BU yazıyı sırf içimi dökmek için yazıyorum. Üniversite okuduğum günlerden beri konuşulan ama o zamanlar bu kadar sorun olmayan örtünme veya örtünmeme meselesi.Bir kaç sene önce çalıştığım güzide kuruluşta özgürlükleri savunmak adına söylediğim “bence herkes istediği gibi giyinmelidir, başörtmek sorun değildir” cümleme öyle bir tepki gelmiştiki… bende demokratik bir yerde çalışıyorum herkes aydın, herkes Atatürkçü ve özgürlükçü diye sevinirken mahalle baskısını üzerimde hissederek bir daha fikirlerimi toplum içinde açıklamamaya karar verdim. Bana verilen cevap ise yetişkin biri olarak beni şaşırtmıştı. “Başörtüsüne karşı çıkanların asıl kaygısı kendilerinin de bunu giymeye zorlanabilecekleri düşüncesi”Kadınlarımız okullarda veya devlet kurumlarında pantalon giyme özgürlüğüne bundan bir süre önce kavuştular. Şimdi bütün kadınlar pantalon giymek zorunda mı kaldı?Mini etek giyemiyorlar mı…YÖK isimli kurum AKP hükümetine karşı çıktığı zaman Cumhuriyetin en önemli teminatlarından biri iken, öğrenciyi kıyafetinden dolayı dışarı atamazsınız dediğinde, 12 Eylül ürünü olduğu akıllara geldi.Asıl bomba da bir televizyon programında CHP genel başkanına Başörtülü bir kızın bu sprunu nasıl çözeceksiniz sorusuna “bu sorunu biz çözeriz, başı açıklarında sorunları bilmiyor musunuz” cevabıydı:))Bu yazı sırf iç boşaltmak için yazılmıştır. Aklı başında, hayatını huzur içinde sürdürmek isteyen her insan bu konuşulanlarda haklı ve haksızı ayırt edebilir. Ayırt etmek işine gelmeyenler ise kendilerine “Başörtülülere karşı içimizdeki gizli nefreti mi savunuyoruz” sorusunu sormalıdırlar. Cesaretleri var ise…
yorumlar
Sayin Yavuz ileTurkiye yeni bir referandum surecinden gecmedi mi? O halde simdi bir de sirf basortusu icin Anayasa degisikligi yapmak gibi bir sacmaligin icine girilebilir mi?Kilicdaroglu ile o genc kiz arasindaki tartismayi ben de izledim ama yukaridaki aci o tartismaya damgasini vurdu. Kilicdaroglu kizimiza bir tek basortusu sorunu mu var? Eger Anayasa degisikligi yapilacaksa diger sorunlar neden gozardi edilsin? AKP hukumeti bu konulari unutturmak istiyor demeye getirdi. Siz cumlelerinin altini ustunu kesince anlamsiz hale geliyor tabi.
Ayrica bakiniz
ne kadar problemsiz ve sıkıntısız bir ülkeyiz ne mutlu bize.30 senedir tek sıkıntımız ve çözemediğimiz problem bu…
evet ülkemizin en büyük problemi bu değil. ama kağıt kesiği gibi sürekli sızlayan ve can sıkan bi problem. hatta ülkemizde seçim sonuçları için belirleyici bir unsur haline geldiği de düşünülünce biran önce çözülmelidir. artık politika yapmak kadar kolay bişey yok bu ülkede baş örtüsü ile ilgili bişey söylersen bi kısım oyu garantilemişsin demektir.
Sayın Paristenbakmak,Yazımda anaysa değişikliğinden bahsetmiyorum. Hatta başörtüsü meselesinin hangi değişiklikle nasıl çözülüründen de bahsetmiyorum. Önünü arkasını kestiğim bir cümle yok, neden derseniz, birisi benim başörtü sorunum var diye sorunca ona cevap veren kişii daha önce ben bunu sorunu çözerim dediyse buna cevap vermek zorundadır.Benim sorunum başörtüsü sorusunu sorana bir tek senin sorunun mu var diye soran bir parti lideri, liderliğini gözden geçirmelidir. Ben başörtüsü vs takılıp takılmamasını umursamıyorum. Canımı sıkan, başörtüsüne karşı çıkan ve tek başörtüsü sorunu mu var diyenlerin,her başörtülü görüşünde tepkisel olmaları. Özgürlük başörtüsüyle kısıtlı değildir tabiki. Yalnız insanlar da giydikleriyle yargılanmamlıdır.
Başörtüsüne karşı çıkanlar da başörtüsüne sahip çıkanlar da konuyu siyasal bir araç haline dönüştürüyor. Çoğunluğun Müslüman olduğu bir ülkede yaşıyoruz ama İslami bir öğe, toplumsal yaşamda yasaklanıyor.80 askeri darbesinin getirdiği bir toplumsal kutuplaşmanın sonucu olan bu yasağın çözümünde siyasal kesimlerde samimiyet göremiyorum açıkçası.Başörtüsü yasağını savunanlar sanal korkularla davranıyorlar. Kendilerini modernite tekeli olarak gören bu kesimin batı hayranlığı o derece ileri gidiyor ki, toplumun dininden bile rahatsızlık duyuyorlar. Ellerinden gelse sadece başörtüsü yasağı ile kalmayacak, başka şeyleri de yapacaklar yani.Başörtüsü sorununu çözeceğiz diyenler de bu kozu hep gelecek seçime bir yatırım malzemesi olarak düşünüyor. Bu yöndeki söylemlerin toplumda bir oy potansiyeli oluşturduğunun farkındalar. Bu kesim, meseleyi kendi libreral politikaları ile uyumlu hale getirmek için, başörtüsünü insanı özünden koparıp bireysele indirerek basitleştirmekten de çekinmiyorlar.Devletin değil de insanların laikleştirilmeye çalışıldığı 80 sonrası siyasal anlayış devam ettiği sürece birşeylerin çözülmesi mümkün değil bence.
iide örtünce ne oluyor geride kalan dar pantolon aynı darlıkta bir t-shirt yani erkeklerin dikkatini teken tekşey saç mı oluyor? ilginç 🙂 aslında herşeyden öte müslümanlık kalmıyor ki milletimizde hep batı özentisi hep asimile olmaya doğru giden yeni nesil aman ne mutlu bize 🙂 biz baş örtüsünü tartışmaya devam edelim bor minareli mezvusu derinden derinden işlesin.
Doğru, örtünme sadece başörtüsünden ibaret değildir. Ama mevzu bu da değildir. Mevzuu, birileri dar pantolonla, mini etekle, dekolte ile hiçbir sorun yaşamazken; birilerinin başörtüsü takıyor diye toplumsal yaşamının sınırlandırılmasıdır.
Bu sorun biliyorsunuz Fransa da da yasaniyor.Fakat benim bu devirde anlayamadigim su:Benim sacimin teli gorundu ve karimdaki erkek farkli dusuncelere girdi diye ben neden kendimi cezalandirayim? O erkek duzgun bakmayi, ardniyetli bakmamayi ögrensin.Size katildigim noktalar var, katilmadiklarim var. Ornegin, insanin kadin olsun erkek olsun egitimlisinden zarar gelmez. Biz basortulu de olsa kadinin cahilini mi tercih ediyoruz?Fakat bunca zeki,basarili genckizlarimiz neden bu devirde ortunerek, kisitlanarak kendilerini cezalandirsinlar?
Örtünmek kendini cezalandırmak mı? O zaman mini etek giymek kendini ödüllendirmek oluyor galiba? Mantıkla çelişen bir ifade.
Dikkatinizi çekerim, örtünme sadece kadınlar için değildir. Ve meseleyi de saçın teline indirmeyin.Ayrıca, örtünme her zaman için insanın mükellef olduğu bir sorumluluktur, bunun; bu deviri, o deviri olmaz. Medeniyetse; insanın aklıyla ve kalbiyle ürettiği bir değerdir, bedeniyle ürettiği değer değil. Başörtüsü takmıyor diye kimse medeni olmaz.
Ortunmek kendini cezalandirmaktir. ziynetlerimi madem tanri vermis neden gizleyeyim? Neden tanri gunesi yaratmisken ben ortunup D vitamininden kendimi yoksun kilip osteoropoza yakalaniyim?O devir bu devir yok.Cunku insan gelisen bir yaratik. Gelismeyip de o devirde takilip kalanlarin durumu ise cahiliye devridir ve kendilerinin tercihi ya da ebeveynlerinin zorlamasidir.Hele hele ortunme konusunda sadece erkeklerin konusup,erkeklerin politika belirlemesi kadar sacma ve egoistce bir tutum olamaz.
