bildirgec.org

sarap hakkında tüm yazılar

yalnızlık ne demek

aylakadamveben | 01 March 2009 19:41

şiirin kendine ait bi gerçekliği var demek ki..
şöyle diyo attila ilhan;gecenin bi saatinden sonra içinizdeki yalnızlığı tanıyamazsınız..bi özgürlük vermiyo mu insana;yalnızlık edebiyatı yapma özgürlüğü..attila ilhan bu kadarını söylemişse ben arabeskin dibine vururum..uzun,ıssız bi merdivende..elimde köpeköldüren..başımı fazla kaldırmadan,ufkun hemen üzerindeki yıldızı yakalayıp,eski bir besteyi anarım;”gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar,yeryüzünde sizin kadar yalnızım…”anarım ulan!..değilmi ki izni ilhan’dan almışım..
kendine acıma denizinde attığım zevk kulaçları oluyor devam ettiğim sayfalar..ama fazla açılmışım..bir buzul kıtaya çarpmış gibi oluyorum..sen söyle,şu dizelerle karşılaştığında yaşadığın duyguyu başka nasıl açıklarsın;”hem bir kere yalnızlık ne demek/bu kadar milyonla bir haksızlığın ekmeğini paylaşırken…/yalnızlık ne kelime/ellerimiz dirseklerine kadar kana gireli…”
artık hülyalı bir hüzün tadı bırakmıyor ağzımızda şarap..
acılı bir isyan yürüyor yumruklarımıza..
iyi de şarabın ince boynundan ne istiyosun..
üzümü sıkarsan şarap olur da…şarabı sıkarsan kan…

Aşk ne demek ha sevgilim?

darjeeling | 03 January 2009 13:13

‘Aşk ne demek aşktan yanmak ne demek, kenarından bile geçmiyorsun, öğretemedim sana, senden öğrendim, savaşmak ne demek’
İşte bu şarkının sözleri senin için yazılmış diye düşünürken…………………,
Bu gece farklı bir şey oldu. Sanki sen değiştin, sanki seni biraz değiştirdim, pişmanlık dolaştı damarlarında, ne sevindim ben bu işe haha.
Şimdi keyifle o anları yazacağım gözyaşı döktüğüm dakikalara inat
Akşam saati,seni YİNE mutlu etmeye çalıştığım klasik anlardan biriydi. Karnın açtı, gergindin, sinirlerinde bozuktu, işler yolunda gitmemişti,elli bin tane sorun yani her zamanki gibi sende mevcuttu, senin iyiliğini isterken bağırdın bana, ayrıntılarda boğmamalı kimseyi ama sonuçta kırdın beni. Ben şunu hissettim o an. Ne zaman, özellikle senin iyiliğini düşünsem, kırıyordun beni, şımarıyordun. Bunu benim o kör gözlerim yeni gördü ne acı. Ve o an nereye kadar çekeceğim ben bu adamı be dedim. Nasıl da kolayca kırıyor beni dedim. Ağladım, sustum sonra.
Sessiz kaldım 3 saat. Dayanamayıp aradım seni, neden beni aramadığını, özür dilemeden nasıl bunca saat durabildiğini sorup, seni üzecektim, gıcık oldum çünkü sen bir itirafta bulundun.Bana ‘illa telefonda söyleteceksin değil mi bunu bana ‘ deyip ‘kapına kadar gelip özür dileyecektim, yemin ederim’ dedin. Samimiyetine inanıyorum. Bunu duymak bile yetti biliyormusun. Şuan ilk defa yıllardan sonra tuhaf bir mutluluk, sarhoşluk yaşıyorum. Seni pişman edebilmenin ve beni saçma sapan şeylere üzmenin ne kadar gereksiz olduğunu görmenin şerefiyle kadehimden bir yudum daha alıyorum, aldım bile.. Bugün şarabın tadı bir başka güzel.
Beni bir daha üzme yoksa bu şişeyi kafanda kırarım 🙂
Not: Samimi, içten, gerçek dakikaların yazısıdır..

