Hızlı adımlarla yürümeye çalışıyordu. Etrafında ismini bir türlü hatırlayamadığı o kocaman şeylerden vardı. Kahverengi uzun gövdelerin üzerinden yine kahverengi daha ince kollar uzanıyordu. Kolların etrafında yeşil yapraklar vardı. Sanki biraz zorlarsa bulacaktı, ama kafasının içi bomboştu. ‘ Tipi varken karanlık bir labirentte kaybolmak gibi ‘ dedi yüksek sesle. Yere yatıp üzerinin karlarla örtülmesini beklemek istedi. Hareketsiz kalıp sonsuzluğa karışmak inanılmaz çekici geliyordu o anda. Ayakkabıları ayağına iyice vurmuştu. Parmakları sızlıyordu. Her adımda acaba çıkarıp çıplak ayaklarla mı yürüsem diye düşünüyordu. O gece hava çok serindi. İnce trençkotuna sarındı. Kafası öyle karışıktı ki! Gözünün önüne bir kedi görüntüsü geldi. Pembe yumağı öylesine yuvarlayıp ipin ucunu çekiştiriyordu ki hayalindeki küçük kız sonunda yumağı eline aldığında karışan kısmı koparıp atmak zorunda kalmıştı. Ama kafasını koparamıyordu. Birden gözlerini yukarıya kaldırdı. Etrafına bakarken kalp atışları hızlandı. Nerdeyim diye düşündü? Karanlığın farkına vardığında midesinden yukarıya doğru bir baskı geldiğini hissetti. Yemek borusu yandı. Şimdi başı da dönüyordu. Çaresizlik suratına o kadar şiddetli çarptı ki çantasına uzanıp içinden minik kırmızı metalik şeyi çıkarması gerektiğini düşündü. O şeyle tam olarak hatırlamadığı bir işlem yapınca huzurlu ve güvende olacağını biliyordu ama tam olarak ne olduğunu hatırlayamıyordu.Ayak sesleri ile irkildi. Metalik aleti çantasına atıp dümdüz yürümeye başladı. Aslında sola da dönebilirdi ama orası karanlıktı ve ayak seslerinin sahibinin kötü birisi olma ihtimaline karşı ışıklandırılmış yolu seçmesinin doğru olacağını düşündü. Arkasından gelen erkek sesi artık ne olacaksa olsun deyip durmasına neden oldu. Her şey o kadar anlamsızdı ki sıcak bir yaz gününde kafasını buzdolabının içine uzatıp geri çıkardığında gözlük camlarının buharı yüzünden her yerin o kopkoyu sise boğulduğu anı hatırladı.…Jonah eve girip sessizlikle karşılaşınca karnına bir yumruk yediğini sandı. Hannah arayıp çok önemli bir iş için iki saat erken çıkacağını bildirmişti. Endişelenmemesini, Juliette için her şeyi hazırlayıp bırakacağını söylemişti. Yatak odasına, ardından da Juliette’in hobi odasına baktı. Hiçbir yerde yoktu. Bahçeye koştu. Garaja girdi. ‘Tanrım’ dedi! Telefonunu almak için salonda ilerlerken duvarı kaplayan camdan kapının önüne park eden polis arabasını gördü. Parmak uçlarından kalbine doğru bir patlama oldu. Vücudu volkanik bir dağ, damarları da etrafa saçılmış lav yataklarıydı. Başı dönüyordu. Pili bitmiş oyuncak bir araba gibi kalakaldı. Arka koltuktaki memuru ve yanında oturan kadını o an fark etti. Ardından gelen korkunç rahatlama boşaldıktan sonra yataktan hiç kalkmadan göz kapaklarını aşağı çeken uyku gibiydi.…Polisler ‘ burası senin evin’ diyerek onu bir yere getirmişlerdi. Kapıyı açıp ona sarılan adamın çok hoş olduğunu düşündü. Uzun boylu ve sarışındı ama teni sanki yatla uzun bir gezintiden yeni dönmüş gibi yanıktı. Duvarlarda küçük kağıtlar asılıydı. Ne olduklarına anlam veremedi.…Juliette’i içeri almış, polisleri yollamıştı. Üç yıllık eşi olan o güzel solgun kadın iri gözlerinde korkunç bir panik duygusuyla etrafına bakınıyordu. Kızıl saçları soğuktan kızarmış çilli elmacık kemiklerinden birinin üzerine değecek şekilde önüne dökülmüştü. Juliette’in çantasına adres ve isim belirtip durumu açılayan notu yazdığı için ve Juliette’le ilgilenmeyi kabul ettiği için Hannah’a minnet duydu. Juliette’i elinden tutup yatak odasına götürürken kalbi ağrıyordu. Ölümcül değil ama can yakıcı. Kıymık ya da şeytantırnağı, hatta baharda bazı geceler pencereleri açık bırakıp uzandığında yataktan kaldırmayan ama uykuya da daldırmayan sivrisinek vızıltısı