Yoğurt yerken iğrendiğiniz oluyor mu?Benim oluyor.Hatta bazı yerel markalar dışında “doğal”ı “probiyotik”i ne marka yersem yiyeyim, durum zaman zaman iğrenme aşamasını geçip mide bulanması aşamasına geliyor.Çok da severim yoğurdu. Yediğim zaman içimin temizlendiği duygusuna kapılırım. Ama, kaşığıma aldığım yoğurt, kaşık ile yoğurt kabı arasında uzayıp gidiyorsa, tabiri mazur görün, balgam kıvamındaysa yemeğin bütün keyfi kaçıyor.Benzeri duyguyu ekmek yerken de yaşıyorum. Ne yediğimizi bilemiyoruz.
Ev Yoğurdu
Halbuki bazı yiyecekleri evde yapmak o kadar kolay ki!Evde yaptıklarımızın içinde ne var, biliyoruz.Kim yaptı, hastalıklı mı değil mi, biliyoruz.Ne kadar dayanır, biliyoruz.Bir de şunu biliyoruz: Dünyadaki ölümlerin %60’ı beslenme düzenimize bağlı hastalıklardan kaynaklanıyor.Ve biz balgam gibi uzayan yoğurtlar yiyor, neyle beyazlatıldığını bilmediğimiz ekmeklere içinde tam olarak ne olduğunu bilmediğimiz şeyleri sürüyor ve bunları yutmak için de kolamızı ve aromalı buzlu çayımızı içiyoruz.Mazeretimiz de hazır: Vakit mi yeter herşeyi evde yapmaya!Evet, bazı şeyleri yapmaya yeter.Bir yazımda yine bu gırtlak işleri üzerine yazmıştım:”Denizden Babam Çıksa Yerim” diye.Yiyeceklerimizin en azından bazılarını evde yapma da benzer düşünceden kaynaklandı:Basit, ekonomik, temiz, katkısız ve en önemlisi bizi yaşadığımızı, bu evrende var olduğumuzu hatırlatan bir eylem evde yiyecek yapılması.
Bugünkü örnek “evde yoğurt yapımı”:O kadar basit ki:1- Bir litre süt. Yağlı, yağsız şu marka, bu marka farketmez. Markete gidip en ucuzundan
bir litre süt alıyorsunuz. ( Vakit:1dakika -süpermarketteki genel alışverişiniz içindeki
payı- Nakit:Yaklaşık 1.50YTL)
2- Yoksa, bir termometre alıyorsunuz. (Vakit: Bir kereye mahsus 30 dakika Nakit: Bir kereye mahsus yaklaşık 5.-YTL)
3- Sütü 50 dereceye kadar ısıtıyorsunuz. ( Vakit: Yaklaşık 5 dakika – mutfakta bulaşıkları
makinaya atıncaya kadar – Nakit: Ne bileyim, 5 dakikalık yakıt parası işte)
4- Ticari bir yoğurttan bir kahve fincanı kadar yoğurt. Bunu bu esnada yaklaşık 45 dereceye düşmüş süte ekleyip karıştırıyorsunuz. Mayalanmış sütü mutfağın sıcak bir bölgesinde ( tercihan radyatör yakınlarına) üzerini kevgirle kapayıp ve bezlerle sarmalayıp 5 saat kadar bırakıyorsunuz. ( Vakit: 3 dakika Nakit: Herşeyi de parayla ölçmeyin yahu!)
5-Sütü mayaladıktan 5 saat sonra kabınızı pek fazla langur lungur sallamadan
buzdolabına yerleştiriyorsunuz. 10 saat kadar buzdolabında bekletiyorsunuz.Ve işte emeğinizin sonucu:Toplam; ben diyeyim 2 liraya ve yaşamınızdan toplam en fazla 10 dakika vererek sağlıklı, katkısız, ucuz, içinde ne olduğunu bildiğiniz, ev yapımı yoğurt kaşıklanmaya hazır sizi, aile efradını ve konuklarınızı bekliyor. Kaşıklanma lafını özellikle kullandım: Yoğurdunuz biraz sulu, alıştığımız ticari yoğurtlar gibi katı kıvamlı olmayacaktır büyük ihtimalle. Biraz katı olsun istiyorsanız:
a-Sütü 2 kere kaynatıp soğutun, öyle mayalayın.
b- veya içine biraz ( 1 litre süte yarım paket-100ml- hazır süt kreması) koyup öyle mayalayın.