VİNOTERAPİ ( ŞARAP BANYOSU )

akoni | 02 December 2008 17:17

Fransa’nın Beaujolais bölgesinde başlatıldığı bilinen şarap banyoları. Dünyanın ikinci en büyük otel SPA’larından biri olarak değerlendirilen Antalya Beldibi’nde ki Sungate Port Royal SPA merkezi, pek çok ünlünün tercih ettiği süt banyosuna alternatif olarak şarap banyosu terapisini de uygulamaya başladı.Şimdilerde dünyanın pek çok yerinde yagınlaşmakta olan vinotherapy, yani şarap terapisi. İnsanoğlu fermantasyon ve şarabın insan sağlığına faydaları hakkında daha çok bilgi edindikçe üzümün de gözümüzdeki değeri iyice artıyor. Vinoterapi’nin doğuşu da üzümün aynı zamanda cilt sağlığı için de büyük önem taşıdığının anlaşılmasıyla gerçekleşiyor. Üzümün besin değeri en yüksek kısımlarının, kabuğu ve çekirdeği antioksidan özelliği görüyor. Üzümüm bu kısımları cildi, hava kirliliği, alkol, sigara dumanı ve güneş gibi serbest radikallere karşı koruyor. Stresten kaynaklanan yorgunluğa, uykusuzluğa iyi geldiği söylenmektedir. Aynı zamanda bir gençlik iksiri olarak görülmektedir.

Nasıl ki şarap içmenin insan sağlığına faydaları tartışılmaz, aynı şekilde şarapta bulunan polifenoller cilde uygulandığında sonuçlar yine aynı derecede olumlu…Taze üzümlerin çeşitli yağlarla karıştırılıp bu karışımla < vücuda masaj yapılması. Bunun yanı sıra şarap fıçısında şarap banyosu vücudu nemlendirip yumuşattığı için genelde masajlardan önce uygulanır. Böylece nemli vücuda yapılan masaj daha iyi etkisini gösterir.

Şarap banyosu, Çin’den özel olarak getirtilen ahşap küvetlerde yapılabilmektedir. Uzak Doğulu bir uzman eşliğinde banyo sürdürülmektedir.Pop müziğin ‘minik serçe’si Sezen Aksu, Sibel Can, Hülya Avşar ve Kenan Doğulu banyoda su yerine şarap kullanan ünlüler arasında gösterilmektedir. Kendilerini çok iyi hissettiklerini belirtir bu ünlülerimiz.

şarapsal kavramsal bakış / şarabın etkisi

neceff | 26 November 2008 11:03

şarap dökülse gece karanlığına biri haykırsa dünyanın sahteliğini

ilikleri çözülse ayık rol yapan sevinçsiz oyuncuların, bağı kopsa bu kaosun boyu kısalsa- kargaşayı kaydeden görüntüler kaybolsa rüzgarda sanılsa -ki- uğrayacak fırtına sok kez bağlara

ve hasat sabahın güzel güneşi – taptaze-
yepyeni

şarabın kokusu yeni bir dünya

-üzümün kanı-

peynirli yazı

nazokiraze | 24 November 2008 18:04

Peynirli börek, peynirli makarna oluyor da neden peynirli yazı olmasın olur degilmi aha oldu bile…

Bilinen yiyeceklerden belki en çok çeşidi olan besindir peynir. Herkesin zavkine göre yedigi ama mutlaka sevdigi bir yiyecek. Peynirsiz hayat düşünemiyorum şahsen. Hele beyaz peynirsiz asla…

Her yörenin, şehirin hatta ülkenin ayrı ayrı peynir çeşidi var, demek ki peynir tüm insanlarsa vazgeçilmez bir besin. 8 bin yıldır hayatımızda peynir.Dünyada 2 bin ile 4 bin arası ülkemizde ise 193 çeşit peynir oldugu belirtilmektedir.(burada 10 soruda peynir)

Ben tam bir beyaz peynir aşıgıyım tam yaglı peynir görünce dayanamam salataya bile rendelerim, bazen tostumu bile beyaz peynirli yaparım, ama dedim ya tam yaglı olmalı oeynir delikleri olacak lezzetli oldugu görünüşünden belli iştah açacak. Öyle diyet peyniri gibi tatsız tuzsuz beyaz peynire ilişmem.

