bildirgec.org

çelişki hakkında tüm yazılar

Düşüncelerle Dans

Chat Noir 1 | 07 February 2011 09:07

Düşüncelerle dans etmek,
Bazen acı verir;
Ağlamak istersin,
Mutluluğun tadını anlamak için.
Ya da tek sığınağın gözyaşların olduğu için.
Bazen bir mutluluk parıltısıdır;
Sevildiğini sandığında,
Bu yanılgı güzel ama kısa bir düş kadar sürer.
Bazen kafan karmakarışık olur.
Tam bir çelişki,
Duygularınla mantığın arasında.
Boşlukta kalırsın.
Aynı çok büyük bir ormanda tutunacak tek bir dal bulamamak gibi.
Güliz Ardilli / Paris / 1997

En kötü karar bile Böyle kararsız kalmaktan bin kat iyidir.

suleceizler | 28 January 2011 14:41

İnsanın kafası karışık olduğunda ne yapsa içinden çıkamaz gibi gelir ona.Aklında yapmak istediği pek çok şey vardır,ama hangi şeyi seçeceğine karar veremez,kıvranır durur.Düşünür sürekli resimmi yapsam,tiyatro kursunamı yazılsam,takı tasarımına mı ağırlık versem,kitap mı yazsam ama düşünmekten hiçbirini uygulamaya koyamaz malesef.Aslında bir tanesine karar verip başlayabilse ,en azından bir adım atabilse bir şeyler yapmaya başlamış olacaktır.İçinde bulunduğum durum şu an aynen böyle.

Bir Sohbet ve Kafama Takılan Sorular

azturk | 10 September 2010 13:07

“Hayırlı bayramlar efendim.” “Ooo hayırlı bayramlar abi.” “Ne yapıyorsunuz iyi misiniz?” “Abi ne yapalım valla uğraşıp duruyoruz işte. Hoş yaptığımız işin de kârını, bereketini göremiyoruz ki.” “Bu zaman da ekmek aslanın ağzında değil midesin de çok çalışmak lazım.”
“ Abi onu bunu boş ver de referandumda ne oy vereceksiniz?” “ Bakacağız bakalım daha kara vermedik. Siz ne diyorsunuz?”

“Abi referandum da oyumuz hayır.” Sessizlik. “Neden mi? Bak sayıyorum. Bir; Şu an iktidar da olan parti. Kadrosunda üç tane ( Sayının doğruluğunu sözü söyleyende bilmiyor ) Kürt bakan var. Neden Kürt? Ege de Marmara da hiç insan mı yok? Niye benim büyüdüğüm yerden bakan çıkmıyor. Bizimkilerin ne eksikliği var. Abi bunlar paraları başkalarına yediriyor.” Sessizlik. “Bak şimdi söyleyeceğim sebebe: Ülkede doğu batı ayrımı mı var? Hayır, kardeşim yok öyle bir şey. Ama şimdiki adamlar sanki sorun varmış gibi bir de açılım yapıyorlar. Kardeşim ülkeyi ikiye ayırmanın ne mantığı var. Biz bu kadar sene doğuda görevimizi boşuna mı yaptık? Benim tertemiz dört dörtlük bir sürü doğulu arkadaşım var. Tamam, biz de kabul ediyoruz bu bir parti meselesi değil ama bu kadarı da olmaz ki.” Yine sessizlik.

