Fransız Televizyonundahaber-röportaj programı: Şangay’da son yıllarda yaygın bir fenomen haline gelen estetik operasyonları anlatılıyor. Liseye giden çinli kızlar, ailelerinin de teşvikiyle estetik cerrahların masasına düşüyor bir bir…
Amaçları gözlerini daha iri yapmak, burunlarını biraz daha uzatmak. Yeteri kadar paraları varsa çenelerini de biraz çıkık görmek istiyorlar. Herbiri 119 Euro tutan bu operasyonlarlar orta halli ailelerin aylık gelirinin yarısı. Her ameliyatta biraz daha batılı kadınlara benzemeyi umut ediyorlarlar.Operasyonların yapıldığı masalar kasap tezgahlarından farksız. Günde 60 kişi bıçak altında. Lokal anestezi ile yapılan her bir kesip biçme işlemi yaklaşık 15 dakika sürüyor.Doktor, kızların göz kapaklarını bir iğne ile yararken soruyor: “Nasıl, bu kadar yeter mi?” “Hayır”diyor genç kız, “Biraz daha genişletemez misiniz?”
…Köyden garson olmak için Şangay’a gelen iki genç kız, biriktirdikleri para ile burunlarını biraz daha uzun yaptırmak istiyorlar. Doktorlar herşeye açık, sırıtık suratlarıyla 50 yıllık tüccar gibi teşvik ediyorlar kızları. |Gerçekten çok salak gözüküyorlar böyle sırıtırken.| Burunlarının içine plastik bir protez takılıyor.
…
Göz kapağı büyütme operasyonu bitmiş. Dikişler alınıyor. Türk filmlerinden fırlama bir sahne: Bandaj açılıyor…Muhabir soruyor: “Şimdi benzedin mi batılı kadınlara?” “Hayır, ama kendimi böyle daha iyi hissediyorum.”Başka birisi olmaya çalışırken yine birbirlerine benzeyen bu çinlilerin aileleri için, estetik yapılmış bir surat; daha iyi bir gelecek, daha çok para, daha mutlu! bir yaşam demek…
yorumlar
asyalılar hakkında ki fikrim,yaptıkları animasyonların (çizgi) iri gözlü olduğu için; acaba bir kompleks edinmişlerde mi böle çizoyarlar? derken bu haberi görünce olabilebilirmiş…
ufak tefek insanlar olarak bilirdim. Fakat göründükleri gibi değilmiş.
23 inç monütör mü alsam 😛
Okulda bir çin parmağı ne kadar (kalınlık 6mm) bir çin ayağı ne kadar (27 cm) öğrenmiştik(ilginç bir bölümden mezun oldum).Olur mu öle şey bunlar fixler mi diye güldüğümde hoca çık dışarı demişti.O yüzden bu sayıları unutmam …
japon kızları kendilerinden nefret ediyor. anne veya babalarından birinin batılı olmamasından çok yakınıyorlar. çünkü onlar için gerçek güzellik half-japanese’lerde. kendi ırklarından nefret ediyorlar. moda dergilerine bakarlerken, “bak diyorlar, ne güzel kızlar”, çünkü onlar half-japanese.
görse bunları kahrından bir daha ölürdü. 😛
(Mao’yu düşünmek bile istemiyorum…)
biri ötekine dönüyor ve şöyle diyor:
-hey yung ne kadar birbirlerine benziyorlar di mi??:))))))
Kendilerine tecavüz eden sapıklarına gülücük yollamaya çalışan safdirik kızlar yada insanlar…
Not:Blogu görünce aklıma ilk bu geldi.
devamlı gülüyorlar ya da bana mı öyle geliyor gözleri çekik diye ?…bir çinli vardı burada adam wc den çıkar sifonu çekmez ellerini yikamazdi çok öküz bir herifti…onun nazarinda tüm çinlilerden nefret etmişimdir hep..bi de kedi medi yiyor bunlar..sevmiyom
Baska link var mi? Hatta Ingilizce falan? TV5’te arandim biraz, bulamadim. Bulsam da kivranicam, dil sebebiyle.
(haber cok carpici, haberdar ettigin icin tesekkurler knemo)
bende aynı şeyi yazıcaktım link varmı?