Palmiye ağaçları

sudenayay | 28 October 2008 01:52

Palmiye ağaçları eskiden beri hep ilgimi çekmiştir. Bunun en önemli nedenlerinden biri her yerde olmamasıdır. Türkiye’ de Akdeniz Bölgesi’ nin sınırlı yerlerinde yetişir; dünyadaysa, Amerika, Afrika gibi yerlerde yetiştirilir. Palmiye ağacından, şarap, yağ yapılır. Hindistan cevizi ağacı bir palmiye ağacının türü olup; süt ve tatlılarda kullanılmak üzere kullanılr. Eski Hindistan’ da palmiye ağacı zafer simgesi olarak kabul ediliyormuş. Palmiyeler, konik gövdeli olup, en büyükleri 30 metreye kadar ulaşabiliyormuş. En önemli özelliklerinden biri dallarının olmamasıdır; bir gövdeden birçok yaprak çıkar.

Her Yiğidin Bir Yoğurt Yiyişi Vardır, Ya Da Yoğurdu Üfleyerek Yemek!

tenedian | 27 October 2008 11:44

Yoğurt yerken iğrendiğiniz oluyor mu?
Benim oluyor.
Hatta bazı yerel markalar dışında “doğal”ı “probiyotik”i ne marka yersem yiyeyim, durum zaman zaman iğrenme aşamasını geçip mide bulanması aşamasına geliyor.
Çok da severim yoğurdu. Yediğim zaman içimin temizlendiği duygusuna kapılırım. Ama, kaşığıma aldığım yoğurt, kaşık ile yoğurt kabı arasında uzayıp gidiyorsa, tabiri mazur görün, balgam kıvamındaysa yemeğin bütün keyfi kaçıyor.
Benzeri duyguyu ekmek yerken de yaşıyorum. Ne yediğimizi bilemiyoruz.

Ev Yoğurdu
Ev Yoğurdu

Halbuki bazı yiyecekleri evde yapmak o kadar kolay ki!
Evde yaptıklarımızın içinde ne var, biliyoruz.
Kim yaptı, hastalıklı mı değil mi, biliyoruz.
Ne kadar dayanır, biliyoruz.
Bir de şunu biliyoruz: Dünyadaki ölümlerin %60’ı beslenme düzenimize bağlı hastalıklardan kaynaklanıyor.
Ve biz balgam gibi uzayan yoğurtlar yiyor, neyle beyazlatıldığını bilmediğimiz ekmeklere içinde tam olarak ne olduğunu bilmediğimiz şeyleri sürüyor ve bunları yutmak için de kolamızı ve aromalı buzlu çayımızı içiyoruz.
Mazeretimiz de hazır: Vakit mi yeter herşeyi evde yapmaya!
Evet, bazı şeyleri yapmaya yeter.
Bir yazımda yine bu gırtlak işleri üzerine yazmıştım:”Denizden Babam Çıksa Yerim” diye.

Ayakkabılar Kadeh,Jartiyerler Taşıma Kabıydı!

Culture Orange | 13 September 2008 18:37

Düşünün ki bir içecek yapıyorsunuz ama yaptığınız içecek sizin istediğiniz ismi değil tamamen farklı bir isim alıyor.
İstediğiniz ismi vermek istiyorsanız bu işi dünyada tek bir yerde yapabiliryorsunuz. Belki kimilerinizin aklına gelmiştir neyden bahsettiğim.
F1 in vazgeçilmezi şampanyadan bahsediyorum elbette.

Şampanya ve Alonso
Şampanya ve Alonso

Yine malum meyveden elde edilen şampanya gerçekten çok fazla hikayeye konu olmuş bir içkidir. Asillerin ve kraliyet ailesinin içeceğidir.
Yapımı bir hayli meşakkatli olmakla birlikte çok tehlikekelidir.
Şaraptan farklı olarak adeta pişirilerek yapılan şampanya 17. yy dan bu yana adından söz ettirmekte.
Mahzenlerde çalışan işçilerin can güvenliklerini tehlikeye atan bu içki 920 C° a kadar ısıtılıyor.
Şarapların 1/3 ünün bozuk çıktığından bahsetmiştik şampanyada da durum pek farklı değil ama şampanya bozuk çıkmaktan ziyade 100 km hızla duvarlarda delik açan mantar,fırlatan bir tehlike.
Aslında ilk yapımı tesadüflere dayalıdır. Üzümden daha çok yararlanmalıyız düşüncesinde olan ademoğlu adeta meyvenin cacığını çıkartırcasına kullanmıştır.
Farketmiştir ki bu meyveyi mayalamak hem kafaları güzelleştiriyor hemde cepleri.