gibi……Adamın kendisini getirdiği oda kocamandı. İki kişilik yatağın yanı sıra duvara gömülü bir dolap ve kocaman bir tuvalet masası dışında oda boştu. Tıpkı salon gibi burası da eşyadan yana çok fakirdi. Ama bu boşluk hissinin kendini rahatlattığını düşündü. Kesinlikle sevmişti bu histi. Adam onu aynanın karşısına oturttu. Tüm bunlar olurken sürekli bir şeyler mırıldanıyordu. Her şey korkunç tanıdık ama bir o kadar da yabancıydı. Sinemada yan rollerdeki oyunculardan birini görüp o oyuncuyu daha önce hangi filmde gördüğünü düşünmek gibiydi. Çenesine uzanan el başını aynaya doğru kaldırdığında fark etti aynanın yanına iliştirilmiş resimleri. Yanındaki adam kendisine sarılmış ve gülümsüyordu. Kendisi de mutlu görünüyordu. Resimden kenarlara doğru iki ok çıkarılmıştı. Okların ucunda damın adı Jonah, kadınınki ise Juliette olarak yazılıydı. Resmin altında etrafı sarmaşıklarla çevrili bir mektup kağıdı vardı. Kağıdın üzerinde yine kendine ait başka bir resim vardı. Resmin altında bir şeyler yazıyordu. İlk satırları okuyunca kafasında korkunç bir şimşek çaktı.Ben Juliette, erken bunama hastasıyım, yani her şeyi çok kısa sürede unutuyorum ve ne zaman tekrar hatırlayacağımı bilmiyorum. Kocam Jonah’la bu evde yaşıyorum.
Aynadan adamın aksine baktı ve çocukça bir masumiyetle, ‘ağaç’ dedi. Yolda görüp adını bir türlü hatırlayamadığı şeylerin adı ağaçtı.
yorumlar
hoş hikaye, sevdim. benzetmeleriniz çok hoş, anlatımınız hoş, pazartesi sabahım güzelleşti. elinize sağlık.
görsel umay umay’ın çektiği fotoğrafları hatırlattı, yazı alzheimer hastası olmaktan ne kadar korktuğumu…
valla ben bu yaşta bir ton önemli şeyi unutuyorum, kim bilir ileride nasıl olacağım..
süper bir anlatım. elerinize sağlık.
bu arada yazı önsayfa yazısı imiş ben tüm yazılar arasında yayınlandı sanıyordum en başta..
bravo
ön sayfa olması hakikaten ilginçmiş.
bana da öyle geldi. tüm sayfalar’a daha uygundu sanki..
hafif’te bir devrim. ben hafif’e geldiğimden beri ilk defa görüyorum bir öykünün ön yazı olduğunu. ilginç bir hikaye . yani aslında sevindirici bir öykünün ön sayfa yazısı olması, belki de hafif değişiyor. hafifte seviyenin düştüğünden dem vuruluyor belki de yetersiz başarısız bulunan yazılarla karşılaştırıldığında bu sayfanın ön sayfada yayınlanması gerektiğini düşünmüş olabilirler.
allah allah( şaşırma değil aşka gelme edasıyla söyleniyo)
aynen galanthus, ben de senin gibi düşünüyorum. ama hakikaten güzel bir hikaye. kıskanmadım değil.
mübalağa yapmasını seviyorum mansonum ciğerim. ben de aşka geldim şimdi.
kahraman niye kıskanıyon yav sende yaz
devrimci fitil, sinsi sinsi gözetliyordur şimdi burayı. ne acayip iş, insan yazısına gelen yorumları cevaplamaz mı. hiç yakıştıramadım.bu arada yazı bence yanlışlıkla önsayfada yayınlandı. öyle olsa gerek. sanki.
devrimci fitil ne de güzel bir kullanıcı ismi oldu. fitil bence bir gün bu siteden atılırsa,ki hiç yorum yapmadığı için böyle bir ihtimal olduğunu sanmıyorum, bu ismi kullansın.ben de merak ediyorum, nasıl dayanıyor cevap vermeden.
cok güzel bi yazı olmus ellerine saglık..
buradan biri devrimci fitil olsun şakadan, onun yerine yorum yazsın teşekkürlere yanıt versin, misal galanthusu görevlendiriiom bu konuda muhtarlık stajındaki ikinci görevi olarak
bence on numara fikir.
oley en birinci yine benim
çok heyecanlandım şimdi ama bu görevi böyle ulu orta vermeseydin keşke manson. sırrı döküldü hem. şimdi ben devrimci fitil olsam bu yazıda herkese cevap versem, fitil bunu bilmese hiç fitil olmaz ki bu duruma. tepki göstermez ki.o yüzden sadece imzamı devrimci fitil olarak değiştirmeyi onayınıza sunuyorum.sevgiler.
bence sana mı kaldı olum diye girişme ihtimali var
bence size mi kaldı diye bize de girişme ihtimali var.
bence umrunda değil.
