bildirgec.org

gelmek hakkında tüm yazılar

Madem ki Gidiyorsun…

kuyudaki ses | 01 March 2011 22:18

..
..

Madem ki gidiyorsun; sessizce gitmeyeceksin öyle, gidiyorsan gümbür gümbür gideceksin. Yeri göğü inleteceksin, bir daha olmayacaksın hayatlarında kolay mı? Anlasınlar bu acının şiddetini, gözyaşı döksünler bir daha yakınlarında olmayacak olmana, Üzülsünler sensiz geçirecekleri tüm zamanlara, geri gelmeyecek olmana ağıtlar yaksınlar hatta.
Ah! ” dönüşüm” var ya muhteşem olacak deyip hayal kurmakta saçma bence, bir yere geri geliyorsan eğer, sessizce geleceksin, sinsice, kimse anlamadan, fark etmeden sızacaksın hayatlarına, sanki sen hep vardın da onlar sonradan gelmişler gibi yapacaksın ki, hayatlarının tam ortasında seni tekrar bulduklarında neye uğradıklarını şaşırsınlar…

Boşversene..

pillibebekkuyuda | 12 July 2010 13:40

Kuru bir yaprak buldum bugün, kendiliğinden dağıldı ellerimde..
Kaç gece sarhoş olmuşum sevişmeden önce,kaç gece sarılmışım, karanlık gölgelerine..
Kaç kez boşalmış ruhum, yine senle doldurmuşum, sayamıyorum.
Kaç kez kendime geldiğimde sensizlik tokadıyla bayılmışım.
Rüyalarım siyah beyaz benim, sadece sen kırmızısın.
Boyadım seni, siyahsın artık..
Ruhumu boşluğa bıraktım..Yükseklik korkum geçti birden.
Uçacağıma inanmazdım, konamıyorum şimdi..
Senden uzak kalacağıma nefessizliği tercih ederdim, adresi ben de bilmiyorum bugün..
Ben ne vurgunda öldüm, ne kazada..
Onların adı var, benim adım yok
Sensizlikte yok oldum..
Hissetmemeyi istemezdim hiç, kötü değilmiş meğer. Yaralarım kapandı birden.
Şiir yazmıyorum,şarkı söylemiyorum artık..
Derinliğimde kayboldum şimdi, niye istemişim ki seni.
En iyi ressam benim, kendime sevda çizmişim..Sen bensiz yaşarken, bir terzinin dükkanında kendime çaresizlik biçmişim..
Bir sürü güzel çaresizliklerim var şimdi..
Ödülüm sensizlik, iyi duruyor üzerimde..

Bir beden var, ama yürek sesi duyulmuyor artık.
Hey, resmini çekiyorlar, gülümse bana, gülümse tüm yapmacıklığınla hayata..Elde kalan onlar olacak. ”Çok mutlu” desinler..
Her resimde en çok ben gülüyorum artık..

Yanıma mı geleceksin, arada bir istasyon mu var..

Boşversene..

YARIN GİTTİM AMA DÜN GELECEĞİM…

il mare | 16 January 2010 11:53

İnsanlar da arabalar gibidir,hızları arttıkça kontrolleri azalır.

Ne doğru yazmışım zamanında,minik bir kağıda…

Ve bunun farkındalığını yaşayabildiğim her yerde kendimi huzurlu hissettiğim de bir başka doğru…Bir önceki yazımı tekrarlıyormuşum gibi olmasın ama bir tiyatro sahnesi mesela.Ya da canlı bir sahne olması da gerekmez illa, kelimelerin tane tane çıktığı tüm yapay ortamlara da eyvallah…

Şunu demek istiyorum ki;

Tüm dialoglar,tüm kavgalar düzenli olsa keşke,birbirine karışıp da anlaşılamayan sözler yerine.Hayatta sarfettiğimiz tüm spontan sözler birer replik olsa,önceden sanki ezberlenmiş.Nasıl da daha kolay ve temiz olurdu herşey… Sesler düzenli olarak yükselip alçalsa,tonlamalar hep yerinde olsa…Mimiklerimiz hep kararlı ve asil,jestler ise hep yumuşak olsa…Hasar vermeyecek cinsten birinin burnuna,patlatsak da yüzünün tam ortasına…

düşün ki

astral | 21 November 2009 19:02

Düşün ki, yanımdasın, Düşün ki, hiç gitmedin.
Düşün ki, saçların saçlarıma değiyor –uyurken- uyanıkken gözlerin gözlerime işte buradayım/z dercesine, parıldayarak, alev alev, ‘Tüm yıldızlar çok sönük, ben en mutluyum.’ dercesine haykırıyor…

Düşün ki, yanımda uyanıyorsun. Düşün ki, pazartesi sabahı da olsa yanında uyanıyorum, düşün ki, elin ellerimde ruhum her yerinde, ruhum her yerimde; sen bende, ben sen de; çoktan dolanmış birbirimizin ruhunu sarmalamışız…

Akbabalar ve lağım fareleri.

zyprexa | 27 August 2009 19:50

Kuşlar ve lağım fareleri.
Kuşlar ki akbaba velhasıl leş yiyicileri.
Ve dipsiz kuyuda ve ceset kokan bir yalnızlık müsveddesi.
Kemirdiler, gagaladılar kalbimin astarını.
Bir parçam anladı parçalandığını,
Diğeri biraz saf ve vurdumduymazdı.
Bütün olamayan beden, bütün haltlar gibi karmaşıktı.
Yani büsbütün yarım kalmıştı.
Kargalar ve akrepler.
Melodiler ve aşk şurubu.
Etimin arasına sıkışmış bir sızı gibi.
Bütün gitmelerden güzeldi gidişin.
Özgürlük diye haykırdı tırnaklarım,
Saplanınca sensizliğin sırtına.
Duydun mu ? Kulak ver onlara.
Bak ağlıyor göz yaşım, şu göz pınarlarımın hemen dibinde.
Duyuyor musun hıçkırıklarını ?
Senin gibi bende duyamadım .
Ama benim kulaklarım yalnız “gel” deyişinde.