Mevlana ve Konfüçyüs’den sıkıldım artık

uuuucar | 18 May 2010 09:46

Konfüçyüs
Konfüçyüs
Mevlana
Mevlana

Mevlana’nın sözlerini ezberleyerek, söylediğim herşeye Mevlana‘nın sözüyle yanıt veriyordu.İlk başlarda çok da önemsemedim,mesneviyi yeni okuduğu için fazla etkisinde kaldı diye düşündüm.Sonra baktım ki bu etkiden bir türlü çıkamıyor, hatta Mevlana‘nın sözlerinin yanına Konfüçyüs‘ün sözlerini de ekleyerek çekilmez bir hal almaya başlıyordu.Facebook‘da, Twitter‘da sürekli onların sözünü yazıyor,onlara hayran oluyor, hatta bu da yetmezmiş gibi onların fotoğraflarını profil fotoğrafı yapıyordu,kayışı kopardı yani.Ben bunlarla alay ettiğimde de, bilgece bakışlarıyla onların sözlerini yüzüme tükürüyordu.Tabii zamanla ben de öfke budalalığının pençesine kapılıp bağıra bağıra;”Mevlana ve Konfüçyüs sadece nostaljidir,bugünün dünyası için hiçbir önemi yoktur o sözlerin,sadece o günün insanlarını anlamak için okursun onları,özünü anlamak,hatırlamak için.Ama sen bugünden kopup o günün insanı gibi yaşamaya çalışıyorsun ve bunu da aptalca bir şekilde, zikindirik arkadaşlık sitelerinde gösteriyorsun.Çevrene bir bak;televizyon,internet,bilgisayar,iletişim şekilleri,insanların beklentileri,ilgi alanları,değer yargıları,seks,giysiler,eğlence anlayışları hatta soluduğumuz hava bile farklı.Onlar boş boş oturup dağa,bayıra bakarak bir şeyler söylemişler.Kendi dönemlerindeki insanlardan tek farkları; onların kendi sözlerini yazmış olmaları,onları yazarken de muhtemelen kafaları güzeldir.Sen her sabah nefret ettiğin işine gidip, içinden küfürler ettiğin müdürünün karşısında el pençe divan durarak Mevlana yada Konfüçyüs’ün sözlerini benimsiyorsan aptalsın.Artık karşıma geçip onlar gibi konuşmaya çalışma,kendi dönemine ait kendi sözlerini kullan,sıkıldım artık senden” dedim ve karşımda gözyaşlarıyla şaşkın şaşkın bana bakırak odaya gitti.

DİLEMMA

il mare | 04 April 2010 14:08

Sen doldur,ben içerim boğaziçini

Bir şekilde doğmuşsun ve konmuşsun bir yere işte….
En koyu aidiyetsizliği taşıyorsun damarlarında,kan diye….
Çoktan vazgeçmişsin konuşmaktan,kendini anlatmaktan..
Ama insansın hala işte,unutabiliyor zaman zaman,çocuk olabiliyorsun,baştan silebiliyorsun.
Yani zaman zaman, kendini anlatmaya kalkışabiliyorsun,heyecanlı gözlerle, hiç sönmeyecekmiş gibi duran ferlerle…
Tam affedecekken karşındakini,her şey tekrar güzel olabilir aslında diye düşünürken,o kahrolası umudunu hala satılığa çıkarmamışken…
Bir kez daha karar veriyorsun onu satmaya…İşte bir kez daha yazıyorsun hiç dinmeyecekmiş gibi duran koca öfkenle,ruhunun tam merkezine “satılık” diye…
Ruhun umut demek, satılan umut demek…
Diyorsun ,diyorsun ya bir kez daha…
Biliyorsun ki sen istesen de o gitmeyecek bir yere…
Ait olmadığın yerlerde,bunca zaman hala anlaşılamamış olmanın verdiği acı ve zarar veren öfkenle, çaresizliğin doruklarına ulaşıyor, kendi gözyaşlarında boğuluyorsun…
Avuçlarını sıkıyorsun,kapıları çarpıyorsun,küfür ediyorsun.Günahtan korkmak ise, günah…
Hem günah da ne,sevap ne, anne ne ,baba ne? Birlikte yaşamak,birlikteyi bırak,yaşamak ne???
Cevabı bulamadığın anda daha da yaşamak istiyorsun ama, anlamsız birlikteliğe inat yapayalnız…
Sanki yapabilecekmişsin gibi oturup ciddi ciddi çareler arıyorsun.
Evden dışarı çıkıp geri gelmiyorsun,kimseye nerdesin napıyorsun haber vermiyorsun.
Zaten herkesi gittiğin anda siliyorsun.
Derdin özgür olmak değil,derdin gidip gelmemek değil….
Derdin bitmek,derdin tükenmek senin…Derdin nefret etmek, ve nefret etmeyi istememek…
Meraklısı değilsin arkanı dönmelere,alıp başını gitmelere…
Derdin anlayış,derdin anlaşılmak…Derdin bir çift göz,derdin insan! Derdin insan! Derdin insan!
Sesler yükseliyor biryerlerden,hep aynı ton,hep aynı sözler…Hep aynı nefret…
Düşünüp duruyorsun gene…Biryerler olmalı! Gidilip dönülmeyecek,bir kez olsun öfkene yenik düştürtücek,mantığını tamamen yok edecek bir yerler!
Gözünü kapıyorsun,ciddi ciddi düşünüyorsun.
Ertesi sabah uyandığında,
Yine aynı yatakta oluyorsun.
Ama işte,derdin o yatakta olman değil senin,
Derdin o yatağın olması…