Çarpılırsın bak.
O halda cuplak gez sen!
Gizlemek işstemeyen gizlemez, kim bilir belki bir mükafatını bulur, ne bileyim sahte bir iltifat, ya da yalandan bir teveccüh.
Açık giyinmek bir gelişme göstergesi mi oluyor? Desenize sokaktaki it-köpek insandan önce medeni oldu. Cahiliye olarak adlandırılan devir o tanımlamayı boş yere almamıştır. Kur’an-ı Kerim o karanlık dönemi yıkarak kişilere ‘İnsanlık’ın ne olduğunu hatırlatmıştır. O gün olduğu gibi bugün de kişileri; kadın-erkek, zengin-fakir şu-bu değil sadece İnsan olmaya davet etmektedir.Bana göre insan taşıdığı duygu ve düşünceyi bir değer olarak sunmalı, başka şeyleri değil; yoksa bir eşyadan farkı kalmaz.
Ve örtünme bir politika değil, bir inanç meselesidir.
Siz de ortunun o zaman! Madem inanclısınız! Yazin sicaginda anlarsiniz hanyayi konyayi.Ayrica misvak falan kullanin.Hatta ser’i hukuk egemen kilinsin. DORDER TANE ALIN (BIRINE YETTINIZ DE!) Kadinlara miras filan verilmesin, tanikliklari gecersiz olsun.Hayiz halinde tu kaka edilsinler. VS VSAMA ZINHAR GELISMESINLER KI SIZE KOLE OLMAYI SURDURSUNLER
Şeri hukulta kadınların miras hakkı yok mu acaba?http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/38/304/2861.pdf
Örtünmek, mahrem olanı gizlemek sadece kadınların mükellef olduğu birşey değildir.
Bu savaşların çok olduğu dönemlerde yaşanmıştır.Ve bu durum cinsellik odaklı gerçekleşmemiştir.
Erkeklerinizden iki şahit tutun. Eğer iki erkek bulunmazsa şahitlerden razı olacağınız bir erkek; biri unuttuğunda, şaşırdığında diğeri ona hatırlatacak iki kadın olabilir. (Bakara, 282)Kölelik konusunda ise, bugün daha kölelik daha yoğun yaşanıyor. Kişiler iş, aşk gibi ilişkilerde kendilerini metalaştırarak bir nevi kimlikler altında köleleşiyorlar.
beyaz türklerin, mavi kanlıların, kemalist embesillerin, ulusalakçıkların, laikçilerin, bilumum çiftkarakterli çokkaraktersiz zerzevatın süngülerinin düştüğünün işareti bütün bunlar. eskiden şu ahkamların 3-4 katı direk küfür ederek başlar, çok kanlı savaşlar olurdu. hafifte tabii. şimdilerde sadece sakin sakin konuşuluyor. başörtülüler üniversitelere giriyor, tıpkı 13 sene önce saçmasapan 28 şubat yasakları başlamadan önce olduğu gibi. yarın kamudada çalışmaya başlayacaklar,aslında çoktandır çalışıyorlarda sadece yarın başlarını isterlerse örtecekler, istemezlerse örtmeyecekler.kemalist embesiller o günde dün olduğu gibi saçmalarsa gene avuçlarını yalayacaklar, daldıkları derin uykudan uyanıp bu zamana gelseler iyi olur.
oğuz kağan kimseye hakaret etme! katılmasan da kemalistlerin, ulusalcıların da bir düşüncesi vardır. Senin düşüncenle uyuşmaması sana hakaret etme hakkı vermez.
Oğuz u rahat bırakın, kendini Jeanne d’Arc sanıyor..
oğuzu rahat bırakın hemen.
”Oguz Kagan V22 DİYOR Kİ, (09 Ekim 2010 14:18)eskiden şu ahkamların 3-4 katı direk küfür ederek başlar, çok kanlı savaşlar olurdu. hafifte tabii. ”Hiç güleceğim yoktu :))..
bir oğuz dünyaya bedel.
herkesin d vitamininden faydalanma hakkı kendine der ve gider
Örtünmekte örtünmemekte insanların kendi tercihidir. Nasıl örtünmemek tercihine saygı duyulması bekleniyorsa, lütfen tam tersini isteyelere de saygı duyalım. Kimse kimseye örtün veya açıl gibi tavsiyeler veremez ve dayatamaz. Bütün bunlar aslında kadın hakları sorunudur. Kadınların örtülü yaşamak isteyenleri kınaması ve onları anlamaya değil engellemeye çalışması bence sadece saldırıdır.
D vitamini güneş ışığı alındığında vücutta aktif hale gelir. Yoksam güneş ışığı D vitamini kaynağı değildir.Güneşe vücudunuzun belli bir miktarının, günde 10-15 dk. görünmesi bunun için yeterlidir.Boylu boyunca saatlerce bütün vücudu güneşte bırakmak artı bir fayda getirmemektedir.Her şeyin azı karar çoğu zarardır.
Kaynaktan kasıt şu olsa gerek…
Ülkedeki tek problem bu ya tabi.Sardıkça sardılar.Anlamıyor musunuz?Bunu problem haline getirip asıl sorunları ört bas etmeye çalışıyorlar.Ülkenin asıl sorunu işssizlik ve terörken , başörtüsüyle ilgilenmek ne kadar adil ki?
D vitaminin sağlık açısından önemi doğru olabilir ama insanın örtünmemesi için bir bahane olamaz asla. Örtünen kişilerde, D vitamini eksikliğinden kaynaklanan rahatsızlıklar görüldüğünü öne süren bir çalışma falan da yok hani.Zaten, isteyen örtünür isteyen örtünmez. Örtünme bir inanç meselesidir ve kişi örtünse de örtünmese de başka kimseyi bağlamaz.
Burası istanbul ayazma, burda 3100 konutluk yeni bi yaşam merkezi kuruyoruz,bu yüzde 87’si yeşil alan olacak, içinde golf sahası bile olacak,hep hayal ederdim 10. kattaki evin bahçesi olur mu,yaptım olacak, çünkü bu ülkede herkes havuzlu güzel kaliteli bi evde oturmayı hak ediyor, burada havuzlar olacak bi tanesi tam 130 metre kare, burda meydan var mağazalar var herşey var burda bi yaşam var, burası enerjisini kendi üretecek elektriğiniz yüzde 20 daha ucuz olacak,bu yeni projemizde 10 bin lira peşinat veren herkes ev sahibi olacak, inşaata başladık bile
golf sahası olmasaydı olmazdı zati. elektrik de vericekler. pek gözel olmuş.
O gevrek kahkaha olmayınca eksik kalmış bişiler.
valla ille de karanıkta kalacağım, ille de dogmaların gölgesinde yaşayacağım, ille de kodu mu oturtanların dediğini yapacağım, moderniteden uzak duracağım, kendimden saçımdan başımdan kaşımdan gözümden utanacağım, d vitamini m vitamini istemem, ölsem de gam yemeyeceğim diyene yapılacak bir şey yok.
Aydınlık; kişinin, saçının güneş görmesinde değil, beyninin, insanınlık nurunu görmesindedir. Anlayana!
Sanırım, modernite olgusuna dogmatik bir açıdan bakıyorsun. Sizin medeniyet olgusu ile ilgilli algınız içerisinde batı tarzı yaşam kökleşerek; başka hiçbir düşünceyi kabul etmeyen bir zihinsel yapı oluşmuş sizde. Unutmayın; medeniyet, akıl ve inanç ile üretilir, bedenle değil.
Kimse saçından, başından utandığı için örtünmez. Allah’tan haya ettiği için örtünür.
MODERNITE!!!
Yahu niye uzatıyorsunuz ki? Abartıyorsunuz ki bu olayı. Majorun dediği gibi. “Güçlüyüz, haklıyız.” Bu ülkede hep güçlünün dediği haklı oldu. Bundan sonra da öyle olmaya devam edecek. “Neden çarşaf veya eşarp altı dar kot pantolon giyiyosun??” diye sordular, demek ki efendi efendi el değiştirmeyince bu rejim, şimdi de irancı yöneticiler, “neden dekolte giyiyon?? neden ziynetlerini, memelerini d vitaminine gösteriyon??” diycek. (yok buna hiç bir erkeksi rejim yok demez bence..) alışık olmadığımız bir hal değil, sadece buyuran efendiler yer değiştiriyor. hepi topu bu!
cüppeli ya, adamım..
Holi şşşit.