Bir Meyvenin Marifetleri

Culture Orange | 10 September 2008 15:22

Daha önce ne zahmetler verilerek bağlardan toplandığını anlatmıştık şimdi ise üzümün bir diğer ve sıkça üretilen ürününe geçiyoruz. Alkollü içecekler. Genelde üzümün tadının biraz ekşiye yakın bir tadı vardır. Fakat yemeklik üzüm bu taddan yoksundur. Şöyle ki yemeklik üzüm genelde haplanmıştır yani tatlanması için ilaçlanmıştır. Oysa üzüm tatlı ile ekşi arası bir meyvedir fakat tatlılığı daha ağır basmaktadır.

kırmızı üzüm
kırmızı üzüm

Hem bu tatlılığından dolayı hemde biraz mayhoş bir lezzeti olduğundan dolayı “beklese bir başka tad alırmı?” sorusu gelmiştir eski toprağın aklına. Üzümü uzun süre bekleten insan farketmiştir ki üzüm bekleye bekleye farklı bir tat alıyor acıya benzer bir tad. İçincede insanın içi bir hoş oluyor. Fazla tüketimi ise alkol tüketildiği zaman meydana gelen etkilere benzer etkiler oluşuyor. Tabi bu fazla tüketimden kastımız 1 hafta süreyle karnımızı üzümle doyurmak kadar fazla. Yani tavsiyemiz alkollü içecek bulamadım üzüm var yer kafa bulurum diyorsanız boşuna uğraşmayınız. Anasonsuz ve damla sakızsız bir yere varamazsınız…

şarap
şarap

Gelelim üretilen ürünlere. Üzüm gerçekten çok garip bir meyve demiştik hem ekşi hem tatlı arası. Erene kadar genelde her meyve gibi ağız burun yamultacak bir ekşiliğe sahiptir. Sonra şekerlenir daha sonra sararır.
Üstüne kitaplar yazılan dünyada bir çok insanın experi olduğu bir üründen bahsedeceğiz şimdi. Damak hassasiyetinizin ne denli kuvvetli olduğunu anlayabileceğiniz bir ürün. Şarap.

Şarap Çanağından Üç Damla

Krolock | 09 September 2008 14:09

  Üzüm suyunun eşsiz kıvamı şarap ve dimağımızdaki şarap kültürünün merkezinde duran şarap çanağımızdan üç damla damak şaklatıran cinsiden;

Nebbiola Nebbia, italyanca’da sis demektir. Langhe Vadisinden geçen Tanaro Nehri’ııin suladığı topraklar, gece gündüz ısı farkı yüzünden Eylül’de yoğun sis alır. Nebbiola üzümleri Ekim’de tam olgunluğa ulaşır ve hasat sırasında koyu mor renk alır. Nebbiola, adını, sisli görünümüyle kazanmıştır, Langhe Vadisi’ne ekilen bu üzüm. vadinin tepesini sever çünkü diğer alanlardaki taban  suyu fazladır. 2 şanslı köy, ürettiği şaraba Barolo, 4 köy ise Barbaresco adını koyar. Diğer bölgelerin şarabına Langhe Nebbiola denir. Kalitesi mi? Yüksek tanenleri ve gövdesiyle Barolo’dan aşağı kalmaz Kuru meyve kokuları açısından daha zengin olduğu bile söylenebilirLanghe’nin yakışıklı Cortese üzümleri, açık saman sarısı rengiyle genç kızların gönlünü çalar, acıbadem ve beyaz kır çiçeği kokularıyla  baş döndürür. Gavi Köyü, bu şarabıyla  ünlüdür.% 100  Cortese‘den  yapılan, bu dengeli şarap; peynir, şarküteri ve özellikle mis gibi bir lüferle çok iyi gider.