Uzun zaman olmuş gerçekten toplum taşım araçlarını kullanmayalı…..Bir kaç gündür sabah otobüslerine binmeye başladım gene………Ama büyükşehirlerde oturan arkadaşlarımız aldanmasınlar bizim ki kasaba ile il merkezi arasında gidip gelen tarzda toplu taşım aracı …….Yani pek öyle pestil olma durumları… Arkaya ilerleyelim beyler durumları vs yok…..Daha ziyade hızla gelişen teknolojinin yanında hızla fosilleşerek müzeye kaldırılma vakti yaklaşmış bir zamanlar dört nala gittiği şehirlerarası yollarda artık ancak en sağ şeritte tıngır mıngır ilerleyebilen özellikle arka kapıya yakın oturanlara sanki bir tank da yolculuk yapırmuş zevkini veren o harika otobüslerden bahsediyorum toplu taşım araçları derken……Ama sonucda yolun uzunluğu gereği bu otobüslerin dizaynında pek bir değişiklik yapılmamış dolayısı ile pestil ve sandiç durumlarına müsait olmayan otobüsler bunlar…………Sabah özellikle sekizden sonraki aracın saati gelene kadar oyalanıyorum , ya da başka bir değiş ile sekiz arabasını özellikle kaçırıyorum….Çünkü bütün millet işe yetişme telaşında bu arabaya biniyor ….E arabanın eski olmasını koltuklarının rahatsızlığna birde kalabalığı eklediğiniz zaman ( büyükşehirde belediye otobüsüne kullanmak zorunda olanlara nankörlük olacak belki ama) hiç çekilmiyor bu otobüsler o yüzden sekiz arabasını özellikle kaçırıyorum.saat 08:15Otobüsün kalkmasına beş dakika kalmıştı. Gişeden biletimi aldım ve otobüsüme bindim. Bu otobüslerde otobüse biner binmez ( belkide küçük yerde otruyor olmanın getirdiği bir durum) bütün millet şöyle bir süzer sizi , podyumun başındaymış hissine kapılırsınız ve büyük bir çalımla o darıcık koridordan yürümek gelir bir an içinizden………..Allah dan he zaman ki gibi sakin otobüs ilk sıralara yerleşmiş bir iki tane genç mp3 çalarlarının sesini açmışlar ilk 3 sıraya müzik yayını yapıyorlardı. Hemen arkasında cam kenarında oturan yaşlı teyze suratını asmış gençlere doğru bakarak homurdanıyordu….O da ne ,!!!!!!Aman Allah ım …Bunu herkes görmeli bazen yanımda bir kamera taşımadığma gerçekten pişman oluyorum… Yaşlı ninemin hemen yanında oturan daha da yaşlıca bir dedeciğim önceki gençlerin mp3 çalarlarından cızırtı şeklinde yükselen müziğe hem bastonu hem ayakları ve hatta inanmayacaksını ama kafası ve boyunu ile öyle bir ritm tutmuş ki … oturup seyredesi geliyor insanın…..Ama ninenin yaşlı amcaya da pek rahat vermeye niyeti yok .. Onun bu rahatlığna sinirli bir şekilde dirseği ile dürtüyor dedeyi ikide bir ama dedenin sert bakışlarını görünce bir genç kız edası ile dudak büzerek tekrar surat asıp gençlere bakmaya başlıyor…….İşte orada otobüsün tam ortasında bomboş bir çift koltuk beni bekliyor…Arkadan uzak ama önden daha da uzak …Ve üstelik otobüsün solunda ve hatta ve hatta önümde kimse yokki benden önce gidip oturacak derdine düşeyim…rahat rahat Hedef koltuğuma doğru olan yolculuğuma devam ediyorum…Bu arada sol tarafda koridor kısmında orta yaşlarda bir beyzade iki elini birden yastık yapmış uyuklamaya çalışıyor…Ya yorgun bir geceden çıkmış olmalı ya da hiç uyumamış…Hemen onun yanında iki liseli çıtır da ( affınızıa sığınarak bu kelimeyi kullanıyorum. sarkmak babında değil ama bazı genç kızlarımız tam anlamı ile bu kelimeyi hak ediyorlar vallah kötü bir niyetim yok ) otobüsün sağ tarafında oturmuşlar uykucuya bakarak gülüşüyorlar. Hemen arkalarında boş bir koltuk ve bir tane daha ve ondan sonra işte hedefe ulaştık……Görev başarı ile tamamlandı …Sıkışmadan yapılacak bir yolculuk için her türlü koşul ve ortam sağlanmış durumda……..