İyi ki böyle medya maymunları var, yoksa kullanacak malzeme bulamayacaksınız. Böyle bir-iki marjinal resim de olmasa yani diyecek iki sözünüz olmayacak.Örtünme deyince neden çarşaf aklınıza geliyor? Çarşaf geçmiş dönemin konfeksiyon teknolojisinin ürünüdür. Bugün konfeksiyon alanındaki gelişmeler, toplumun bütün kesimlerine örtünme konusunda farklı seçenekler sunmaktadır.Ayrıca anlatamadığım bir nokta da; medeniyet, akıl ve inançla üretilir, bedenle değil.
hiç de bile. medeniyet güçlü olup olmamaktır. güçlü olan sensen, medeni de sensindir.bak bazısı modern bile görüyor kendisini.. ziynetlerini ve memelerini göstermeyeni de ilkel.
son iki yorumdan bisiii anladuysam capon olim.
olayı açık veya kapalı memeye getirene ne deniyor acaba:))
sen söyle bakalım. ne deniyor?
tamam buldummanthro:))))))))
biraz şaka yapayım dedimsakın bir tez atma kuyuya anthro hımm yani:))
Büşra filminden bir sahne geldi aklıma:-Sizinkiler medeniyeti kılık kıyafet sanıyor.-Sizinkiler de ahlak ve iffeti.Tam olarak böye değilse dei, buna çok benzer bir şeydi işte.
ben bu konuşulan mevzuyu ciddiye almıyorum ki zaten. eğlenmene bak dolce 😉
ya evde yoksan:))
Aynen bu çoban sultan. Yetmez ama evet. daha fazlasını istiyoruz.
bundan daha da fazlası var mıdır cicim harlem:))))
Gecen bir baktim, bir rahibeyle ayni magzadayiz, gulumsedik birbirimize..Benim din kardeslerim de acik giymisim diye nerdeyse cigneyecek beni..Gulumsemeyi ogrenin once musluman carsafli din kardeslerim..Beni Allah yakacak siz degil..
yanma demezleryannann kadınaa
Benim sözüm, örtünen insanları gerici diye yaftalayan bazı modernite özürlüleredir, açık giyinen kişilere karşı değil. Nitekim örtünme ya da örtünmeme kişinin kendi insiyatifinde olan bir durumdur. Kimse, kimseye bundan dolayı hesap vermek zorunda değildir.Ve nihayetinde örtünüyor ya da açık giyiniyor diye insanlar, bir takım sıfatlarla yaftalanmasa daha iyi olur sanırım.
mesele nedir? mesele bu değildir yeğen..mesele meseleyi yapanlardır yeğen..hé dayı:))
Sadece bir ciddi yorum yapıcam bu konuda:(hep bir derim sonra tükürdüğümü yalarım gerçi akabinde ama..)Kişilerin tercihleri üzerine kafa yorma hakkına sahip olabiliriz (başörtüsü altına dar pantolon yada pilav üzeri kuru fasulye gibi..) ancak son noktada karar verme hakkı kişilere aittir. Bunu bilmek gerek..Ayrıca, şayet bişeylerin başımıza gelmesinden korkuyorsak da, ona göre akılcı davranmamız gerekir. Aynen Saltanatın yaşadıkları gibi. Şayet Abdulhamit o zekasını, monarşiyi muhafaza etmeye değil de, monarşik bir cumhuriyet kurmaya yorabilse idi, cumhuriyet elitleri ve kemal paşa da onları kendi topraklarından sürme şansı bulamazdı. ama edinimlerini ısrarla ellerinde tutmak istedikleri için, ellerindeki herşeyden oldular. ittihatçıların yada jöntürklerin hamlıklarını bahane edip istibdadda ısrarcı oldukları için, kendi ülkelerinden uzak yaşamak zorunda oldukları bir mağduriyeti yaşadılar. ve şimdi yönetim el değiştiriyor ve rejim islamlaştırılıyor diye görüyorsa birileri, neden saltanat ailesi gibi istibdat ediyor da ingiliz kraliyet ailesi gibi davranma zekavetini göstermiyor? adamlar 13. yy. da bu gerçeği kabullendikleri ve duruma göre akılcı adımlar atabildikleri için hala kraliyetlerini yaşatabiliyorlar bu çağda.. aptal olan silinmeye ve ezilmeye mahkum olur. ezen ve gücün haklılığına inanan, güç el değiştirdiğinde bu kez aynısı ile muamele görür. şayet bir islamcı değişim varsa, hala dindar kesime haksızlık edecek ısrarcılıkta bulunmak, gelecekte kendi kuyumuzu kazmak anlamına geldiğini anlayamıyor muyuz hala?azıcık ingilizleşelim yahu, ingiliz diplomasisinden nasip alalım toplumsal hayatımızda. adamlar haybeden büyük krallık kurmadı yeryüzünde…
Anthro ya kaıtlıyorum. Aslında mesele ingilizleşmek değil, insanlaşmak.. diktanın yerini demokrasinin alması.Bu arada arkadaşlar modernite yazmışlar. O aslında modernizm dir. İnsanlığı bir güzel düzene koymuş bir sistemdir. Yediğimiz hazır gıdalar, işyerlerindeki kübik çalışma mekanları, kalıplaşan davranışlar, trendleri izlemeler, moda vsden sorumludur. Özgürlük gibi gözüksede aslında özgürlüğü terkedişin makyajlı yüzüdür.Öte yandan bir rahibenin kendisine gülümsediğini ve bunu başı örtülülerden bekledğiniz söyleyen sayın yazar; Siz bir rahibenin size gülümsemesine seviniyorsunuzda siz acaba hiç başörtülü birine gülümsediniz mi? konuştunuz mu?… veya konuşurken dinlemeye yeltendiniz mi??MOdern olmak demokratik olmak anlamına gelmiyor farkına varalım bence…
Ben carsafa burunmus insan haric herkese gulumserim..Carsaf giyen insana saygi duymuyorum..
yavuz ile sana katılıyorum herkes giyiminde kuşamında düşüncesinde özgürdür, kimse kimsenin ne mini eteğine karışabilir ne örtüsüne. bornozla gezene de aynı muameleyi yaparım ferace giymiş olana da amma velakin .
amma velakin bu muameleler nerelerde yapılıyor anlamıyorum ben, yahu her gün okuldayız bakıyorum velilerden kimi açık, kimi çarşaflı kimi postiş takmış kimisi asker hanımı vs. hepimiz oturup sohbet ediyoruz. ben anormal yerlerde dolaşıyorum galiba bana hiç açığı aşağılayan bir örtülü veya örtülü birine hakaret eden bir örtüsüz hanım görmedim.(istisna : kalp doktoru olan ablamdan nöroloji ile ilgili rapor vermesi konusunda baskı yapan bir adam kendisine nöroloji doktoruna başvurması gerektiğini söyleyen ablama dönüp senin ne mal olduğun başındakinden belli diyerek örtüsünü göstermişti geçen ay . Bu da istisna bir olay tüm örtüsüzleri nasıl yaftalayabilirim ki ben şimdi siz kapalı hanımları sevmiyorsunuz diye. yahu insan olmak yetmiyor mu? insanca muamele yapmak için birbirimize)
yetseydi bu konu da bu kadar ahkam yazılmazdı muhtemelen. yetmiyor maalesef. yetiremiyoruz bazı şeyleri hayata katmak için.
Ablanız örtülü nasıl doktorluk yapıyor merak ettim. Acaba adamı muayene etmekten mi kaçındı inançlarına aykırı diye?
Örtünen bayan doktorluk yapamaz diye bir şey mi var?
Demirden korkan trene binmez.Kadın en az 6 yıl tıp fakültesi okuyacak ,buna rağmen erkeğe nörolojik muayene yapmaktan mı kaçacak? Provokatif ifadeler bunlar.
Arkadaş gibiler yaşadıkları toplumdan alakasız oldukları için samimi olarak soruyorlar. Yanlış anlamayın. Hala 50 yıl önceki gibi, başörtülü kadının evde sadece temizlik yapabildiğini falan sanıyor arkadaşımız. Suçu yok arkadaşımızın. Bu gibi sitelerde yaşadıkları için toplumsallaşamıyorlar ve şaşırıyorlar, özel hastane işleten yada orada çalışan başörtülü doktorları görünce. Büyük inşaat projelerini yapan mimarlık ofislerini işlettikleri ile karşılaşınca..
