle sürekli kavga halindeyim.Peki geçmişimle kavga halimde olmak bana ne kazandırdı ?tabiki koskocaman bir hiççç.Geçmişteki keşkelerimin bana hiç bir faydası olamayacağını yeni yeni anlıyorum.Hep böyle yapmıyor muyuz ?Geçmişe takılıp bugünü yaşayamıyoruz,halbuki asıl yaşamamız gereken zaman dilimi şu an ,yani şimdiki zaman ,yani bugün ,bu saat,bu yıl.Keşkelere takıldıkça geleceğe dair endişelerimizde çığ gibi büyür.Endişeleniriz çünkü yıllar geçiyordur.Ya aynı hataları yaparsak diye endişeleniriz bu sefer.Halbuki şu zamanı gerektiği gibi yaşayabilsek,geçmişe takılmadan ,doğru kararlar vererek gelecek için endişelenmemize gerek kalmaz.Fakat bunun için çocukluktan itibaren kararlarımızın şekillenmesi gerekir.Bunun için ebebeynlere çok fazla rol düşüyor.Eğer çocuğunuzun yeteneklerini ve sevdikleri şeyleri tespit edip yönlendirebilirseniz ileride bu gibi kaoslar yaşamaz.Benim zamanımda rehber öğretmenler yoktu.Kimse yol göstermedi ,bunda benimde suçum var ama genede kimse karşısına alıp ne istediğimi sormadı ki.En basitinden lisede edebiyat yeteneğim ve sosyal derslerim çok iyiyken ben gittim fen bölümünü seçtim.Neden ailem doktor yada mühendis olmamı istiyordu.Ben ne istiyordum o zamanlar,bu bölümlerden çok daha farklı alanlar. Yani malesef bu kadar bilinçsiz olmuşum.Hep hayran olmuşumdur hayallerini ne pahasına olursa olsun gerçekleştirenlere.Karşılarında engel tanımazlar ,azimle amaçlarına ulaşırlar.Ama ben ulaşamadım .hep içimde kaldı ideallerim.Engellere teslim olanlardan oldum.Şimdi yapma gücü buldum ama bu seferde yaş engeline takılmaktayım.35 yaş çok mu geç bir şeylere yeniden başlamak için soruyorum?Her şeyi yaşla sınırlayan bir toplum olarak çoğu kişiye göre çok geç.Ama benim nufüs cüzdanı yaşım bu,içimin yaşını neden sormuyorlar.Hayallerimin yangının hala içimde yandığını nasıl görebilir onlar?Bu sefer içimdeki sesi dinlemeye karar verdim.Kimsenin engeline takılmadan ,belki bu sefer başarabilirim.
yorumlar
Sizce başarabilirmiyim?
Sayın suleceızler, sanki beni ve yaşadığım olayları birebir anlattınız.Ben de sizin gibi aynı hataları yaptım.Edebiyata ilgim varken, dershanede biyolok olacağım diye kafa patlatım.Bu gün anlıyorum ki, o gün yazmakta olduğum ve bitiremediğim hikayeden etkilenmiş ve yanlış karar vermiştim.Rehber öğretmen ise bizden sonra okullara geldi.Ailem ise kararı bana bırakmıştı.Şu andaki durumum ise üniversite eğitimi sadece hayal olarak kalmış bir insanım. Şimdi ise küçük kızımın benim düştüğüm hatalara düşmemesi için uğraşıcam.Yaşınızın geçmiş olduğu ile ilgili düşüncenize katılmıyorum.Ben sizden daha yaşça büyük olmama rağmen, hala bir kitap çıkarabilme hayalini taşımaktayım.Ayrıca yaşı ilerledikten sonra kitap yazıp yayınlatan insanlar var.Birazdaha kendinize güvenin.Bu sözü yanlız size değil, aynı zamanda da kendimede söylemekteyim.
nihansage samimiyetin için çok saol.Sanırım bu hataları okuduğumuzda içimizdeki yaralar fena kanıyor.Bu yüzdende bundan sonrası aynı hataları yapmaması için yazmıştım.Kızın inşallah doğru şıkları ve gerçeketen istediği mesleği işaretler.Evet kitap yazmak için geç değil ama ,sanki tiyatro için geç kaldım.Ama içimdeki tiyatro yangınını söndüremiyorum off off..
🙂 rehber öğretmen olsaydı çok mükemmel olurdu. Ağzını siktiğim keltoş yüzünden eşit ağırlığa geçemedim.Sonra çok isteyerek mimarlığı yazdım autocad olduğundan emin olarak. bilgisayarlı eğitime 3. sene geçiyoruz dediler göt gibi kaldım. Çöp adam çizemiyorum ben.Şimdi tekrar sınava giriyorum. Bu sefer eşit ağırlıktan. Öylesine sorayım dedim hocaya nereyi tercih edeyim diye. Rehber olandan. Hukukukukukuk diye yırtınmaya başladı papağan. Neden, göte geldiler ya doldur gitsin anasını satayım.Poztif düşünce, poztif düşünce.Yine de teselli olması için şu yazıyı okuyabilirsiniz 🙂
Şehirde ilk rehberlik hocası bizim okula geldiydi, son sınıf olduğumuz içün(de) bizle ilgilenmeye başladı doğal olarak. Ne güzel artık bilinçli tercih yaparız, sorunları hallederiz derken; enee bi bakmışım çilingir sofrasında memleketi kurtarıyoz elemanla. Olmayınca olmuyo işte…
Sanırım önemli olan ne istediğimize bizim karar verebilmemiz.Keşke yanlış şıkları işaretlemeden uyanabilsek ah ah..
🙁