kayıp analizi

astral | 21 March 2010 10:36

http://img267.imageshack.us/i/93563767lf2.png/
http://img267.imageshack.us/i/93563767lf2.png/

Kayıp ilanı…

Kaybet beni: Kör tuzaklara bağla bedeninde, ruhunun ilmiklerinde yine sen olarak kaybolmak istiyorum. Dünden ve öte’den önce. Ben hiç olmamış-ım gibi. Kaybolmuştum, seninle; biliyorum.

Kayıp düşler. Kaybolan düşler mi? ‘Gel keyfim gel!’ Kaybolduğumuz için mi düşlerimizi kaybettik? Birlikte mi kaybolduk? Kaybolmamıza birlikte olmak mı sebep oldu? Sebebimiz birlikte olmak mıydı? Sebeplerimizi kaybettik mi? Ya da sebeplerimizi dahi kendimize saklayamadığımız bir yerde miyiz?

durum bu

admin | 27 November 2009 15:47

Uzun süredir yalnızım. Bu durum da çok canımı sıkmıyor işin aslı.

Yalnız olmaya alıştım. Bu kırılır mı, nasıl kırılır bilmiyorum ama giderek daha da zor olduğu açık… İnsan böyle olmaya alışıyor.

Ve yokluğunu hissetmiyor çoğu zaman duygunun, kapatıyor yaralarını çok diplere- içlere. Gömüyor. Yok sayıyor çoğu zaman. Benim de çoğu kişi gibi çok içim acıdı. Aşka küstüğüm çok oldu.

Dört sene herşeyim saydığım, ömrümü geçireceğim sandığım adam, başka kadınla olmak istiyorum diye terk etti. Sonra kimseyi alamadım hayatıma. Güven denen duygu piç oldu. O gündür sevgilim demedim kimseye, diyemedim.

yaşam, gerçek ve kabullenmek kavramları

astral | 16 November 2009 16:00

Yaşam ağır bir gerçek. Önceki enkarnelerinden topladığın bir iz.

Taşıyabilene ne ala. Gerçek, öncelikle kabullenmek içindir ki; bazen en ızdırap verici olan da budur.

İddia ettiğim her şey yalan. Bu böyle olur mu hiç dediğim her şeyde gördüm ki, durum hiç de öyle değilmiş. Biliyorum dediklerim komple palavra çıktı. Ben yanıldım. Dünyaya karşı atıp tuttum, tükürdüklerimi yaladım. Komple ziyanmışım.

BİR GÜNLÜĞÜNE SU OLMAK

admin | 04 July 2009 11:34

Eşlik eden şarkıya, yazmaya ara verip eşlik etmek ile, şarkının ilhamında yazmaya devam etmek arasında gidip geliyorum.İyisi mi birkere dinleyeyim,tadayım,öyle devam ederim..Tamam,iyiyim şimdi…