Çok konuşuldu bunlar, adam karısını erkek doktora muayene ettirmez, kadın doktor adamı inancıma aykırı diye muayene etmez.Arkadaş bu işin özeti şudur. Aynen Witaminin dediği gibi Sen yıllarca böyyük mekteplerde okuyacaksın, beynini ilime bilime kapatmadıysan şayet aydınlanacaksın ve de bunca emeğin sonunda öcü gibi kapanacaksın. D vitamini M vitamini olmasa da olur. Yeter ki saçımın tek teli görünüp de karşıdaki adama günah işlettirmeyeyim diyeceksin.Bu karanlığın, dogmatik kapalılığın dik alası değildir de nedir?
NAZOKIRAZE, haksız değilsin bu sorunun yaşanmadığı birçok yer var aslında, özellikle anadoluda. Lakin bbu tartışmaları yapanların çoğunluğu dünyayı Ankara ve İstanbul zannettiği için her gidilen yerinde öyle olmasını beklediği için, bu sorun her yerde varmış gibi gözüküyor. Birde hatırlatayım, bizim elitimiz örtülü birsini görünce nefret eder ama rahibe görünce bir sempati duyar :).. yurtdışı tecrübesi olanlar bunu Türk vatandaşlarında gözlemişlerdir diye düşünüyorum.
güldürmeyin beni kalp doktoru dedim ya kalp doktoru biri nasıl nöroloji raporu yazsın yahu adam kalp muayenesi olmuş çıkarken eski nöroloji raporunu gösteriyor o da çıktığınızda oraya da görünün ben rapor yazamam diyor. başı örtülüler genellikle özel hastanelerde doktorluk yapıyorlar (bu nasıl hekimlik yapıyor diye soran arkadaşıma)inanca aykırı diye birşey yok mesleği bu yapıyor aykırı olmuş olsa bile yapıyor işte. aykırı dese ben buna uyacağım dese oturur evinde, hem çalışıp hem para kazanarak nasıl muayene etmez hele hele kardioloji şakaya gelir mi sanki.
önyargı bu olsa gerek hani şu ülkeyi bölen, milleti birbirine düşüren şey varya o
creme creme siz nerede yaşıyorsunuz merak ettim ben burada her zaman örtülü doktor, hemşire, mimar,işkadını araba kullanan, alışveriş yapan, kuaföre giden, kitap okuyan, sinemaya giden pek çok hanım görüyorum . anormal birşey değil ki bu.
Böyle saçma bir mantık olabilir mi? Dün; başörtülüler okuyamasın diye uğraşanlar, bugün okuyanlar başörtmesin diye uğraşıyor galiba.Örtünmek için ‘öcü gibi’ sözünü kullanmak haysiyetsizlik ve insanlığa saygısızlıktır. Sizin gibiler beyninizi ve kalbinizi batının kirli doğmaları ile örtmüşsünüz. İnanan insanlara zerre kadar da olsa saygı duyun da giyimlerine dil uzatmayın. Sizler örtünmeyerek ne kadar modern oldunuz, ne başardınız, onları sorgulayın.
Örtü konusunda aynı fikirde değiliz creme.Zaten bu fikir birliği gerektiren bir konu bile değil.kişisel bir mesele.bu kadar endişelenmene ,tavır almana gerek yok.ufkunu geniş tut.d vitamini konusunda verdiğim kısa bilgide de eller ayaklar yüz gibi vücudun küçük bir kısmının kısa bir süre alacağı güneş ışığı yeterli demek istedim.
Ortu var ortu var, carsaf ne arkadas hem de kara carsaf yuzunu kapat koy kenara.. kimsin sen, in mi cin mi..Daha ala ocu mu olur..Neyin ozgurlugunu savunuyorsun kacirdigin yuzunle..Sen mi konusuyorsun arkandaki mi, ne bileyim ben, hangi varliginla ortadasin..Kuafore gider sac yaptirirmis, kuafor senin neyine, gorunmeyen saca hangi sekli veriyorsun, kendin kes gitsin, ne icin sekle sokuyorsun kendini, burada savunmak icin mi..Onlar da kuafore gidermis bak seen..
tüm yorumları okumadım ama yukarılarda bir yer de öcü gibi lafı geçmiş…öcü gibi demek, bu mudur diğerinin inancına saygı…ilginç.bu arada pbk, kuaföre gitmek olayını şöyle düşünebilirsin, çarşaf giymesinin kendince bir dayanağı var bu nasıl bizi ilgilendirmiyorsa kuaföre gitmesinin de bir dayanağı var. ayrıca içindeki kadın yahu bildiğin kadın, görünüş olarak senden benden ondan farklı olsa da ruhu aynı, ölmek üzere olsa bile güzel görünmek ister; kocasına güzel görünmek istiyordur ki en doğal hakkı. kime ne…
Kocasina da guzel gorunmesin bu dunya icin yasamiyor ki diger dunya icin yasiyor..Bir anlami var mi..Kadinsa once insan gibi yasamakla baslasin..
kocasına güzel görünmek islamda var ki helal olduktan sonra:) ne kadar bu dünya için yaşadığını biz bilemeyiz, kendi bilir, kendi karar verir, sonuçta nefis bu, ne kadar tutmaya çalışsa da kendini bir yerde patlak verebilir…
Örtülü ödenek.
ha ha ha
galanthus şöyle diyesim geldi:D o zaman renk renk model model iççamaşırı falan almamak lazım zira iççamaşırlarıyla genellikle sokakta gezen yok, sadece kendi görür insanın değil mi ama veya eşi, partneri vs. her kimse işte. kimsenin görmeyeceği şey için masraf etmeye gerek yok dimi ama:Dşaka bir yana galanthusum kıymalı karnabaharım haklısın herşeyden önce kendi kendine güzel görünmek lazım , insan başörtüsünü eve girdiği anda çıkardıktan sonra yine kadındır. sadece millete m, güzel görünmek için yapılmalı bir şey? ille birileri beğensin diye mi süslenilecek, saç yapılacak. kendi için kimse birşey yapmasın mı veya ailesi için. şahsen kızım benim saç rengimi sürekli değişmesini ister.
her konu çarşafa neden geliyor ki anlamıyorum burada çarşaflı olan mı var (olsa da farketmez hoş ama neyse ) örtülülerin hepsi çarşaflı değil ki zaten
Nazokıraze, çarşaf demelerinin sebebi giyinmenin, örtünmenin ne kadar kötü ve korkutucu olabileceğini ispata çalışmak sadece. Ben yeniden seslenmek istiyorum örtünmek yasak olsun, örtünenler toplum dışına itilsin diyenlere. Bu insan haklarına aykırılıktır, özgürlüklere karşıdır. Siz yaşam tarzınıza müdahale ister misiniz? Kısıtlanmak istermisiniz? Özgürlük sadece dekolte giyebilmek mi? Giymek istememek, muhafazakar giyinebilmek özgürlük değil mi? Gerçi dünyanın en modaya düşkün ülkelerinden birisi Türkiye, yani günlük yaşamımızda birbirimizi kıyafetimize göre yargılamayı o kadar benimssmii ki, üstü başı düzgün görünmeyen, şık giyinmeyen insanlara bile yaklaşımımızı farklılaştırır hale gelmişiz. Bu bile çok ciddi bir sorun bence.
ne oldu çözebildiniz mi bu sorunu ?
Önemli olan iç güzelliği. Yeter ki içi güzel olsun insanın, gerisi kolay. O yüzden iç giyime yoğunlaşmak lazım bence.
aynen.2010 yılına geldiğimiz şu günlerde kaç kişi agent provoceteur don giyebiliyor ki ?asıl sorun budur.
Birakin modayi cehennemde yanacaklara, ne isiniz olur modayla..Bu kadar sekilci olmayin, Ortunmekle olmaz sadece, mantigini kavrayin once..
nedir mantığı pbk?
Vazgecmek, zevklerden vazgecebilmek..Bir gun ortunursem bunu layikiyla yapabilecegimden eminim..
Böyle düşünmene çok şaşırdım.yanlış anlatılmış sana,ya da yanlış düşünmüşsün.hristiyanlıktaki örtünmeyle islamdaki örtünme aynı anlamları taşımıyor.Aman ha örtünmeye karar verirsen bir gün zevklerinden vazgeçme.Rahibe mantığı islamda geçerli değil.
Islam show yapabilirsin mi diyor, turbanin aldinda saclarini yaptir mi diyor..O zaman ortunmenin ne anlami var..
Yoksa, kafanin uzerine yuvarlak halka koyup, kafani yukari dogru uzat mi diyor..
