bildirgec.org

alzheimer hakkında tüm yazılar

Bu kamera bütün hayatınızı kaydetme İddiasında!

Esed | 20 October 2009 14:06

Bütün hayatınızı parçalar halinde kaydedederek saklayabileceğinizi hayal edin. İngiltere kökenli bir firma bu hayalinizi gerçekleştirmek üzere. Boynunuzun kenarına asılı olarak duran bir kamera her 30 saniyede bir fotoğraf çekerek bunları sonradan bakabilmeniz için kaydedebilecek. 30,000 fotoğrafı hafızasında barındırabilen ViconRevue isimli bu kamera asıl olarak Alzheimer hastaları için geliştirilmiş olduğu halde, üretici tarafından büyük çaplı olarak üretilip perakende olarak satılması da planlanıyor.

Labirent

fitil | 28 September 2009 10:10

Hızlı adımlarla yürümeye çalışıyordu. Etrafında ismini bir türlü hatırlayamadığı o kocaman şeylerden vardı. Kahverengi uzun gövdelerin üzerinden yine kahverengi daha ince kollar uzanıyordu. Kolların etrafında yeşil yapraklar vardı. Sanki biraz zorlarsa bulacaktı, ama kafasının içi bomboştu. ‘ Tipi varken karanlık bir labirentte kaybolmak gibi ‘ dedi yüksek sesle. Yere yatıp üzerinin karlarla örtülmesini beklemek istedi. Hareketsiz kalıp sonsuzluğa karışmak inanılmaz çekici geliyordu o anda. Ayakkabıları ayağına iyice vurmuştu. Parmakları sızlıyordu. Her adımda acaba çıkarıp çıplak ayaklarla mı yürüsem diye düşünüyordu. O gece hava çok serindi. İnce trençkotuna sarındı. Kafası öyle karışıktı ki! Gözünün önüne bir kedi görüntüsü geldi. Pembe yumağı öylesine yuvarlayıp ipin ucunu çekiştiriyordu ki hayalindeki küçük kız sonunda yumağı eline aldığında karışan kısmı koparıp atmak zorunda kalmıştı. Ama kafasını koparamıyordu. Birden gözlerini yukarıya kaldırdı. Etrafına bakarken kalp atışları hızlandı. Nerdeyim diye düşündü? Karanlığın farkına vardığında midesinden yukarıya doğru bir baskı geldiğini hissetti. Yemek borusu yandı. Şimdi başı da dönüyordu. Çaresizlik suratına o kadar şiddetli çarptı ki çantasına uzanıp içinden minik kırmızı metalik şeyi çıkarması gerektiğini düşündü. O şeyle tam olarak hatırlamadığı bir işlem yapınca huzurlu ve güvende olacağını biliyordu ama tam olarak ne olduğunu hatırlayamıyordu.Ayak sesleri ile irkildi. Metalik aleti çantasına atıp dümdüz yürümeye başladı. Aslında sola da dönebilirdi ama orası karanlıktı ve ayak seslerinin sahibinin kötü birisi olma ihtimaline karşı ışıklandırılmış yolu seçmesinin doğru olacağını düşündü. Arkasından gelen erkek sesi artık ne olacaksa olsun deyip durmasına neden oldu. Her şey o kadar anlamsızdı ki sıcak bir yaz gününde kafasını buzdolabının içine uzatıp geri çıkardığında gözlük camlarının buharı yüzünden her yerin o kopkoyu sise boğulduğu anı hatırladı.

Demans hastalığı

nazokiraze | 04 February 2009 10:58

Konu konuyu açar ( laf lafı mıydı o?) derler ,çok doğru, nicedir merak ettiğim bir oyuncu olan Münir Özkul’a bakıyım dedim. Öyle ya fii tarihindeki filmlerde bile yaşlı adam rolünde bu oyuncu, şimdi kaç yaşında?nerede? ne yapar? derken kendisinin demans hastası oldugunu, ailesiyle mütevazi bir hayat sürdügünü öğrendim. Buradan kendisini anıyor ve şifa diliyorum.