Ön sayfanın kriterleri değişmiş olsa gerek, ya da moderasyon hata yaptı..Yazıda bazen komik olmaya çalışılmış..Mesela”Her şey o kadar anlamsızdı ki sıcak bir yaz gününde kafasını buzdolabının içine uzatıp geri çıkardığında gözlük camlarının buharı yüzünden her yerin o kopkoyu sise boğulduğu anı hatırladı.”Bu duygusal yazıya yakışmamış..
neresi komik yav bunun
kafasını buzluğa sokmuş, gözlük camları buğulanmış, bu komik bir görüntü, güldürmek istemese bizi, gözlüklerini çıkararak kafasını sokardı..
yav gözlüklerini çıkarmak aklına nereden gelsin ki o an. gözlük bu, sürekli gözlerinde muhtemelen. ha açmadan önce ben bir gözlüklerimi çıkarayım öyle açayım dolabı deniliyorsa bilemem.
Fizik kanunlarına göre hareket etse, bilirdi buğulanacağını önceden, ama gözünde olanı da unutmuştur kişi zaten, ”nerede” diye gözlük arıyor, buğulanınca da, kış geldi diye palto giyiyordur..
gözlük eğer uzun zamandan beri kullanılıyorsa insan vücudunun herhangi bir parçası gibi algılanır, kullanan tarafından. çay demlerken de buharlaşır. @ pilli pati, bir gün size çay demlemeyi öğreteceğim.
an itibariyle alakaya çay demlemek istiyorum sayın seyirciler
yazıyı okumadım henüz ama, cidden merak ettim neden önsayfada yer aldığını. yorumlardan cevap da bulamadım. “sebep” okuyunca ortaya çıkacak umuduyla okuyorum.
ilginç…
Moderasyon yanlışlıkla koydu, düzeltmek istemiyor, bu kadar..
hıyyy resme bakamıyorum, bu ne menem sırttır yau böyle…
hata olsa düzeltirlerdi şimdiye kadar diye düşünüyorum bence bilinçli yapılmış, belki hastalığın gidişatını filan anlatıyor diye olabilir derim ben
tam anlamıyla hissettikleri bence, hikaye düpedüz..Hastalık herkesde aynı mı seyrediyor..Gereken bilgiyi veriyor mu yazı, bilimsel mi..
bilimsel değil ama alzheimerdan sözediliyo ise evet herkesde aynı seyreder, yakın geçmiş unutulup eski geçmiş anımsanır, çocukluk dönüşleri var filanmoderasyonun sağı solu belli olmadığından sadece tahmin yürüttüm zatiaynı başlıkla aynı konuyu iki kez yayınlamışlar dı bi keresinde, üstelik silme gereği de duymamışlardıi kendince nedenleri vardır benceama evet önsayfalık bir yazı değil
Arıza var hafifde, taslak da düzenli çalışmıyor zaten..
yanlışlıkla değil bence. bu hikaye edebi olarak beğenildiği için ön sayfaya konmuş olmalı..
benim için bir mahsuru yok ama çabalayıp araştırarak yazanlara biraz ayıp oluyor..
hanımlar beyler,neden tereddütleriniz, kuşkularınız var anlayabilmiş değilim açıkçası.bu sitenin bir yada birkaç sahibi, bir yada birkaç idarecisi, bir yada birkaç moderatörü var mı ? var.istediklerini yaparlar mı ? yaparlar kuşkusuz.ee ?
O da doğru Latino..
tereddüt yok yav, fikir fırtınası yapıyoz şurda karşılıklı
brain storm ise tamam mesele yok o zaman,
memento + 50 first dates
ha gayret. bi daha dene. başaracaksın sonunda!
noluyo yahu? cidden sorun var sanırım sitede…önceki iki ahkam güme gitti özür dilerim arkadaşlar, silemiyorum da…neyse… @ mascalzone latino;efendim burası dingonun ahırı değil sadece moderatörlerin istediği olmaz… ve hiç bişey denilmeden de ön yazı kriteri değiştirilmez, sonuç olarak bu siteyi bazı kriterler yüzünden seviyoruz ve ziyaret ediyoruz.araştırma yazıları ön sayfa yazıları olacak diye bi kural var -ki umarım hala vardır- ve ben bu uygulamayı benimsiyorum, çünkü “kalite” kriterleriyle vardır…ve evet bu yazı eski “hafif”in ön yazısı olabilecek bi sıfat taşımıyor bence ve GARİPSİYORUM…
of yaw nihayet benim gibi düşünen biri çıktı..
http://www.pillibebekkuyuda.com/ senin gibi mi düşünüyorum acaba diye ama pek yardımı olmadı 🙂
Son cümle hatalı geldi biraz galiba Arjtar, anlayamadım..
