İnsanlar da arabalar gibidir,hızları arttıkça kontrolleri azalır.

Ne doğru yazmışım zamanında,minik bir kağıda…Ve bunun farkındalığını yaşayabildiğim her yerde kendimi huzurlu hissettiğim de bir başka doğru…Bir önceki yazımı tekrarlıyormuşum gibi olmasın ama bir tiyatro sahnesi mesela.Ya da canlı bir sahne olması da gerekmez illa, kelimelerin tane tane çıktığı tüm yapay ortamlara da eyvallah…Şunu demek istiyorum ki;Tüm dialoglar,tüm kavgalar düzenli olsa keşke,birbirine karışıp da anlaşılamayan sözler yerine.Hayatta sarfettiğimiz tüm spontan sözler birer replik olsa,önceden sanki ezberlenmiş.Nasıl da daha kolay ve temiz olurdu herşey… Sesler düzenli olarak yükselip alçalsa,tonlamalar hep yerinde olsa…Mimiklerimiz hep kararlı ve asil,jestler ise hep yumuşak olsa…Hasar vermeyecek cinsten birinin burnuna,patlatsak da yüzünün tam ortasına…Öyle olsaydı eğer;Bir kavgayı bile izlemek güzel olurdu;her çirkinlik,ardında bir sanat uyuturdu.Öyle olsaydı eğer;Tüm cümleler sırayla sarfedilirdi,birinin sözü bitmeden üstüne diğerini kondurunca,aslında hayat ihlal edilirdi.Öyle olsaydı eğer;İnsanlar besbelli birbirini dinlerdi.Birbirlerini dinleyen insanları görünce başka birileri,’dinlenen ne ki acep’ merakıyla kendilerini bu sessizliğe dahil ederlerdi. Kulak verdikçe düşünürler,düşündükçe söylemek isterler ama söylemek istedikçe diğerlerinin sözlerinin bitmesini beklerlerdi.Bir söz söylemek içinki bekleyiş,kimbilir, belki bir vuslata tekabül ederdi.Sonra vuslatın değerlisi söz olur, sözler vuslatla vuku bulurdu.İçinde sözün olmadığı herşey,tüm kelimeleri siyaha boyar,sözle dile gelmeyen her his her gerçeği yalan yapar-dı.İşte tüm bu ütopik puntolar,beni fazlasıyla karamsarlığa boğar.İyi şeyler düşünmenin getirdiği karamsarlık… Ama karamsarlık,gerçek dünyada var.Gerçek dünya dün değil,gerçek dünya bugün de değil.Gerçek dünya yarın…Çünkü ancak,bitmiş bir dünün ve henüz bitmemiş bir bugünün repliğini duyabilirim,üzerinde dolandıkça gıcırdayan tahta parkelerin sahiplik ettiği efsunlu bir sahnede; ve ferdalarla mutlu olamazken asla,ancak miadını doldurmuş yarınların dünleri boyayabilirim kırmızıya,mora…E her yarın bir dün,her bugün bir yarın ve binaen,her bugün bir dün ise de eğer,(a=b,b=c ise a=c)Tek gerçek ilan ettiğim yarınlar da işte şimdi o sahnedeler.Gelecek sanarlarken kendilerini,aynada geçmiş gördüler…O vakitten öte,tüm yarınları susuz bırakıp bütün dünleri yeşerttiler…