Demans hastalığı yaşamda gereken konularda görülen yetersizlik olarak belirtiliyor.Genellikle elli yaş sonrası görülen bu hastalık, unutkanlığa, konuşamamaya, beceri eksikligine , davranış değişimine yol açıyor. Genetik te olabilen demans hastalıgı, alzheimerle çoğu zaman karıştırılmaktadır.

Dikkat “TAURIN” içerir!

behman | 11 January 2009 21:17

taurin‘in ne olduğunu bilmiyordum. daha da kötüsü zararlı bir madde olduğunu sanıyordum çünkü enerji içeceklerinin üzerinde hep “taurin içerir” yazdığından herhalde kötü birşey ki bu notu düşmüşler diyordum. umursamazdım içerdim elbette ama taurinin ne olduğunu bilmeden. en sonunda internette gezinirken aklıma geldi ve fena halde bozuldum çünkü “taurin” zannettiğimin tam tersine yararlı birşeymiş.

O Daima Gözünüzün Önünde Olsun

zabun | 21 July 2008 22:50

İspanyol Keruve‘nin Alzheimer hastalarına yönelik geliştirdiği cihaz, çeşitli kuruluşlar tarafından 12 ödüle layık görülmüş. Cihazın kol saati şeklindeki birimi, kaybolma riski taşıyan kişinin koluna takılıyor ve özel bir tornavida olmaksızın kişi tarafından çıkarılamıyor. Sistemi tamamlayan “Nokia 7710” görünümündeki, şehir haritalarının yüklü olduğu bir de el birimi var. Bu kontrol birimi, hastanın sorumluluğunu üslenen kişi tarafından taşınıyor. Sistem şöyle işliyor; hasta belirlenen güvenli bölgeyi ihlal ettiğinde bir alarm çalarak el ünitesine bildiriyor ve kişinin hareket ettiği güzergahı ekranındaki haritada gösteriyor. Takip işlemi GSM 900/1800 şebekelerini veya GPS hizmetini kullanarak yapılıyor. Kişinin gittiği bölgede hangi hizmetin (GSM/GPS) sinyal gücü yüksek ise cihaz o şebekeye bağlanıyor. Su geçirmez ve darbeye dayanıklı kol ünitesinin şarjedilebilir pilleri, 3,5 gün dayanabiliyor. Avrupadaki satış fiyatı, %16’lık vergi hariç 850€.

Anosmi: Koku Duyusu Yitimi – 2

kapuska | 09 July 2008 09:00

Serinin başı için buradan

Beş duyumuz içinde üvey evlat muamelesi yapsak da kokusuz bir hayat, karanlık ya da sessiz olanı kadar çekilmez. Belki dışardan farkedilmediği veya devlete ekonomik bir yükü olmadığı için es geçiliyor ama araştırmalara göre Amerikan nüfusunun % 1’ine ve 50 yaş üstü kişilerin %24’üne yakını kısmi de olsa koku alamıyor. Koku alamamak aynı zamanda tat duyumuza da ket vuruyor. Dil dört temel tadı almaya devam da etse koku duyusu olmadan yediğimiz çilek tatlı ve sulu bir şeye, varken de birşeye benzemeyen karnıbahar ve kereviz hiçbir şeye benzemeyecektir.

Bunun haricinde koku hafızayla da yakından ilgilidir. Beyin, insan yaşamını sürdürebilmek adına önemli kabul ettiği kokuları unutmaz. Bu beslenebilmek, zehirlenmemek, anne, eş ve çocuk bulmak ve tehlikelerden kaçmak adına evrimsel açıdan en eski görevlerden biridir. Evrimsel diyoruz, çünkü insan koku genlerinin çoğu on milyon yıldan daha eski olmakla beraber bu genlerin bir çoğu günümüzde artık çalışmıyor. Ancak buna rağmen insan genomunun %3’ü gibi yüksek bir oranı kokuları ayırt etmek üzere görev yapıyor.