Yoğurt üreticilerinden en azından bazıları bu işi şöyle çözüyorlar: Yoğurdun kıvamlı olması demek sütün su kaybetmesi demek.( yaklaşık %30-40 kadar). Sütün su kaybetmesi, o oranda nihai ürün olan yoğurdun azalması ve o oranda kar kaybı demek. O zaman süt kaynatılacak ama su kaybı olmayacak. Kaynatılacak sütün içine jelatin vebenzeri katkı maddeleri koyarak kaynatılırsa su kaybı olmuyor. Bir sonraki adımda ise içine maya ile birlikte kıvam arttırıcı maddeler eklenerek su kaybı gerçekleşmemiş sütün katılaşması sağlanıyor.Biz de yiyoruz!Aslında bir seçenek daha var evde yoğurt yapmak için: Yoğurt makinaları.Belki daha kolay gibi görünebilir, ama hiç de öyle değil. Yukarıda saydığım imalat aşamalarının neredeyse hepsini yapıyorsunuz. Makina sadece mayalanmış sütü sizin radyatör yerine ısıtıyor ve zamanı gelince ısıtmayı kesiyor. Ayrıca sizin elinizden “bu yoğurdu ben yaptım” demenin keyfini ve heyecanını alıyor.
Sonuç: Yoğurdumuzu evde yapalım. Ekmeğimizi evde yapalım. Şarabımızı, şerbetimizi evde yapalım.Hem yaşamdan keyif alalım, hem de yaşamdan keyif alacağımız süreyi, ömrümüzü uzatalım.EKLERA- Evde yoğurt yapımı Hafif’te daha öncede yazılmış. Gelmesi muhtemel fırçalar için savunmamı önceden yapmalıyım: Önceki yazılarda vurgu sadece evde yoğurt imalatı süreci. Bu yazıda ise kendi yiyeceklerimizin bazılarını kendimiz çok az vakit harcayarak yapabileceğimiz vurgulanmaya çalışıyor. Daha önceki yazımla birlikte bir dizi yazının ikincisi gibi düşünülebilinir.B- Yararlandığım ve yararlanacağınızı düşündüğüm kaynaklar:1- Çukurova Üniversitesi, Çiftçi Broşürü2- Yogurtland3- Ekşi Sözlük ( katı yoğurt isteyip 22. maddeyi deneyenlerin madde hakkındaki görüşlerini, deneyimlerini merak etmekteyim.)4- http://yogurt7.tripod.com/5- Taylan Kümeli’de Yoğurt
yorumlar
sevgili buklet, ben de sizin adınıza üzgünüm…kabul etme durumu insanın tüm yaşam zevkini heyecanını elinden alır, itiraz ise esastır ve yaşam itirazlarla zenginleşir. “evde yoğurt yapma” eylemi de bir itirazdır ve yaşamı zenginleştirir. Elbet sizin düşüncenize sahip tutucu kişiler yol üzerinde karşınıza çıkabilir ama bu bireylerin yaşamlarını zenginleştirme çabalarında engel oluşturmaz. Sizin de bir yazınızda belirttiğiniz gibi “Engeller beni yenemez. Her engel sarsılmaz kararlılık karşısında yıkılır.” (Leonardo da VINCI)Evde yoğurt yapmaya, meyvelilerini de denemeye, yaşamı zenginleştirmeye devam!İsteyenlerin de önlerine atılanları (bunu yalnızca gıda maddeleri olarak algılamayın lütfen) kabul etme hakkı saklıdır doğal olarak.
peki, teşekkür ederim…farklı şeyler düşünüyor ve yazıyoruz.Uzatmayacağım.Tutuculuk ve gerçekçilik üzerine yazılmış bir yazıyı okumanızı isterim. Burada.
yengemiz yogurdu hep evinde yapar. yıllardır öyle yaptıgı için mayası da yine kendi yogurdu oluyor. sütü açık alıp kaynatıyor. Artık kaç yıl evvel ilk mayaladıgında aldıysa dışardan yogurdu oda artık bugüne kalmamıştır içinde:) sonuç: Daha mı saglıklı bilemeyiz? bildigimiz şey lezzeti dolayısıyla onun yogurtuna hepimizin saldırıp hüpletme hali ayrıca bir kilo yogurt fiyatına 3 kilo yogurt edinmek vede nasıl yapıldıgını gözle görmenin verdigi rahatlık.Oğluma bebekken ufak kaplarda yapardım ama artık hazır alıyoruz haliyle.
yoğurdu da ekmeği de, kendim yapar yerim. ne yediğini bilmek lazım zira, bir ara şu çay, şeker, yağ işine de el atmalıyım ama.gerçi köylünün birinden rica üzerine bir zeytin ağacı aldım. “buna bak, zeytinini ye” dedi amca sağ olsun. topladım bir çuval daha yeni de nasıl sıkıp yağ yapacağımı bilemedim, bende kavanozlara dilip doldurdum zeytin olarak yicem artık. yağ işi de seneye kaldı…