Şöyle rahatça yerleşiyorum koltuğa ve yaslanıyorum arkama doğru…. Gerçi bu otobüslerde arkaya yaslanırken öyle fazla ağırlığını vermeye gelmiyor…. en son arkasına yaslanan hafifi cüsseli bir arkadaşım kendini arka koltukda oturan hatunun dizlerinde bulmuştu…(şanslı kerata)Ama bizde öyle şans yok bizim koltuk kırılmaya kalksa arka koltukdan palabıyık bir hamam tellakı çıkar….Otobüsün kalkmasına bir kaç dk vardı ama öndeki boş koltukların hemen hepsi dolmuştu…Aslına bakarsanız bu hiç de iyiye işaret değildi .. Çünkü her an birileri ile bu daracık ikili koltuğu paylaşmak zoruda kalabilirdim. Ki bu kasabanın adetlerine ve umum şehirler arası yolculuk kurallarına göre koltuğu paylaşmak zorunda kalacağım insan büyük bir ihtimalle bir hem cinsim olacaktı….Diyeceksiniz bunda ne var…Eh rahatıma biraz fazla düşkünüm galiba …Demeyeceğim ……Allah dan daha fazla oyalanmadan şoför bey amca kontağı çevirdi arka da oturanlar için tank motoru simüle gösterisi böylece başlamış oldu…..Gencden bir hanımefendi daha doğrusu sanırım az önceki tabiri tekrar etmem gerekecek affınıza sığınarak…Bir çıtır arkadaş bindi otobüse ve az önce de belirttiğim umum otobüs yolculuk kuralları gereği bir kaç tane yanı boş olan hemcinslerimin ve hemcinslerinin yanını es geçerek tam arkamdaki boş koltuklara oturdu.Artık kalkıyoruz diye sevinmek üzere iken tank motorunun uğultusu birden kesildi…..Bu da nerden cıkmıştı şimdi ne güzel gidiyorduk .. yola çıkma moduna girmiştik… ve hatta herkes yerine oturmuş hostes hanımın ikazına gerek kalmadan emniyet kemerlerimizi bağlamış tank motorlu uçağımzın kalkarak tıngır mıngır hedefine yol almasını bekliyorduk….Oysa o uğultulu motor susuvermişti………İşte tam o esnada otobüs ön yolcu kapısının olduğu tarafa doğru hafifden sarsıldı.. ve hatta hafifden yan yattı desem yeridir.Ağır hareket eden bir cisim koridorda gözükmeye başladı…..Ve işte günün süprizi ben geliyorum dememiş ve gelmişti… Zaten ben geliyorum dese günün süprizi olmazdı ve hatta bende o otobüse binmezdim ben geliyorum deseydi….Kıvrak bir zeka örneği imiş gibi hemen elimdeki kasteyi açarak ( çift kanat açarak ) gazete kağıtlarının arkasına sper aldım ve tam burnumun önüne denk gelen bir yazıyı okumaya başadım….Ama anlaşılan zekam o kadar da kıvrak değilmiş ya da ben zekamın kıvraklığına ayak uyduracak kadar hızlı hareket edememiştim.Bir anda bütün otobüs gevrek gevrek sırıtan bir ağızdan fovorottinin sunumlarından birini andıran bir ses tonu ile ama büyük bir sevencenlikle ancak megafon anonsu gibi herkesin duyacağı şekilde söylenen ismim ile çınlamıştı….Bu anı belkide uzun yıllar beklemiş olabilirdim. hani hepimizin hayatında zaman zaman olur bu… Meşhur olmuşsunuz ve bütün kalabalık sizi tanıyor…. Ama inanın bu şekilde bir şöhreti hiç. kimse istemez…….Gazateyi yavaşça indirdim… Benim indirme süresini o kadar uzatmama rağman gazeteyi tamamen