bildirgec.org

zyprexa

11 yıl önce üye olmuş, 18 yazı yazmış. 58 yorum yazmış.

Bırikenyo ve Husinko / 2

zyprexa | 11 September 2009 12:18

Mahallenin maşallahı el bebeği gül bebeği ayçanenko, uzun boylu, diri göğüslü, yay gibi kaşları, ok gibi kirpikleri olan baktığı erkeğe çadır diktiren, mahalledeki bir çok genci rüyalamış, mahallenin en güzel kızlarından biriydi. Birazcık mitoloji bilseydi kendisini afrodite benzetebilirdi. Çocukluktan beri bırikenyo ile aynı mahallede oturmakta olan ayçanenko bir türlü bırikenyoya olan aşkını dile getirememiş, yıllardır saç tavasının içinde kavrulan et misali kavrulmuşta kavrulmuştu. Bırikenyoyu ne yaptıysa kendine aşık edemeyen bu genç kadın çareyi annesinden kalma kara kaplı kitapta yazan *kocakarıhumbaa büyüsünde bulmuştu

Bırikenyo ve Husinko / 1

zyprexa | 11 September 2009 11:22

Telefonun mesaj sesiyle o tatlı uykusundan uyanan Bırikenyo birkaç küfür savurdu içinden.
Uzun boylu geniş omuzlu ve oldukça yakışıklıydı. Kasabada kızların gözdesiydi ve bu yüzden
ona çapkırık bırıkenyo derlerdi. Babasından kalma tek katlı bir evde yaşamaktaydı bırikenyo.
gözlerini ovuşturdu ve mesajı okumaya koyuldu. Aslında içinden tuvalete gidip ilginç ve bir
o kadar yaratıcı bir şeyler bulmayı ümit ediyordu ama dündüklerini yapmadı. Mesaj
hüsinkodan gelmişti. Hüsinko mavi gözlü zayıf ve salak bir tipi vardı. Gülüşüyle oldukça
dikkat çekiyordu. Kendine farklı imajlar aramaktan kendini bulamamış utangaç ve çekingen
birisiydi. Husinkonun en büyük özelliği bir kız arkaşının olmamasıydı. Onun en yakın arkadaşı bırikenyo ve elleriydi. Bırıkenyo içinden “yine ne saçmaladı bu salak diye geçirdi ve mesajı okumaya başladı. Kankileto* nerdesin,elimde iki tane kız var yazıyordu mesajda. Bırikenyonun afyonu henüz patlamadığından mesajı ilk başta çözemedi ama sonradan içeği anladı. Gözlerine inanamadı. Hemen doğruldu. Gördükleri gerçekmiydi ? Oda bir mesaj gönderdi.
-yalancının ta …

Akbabalar ve lağım fareleri.

zyprexa | 27 August 2009 19:50

Kuşlar ve lağım fareleri.
Kuşlar ki akbaba velhasıl leş yiyicileri.
Ve dipsiz kuyuda ve ceset kokan bir yalnızlık müsveddesi.
Kemirdiler, gagaladılar kalbimin astarını.
Bir parçam anladı parçalandığını,
Diğeri biraz saf ve vurdumduymazdı.
Bütün olamayan beden, bütün haltlar gibi karmaşıktı.
Yani büsbütün yarım kalmıştı.
Kargalar ve akrepler.
Melodiler ve aşk şurubu.
Etimin arasına sıkışmış bir sızı gibi.
Bütün gitmelerden güzeldi gidişin.
Özgürlük diye haykırdı tırnaklarım,
Saplanınca sensizliğin sırtına.
Duydun mu ? Kulak ver onlara.
Bak ağlıyor göz yaşım, şu göz pınarlarımın hemen dibinde.
Duyuyor musun hıçkırıklarını ?
Senin gibi bende duyamadım .
Ama benim kulaklarım yalnız “gel” deyişinde.

