şiirin kendine ait bi gerçekliği var demek ki..şöyle diyo attila ilhan;gecenin bi saatinden sonra içinizdeki yalnızlığı tanıyamazsınız..bi özgürlük vermiyo mu insana;yalnızlık edebiyatı yapma özgürlüğü..attila ilhan bu kadarını söylemişse ben arabeskin dibine vururum..uzun,ıssız bi merdivende..elimde köpeköldüren..başımı fazla kaldırmadan,ufkun hemen üzerindeki yıldızı yakalayıp,eski bir besteyi anarım;”gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar,yeryüzünde sizin kadar yalnızım…”anarım ulan!..değilmi ki izni ilhan’dan almışım..kendine acıma denizinde attığım zevk kulaçları oluyor devam ettiğim sayfalar..ama fazla açılmışım..bir buzul kıtaya çarpmış gibi oluyorum..sen söyle,şu dizelerle karşılaştığında yaşadığın duyguyu başka nasıl açıklarsın;”hem bir kere yalnızlık ne demek/bu kadar milyonla bir haksızlığın ekmeğini paylaşırken…/yalnızlık ne kelime/ellerimiz dirseklerine kadar kana gireli…”artık hülyalı bir hüzün tadı bırakmıyor ağzımızda şarap..acılı bir isyan yürüyor yumruklarımıza..iyi de şarabın ince boynundan ne istiyosun..üzümü sıkarsan şarap olur da…şarabı sıkarsan kan…