kapattığımda insanlar hala haykırış şeklinde söylenen o ismini aramaktaydılar…….Uykucu şöyle bir kafasını kaldırmış ama ne olduğunu anlayamadan saçlarını karıştırarak tekrar eski moduna dönmüştü…Bizim iri cüsseli sevecen dostumuz bana doğru hareketlendiği için zaten bütün bakışlar arayışı bitirmiş ve bana odaklanmıştı…… Öndeki müzik dinleyen gençler az önce beni farketmemişlerdi otobüse binerken şimdi dönmüş el sallıyorlardı…( Söylemeyi unuttum o iki genç stajını bizm yanımızda yapanlardandı) Yaşlı teyze hafifce boynunu çevirmiş ancak daha fazla zahmete girmeyerek tekrar önüne dönmüştü… dede ise iri cüsseli arkadaşımızın ilerlerken yaratttığı darbelerden etkilenmemek için ayağa kalkmış ve aynı anda da geriye dönerek iki işi bir arada çıkarmışdı..Canım cüsseli dostum hızla koridorda ilerlemeye devam ediyordu.. ( buradaki hız kavramı sizi yanıltmasın .. İlerlemek için harcanan büyük bir çaba vardı koltukları yararak ancak gecebiliyordu ve o debelenme ile inanın bana oldukca hızlı idi bulunduğu ortama göre)Bu arada aynı yüksek ses tonu ile arka koltukda oturan bayana da seslendi …. Ve işte otobüsün ikinci en mmeşhur insanı .. Baylar bayanlar karşınızda ………. hanım…..Bu sefer o kalabalığa bende eşlik ettim ve arkamada döndüm ve genç kıza baktım….( Başka türlü hareket etmenin imkanı yok düşünsenize herkes dönmüş arkaya bakıyor siz mal mal öne bakııyorsınuz hala .. Üstelik otobüsde herkes isminizi bilecek kadar da ünlü birisiniz olurmu hiçç…. İnsanlar ondan sonra burnu büyk der vallah :)) )Genç kızın önce yanakları al al oldu ama bizler önümüze döndükden sonra çaprazımda oturan delikanlılar bakışlarını biraz uzatınca sanırım arka koltukdan ya sert bir bakış ya da iyi bir hareket yediler çünkü önlerine dönüşleri tam bir bozgun şeklinde idi.)HoopppppppppppssssssssAman Allahım olan bizim uykucuya oldu aldığı darbe ile ne olduğunu anlamadan koridora doğru yan yatmaya başlamıştı ki …. Çıtırlar imdadına yeişttiler… Gerçi onun pek imdat der gibi hali yoktu ama çıtırlar olmasaydı iki seksen uzanacaktı koridara…..Arenadan birden bire boşalmış büyük bir azgın boğa sürüsü sanki festival zamanı imiş gibi byük bir çoşku ile dar kordiroda koşarak ortalığı tozu dumana katmakta ve hatta otobüsün camlarını adeta şangırdatmakta idi……Bir an silkelenip kendime geldiğimde yaklaşan boğaların sadece bizim iri cüsseli sevimli dostumuz olduğunu tekrar gözlemledim…… ve işte kaçınılmaz an gelmişti… Zatı muhterem şu an tam yanıma gelmiş koltuğumun tepesinde dikilmekte .. dikilmekle kalsa gene iyi .. Bir yandan da koltuğa oturma çalışmalarını yürütmekte idi.O tok gür sesi ile otobüse bindiği ve bana seslendiği anda başlattığı sohbeti de devam ettirmekte idi. doğal olarak onun sohbetine ancak koltuğun yanına geldikten sonra eşlik etmeye başlamıştım……..Arkadaşımız son sınıf öğrencisi idi staj işini konuşabilemk için benimle bu kadar sevecen ve hoş bir sohbete otobüse bindiği anda başlamıştı. Meğer bir süredir arıyormuşda bulamıyormuş beni…..