Bir tek bu baglamayi bilirim ben, saclarin acikta kalmayacak tabii, dogal olacaksin..Siradan olacaksin..
Islami ortunmeyle abartmanin, goze batirmanin bir anlami yok, carsafin ise hicbir anlami yok..Siradan bir elbiseyle cok daha az dikkat cekersin..Bu yuzden zevklerini carsafla ortme, bu dunyada daha az aklin kalir..Dogal ve siradan biri olarak yasa dinini…
örtünmek dışarıya ,ailen dışındaki erkeklere karşı yapılan bir eylem.İslam kadını kadın olarak görür ve süslenme kadının doğal ihtiyacıdır.Evinde ailesine yada bayanlar arasında istediği kadar süslenir.Amaç dışarıya karşı show yapmamaktır.Kadını kadın yapan süsüdür,bakımıdır.İslam bunu destekler.Ama bu süsün tüm erkeklere açık olmasını istemez.Benim erkeğim sendeki süse,senin erkeğin bendeki süse bakmaz,bakamaz.o kafasına halka koyanlar örtünmeyi anlamayıp saçını kaplayınca örtündüm sananlar.Evinde pijamayla , düğün düğüm olmuş saçla dolaşır,dışarıda süslenir bir kısmı da.
tabi başörtüsünün altındaki bluz,etek,pantolon herneyse o başörtüsünün tamamlayıcısıdır.tam örtünme diyorsun ya tam örtünme vücudu örterek başlar.Başı örtmek son kısmı artık.Öyle dar pantolonla,yapışan kıyafetle örtünme de olmaz.
Yani baska erkeklere sadece ortunerek karsi koyar bir kadin oyle mi..Hani bunun okumuslugu, hani bunun kendine guveni..Bu sadece kadinin problemi mi..
nasıl şimdi taş devri kıyafetleri giyilmiyorsa,o örtü şeklini de kullanmak o derece abes.herşeyin bir estetiği var az çok.
Kadin kafasinin arkasinda ne tasiyor..
yanlarda fan girişleri var. muhtemelen motor arka kısımda olabilir pbk.:P
Sen nasil buluyorsun Anthro, normal mi sence..Bu Islamiyetin disinda bir akim..
ben sana dedim anthro kuyuya tez atma diye, bak toparlanamıyor konu (hoş toparlanası bir konuda değil ki)neyse mesele nedir demeyeceğim artık zaten:)
Anthro ile aramiza girme dolce, Pi bek ablasi O nu toparlar.. Nasilsa birazdan gicik bir tez atar gorursun olacaklari..
Buyur al su ondeki saclari iceri mis gibi ort kafani..
:))) zaten önceki tezine ithafen söyledim pibek benden önce senin yorumun girmiş şeker, aranıza girmem asla ve asla..
Saka yaa..
🙂
beni tanıyosun pibek.. :Phere we go!1. örtünmenin mantığı “Vazgecmek, zevklerden vazgecebilmek..” dir demişsin. bana göre de senin bakış açın aşırı kaçıyor. islamiyette harama girmeden zevkleri tatmanın sakıncası yok ki.. evet, hedonizm de ne islamla, ne de çoğu dinlerle bağdaşmaz. hazcı yaşam iyi değildir dini görüşe göre ama özellikle ibrahimi dinler inananlarına zevklerden elinizi ayağınızı tamamen çekin demez. çünkü bu insanın ve toplumsallaşmasının doğasını zorlayan bir şeydir. gerçek din ise “evrenin doğasına uygun hareket etme” vaz-u nasihatıdır.söz gelimi çoğu hayvan yeniyor, kendi pisliğini yiyen (domuz gibi) hayvanlar yada yırtıcı, etobur hayvanlar müstesna. her türlü içecek helal ama alkollü olan veya insan iradesini zayıflatan ve hijyenik, temiz olmayan sağlıksız içecekler hariç. her meyve yeniyor.. ama yasak elma hariç…kısacası, helal dairesi keyfe ve zevke kafidir.2. bu resimdeki kızcağızı büründürdükleri hal bana göre de estetik dışı ama etrafımda, özellikle yeni yetme teenagelerin kılık kıyafetleri de en az bunun kadar estetik dışı görünüyor bana ama yeni nesil bundan zevk alıyor demek ki deyip onları beğenenlerine emanet ediyorum. kendilerini böyle beğeniyorsa birileri ve kendilerini böyle beğenenlerden de memnunlarsa, bize mok yemek düşmez diye düşünüyorum.3. çarşaf olayını neden bu kadar takıntı yaptığını anlayamıyorum doğrusu pibekçim. çarşaf yaygın bir örtünme biçimi değildir. daha da ötesi, anadaluda türkler, müslümanlar, hristiyanlar, romalılar vs den de önce var olagelen bir tesettür şeklidir. (tarih öncesi ve sonrası dönemden kalma stellerdeki kabartmalarda bunları görebilirsin, anadoludaki müzeleri gezersen) müslümanların da çok takva ve sosyal yaşamla ilişkisi minimize olan kısmı bunu giyiyor zaten. kadının mecbur kalmadıkça dışarı çıkmasının dahi günah olduğunu düşünecek kadar sofu insanların nadiren dışarı çıktıklarında giyindikleri bir giyim şekli zaten toplumsal bir sorun değil ki. çok az bir nüfustaki kadının (% 1-2 civarında) nadiren giyip seninle karşılaştığı bir şeyi sorun etmen bence gereksiz. zaten o senden ve genel toplumsal hayattan yalıtılmış, münzevi bir hayat sürme tercihinde bulunuyor.4. yoruldum vallahi, şimdilik burada kesiyorum.
oy oy gene mi anthro’s tez..hiç yormayacağım aslına da inmeyeceğim..kardeş mesele bu mudur da demiyeceğim..ve kim ne giyerse giysin umrumda değil diyeceğim..
Suna inandim ki, hayatta hicbirseyi abartmayacaksin..Dini inanc ta dahil..Siradan simsiradan yasamak en iyisi..
e ben de onu diyorum dolce ama birileri bunu uzun yoldan demeğe zorlarsa da, tuşlar üstünde yürümekle aşınmaz deyip yazıyoruz işte.
kesinlikle pillibebek. fanatizm birşeye sıkı taraftarlık değil, bir travma halidir sadece.
Cok guzel dedin Anthro..O kucucuk aklinla nasil konusabiliyorsun boyle..
artık büyüyorum pibek abla. kocaman adam oluyorum ben git gide.
Aferin gelisimin super, 40 yasina geldiginde, seni iyi bir is adami olarak gorecegimden eminim..
sonra, “sana iyi bir iş adamı olamazsın demedim, iyi bir adam olamazsın dedim” deme ama :))
Nedense tutucu akımlar (ya da dinler) hep “kadını geride” bırakmış… bu mütedeyyin kişiler yahu bir fedakarlık da biz yapalım şu inanç doğrultusunda da bir adım geride duralım dememişler.bu aslında “güç kimdeyse” onun kurallarının hakim olduğu toplumlardaki dayatmadır, başka bir şey değildir.globalleşen dünyada, demokratikleşme, insan hakları ve kadın-erkek eşitliği benimseniyor, en azından bu yönde çabalar harcanıyor. dolayısıyla bu devirde, kadınlar sırf babam istedi, ya da kocam böyle öngördü diye örtünmemeli.örtünmek kadının tamamen kendi tercihi ise, bu tercihi yapacak düzeyde eğitim almış ve reşit ise de ona söyleyecek söz yok… hatta şeklini biçimini de tartışamayız bence. tartışmamalıyız.çünkü, BİZ KADININ CAHİLİNİ Mİ TERCİH EDİYORUZ?
hakikat yarım olunca hakikat olmaktan çıkıyor. dediğin hakikatın yarısı. kesinlikle hemfikirim ve tutucu akımlar (yalnız dinler değil, ladinî akımlar -mesela türk tipi laikçi tutucular) hep kadını geride bırakır ve kadınlar üzerinden güç mücadelesi yapar. islamın ilk yüzyılı ile islamın sınırlarının ve nüfusunun artmaya başlayacağı ileriki yıllar arasında ciddi bir fark oluşmuştur çünkü iktidar olmak isteyenler hakimiyetlerini daha kolay pekiştirebilmek için kadını yeniden diğer toplumların kadın hakları konumuna iterekten toplumların yarı nüfusunu bastırma yolunu seçmişlerdir. aynısını 20. yy. cumhuriyet de tekrarlamıştır. halkı bastırırken en çok kullandığı argüman kadın olmuştur. iranda da öyle, daha da ötesi, modern ve demokratik batı da kadını bir obje olarak zevk dünyasına boğma yoluyla pasifize etmeyi tercih etmiştir.dolayısıyla evet, dediğin doğru, iktidara hakim olmak isteyenlerin ilk başvurdukları koz, kadını kontrol altına alıp bastırmak ve kullanmaktır ama bunu senin yazdıklarınla savunduğunu gördüğüm görüş de fazlasıyla yapmıştır. yapmaktadır. daha da ötesi ve garabet olan şey ise, kadınlar da bu dinci yada laikçi ataerkil zorbalıklarda en fanatik gruplarda yer almıştır ve hala da alıyordur.