“http://www.pillibebekkuyuda.com/ sitesine senin gibi mi düşünüyorum acaba diye inceledim ama pek yardımı olmadı :)” -demek istedim ama yutulmuş kelime-anarşistliğe lüzum yok sanırım haritametod…kalitenin en önemli unsurlarıdır vizyon ve misyon…ve bu konuda türkiyenin en istikrarlı sitesi “hafif”tir bana göre…bi açıklık getirilmediği sürece; “hafif”, misyonunu da vizyonunu da kaybetmeye başlamış demektir…
Moderasyon Zombi takılıyor zaten..Bak zombiyle ilgili yazı çıkıyor hepsi tutuyor..
Buyur..
“düzen” den dolayı anarşistliğe atıf yaptım haritacım sana bişey dediğim yok… ziyaret etmeyi çok sevdiğim bu siteye girdiğimde neyi nerede bulabileceğimi biliyorum… ön sayfaya her türlü yazı girerse ben saatlerce okumak isteyeceğim yazıyı arama külfetine gireceğim… ön sayfa yazıları şimdiye kadar hep özveriyle hazırlanmış, linklerle süslenmiş, konu hakkında bilgi veren yazılardı. bu nedenle gayet eğiticiydi…site moderatörleri de kuralları uygulamak için vardır, kuralları değiştirmek için değil. ve yazıları kategorize eden onlar ki ben bu davranışlarından gayet memnunum… tavuk gibi yazıları didiklemek ve sonra sıkılıp çok faydalı bi yazıyı okuyamadan siteden çıkmaktan daha verimli olan bu “düzen”in devam etmesini ümidediyorum.
ben önsayfada çıkmış yazılarımı düşünüyorum da, bence bu kadar kendinden katıp bir hastalığı anlatmak daha zor gibi, bilemedim. ve, benim hakkımı alsın valla bu yazı, önemi yok. gayet başarılı buldum çünkü, yeterli. gerisini tartışmaya gerek dahi yok derim.
yazının neden ön sayfada çıktığına dair atıfta bulunan değerli arkadaşlar, yazar arkadaşa haksızlık etmiyorlar mı acaba ?yazar yazısını yazmış, moderasyon da dilediği yerde yayınlamış.nedir paylaşamadıklarınız ?
hem haksızlık hem ayıp bişi bence
dimi ama
öle çaldırayım dedim
üstelik biz moderasyonun keyfinin kahyası filan deiliztaam mı
gayet tabi, katılıyorum size
mansonum gülüm ben bir kara aldım, ben muhtar olmak istemiyorum, direk moderatör olmak istiyorum.
seni devrimci fitil benzetmen yüzünden otomatikman site kahinliğine terfi ettiriyom galanthus. öğlen birde konsey salonunda ol, başlangıç ritüeli için yanına dört tane de elf veriyorum. sana güveniyoruz bebek.
enee len devrimci fitil puelin lafıymış hemen kahinlik görevini alıyorum galanthustan, amam elfler kalsın ona bişi demicem.
minas tirit’te havalar nasıl manson
yahu devrim ben lafım ama, kahin benim o kadar. moderasyonda olacağım, çok yakında…
ben de trinity yim
Çalışılır ve farklı düşünceler ortaya konursa,doğru mizansenler ile gerçektende iyi bir senaryo oluşturulabilir…Hiç eleştirmiyeceğim… sadece yazmanızı öneriyorum. hiç durmalsızın…(oku.. emri gibi)
…
hopalaaaa !
amanin,kompresörle arkadaşının kıçına hava basan adamdan sonra buna da vayy anasına diyorum
amacı gerçekten intihar etmekdi ise o arkadaşın önünde saygıyla eğilmek istiyorum. yaratıcılık diye buna derim.ayrıca maden suyu şişesinin gözüne bant çekilmesini talep ediyorum.saygılar
Bilgi için teşekkürlerboy uzatmaboy uzatma egzersizleriboy uzatma yöntemleriboy uzatma ilaçları
Bilgi için teşekkürlerreishireishi mantarıkırmızı reishikanser tedavisi reishireishi mantarı faydaları
güzel konuya değinmişsiniz teşekkürler.Şapkat-shirtpromosyon t-shirtpromosyon ürünleripromosyon
teşekkürlerÇiçekÇiçekçiçiçek gönderonline çiçek siparişikadıköy çiçek
teşekkürler güzel konu.kadınkadın güncelkadınlar hakkında güncel bilgiler
teşekkürlerhediyesevgiliye hediyeilginç hediyelerdoğum günü hediyelerihediye kutusu