Üçkağıtçı gençlik……..Kerata halbuki çok iyi biliyordu nerede bulacağını….Ama hazır burda denk gelmişken fırsatı değerlendirmek istiyordu…….aslında cafer çok sevimli insan canlısı hoş sohbet ve çalışkan bir çocukdu… hatta yerli atademirer bile denebilir kendisine… Gerçi baskül üzerinde Atayı sollar bu arkadaş ….Tamam gençtir hoş sohbettir hatta şuna çokca gevezedir desek daha iyi olacak… Bende severim böyle gençlerle sohbet etmeyi ama yerimi şimdi be kardeşim bu daracık otobüs koltuklarında tank motorlu fosil otobüsde yapacağımız bu yolculukda revamı Allah aşkına dostlar siz söyleyin.. Zaten tek başıma bir büçüğuna ancak sığdığım bu koltuklara düşünsenize bir de benim iki buçuk katımda birisi ile 25 dk yolculuk…….O anda otobüsün onuncu katına çıkıp atlayasım geldi … Ama Otobüslerde on kat olmadığı için öyle bir halt yiyemedim…………Tam ben böyle kendimden ve hayatımdan vazgeçmiş bir anda önümüzdeki yirmi dk sonunda ne halde otobüsden ineciğimi hayal etmeye çalışırken….Tatlı bir mırıltı kulaklarımı tırmaladı….Hatta bu mırıltının iri kıyım dostuma seslendiğini duyunca sanki yer yüzüne bir melek inmiş ve arka koltukdan beni kurtarmaya çalışıyormuş gibi bir hisse kapıldım…Evet arka koltukda ki küçük hanım iri cüsseli arkadaşa sesleniyor ve hatta seslenmekle kalmıyor onu yanına çağırıyordu…..Evet Yüce Rabbim yalvarışlarımı duymuş ve arka koltuğa bu meleği onun için göndermişti……Ama o da ne ?????*İri kıyım mutlaka benim yanıma oturmak için ısrar ediyor…..Kaçırırmıyım bu fırsatı .. Hemen biricik meleğime takviye destek verdim….*** Tamam abiciğim staj işini hallolmuş bil bak hanımefendi bir şey danışacak galiba kırma sakın onu…*** Ama abi söz demi ????*** Ok abicim yalnız yarın sabahdan ara beni ve hatırlat….Ohhhh beeeeeeeeeeeeeeeeeeeDünya varmışş…..Rahat otobüs yolcuğu hayallerimle Çok büyük bir tehlike atlattıkdan sonra tekrar başbaşa kalmıştım.. Gerçi bu rahatlamanın bedeli olarak bir kaç kısa telefon görüşmesi ile bu delikanlıya staj yeri ayarlamam gerekecek … Ama olsun sonucda çalışkan bir çocuk ve dışarda gelip söylese gene seve seve yardımcı olurdum sonucda….Tekrar arkama yaslanıp derin bir nefes aldım… Çok ciddi bir rahatlama ile yan dönerek ayak ayak üstüne atarak iyice arkama yaslandım….Gerçi iri ve geveze arkadaşım yanıma oturmamıştı ama gevezeliğini yol boyu gene çekecektim…Çünkü sadece arka koltuğumda idi oysa bir kaç koltuk daha arka da olsa eminim tank motorunun sesi onun sesini boğmak konusunda o kadar da zayıf kalmayacaktı…..Sanırım ilk derslerinde sınav ya da ona benzer bir şeyler vardı iki genç arka koltukda hararetli bir ders tartışmasına başlamıştı….Kabul bu gürültüyü çekecektim ama en azından koltukda sıkışma derdinden kurtulmuştuk….Ve evet işteeeeeee…..Zafer anı kaptan şoförümüz koltuğua aturdu ve kontağı çevirdi….. Flapları kontrol ettikden sonra tank motoru uğultusunu arttırmaya başladı……Gerçi emniyet kemerleriniz bağlayın diye hostes anons etmemiş ya da ikaz ışıkları yanmamıştı ama olsun bizim bu takalar kalkarken zaten böyle şeylere ihtiyaç yoktu…..Eminim yolcular özellikle de yaşlı yolcular emniyet kemeri niyetine bikdikleri bütün duaları okuyorlardır yolda……..Gözlerimi kısdım ve yarı istirahat moduna geçtim …. tehlike geçmişti artık günü düşünerek en azından rahat bir 20 dk geçirebilecektim………Motor uğultusunu arttırdı ve paletler yavaş yavaş dönmeye başladı…..Gözlerim kapalıydı ama bu eski koca kütlenin hareketini