Gitmelere Gelmelere Teşneyiz

pilli pati | 11 October 2008 17:01


Alışıyoruz ama kötü bir alışkanlık oluyor, hafif‘ten gidenlerin ardlarında bize bıraktıkları… Mesela kimi zaman gitmeyeni hor görüyoruz ziyadesiyle, çünkü gidenlere hak verip nereye saldıracağımızı bilemiyoruz: Ortamda olmasını istediğimiz şeylerin var olmayışına hayıflanıp sinirleniyoruz veyahut gidenlerin ardından yeni gelenleri kuşku içinde seyreyliyoruz… “Acaba bu yeni gelen, o eski giden midir?” diye çalıveriyor zillerimiz! Mesela sırf bu yüzden, yeni gelmiş olup da, olan bitenden hiç haberi olmayan birinin başına patlayabiliyor bir sürü kabak! Mutsuz başlangıçlar yahut yeni gelindiği halde çekip gitmeler yaşanabiliyor sonra… “Lütfen olaylı gidişler sonrası yeni üyelik almayınız” tabelası mı asmalıyız, dükkanın camına?

Ya da kuşku huşuya günyüzünü dönmez mi hiç? Dönemez herhalde…

Yanılgı

makaleci | 30 July 2008 09:46

Hangi ezgiler benim?
Zorba’ da Rembetiko
Ya da kırılan tabaklardaki Sirtakiyim.
Yelpazeler dolusu melodiler mi seyrüseferim?
Durum komedisinde başrol oynamayacağı belli’ m…
Okyanuslar bu kadar mavi olmadı dedim
Seyrelmiş kumlar arasında ayağına batan iri taş bendim…

bir iki şiir, üç; biraz eski bir yazı

mengu yincge | 24 January 2008 00:44

Masumum
Günahlarım kadar
Yüzümde bir tebessüm belli belirsiz
Damla damla akıyor sular bedenimde
Çıplak bedenim
Ruhum çıplak
Görmüyor kimse
Banyodayım…

Hüzün saklansın
Günah aklansın
Hava kararsın
İstemen ne
Damla damla akıyor hayat bedenimde
Görmüyor mu kimse
Ağır aksak hafif bir
Yoldayım…

(01.01.08 R S K)

Ağlamak istiyorum
doya doya
güldüğümde
yalandan gülüyorsunuz ya
bir anlam yüklüymüşcesine siz
kahkahalar attığımda ben
müstehcen bir fıkraya
ve hayatın protokolüne
var ya sürüsüyle kinayeli bakışlarınız
Ağlamak istiyorum
doya doya
hıçkırıklarla
çünkü yumruğumda yüreğim
korkusuzca açıp
el sallıyorum
ve küçücük
ben
halen
kocaman
seviyorum
cesurca
Kahkahalarla gülün siz
ağlamak istiyorum ben
doya doya
Mumcu, Mardin, Ertegün
var nice sevgileri
bende.
“Tanıştım denmez”deme!
ben de
tanıdım
sevmek kolay mı
güzelim
ağlamak istiyorum
doya doya
hıçkırıklarla
Majörden minöre
Artandan dağılana
Doğrudan yanılana
Gülerken ağlayana
Sevilmeden sevene
Ağlamak istiyorum
doya doya
hıçkırıklarla
çünkü
ben
küçücük ve
kocaman
halen
seviyorum sizi
hem de
hepinizi
(25 Aralık 2006 – R S K)

Türkçe’de en çok kullanılan sözcükler

odo | 10 November 2007 00:23

2003 yılında tdkbir yazılı açıklama ile dr. ilyas göz’ün çalışmasının sonuçlarını kamuoyuna duyurmuş. araştırma konusu türkçe’de en çok kullanılan sözcüklermiş. bunun için denekler kullanılmış, gazeteler, dergiler taranmış, edebi eserler ve diğer sanat ürünleri incelenmiş ve sonunda veriler istatistiklere dökülmüş. buna göre, yazılı Türkçede en çok kullanılan kelime ‘bir‘ olmuş. Bu kelimeyi ve, olmak, bu, için ve o izlemiş.

‘Ben’, ‘demek’, ‘çok’,’yapmak’, ‘ne’, ‘gibi’, ‘daha’, ‘almak’, ‘var’, ‘kendi’, ‘gelmek’, ‘ile’, ‘vermek’, ‘ama’, ‘sonra’, ‘kadar’, ‘yer’, ‘en’ ve ‘insan’ kelimeleri de yazılı Türkçede en çok kullanılan kelimeler arasında yer almış.