Değişik olduğu günler nadirdir insanın hayatında aslında…Bir gün her gün olduğundan farklı olup bunu farkettiği zaman keyfine diyecek yoktur.Bu farkındalık öylesine güzeldir ki,öylesine kendini bulmuşluk hissi verir ki ister acı çekiyor ol ister kahkahalar atmak gelsin içinden,tek ortak bir ifade vardır,evde,sokakta orda burda,izini bıraktığın her noktada bir güzel tebessümdür tek karşılık.Bir tebessüm hiç bu kadar kendini bilmemiştir,ne için gülümsediğinin hiç bu kadar farkında değilsindir,hiç bir gün bu kadar iyi tanımamışsın kendini,hiç bu kadar bütünleşmemişsindir kendinle…Her zamanki olağan, telaşlı ve çelişkili halin gidiverir yerini sağlam,neyi dinlediğini bilen,huzurlu bir beyine bırakır.Çok değişiktir bu his çokk… Vücudunun her hareketinin her zerresinin anlamını bilirsin o gün,elini istemsizce neden masaya koyduğunu bile ya da neden o tarafa baktığını ya da ne biliyim,o aklından geçen saliselik düşüncenin özünü idrak ederek yerini bir yenisine bırakırsın..Çok değişiktir o gün,çok safsındır o gün,o kadar şeffafsındır ki baktığın değdiğin her yere, gülümseyen gözlerinden yukarılara o kristal sesli yıldızlardan saçtığını görebilirsin adeta,içindeki o güzel şeyin baktığın her yere saçıldığını falan… Çok,çok az defa bulur böyle günler insanı… Ve çok az defa anlar insan her yaptığının anlamını..Geçmişte söylediği bir sözü nasıl algıladığına ve algılandığına,geçmişteki kararlarının, hareketlerinin ne anlama geldiğine ve gelmesi gerektiğine,doğru muydu yanlış mıydı diye kararsızlığa düşmeden çok çok az defa anlam verir.Çok zamanlar aklına gelen ya da şöyle bir gözden geçirilen bir karenin her ayrıntısı binbir soru ile tekrardan anlamlandırılırken kimi zaman tarifsiz bir acı ya da acıyı azaltan öfke ile bir yandakiyle kıyaslanamaz tabessüm vesilesiyle;çok az zamanlar anlarsın o karenin ne anlam ifade ettiğini,her zerresinin,her bir gözbebeğindeki bakışın ne anlatmak istediğini…En güzeli de ne bir kararsızlık gelir bulur seni,ne bir çelişki ne de bir öfke…Her şey silinip yerini koca bir tebessüme bırakır…Kutsallıkla dolar tüm ruh,sanki tüm şeytanların önünde diz çöktüğü,gene de affedici bir meleksindir,senden iyisi yoktur,gözleri senden güzel parlayan yoktur,senden yücesi ve kendine tapanı….Çok güzel hissedilirrr çokkk… Çok azdır böyle zamanlar ama… Böyle duru olunan zamanlarr….Bir gün de olsa farklı olmak güzeldir…Bu günün arefesinde tüm boğazlarda biriken acılar,ne çok soğuk ne de sıcak o tam kıvamındaKİ muazzam su ile yıkanır giderr,bu günün arefesinde içte bir yerlerde biriken kahkahalar,çok da anlam verilemeyen mutluluk zerrecikleri, yerini öylesine anlamlı bir hüzne bırakır kii… Bir gün öncesinden öylesine farklı yapar ki…Hüzne de anlamsız mutluluklara da öylesine bir anlam yükler ki…Bu ruh tazelenmesi henüz açan bir bahar tomurcuğunu bile geride bırakır.

kimi zaman

admin | 30 June 2009 11:51

Kimi zaman her şeye rağmen için acır çıldırtırcasına… Arasında kalıverirsin dünyanın, evrenin, aklın ve duygunun. Hangisi mantık hangisi duygu anlayamadığın anlar vardır kimi zaman…

Karar veremediğin, kaybetmek mi kazanmak mı çözemediğin durumlar yaşarsın. Kimi zaman dokunur her şarkı, her yara… Her yara senin yaranmış gibi gelir.

Ansızın kaçmak uzaklaşmak istersin bir o kadar. Kendi hayatını da bırakmak istersin ardında. Ne doğru ne yanlış bilemediğin, sezemediğin bir yerdesindir.