hissetmemek mümkün değildi…..Kontrol dışı bir gülümseme yayıldı dudaklarıma kendiliğinden …. Az önceki kendime yaşattığım kabus canlandı gözlerimde ve sanırım biraz abarttım diye düşünmeye başlamıştım….. Ha bu arada iri cüsseli arkadaşlar bana alınmasınlar.. Ama inanın bu otubüslerde zor oluyor be dostlar öleeee sıkış tıkış oturmak……….Ani bir fren sarsıntısı ile bütün rahatım kaçıverdi ….Gözlerimi açtım ve bütün yolculuk dostlarımın aynı rahatsızlık içinde olduğunu gördüm. Ne diye durdurmuştu ki bu zar zor yerinden kımıldayan kütleyi şsför kaptan…….Ve otobüs bu sefer harbiden ön yoılcu kapsının olduğu yöne doğru yan yattı…. Hani yeni otobüs olsa körüklerden oluyo diyecem ama bu takalarda ne gezer körük….Aklımda vızıldamaya başlayan aksi şeyleri uzaklaştırmaya çalışıyordum. Ama açılan ön kapıdan binen yolcunun hala gözükmemiş olması ve her hareketinde bütün otobüsün ağır bir metal yığını olmasına rağmen yaylanması kafamda vızırdayan sivri sineklerin haklı olduğunu gösteriyordu…..az önce rahatlayıp halime şükrederken aklıma gelen şey … daha doğrusu ya olsaydı dediğim şey gerçek oluyordu işte………Ve evet artık kendisi de gözükmeye başladı ……. Çok tatlı …. Şirin mi şirin…… Ama bir o kadar da geveze mi geveze ve üstelik bayan….Az önce tombul delikanlı yanımadan uzaklaşında şükren haline ya bizim şirine geliverseydi diye kendi kendime telkinde bulunmuştum.Diyeceksin e oğlum Allahdan belanımı istiyoın diye …Ama be arkadaşlar ben gevezelikden şikayetçi değilim ki !!! Benim şikayetim bu dar koltuklardan ve bu otobuse binen şirine neredeyse az önceki atlatttığım tehlikenin iki katı…. Ve eminim ki beni gördüğü anda bu sefer melekler bile kurtaramaz beni…….Ve otobusün son basamadığınıda çıktıkdan sonra derin bir nefes aldı..Ben hemen aşşağılara doğru kayarak az öncekinden daha çevik davranmaya çalıştım…. Ama o an bir kez daha anladım ki ben yaşlanmışım be arkadaşlar……*** ………… abiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii, nereye gidiyorsun şehremi???yok ben köye gidecem ama genede bu otobüse bindim belki köye de uğrar diye….E be kızım hadi öbür öküzcük yaptı böyle bir şey de sen bayansın gel hele bir yaklaşda ondan sonra söyle ne diyeceksen ne gereği var bütün otobüse reklam ediyorsun… Hem zaten senin haberi yok biz onların hepsi ile tanıştık az önce…..Paletler tekrar hareket etmeye başladı bu arada ve arkadan yükselen o eski motorun horultusunda yolculuğumuza yeniden başladık…Bu arada dikkatimi çeken bir şey olmuştu arkamızda ki ikili ne ani frenden ne de otobüseümüzün yeni astsolistinin sunumlarından hiç etkilenmemiş hatta farkında bile değillerdi…..otobüsün harekete geçmesi zaten zar zor ilerleyen tombiş şirineceğini hareketlerini iyice zorlaştırmıştı…… Bu sefer çıtırlar uykucuyu daha erkenden uyararak gelen tehlikeyi işaret ettileer ve onu gercekten ciddi bir darbeden kurtardılar…..Bir kaç kişiye ufak defek yaramalar ve darplardan sonra nihayet hedef bölgesine yani yanıma kadar gelmişti şirinecik…artık son kaçınılmazdı bu gün rahat bir yolculuk haramdı bana…… iyice koltukda kendimi toparlayarak şirineye yer açmaya çalıştım… Sevdiğim bir insandı sonucda ve bir bayandı mümkün olduğu kadarı ile rahat oturmasını bende isterdim… TAbi bu daracık alanda benimde pek ufak olmayan cüssemi hesaba kattığınız da ne kadar rahat olunabilir oda ayrı bir gerçek….