Bıktım

zyprexa | 17 August 2009 16:12

Mail iletilmesinden nefret ediyorum. Aslında yalnızca mail değil. Düşüncesizce bir başkasının düşüncesini kendi düşüncesiymiş, kendi ifadesiymiş gibi satmalarından nefret ediyorum. Bu maili 15 kişiye iletmezsen basur olursun. Yok 3 kişiye iletmezsen top olursun. İletirsen sevdiğinle ateşli bir gece. İnanmayan hayvan oğlu hayvandır. Ne bunlar ya. Birde bir bakıyorum ki sayfalarca kişi iletmiş bu maili. Hem de nasıl Allah ‘ım kafayı yersin. O mailleri görünce kendimi bir anda çoban gibi hissediyorum. Bakıyorum bir sürü koyun. Hepside aynı şeyi meee lemiş. Vah yazık. Bunun sms formatı da çıktı. Herkes 42133212312 kişiye göndersin, göndermeyen toptur falan. Kardeşim göndermeyin şöyle saçma şeyleri. Allah taş yapmaz mail atmıyorsunuz diye. Yapacak olsa namaz kılmıyorsunuz diye yapar. Koyun olmayın diyorum dinletemiyorum. En basiti annem. Uzmanlar şunu demiş diyor. Nerede dinledin diyorum. Televizyonda. Yahu televizyona çıkan adam uzman mı oluyor a anacım. İnanmayın. Kanmayın insanların laflarına. Kendi beyninizle düşünün. Kendi fosforunuzu tüketin. Hazırcı olmayın. Alıyorlar altınızdan donunuzu diyorum dinletemiyorum. Ah ne zaman akıllanacak bu insanlar. Benim ömrüm yetecek mi acaba ?

Melek Dua Eder.

zyprexa | 31 July 2009 09:48

Bir melek dua eder.
Kelimeler arınır nefesinde.
Geçmiş, günden korkar.

Melek dua eder.
Aminler dolanır dilime.
Utangaç sevinçler peydahlanır tenimin kurak iklimde.
Ve karanlıklar çökmüş gözleri her kapandığında teninin kokusundan sızar ölüm.
Duyumsarım, mırıldanırım
” Yumma gözlerini melek hep bak ! Öldürme beni ! Karanlıklara gömme ! “

Melek dua eder.
Melodiler gezinir köy koruyucuları gibi, unuttuğum sevginin dağlarında.
Ruhum beklenmedik bir şekilde terk eder beni.
Onun avuçlarının içinde uykuya dalar.
Bir et yığını gibi kalırım karşısında.
Titrerim.
Dualarında bana da yer var mı, soruları mıh gibi çakılır beynimin betonuna.

Tıp oyunu.

zyprexa | 24 July 2009 16:40

“Bir, iki, üç tıp deyince susuyordu çocuklar.”

Çok sıkıldım bu hastane odasından, bu kokudan.
Baba ?
Bu oyundan da sıkıldım baba hadi konuşalım birazcık.
Dışarı çıkabilir miyim ? Kaybolmam söz.
Baba konuşsana. Hadi uzatma artık.
Bak konuştum, oyun bitti.
Hep ben yenerdim seni ama bak şimdi ben kaybettim.
Hadi gözlerinle gül yine bana.
Baba. Baba ?
Korkuyorum.
Doktor amca ! Babam bana küstü herhalde.
N’ oluyor nereye götürüyorsunuz onu.
Ne bu telaşınız. Hey bana da bir şeyler söyleyin.
Baba !!! Ölme sakın.

Yakarış.

zyprexa | 22 July 2009 14:14

Kalbimi karşıma alıp konuşmam lazım. Anlatmam lazım olanı biteni. Bak bu böyle bu böyle rahat dur artık yakma canımı demeliyim. Ama biliyorum ki söz dinlemeyecek eşek sıpası. Yine arttırarak iğnelerini batıracak içime. Kaldıki aklımda bu konuda hem fikir. Söz anlatma niyeti yok. Sessiz kalma hakkını kullanıp kabulleniyor herşeyi. O haytanında işine geliyor iyimi. Ruhum hele o ruhum onu hiç sorma gitsin. Kimbilir şimdi hangi saç teline sarılmıştır. Zaten ilk günden firar etti göğüs kafesimi parçalayarak. Benim yanım onun yanı olsun dedi. Kızar istemedez dedim dinletemedim. Etim ve organizmalarım zaten koyun psikolojisi sahibi olduğu için tamam diyorlar ne deniyorsa. Görüyorsun dimi şu hali. Soluk almak istemiyorum. Çünkü soluk soluğa kalmak bir bakıma can çekişmek. Nefes almak için yalvarmak. Soluk almak istemiyorum. Parçalanmış ayaklarımı nasıl vurayım peşin sıra yollara. Dursan yanımda sadece sana baksa gözlerim. Sen gülümsesen arada bir. Başka birşeyde istemem hani.

