– Öyyk, iğrenç kokuyor!O veya bu şekilde yukarıdaki gibi bir tepkiyi muhakkak bir durumda vermişizdir. Ben, üniversite hayatımın üç senesini altyapı şebekesi olmayan ve zırt pırt kuyularının taştığı bir yerde yaşamış olarak bol bol verdim. Ancak insan kendi başına gelmeden ya da sevdiği biri muzdarip olup empati kuramadığı sürece, aslında herhangi bir duyusunu yitirmenin ne kadar rezalet bir durum olduğunu anlamıyor. Halbuki anosmiyi ilk duyduğumda en başta benim de aklıma yukarıdaki tepkim gelmişti: ne güzel!Ama insan araştırdıkça ve düşündükçe keşfediyor: çiçek kokusu yok, yağmur sonrası toprak kokusu yok, mantımın üzerindeki tereyağın kokusu yok, kahvemin kokusu yok, yok, yok… SEVGİLİNİN kokusu yok! En çok koyanı: öpebildiğin ama koklayamadığın bir çocuğun VAR!Belki bu yüzden bardağın dolu tarafını görmeye meyilliyiz. Detayına inersek dayanamayacağımız için…