en az yarım saat, bir saat kadar daha buralardayım.bir an önce defolup gitmemi bekleyen varsa müjdeliyim bu durumu. dışarıda yağmur bitene kadar burada takılcam maalesef..
modern ve demokratik batı da kadını bir obje olarak zevk dünyasına boğma yoluyla pasifize etmeyi tercih etmiştir.Boyle birsey yok ya da dogru degil.Bati da kadin son derece ustun..
anthro ve bulutsuz sema nın görüşüne aynen katılıyorum.buradaki merak konusu olan şey, yani “kadınların neden bu fanatizmin yanında yer aldığı?” ise aslında yazılanların içinde gayet güzel anlatılmış.yüzde 99 baba ya da koca baskısı etkili olmuş bu kararlarında.aksine inanmıyorum ama yine de yüzde 95 deyip açık kapı bıraktım.
yeryüzünde en güçlü canlı türü insanlar değil, ama beyin gücü sayesinde insan kendinden güçlü pekçok canlıya hakimiyet kuruyor (hatta malesef dahası nesillerini çok basit güç uygulayarak yok edebiliyor.) kadın erkek bana göre eşit değildir. erkek pek tabi ki fiziksel olarak ortalamada daha güçlü ve dominanttır. kadınlar ise zekalarını bu yüzden kullanıp cinsellikleri ile de kendilerini daha konforlu hale sokabilirler. erkekleri aptal gibi kullanabilirler. acaba kadın erkek eşitsizliğinde neden bunu yapamıyorlar diye düşündüğümde aklıma gelen tek şey, güçlerini ittifak edemeyecek kadar hemcinsleri ile uyum sorunu yaşamaları oluyor. yoksa, aksi halde erkek istediği kadar güçlü olsun, beden gücü fazla hayvanlar karşısında üstün olan insanlar gibi kadınlar da erkekler karşısında daha üstün ve güçlü olabilirdi. hele ki doğurganlık gibi ayrı bir özel güçleri varken. amazon kadınları mitolojisi de zaten bunla ilgili birşey. fakat gel gör ki, çok şanslı bir yaratıklarız erkekler olarak. siz kadınlar birbirinizle ittifak yapamayacak kadar hemcinsleri ile geçimsiz canlılarsınız 😀
anthro sana bir tweet atarım..erkekler nedense hep bu megalomanlığı yaparlar 🙂
kadınlar ise zekalarını bu yüzden kullanıp cinsellikleri ile de kendilerini daha konforlu hale sokabilirler. erkekleri aptal gibi kullanabilirler. acaba kadın erkek eşitsizliğinde neden bunu yapamıyorlar diye düşündüğümde aklıma gelen tek şey, güçlerini ittifak edemeyecek kadar hemcinsleri ile uyum sorunu yaşamaları oluyor… demişsin de…gülümsemedim değil ama,eğer senin mantığın geçerli olsaydı kadınlar çok büyük güç sağlamış olurlardı. çünkü kadın erkek ilişkisi bireysel, burada 3. kişilerin rekabeti sözkonusu değil.rekabet dış dünyada… ve bizim konumuza gelince burada sözkonusu olan kadınların etkisi değil. baba ya da kocanın baskısı.bilmem anlatabildim mi düşüncelerimi?
arada gözümden kaçmış pillibebek. demokratik batı, belki yeryüzü standartlarının üzerinde kadın hakkı sunmaktadır. bunun hakkını yemiyorum. ancak yine de kadını bastırma batıda da var. neden hilary teyzem abd’nin ilk kadın devlet başkanı olamadı? neden bunun bir zencinin lider olabileceği gibi önemli bir kilometre taşı olacağı lakırtıları yapılmak durumunda kalınıyordu. çünkü nüfusun %50sini oluşturan kesimin hala abd’de bile en tepedeki noktaya çıkması önemli bir adım. kadın medyada vitrine konur, ünlü olur vs. ama kaç amerikan yada avrupa gazetesinin genel yayın yönetmeni yada televizyon yöneticisi kadın. sunucuların büyük bir kısmı kadın. neden tam tersi gerçekleşip de yönetimde kadın hakimiyeti tahakkuk etmez. çünkü izleyici kitlesi ve toplum da erkeğe göre dizayn edilmiştir ve erkek yönetici, kadın sunucu ile erkek egemen toplumlardan kazanç elde etme pragmatik haklı tercihinde bulunur. evet gayet mantıklı ve pragmatiktir bu seçim. ama kadının batıda da eşit olmadığının göstergesidir bu.
Anthro ya inat, kadin dostlugunu oneriyorum..
hemen kadınlar anthro’ya bir gülücük atsın:)((:))
evet hayalindengeçti. onu yadsıdığım yok zaten. ama ben bireysel olandan öte, toplumsal algıyla ilgili olan bir şeye temas etmek istedim. kadınların imajı ve bu toplumda erkeklerin beyninde kadının konumunu değiştirebilirseniz, zamanla tek tek bireylerin aile yaşamına da bu yansıyacaktır. insanlar toplumsal canlılardır ve sürü psikolojisi ile hareket eder. şayet yaşadıkları toplumda kadının konumu değişirse -ki yüzyıldır değişti ve değişiyor da zaten doğrusu. biz beğenmesek de- o zaman bahsettiğin babalar ve kocalar da yeni toplumsal şartlara uygun algılayacaktır karşılarındaki kadınları. sözgelimi, bu başörtüsü veya başörtmeme konusunda kadınlar tartışmanın hakimiyetini yumruklarını masaya koyarak sağlayabilseler ve sorunu erkeklerin ellerini bulaştırmadan çözebilseler, o zaman dediğim kadın gücü daha ciddi belirgin hale gelebilirdi bu toplumda. fakat ben daha açık ve kapalı kadınların birbirlerine ithamlarda bulunup, birbirlerini rencide edip acıttıklarını görürsem, onlara nasıl değer verebilirim ki. kendileri kendilerine değer vermiyorlar…
Kendisine rahibe gülümsedi diye kendini nimetten sanıp başı örtülü bayanlara kuaför hakkı tanımayan kişileredir sözüm.O rahibe sizin müslüman olduğunuzu biliyor muydu?Peki inancı gereği kapananlara kuaföre gitmeyi layık görmediğinizi biliyor muydu (bilse belki selam bile vermezdi, çünkü o da inancına göre yaşamayı tercih etmiş)Başını kapatanlar kuaföre gitmesin demekle bazı bölgeleri epilasyon yaptırmayın nasılsa kimse görmüyor, bilmiyor demenin hiç bir farkı yok bence.Hem örtünenlere yobaz derler, bizleri dışlıyor selam vermiyor derler, hem şu marka bu markayı giyiyor diye demedik laf bırakmazlar.Size ne? ister layığıyla kapanır ister kötü kapanır ister saçının tepesine salatalık bağlar gezer size ne? birilerine kendini teşhir etmek için neredeyse açmadık bir avret yeri bırakan kişiden nasıl rahatsız olunmuyorsa , sadece gözünü açıkta bırakmış bir kadından da rahatsız olunmasın.Rahatsız olacaksanız çocuk tacizcilerinden, okul kapılarında esrar satanlardan, fuhuştan, alkol bağımlılığından, kumardan rahatsız olun.ama yok yok onlar batılılaşmanın şeysiydi dimi ? sahi neyiydi?
buyrun işte aha taha:)
işin ilginç yanı kadının örtünmesini yine “erkeklerin” savunuyor olması.
konu örtünmenin savunulması mı ? tercihlere saygı duyulmasının gerekliliğinin savunulması mı acaba?