Röportaj France3 Televizyon kanalı yapımı olan “Des Racines et Des Ailes” (Kökler ve Kanatlar) Programında yayınlandı. -Bölümle ilgili sayfalar bu linkte.- (6 Kasım 2002)Yapımcılar: Sylvie Levay ve Thierry Derouet.Kaynak Kitap olarak programla ilgili sayfada Jean-Luc Domenach’ın “Ou va la Chine?” (Çin Nereye Gidiyor?) kitabının adı verilmiş. Fayard Yayınevi,2002Ameliyatların yapıldığı hastane Şangay’da 9No’lu Hastane olarak biliniyor. 3.Katta yapılıyor operasyonlar.Ne yazık ki ingilizce kaynak bulamadım şimdilik.Bu arada aynı röportajla ilgili olarak , bir genç erkeğin de, yine aynı amaçlarla- avrupalı şirketlerde daha iyi bir iş,vs- burun-göz estetiği yaptırdığını ilave edeyim.
sanırım bizde de karadenizliler arasında yaygın diye duymuştum. Burunlarını estetik ameliyatla (kendilerine göre düzeltme) düzelttiriyorlar.
Olacağı buydu. İnsanların fiziksel özellikleriyle bu kadar dalga geçilirse sonunda böyle birşey olması kaçınılmazdı zaten. Aşağı sınıf olduklarına inanmışlar bir kere.
Twenty years after the experimental apparition of the cosmetic surgery in Popular Republic of China, we investigated to the heart of the hospital n°9 of Shangai; 7 days on 7, more of young ones about one hundred people themselves there do to operate to the chaine, to prices challenging all competition, but in comfort conditions and of minimal hygienes. … More than 60% of the surgical acts recorded during the course of the summer 2002 concern the débridement of the eyes and the rallongement of the nose. In a globalization context accelerated, resemble the beauty canons western became a true obsession.
Arkadaşlar. Bir ülkeye zarar vermek istiyorsanız ;
– önce o ülkenin insanlarının beyinlerinden “vatan aşkı” duygusunu silmeniz gerekir.
bunuda yapmak için;
kendi ülkelerinden soğutma metodu kullanmalısınız.
ee artık bu soğutma olayı çeşitli şekillerde olabiliyor. Mesela bir tanesi ” başka bir ülkeye yada ülke insanlarına özendirmek. ”
Daha bir çok yol var.
daha da kotusu var, cin’de boy uzatma operasyonlari da giderek yayginlasiyor. kadinlar bazilari kocalarindan, ailelerinden habersiz hastanelere yatiyorlar. boy uzatma operasyonu haftalarca suruyor. bacakla vidalanan metal cercevelerle kemikler yavas yavas uzatiliyor. cok aci verici bir surec ama kadinlar sirf bir kac santim daha uzun olabilmek icin haftalar suren bu korkunc aciya katlaniyorlar. bir de operasyonun sakat birakma tehlikesi de var ama kimsenin umurunda degil. ingiliz gazetesi the independent’in ekinde okumustum. ayni haberde iran’daki burun ameliyatlarinin, brezilya’daki kic buyutme operasyonlarinin (evet, brezilya’da kadinin kalcalisi makbul!) yayginligindan da bahsediliyordu.
bir de televizyonda bir kadin gordum. amerikandi galiba. kadin yanaklarina silikon enjekte ettiriyormus. once hersey yolundaymis sonra vucudu bir sekilde silikona tepki gostermis, yuzunun orasi burasi sismeye baslamis. su anda yuzu taninmaz halde, en az 20 operasyon gecirmis derisinin altina dagilmis silikonlari aldirtabilmek icin. yani kadinin yuzu en az 20 kere acilmis, microskobik silikon parcalari tek tek ayiklanmis ayiklanabilecegi kadar ve hala belki de yuzlerce operasyon gecirmesi gerekiyormus tamamen temizlenebilmesi icin. imkansiz gibi bir sey ama kadin ameliyatlara devam etmeye kararli. ilginc olani kadinin hala estetik operasyonlari savunmasi, benimki yanlis gitti ama olsun gene de iyidir estetik ameliyatlar demesi.
kadinlarin guzel olabilmek icin yapabilecekleri seyler akil almaz.