Şirinecik bir yandan koltuğa yerleşmeye çalışırken soluk soluğa olmasına aldırmadan bir yandan da sohbet etmeye çalışıyordu…..İlk seferde oturamamış tekrar ayağa kalkarak koltuğunu arkaya doğru biraz daha yatırmak istemişti…….Tam sırada mucizeler tekrar işlemeye başladı……..Arkamda oturan diğer irice arkadaşı yeni fark etmişti….Ve ona hiddetle sesleniyordu…. Sanırım yanında ki bayandan kıskanmıştı onu…..Ama anlayamadığım şey bu kadar iri cüsseli biri nasıl farkedilmez …. Yani görmemek imkansız bir şey çünkü koltuk altında kayboluyor ve üstelik kıskanacak kadar ona yakınsan onu fark etmek için iri olmasına da gerek kalmaz insan onun varlığını hisseder değilmi….O sırada arkama döndüğümde bizim iri kıyım arkadaşın bir palyaço başlığını kafasından çıkartmaya çalıştığını gördüm… Sanırım fark edilmemesinin ya da gec fark edilerek tanınmasının sebebi bu başlıkdı…..e be kardeşim sana da aşk olsun hangi kaşla göz arasında nereden bularak o daracık yerde o başlığı kafana geçirdinde şaklabanlıklar yapmaya başladın yaniiii………Ama ne demişler her şeyde vardır bir hayır….Gerçi iri kıyım delkanlı için bunun hayrı neresinde bilmiyorum ama…..Tombiş şirinecik bana dönerek abi afedersin ama ben arkaya otursam bir sakıncası varmı dedi….:))) Gülümseyerek ama gerçekten yürekten gülümseyerek tabi ki yok arkadasım ne demek dedim….Ama arkaya doğru baktığımda otobüsde boş koltuk kalmadığını görerek nereye oturacağını merak ettim…Şirinecik kendisinden hiç beklenmeyecek otoriter bir sesle arka koltuktu iri delikanlının yanında oturan çıtıra ..**** Kalk bakayım ordan sen piknik sepeti……..Gülermisin ağlarmısın be kardeşim…. Piknik sepeti…E o kızcağızda kalkıp sana şimdi sanayi tüpü ya da ne bileyim ben pek beceremem ama eminmki bayanlar bu konuda çok dah iddalıdır bir çok yakıştırma bulabilir….Tabi onun deyimiyle piknik sepetinin benim değimimle meleğimin kalkabilmesi için önce çok muhterem palyaço iri kıyım delikanlımızın kalkması gerekmekde idi….Yoğun bir kıpırdanmadan sonra melekcik( piknik sepeti ) sıkıştığı köşeden cıkarak koridorun arka tarafına geçti…. Onun yerine palyaco cam kenarına sıkıştı .. Ve koridor kısmına da şirine oturdu. Manzarayı görmeliydiniz yanlız…Tam internette dolaşacak fotoğraf cinsinden bir görüntü…..O koca cüsseli delikanlı şirinenin yanında ecüş bücüş sıkışmış ve kızarmış bir şekilde oturuyor…. Ve şirine de ona bu işkence yetmiyormuş gibi etlerini çekiştirerek inince soracam ben sana diye çocuğun her yerini morartıyordu…..İşte böyle dostlar uzunca bir aradan sonra bir toplu taşım aracında yolculuğum böyle başlamıştı……Efendim ???????Melek namı diğer piknik sepeti mi ???E tabiki otobüsdeki tek boş yer olarak benim yanıma oturdu. ve genelde o meslek öğrencilerinin benimle konustuğu tek konu ile ilgili olrak yol boyunca rahatça koltuklarımıza yayılmış olarak ve onun ninni gibi sesini dinleyerek keyifli bir 18 dk lık yolculuk yaptık……18 dk lık diyorum çünkü ilk dakikaları telef olmuştu az önceki hengamelerde ….Hatta bir ara bu yol niye yarım saat değil diye söylendiğimi bile hatırlıyorum :)))