Sevgi ile nefret arasında ince bir çizgi vardır. Bu çizgiyi geçmek çok kolaydır. Ya geçersiniz yâda birileri sizi iter geçmek zorunda kalırsınız. Kimseyi nefret etmek için sevmezsiniz. Ama nefret ettiğinizi aslında seversiniz…
Tutku ile aşk arasında, kalın bir çizgi vardır. Bu çizgi zamanla oluşur, zamanla kalınlaşır. Ne kadar çok isteseniz de bu çizgi düzgün çizilmediyse kalınlaştıramazsınız…
Umut ile isyan arasında, tutkulu bir aşk vardır. Aşkınızın tutkusu sizi ya mutsuz bir isyankâr yapar yâda mutluluk dağıtan, umut dağıtan bir âşık…
Mutluluk ile hüsran arasında, vefasız bir sevgili vardır. Kalın çizginizi yanlış sevgili ile çizince sonuç kaçınılmazdır…
Nefret ile saplantı arasında, bencil bir âşık vardır. Tek taraflı, belki platonik. Ama kesinlikle her türlü acı…
Sevgi ile nefret arasında, ince bir çizgi vardır. İnce çizgi, sevgi ile nefreti, tutku ile saplantıyı, umut ile isyanı, mutluluk ile hüsranı, nankörce ayırır.
yorumlar
Elıne sağlık güzel olmuş.
bir “çizgi”den bu kadar güzel bir yazı çıkar mı?eline sağlık plakton:)
aşk ile nefret arasındaki çizgiyi düşününce şimdi…ne kadar yanıltıcı bir duygudur nefret gerçekten de…aşk ile delilik arasında da bir çizgi var bence plakton…bu “aşk” her türlü aşk olabilir, sadece karşı cinse duyulan aşkı kastetmiyorum…Tanrı’ya olan aşk, sevgiliye olan aşk, çocuğuna olan aşk, paraya olan aşk, vb…çizgi öyle ilginçtir ki biraz aştığında kendini iflah olmaz bir durumda bulursun…
süper olmuş plakton ellerine sağlık..
Bayıldım …Bİr de cennet ile cehennem arasındaki çizgi var..Araf…….
ask-aci-hazbermuda seytan ucgeni
çizgiler bizim kafamızda çizgi mizgi yok aslında. kapılmayın böyle hurafelere.
Yorumlarınız için teşekkürler arkadaşlar…Birkaç “çizgi”den bunlar çıktı. Tabi sizin “çizgi”lerinize de katılıyorum.Aşk ile Delilik arasındaki “çizgi”ye Strawberry, (“çizgi”den çok bence bir yoldur)Cennet ile Cehennem arasındaki “çizgi”ye sonsingle, (Bu “çizgi” çok değişik biçimlerde de anlatılabilir tabi )Ve diğerleri… Eminim ki bu “çizgi”leri daha da uzatacağız, yâda ben uzatacağım.:)Eh… Kafamızdakileri yaşayıp, onları anlatmıyor muyuz nebilim. Hurafeleri de bizler yaratmadık mı? Fikirlerimizi söylemezsek, hurafeleri (ki bu kelimeyi aslında bu yazıda kullanmak istemezdim) nasıl engelliyeceğiz…
hımm
Enteresan ama sanırım bizim dönemde uygulanan maarif sitemini kutlamak lazım, nasıl becerdiyse çizgi diyince aklıma iki nokta arasında oluşan çizgilere doğru denir ayrıntısı geldi. Ne de olsa büyük bir çöplük olarak kullanılan beynimiz yaratıcılık fakiri maarif sisteminde nasıl oluyorsa hala 3,14′ ler, tanjant, matris ve türevler ile arkadaşlık yapıyor.Doğrulardan ise en ilginci bence Teğet olandır. Herşeye yanaşır ama arada saklanır, kaçar, katılımcı olur v.s. Karakter betimlemesinde teğetin bir noktadan temas ettiği alan merkez sayılarak çizginin neresinde olduğun test konusudur hatta. Yukarıda yazılan tüm kıyaslarda kullanılır ve nereye ait olduğun belirlenir. Biraz matematiktir hayat, yeni maarif sistemimiz herkese hayırlı olsun…
:)Hoş buldum shadowy, kaçırdıklarımı inceliyordum bende…tuzuka yazarken bu kadar matematiksel düşünmemiştim….
Yok Plakton sen haklısın aslında duygu düşünce olmadan hayat güzelleşmez. Matematik sadece gerçekleşen sonuçların reel neticesidir. Güzel ve keyifli yazı 🙂