Koku alabilmek, diğer taraftan,sağlık ve sosyal bir yaşam için de gerekli. Duman, gaz sızıntısı ya da bayatlamış yiyeceklere karşı koku duyusu vücudumuz için bir erken uyarı sistemiyken, yokluğu durumunda farkına varamayacağımız vücut kokuları sosyal felaketleri de engeller. Dahası kokunun eş seçiminde çok önemli bir rolü vardır. Her insan genetik olarak belirlenmiş, feromon dediğimiz sadece kendine ait bir koku taşıyor. Etkileri kesin olarak henüz anlaşılamamışsa da çiftleri birbirine yaklaştırdığı, uyum ve mutluluk halini arttırdığı bir gerçek.

Anosmiden önce nasıl koku aldığımızı da incelemek lazım. Koku duyusu burun boşluğu tavanında yerleşmiş bir pul büyüklüğündeki koku bölgesine (Olfactory Epithelium) hava içerisindeki koku moleküllerinin ulaşması ile başlıyor. Burun içerisindeki bu koku bölgesinde beş milyon kadar koku alıcı hücre (epithelial cells) var. Bu hücrelerin sayısı farede on, tavşanda yirmi milyon iken bir av köpeğinde 200 milyona kadar çıkıyor. Koku molekülleri burun içerisinde dolaşan hava ile beraber koku bölgesindeki sadece kendilerine uyan koku reseptörlerine bağlanmayı başarabildiklerinde koku algılanması başlıyor. Bu uyarı 3-4cm.’lik bir sinir iletimiyle (olfactory nerves ve olfactory tract) beyindeki koku merkezine ulaştığında beyin daha önceki deneyimlerle belirlenmiş olan şifreleri çözerek kokuyu tanımamızı sağlıyor. Tüm diğer sinirlerden farklı olarak koku sinir uçları kendisini uyaranla doğrudan kendisi karşılaşıyor, bir başka deyişle beynin kafatasından dış ortama açık olduğu tek yer burun içerisindeki koku sinirleri bölgesi.

A MOMENT TO REMEMBER – HATIRLANACAK BİR ANI

ggecim | 15 June 2008 13:17

İnsan beyni bazen öyle şeyleri unutur ve öyle şeyleri hatırlar ki, buna şaşırıp kalırız bazen.Mesela an gelir dedenizin ismini, hatta babanızın ismini bile unutabilirsiniz. Anlık hafıza kayıpları insanı çaresizliğe de düşürebilir.
Beyinin hala nasıl çalıştığını tam olarak çözememiş insanoğlu, nasıl durabildiğini de anlayamamıştır.
İşte, konusunu aşktan ve anılardan-hafızadan alan, A moment to remember – Hatırlanacak Bir Anı, kendisi de birkaç filme konu olmakla birlikte türünün en iyi örneklerinden.

foldit oyununu kazan, nobel’e aday ol

Banned | 10 May 2008 15:00

foldit : bilim için puzzle çöz
foldit : bilim için puzzle çöz

Bilgisayar oyuncuları prensesleri kurtarmak veya uzaylıların istila saldırılarından gezegenlerini kurtarmak için yıllardır uğraşmaktalar. Araştırmacıların niyeti ise oyun severleri, oyun aracılığı ile bilimle buluşturmak. Washington Üniversitesi‘ndeki araştırmacılar tıbbi bilimsel buluşlar için oyun severlerin oyun yeteneklerini kullanmayı deneyecekler ve belki de HIV(aids)’in çaresini bile bulacaklar.

Yeni ilaç beyin yaşlanmasını önleyebilir

yunusemreklk | 02 May 2008 22:39

yaşlılık
YAŞLILIK

Bunaklık tarih oluyor!

İnsanlar yaşlandıkça, bunu beyinleriyle ödüyorlar; yıkım artıyor, nörotransmiter (sinir hücreleri arasında iletişimi sağlayan madde) seviyesi düşüyor ve (beyinde) kan toplaması, hafıza kayıplarını (bozulmaları) takip eden Alzaymır ve Parkinson riskleri. Fakat uzun süren araştırmalar sonucunda bulunan yeni bir deney ilacının uzun süreli kullanımda fare beynindeki yaşlanma reaksiyonlarını durdurabildiği keşfedildi.