Once insan olmayi ogrenin, bunu bilirseniz dini anlamis olursunuz..Gulen bir yuz gulen bir yuz demektir..Gerek yazilarimdan gerekse goruslerimden dolayi siz gibilerle bagdasamayacagim ortada, ayni dili konusmadigim insanlar bile beni anliyor, yaz siz Taha, gelip tuhaf yorum yapip kabul gormeyip tam gaz gidersiniz yine, yolunuz acik olsun..
dolce buyrun derken kastınız nedir acaba?ailemde başını kapatan kimse yok asla eşime veya kızkardeşime kapanın demeyi düşünmem , ama ne onların kapalı birini hakir görmesine izin veririm ne de başlarını kapatmadıkları için eleştiri almalarına.
pilşibebekkuyuda insan olmayı bilsen birilerinin markasıyla, süsüyle, kuaförüyle ahkam kesmezdin, hangimiz insaniyiz herkes birbirine saygı duysan ben mi ? yoksa sürekli birilerini kibirle eleştiren aşağılayan sen mi?
herkes birbirine saygı duysan derken saygı duysun diyen demek istedim.İlle herkes eşit giyinmek, aşit para kazanmak, aynı takımı tutmak, aynı dinden olmak zorunda değil ki.
Ortulu bir kadinin sac yaptirmasinin mantigi var midir..Zaten ortuludur..Kocaya guzel gorunmek bunun aciklamasi olamaz..
herkes sokağa çıkalım da başka erkeklere beğendirelim diye mi gidiyor kuaföre sanki
Bunun tek aciklamasi var..Esasen kadin ortunmek istemiyor ve zevklerini icine atarak surdurmeye devam ediyor..Bu konuda diretmek son derece politik amaclara dayali..
komiksin pillibebek. islam dininde başını örten ot gibi yaşasın demiyor ki? ha tabi başını örtmüş ama barlarda dolaşıyor, içki içiyor, adabına uygun giyinmiyor falan dersen haklısın ama kuaföçr falan saçma . bu tüm kadınları zan altında bırakır kadınlar hiç kendileri için veya eşleri için bir şey yapmıyor da sürekli millet beni beğensin diye saç yaptırıyormuş gibi
off taha, yine gene pot üstüne pot kırmasan.. onun için buyrun dedim.yaw madem saygı bu tezler niye..bırakın herkesin giyimi kendine olsun..isteyen kafasını orjinal saçı ile örtsün, isteyen simgeleştirsin felan…
Ama herhalde eşine süslenen kadınlara karşısın pbk? Bu kadın eşinin yanında neden kapalı dursun?Amaç saçını hapsetmek değil ki,başka erkeklere göstermemek.Bunda karışık birşey yok.Ama hata sende değil.Yıllardır yansıtılan bu örtülü imajı bu toplumda.
son eklediğin fotoğraftaki bayanın öndeki saçlarını da eşarbın içine koyarsak bu örtünme şekli türkiyedeki yaygın bir cemaatin bayanlarının örtünme şeklidir.Not düşeyim dedim.
Aha bizim köylü.
Ben hickimselere karusmuyom isteyen istedigi yerini örter, yada acar.Bence “Laik” olmak burda basluyo.
haklı harlemim
ikisinin ortası olmuyor mu ? dolcem mecikom hani saece Kuran’ı Kerim’de yer alan Nur ve Maide surelerindeki gibi emredildiği şekilde.
Rahat edersek burda, dara düşeriz orda
şahane bir açıklama gelmiş işçi partisinden:Türbanın kadınlar için özgürlük değil esaretin simgesi olduğunu savunan Özbey, “Türban haçlı irticanın bayrağıdır. İslam’la ilgisi yoktur. Türban, Yeşil Kuşak siyasetinin ve bugün Büyük Ortadoğu Projesi’nin örtüsüdür. Türban 1970’lerden sonra Türk toplumuna dışarıdan dayatılmıştır. Kadınların başına türban, askerin başına çuval geçirdiler” görüşünü savundu.Hasan Basri Özbey, üniversitelerden Cumhurbaşkanlığı Köşkü’ne uzanan türbana özgürlük “yalanının” daha şimdiden “türban takmayanların özgürlüğü sorununa” dönüştüğünü iddia ederek, “Türbanın üniversitelerden başlayarak kamusal alanlarda yaratılmak istenen hâkimiyeti, sokağa inmektedir. Türkiye’den yana siyasi partilerin genel başkanlarını, milletvekillerini, yüksek yargı mensuplarını, sanatçılarımızı, TSK mensuplarını ve diğer davetlileri, Atatürk Cumhuriyeti’ne bağlı kalarak, Devrim Kanunlarına uymaya ve Abdullah gül’ün 29 Ekim’de düzenlediği resepsiyona katılmamaya çağırıyoruz” dedi.
ey hanımlar saçınızdan başınızdan kendinizden güzelliğinizden çekiciliğinden utanmayın.
başörtüsü hakkında şimdiye kadar duyduğum en komik açıklama buydu sanırım.Ayrıca rahat olun,kimse utandığından sebep örtmüyor.Fikriniz var fakat bilginiz biraz eksik.
Utanmiyorsa niye ortuyor peki? Ismi bile hicap ortunun. Inanc deme anlat neymis inandigin
Araştırın,en doğrusuna böyle ulaşırsınız.Sadece hicap konusundaki sorunuza kısaca yanıt vereyim.Bir başkasının yanında soyunurken utanmakla aynı utanmak.kendinden utanmak ayrı.Ayrıca perde,örtü anlamlarına da geliyor hicap.
Cevap veriyim:Sana ne!!!Yahu, bu seni ne enterese eder. İstediği nedenden örtüyor. Bu soruyu şayet meraktan soran, gerçekten anlayamadığı için öğrenmek isteyenler varsa cevabını bulur ama senin yukarıda komik ve akıl dışı gerekçe sunuşun ve küstah üslubunun tek cevabı vardır.. Sana ne!Kadınlar neden küpe takıyor, takı takıyor..? Erkekler neden takıyor? Merak ediyorsan takan insanların kendince cevabı vardır ve uygarca sorduğunda bunun cevabını alabilirsin muhataplarından. Fakat bir erkeğe yargılayıcı ve küstahca bir sorgulama ile bunu sormaya kalkarsan alacağın cevap bellidir.Ayrıca partiniz ne zamandan beri fetva vermeye başladı? Birşeyin helal yada haram olup olmadığı, islamda olup olmadığına bir parti temsilcisi nasıl hükümde bulunuyor. Laik bir ülkedeyiz ve bir politikacı dini konularda siyasi duruş sergileyebilir ama dini bir konuda hüküm vermeye kalkmak, kendini fetva verici konumda görmek parti kapatma nedenidir. Laiklik konusunda hassasiyetiniz varsa önce bu partiye haddini bildirmekle işe başlayın madem.
memleket birbirine girmiş adam “sana ne” diyor… zaten size şöylesi lazım. şeriat mahkemesi… ingiltere deki imam “zorla duhul de olsa evlilikte tecavüz olmaz” demiş ya…düşünün ingiltere de 5 ayrı şeriat mahkemesi hüküm sürüyor. adamın peşinden daha iyi daha güzel daha müreffeh bir yaşam uğruna taaa ingilterelere sürüklenen karıları! ve çocuklarının akıbeti bu mahkemenin kadılarının iki dudağı arasında…bu devirde bu karanlık, bu cehalet, bu yobazlık... imama göre evlilikte zorla duhul tecavüz sayılmazmış… iyi o zaman yakında recm cezası da verir bunlar…gözünüz aydın, darısı başınıza…
imamın her dediği yapıldı da bir evlilikte tecavüzü eksik kaldı. bEN daha karısına tecavüz edip te İslam dini emretti diyeni görmedim, ama maşallah sokaklar kızlara, çocuklara tecavüz eden, bebeleri alıp organlarını çalıp sonra denize atan puştlarla dolu.
Kapatana utancından kapatıyor demek, kapanmayana tahrik etmek için açık giyiniyor demekle eştir ve ikisi de saçmadır.
Kakavanpapağan, benimde sorum olacak sana ? Bazı erkekler neden topsakal bırakıyor? veya bazı kadınlar neden piercing yaptırıyor? neden dövme yaptırıyor insanlar?neden kravat takıyor erkekler işyerlerinde. BU arada her gün kravat takmak zorunda olan biri olarak, sormak istiyorum, iki yakamı ve boğazımı sıkıp durmanın neresi özgürlük diye?? neden bazı kadınlar makyaj yapıyorda bazıları yapmıyor? makyajdan çok muzdarip olan da var? neden estetik operasyon yaptırmak serbest?neden botoxla kaşlarını kaldırabiliyosun ve bu özgürlükte başını örtünce değil? ve neden bir parti laikliği savunup insanların dini simgelerine, giyinme şekline ibadet tarzına vs karişıp duruyor? neden bir bürokrat dini bir simge hakkında konuşma hakkını kendine buluyor?