Hasta aşk.

zyprexa | 15 July 2009 11:52

Beynimde bir hava boşluğu. Ur deniyor halkın koca karı tahsilli dilinde. Seni düşünüyorum ve düşüncelerim türbülansa giriyor, hava boşluğuna denk gelince. Katilim. Seni düşünürken canlı canlı gömüyorum
Göz bebeklerimi tabut tahtası kılıklı göz kapaklarımın altına. Gamsızım. Seni görünce, kalbim ayak ucuma uzanan uçurumda kendini atmaya yelteniyor gülümsüyorum. Beynimde bir hava boşluğu. Epeyce havadar bir oda gibi. Duvarlarında karınca duaları ve aminlerimin yerini adın almış. Doğuştan da delik ya kalbim. Buna da Atrial Septal Defekt deniyor tıp dilinde. Tek umudum sensin. Sen etime etsin. Gel doldur kalbimde bu beni yoran, tüketen boşluğu. Belki de beni yoran senin yokluğundur kim bilir ? Elindeki sihirli değnek ile yar ortadan ikiye Kızıldeniz gibi kanımı. Ve tam da peşinde koşarken kötü yanlarım 2. Ramses gibi, sana secde ederken boğulsun kanımda. İçimde de garip bir heyecan. Adına aşk demiş bütün ozanlar. Aşığım. Hastalıklı bir aşk benimkisi. Tam anlamıyla.

İsmail anısına ..

zyprexa | 28 June 2009 12:34

Gücünü kanıtladı o ..
İlk defa dedi belki son defa …
Ama olsun yılmadı … Güçlüydü …
Ve kanıtladı …
Kendi becerikli elleriyle sakince
ve birazda göz yaşlarıyla
çaktı hayatın çıkan çivisini …
Titrek ve mahçup bir yazıyla dediki:
UYUŞTURUCUYA HAYIR !
Allaha sıgındı …
O bağışlayandır… Yarrabbim beni bağışla …
Tuzlu göz yaşları deyince dua eden dudaklarına
Ve dedi yine … O yücedir o yaratan dır yok edendir ..
Sana geliyorum beni kucakla …Nice zamandır odasını
aydınlatan bir elektirik kablosunu dolarken boynuna
Umutsuz gözleriyle baktı tekrar hayata ….
Belkide o an yanlızlıgını asıyodu … Belki
günahlarını , aşklarını , dostlarını , üzüntülerini ,
belki hayatın ta kendisini asıyodu kim bilir…
Ben bir şey bilirim o temiz yürek , o saf delikanlı
o ismail o işte o artık yok oluyordu …
Elveda dedi hayata … saat bizde 11 orda sonsuzdu.
ismail artık yoktu ….

Ey Ruhum …

zyprexa | 27 June 2009 18:23

Her ruh yarımdır.
Ey ruhum kurtul artık bu çelimsiz bedenden.
Öldürmek değil bu. Yada öldürmekse bile öldür.
Ey ruhum duymuyor musun beni.
Çek al kendini nefes yolumdan tamda ben ağzım açık bir şekilde
bakarken dünyaya.
Usulca sıyrılırken içimden yavaşça okşa ama.
Ve yükselince saçlarımın dibinden, öylece bir bak aciz bedene.
Nasıl yıkıldığına bir bak. Seni bunca zaman hapsedene.
Ey ruhum azat ediyorum özgürsün.
Ki zaten bilmiyorum günahın neydi de sahibin ben oldum.