Modern dünya kadını hala meta ve köle olarak görüyor.Fuhuş aracı olarak kullanılan kadın,bir malı tanıtmada reklam aracı olarak kullanılan yine kadın.20.yüzyılla beraber kadınların özgürleştiği fikri hikaye,bilakis daha da köleleştiriliyor,kadın bir arac olarak kullanılıyor.Son cümlen bir perspektifi ortaya koyuyor; kadinlarin guzel olabilmek icin yapabilecekleri seyler akil almaz.
Televizyonlarda gösterilen güzel kadın imajı bu oldu,makyaj yapan,estetik yapan,burun küçülten kadın hep ideal ve cezbedici olarak gösterildi.Filmlerde ve reklamlarda insanlara bu empoze edildi.Güzellik kavramının içi boşaltıldı, yukardaki blog köle cariyelerin efendilerini memnun etmeleri için harem odasında allanıp pullanılmasını gösteriyor. Kadın bugün hala modern bir köle…
kadın – erkek eşitmidir.
asla. ne fiziksel, ne de insancılsal
sarmasında ,,,konu çinli kızlar
kadın – erkek eşitmidir.
asla. ne fiziksel, ne de insancılsal -(doğru bi kelime bulamadım)
kadın ve erkek hakları da eşit değildir. aslında olmasını isterdim , ama olmaz. niye zorluyorsunuz ki.
böyle gelmiş , ve böyle gitmesi istenmiş.
kadınlar yada ona yakın olanlar, istedikleri gibi felsefik konuşmalar yapsalarda kadın erkek arasında hiç bir şey ( hak, hukuk, ..) eşit olamaz.
erkeklerin gözle görülür üstünlüğü vardır.
not: bu erkeklerin istediği için değildir.
ve çinli kadınlar. Modern kadın olma yolunda ilerlemektedirler.
Modern kadınlar ise Kadın ve erkeğin eşit olduğu görüşündedirler.
ne diyeyim kadınları çok severim ama yazık.
benim ne zaman kıvıl olacak bir blogum olacak der dururdum, kısmet çinli kızlara imiş!..
bu röportajı izlediğimde insanın (kadın ya da erkek değil) kendi suratını beğenmeyip, histeri halinde başka bir surata bürünmek istemesi dramatik gelmişti. Nitekim aynı bölümde burnunu büyütmek isteyen bir genç adam da vardı.
Uzakdoğulular çekik gözleri ile öne çıkıyorlardı ya, -bana göre güzel- bu farklılıktan da vazgeçeceklerse ne kalırdı geriye globalizmden başka?…|Global Surat|
(Bir de “midir” “kadın erkek” gibi ayrı yazılırdı 5-10 sene önce.)
Hepsi bu.
insancılsal kopardı beni..
neyse bi çift laf da ben ediyim:
erkeklerin gözle görülür üstünlüğünün en büyük sebebi de yine kadınlardır bence..
ayrıca şu estetik olayı bayağı ilginç geldi ben bu sürekli çalışan insanların kültürlerine oldukça fazla sahip çıktıklarını falan sanırdım..
yazık ya çekik çekik güzeldi aslında gözler ama..
olay nasil kadin erkek esitligine dondu anlamadim. kadinlarin dogustan gelen guclu bir guzel olma, kendini begendirme icgudusu vardir. bu kadin olmaya ait birseydir ve bunu elestirmeye kalkismak sacma bence. sorun modern toplumun tuketim odakli yapisinin bu icguduyu sinir tanimadan acimasizca kullanmasinda yatiyor. ozellikle kadinlarin, ama erkeklerin de bedensel olarak mukemmel olma istekleri kamcilaniyor. sonuc, guzel olabilmek icin dayanilmaz acilari goze alabilecek insanlar. gercek guzelligin aslinda bambaska birsey oldugunun farkinda bile degiller.