Arkadas arastirmayi derinlestirmis..Neden, neden cahil kaliyorsun, neden kadinin kafasini bezin icine sokmasini istiyorsun, neden din kurallariyla yonetilmek isteyip dinimi alet edip vicdanimla oynuyorsun..
Kakavanpapağan, benimde sorum olacak sana ? Bazı erkekler neden topsakal bırakıyor? demiş ve devam etmişin örneklere. valla iyi güldürdün beni. bu soruları eğer galapagos adalarında filan yaşıyor olsan sormanı normal karşılardım da, türkiyedeyiz be mübarek. gerilik, gericilik, yobazlık almış başını gidiyor. istanbulun girilemez semtleri oluştu senin o top sakallılar sayesinde. bunları farkında değilmisin?valla siz ille de karanlık diyorsanız zaten benim nefes tüketmem o kadar lüzumsuz ki. buyrun kendi çukurunuzda debelenin. hayırlara vesile olsun.
sanırım yazdıklarımla tam anlatamadım demek istediğimi.. kimin nasıl sakal bıraktığı önemsiz. özgürlük bu zaten. kimin nasıl göründüğünün önemsiz olması. Be mübarek dememek birbirimize… modern dünya görüntüsü dışındaki görüntülerden korkmamak. ve birde mümkünse birbirimizden nefret etmeden dinleyebilmek. iletişimin ilk yolu karşındakini anlamaktır. yoksa herkes çıkıp her türlü giyimi, kuşamı eleştirip karşısındakinin yobaz olduğunu söyleyebilir. yobazlıktan bahsediyorsun ya, bu en canti mekanlarda, en şıkır şıkır kıyafetler içinde, pırıl pırıl yaşayanlarda yok mu sanıyorsun. bence yobazlık önyargının her türlüsü, ve malesef ülkemizde aydın olduğunu söyleyenler pek sık yapıyor yobazlığı ve hatta faşistliği.sınıfsal ayrımcılığı… umarım sadece bir cümlememe takılmadan cevap vereceksin…
şahane bir açıklama gelmiş çişçi partisinden:
ugandadaki çişçi parti patırtısı abdullah gülün resepsiyonuyla niye ilgileniyorsa artık.bence çişçi partililer ve kamalistler siktir olup kuzey koreye gitsinler, kafa ütülemesinler.
bu arada topsakal derken benim okuduğum üniversite, türkiyenin en solcu üniversitesi ve çok topsakallı hoca var orada :)). sen çember sakalla karıştırdın sanırım. gerçi ikiside biz erkekler için bakımı zor şeyler. özgürlük kısıtlayıcı. bence her türlü sakalı yasaklayalım, rahatlayalım. kafa karımaz hem :)))
Hiç ortalamalarda yaşayamaz mısın Kakavan? İlla ya dinci şovenizm (ingiliz şeriati) ya da laikçi şovenizminde mi yaşamayı kendine ve bu ülkeye yakıştırıyorsun? Ya iran mollacılığı, ya Türkiye kemalistliği mi var sadece yeryüzünde, senin irfan dağarcığın içerisinde? Hele ki bu halinin hiç de modern ve rasyonel olmadığını, aksine sizi bu ülkenin en ilkel ve çağın gerisinde konumuma ittiğini göremiyor musun?Yukarıda bahsettiğiniz gibi, “namahreme dokunmayayım” diye hastasına bakmayan cehalette başı örtülü doktor görülmüyor bu ülkede (sandığınızın aksine bizim dinimizde tıpta ve sağlıkta utanma ve günah yoktur. müslümanların inançları konusunda biraz daha bilgi edinmelisiniz bence) ama başörtülü olduğu için yobaz laikçi doktorlar tarafından ölüme terkedilen (* ** *** **** daha devam ediyim mi 10 saniyelik google taramasına?) pekçok vakayı yaşadık. Şayet batıdan öğrendiği yarım yamalak bilimi ve hipokrat’ın yeminini, görevli olduğu ülkesindeki vatandaşlara bile uygulamaktan aciz bir cehaleti ve insan kitlesini arıyorsan etrafına bak. Çevrende bol bol cahil olduğunu görüp, bu insanların 14 yy öncesinden ilham aldıkları feyzi aşağılaraken 1930’ların dünya şartlarını (faşist ve bilimselliği geri pozitivist dünyayı) hala bu ülkede yaşatmaya çalıştığınızı anlayabilirsin. Tabi böyle bir zorunluluk da yok. Şu an ülkenin (başı açık ve kapalı) çoğunluğu bunu anlamış durumda. Ve sizin düşünceniz üzerine sifon da çekilmek üzere…
Kuran’da emredilmiş bir şey var ortada açıkça ortada isteyen uygular isteyen uygulamaz bunu şu emretti bu istedi o yaptırttı diye birşey yok, kimilerinin bez parçası diye kestirip attıkları şey kimileri için baştacı aynı şey tüm tercihler, zevkler ve değerler için de geçerli.herkesin zevki, birinci mevki.
pillibebek, senin başını örtmeni siteyen mi oldu burada?? dini kuralları savunan mı oldu yazdıklarım da? yahu ne dindarım ne de dini kurallarla yönetilmeyi uygun bulurum. Ama insan gibi davranılmazsa herkese bu sorundur. Pillibebek yönelltiğin soru şimdiki aydın yobazlarımızla aynı.. yani sanırım amaç aynı, herkesi yönet ve statükoyu takip ettir ki düşünemesinler. Burda sadece yazdığım, söylediğim tek bir şey var. “kimse kimsenin kıyafetiyne karışmasın”. Yani bundan da dini kuralla yönetim anlaşılıyorsa, sanırım cevapların hiç anlamı yok…okunmuyor demekki….
O zaman, ne sen de hukumet gibi ortaya konu atip, bizi mesgul ediyorsun..
okumadan cevap verdiğin kesinleşti :))
nedense 60’lı 70’li yıllarda kimse özgürlük istemiyordu.70’lerin sonralarına gelinince birden kadınlarımız özgürlük istediler ve örtünmeye başladılar.ancak o zaman inanmaya başladılar herhalde.yoksa şu türk toplumunun dini inançlarını kullanarak iktidar olmak isteyen zerzavatın bu olayda hiçbir rolü yoktur..
Efenin iran ülkesinin Türkiye üzerinde 1970 lerde büyük tezgahlaru vardur.Ha tek Türkiye diil tabikü Türkiye gibi bir türlü neyiz, kimiz ,nerden geldik… nereye gidiyoruz… vs vs icinde sancilar ceken bir cok müslüman ülkede….HÎKAYE…Birkaç âmâ bir yerde toplandıklarında aralarında konuşurlar:“Acaba biz bir fili görebilir miyiz?,.”Bir zaman sonra bir fil çobanı rastlar bunlara, ve alıp götürür bir filin yanına…Âmâların kimi filin kulağına, kimi ayağına, kimi karnına, kimi hortumuna yapışırlar…Sonra da başlarlar aralarında tartışmaya…- Ayağına yapışan filin, “direk gibi bir hayvandır bu” der…- Kulağını tutan, “sofra gibidir,” der fil için…- Karnını tutan “küp gibi” olduğunu,- Hortumunu tutan “yılana benzer” olduğunu iddia eder…Velhâsıl, kim hangi uzvu tutmuş ise, tuttuğu uzva göre itikad ederler fil hakkında…İşte taklid ehlinin hali de böyledir… Bir inanca mahsus olarak ve o inanç ile mahpus kalarak kendi kendilerini kayıdlarlar…Beyt:Ölçüde kim kaldı bugün mahpus,Düşüp toprağa oldu tümden meyus!..Halbuki kendi hakikatine arif olan bir “arif-i billah” herhangi bir itikad ile kendini kayıdlamaz… Nitekim daha evvelce de anlatıldı. Sen de ehlini bulup, onun vesilesiyle kendine arif olursan bunları anlarsın.
oda olur nazom, herkeşler istediği gibi yapsın değil mi ama:)
…
burka ve çarşafta üniversitelerde serbest bırakılmalı, mavi afgan burkaları yok mu çok çekici inanın, bazıları desenli desenli. Kampüste o burkayla kendinizi dolaşırken hayal edin. mistizm, oryantalism, mama mia…yeni nesil çok şanslı olacak, biz sarık ve cübbemizle okuyamadık üniversite de darısı gençlerin başına.