ama tum bunlar yuzunden benim kadinca olma ozgurlugum elimden alinmamali. evet kadinim ve bunun tadini cikarmayi seviyorum. makyaj kadinlarin ilk caglardan beri guzel olmak, kendini begendirmek icin kulladigi bir arac. bu tamamen dogal ve kadin olmaya dair bir sey. belki de makyaj kotudur demek istemedin, bilmiyorum ama uslubun solcu, devrimci jargonu cagristirdi ki, onlar bu tip seylere kesinlikle karsidirlar.
kadin erkek esitligi tartismasina gelince, biraz sig` bir tartisma. bunlari simdiye kadar asmis olmamiz gerekmiyor muydu?
bu yazdiklarinizi okurlarsa dagitırlar hepinizi.
karete biliyo onlar
insan doğasından bahsetmeden önce biraz daha düşünmek lazım.
ilk çağlardan beri şöyle de böyle insanın doğası falan da filan diye geyik yapmak kolay tabe.
efenim, şöyle söyleyeyim, kadınların kendilerini güzel gösterme isteği doğuştan falan gelmez. bir kere, güzel kavramı kültürel birşeydir. güzel kavramına uyulması da toplumsal bir gereklilik olarak kadınlara bastırılır. bazı toplumlarda, sayıları az bile olsa, nasıl olmuşsa olmuş olan çok farklı güzellik kavramları ve kendini farklı göstermeye çalışmayan kadınlar, baskın rollerde kadınlar ve kendini beğendirmek için kadınlardan daha çok süslenen erkekler makbuldür.
batı dünyası, antropolojinin doğumundan beri, bu kültürlere “ilkel” damgasını yapıştırdığı için bu değerler de ilkel ve “kaka” olarak içimize işlenmiştir. batı dünyası bütün tarihi boyunca kendi kültürünün en üstün olduğu düşüncesiyle(etnosentrizm), herkesin eninde sonunda onların yaşam biçimine varacağı savıyla, bütün dünyayı fethetti. buna da sosyolojik olarak “survival of the fittest” denilebilir.(doğu dünyası da başka bir bok değil, sadece baskın çıkan batı oldu)
Şimdiii, kadınların doğuştan süslenmeye yatkın olmadıklarında hemfikirizdir umarım. Bu sosyal-psikolojik bir meseledir. Bireyin Sosyalizasyon sürecinde(doğumdan, ergenlik sonuna kadar) beynine işlenir.
Sonra?
Çin’in sahip olduğu değerlerin mükemmel olduğunu kimse iddia edemez. Her kim kendi kültürünün üstünlüğünden bahsediyorsa, savaşa sebep yaratıyordur. Önemli olan, kültürler arası iletişim sayesinde, birşeyler öğrenip daha iyiye gidebilmek. Sanırım bu çinli pinokyolar, buna iyi bir örnek değil.
Bu olsa olsa glopalizasyon çerçevesinde, kozmetik şirketlerinin bir komplosudur. daha bunlar pantene alacak, nivea sürecek, doktor reno’ya binecek…
nasıl? iyi dedim mi?
Kişinin güzellik amacıyla hoşuna gitmeyen uzuvlarını değiştirmesini normal karşılıyorum. Ancak bu değiştirme isteminin ne kadar köklü olduğuna bakmak lazım. Yani o estetik ameliyat kişinin psikolojisinde gerçekten düzelme yaratmalı. Ama buradaki toplumsal bir hezeyan gibi. İyi blok.
Bunlar eskiden de yine böyle abuk ve dahi subuk fikirlere kapılırlardı toplum olarak. Eski zamanlarda da (bilmiyorum ne kadar eski olduğunu şimdi) çinli kadınlarda ufak ayak makbulmuş. Demirden ayakkabılar giyermiş kız çocukları. Büyürken korkunç acılar çekerlermiş ama çıkarmazlarmış, çünkü ufak ayaklı kadın makbulmuş.
Ser-hus’a bir destek: bence de erkeklerin şu dünyada ki en büyük başarısı “bir kadın olabileceği en güzel halde olmalı, kendine bakmalıdır” geyiğidir. Kadın ilim-irfan yapmış, taş üstüne taş koymuş falan hikaye! Kadın dediğin kendine bakacak, güzel olacak (ne güzel kumpas di mi?).
Saygılar işte! Kalmadı asap! 🙂