Akupunkturunu yaptırıp alelacele bir aperitif yemek üzere aşçıbaşının yanına koştu. Bir masaya oturdu aşçıbaşının yanına varınca, bunun üzerine aşçıbaşı kendisinin masadan kalkıp sandalyeye oturması için uyardı. Aldığı cülus ancak kişisel harcamalarına yetebiliyordu. Ezkaza başına bir iş gelse, o ayı nasıl kurtaracağını düşünür dururdu. O günlerde diline persenk olan eksantrik kelimesi, alakalı alakasız her yerde dilinden fırlayıp ortalığa çıktığından kendisine entelektüel bir hava katıyordu. Aşçıbaşından poğaça istedi ve güpürlere baktı. Floresanın beyaz ışığı kendisini rahatsız etmekteydi; fakat açlık başına vurduğundan çok fazla rahatsız olmuyordu. Aşçıbaşı gardıroptan poğaça çıkartıp adamınızın önüne koydu. Ne kötüydü ki poğaça seçimi aşçıbaşının insiyatifine bırakılmıştı. O anda içeriye bir müteahhit geldi, kendisi pek nufuzlu bir kimseydi. 3 gün sonra ötenazi yaptırmak üzere devletten izin almış, son günlerinin keyfini çıkarmaya çalışıyordu. Aşçıbaşına bir şeyler söyledi, aşçıbaşı da şifoniyerin üzerinden bir diş sarımsak alıp müteahhitin önüne koydu. Vahamet gözler önüne sergilendiği zaman hiç bu kadar zarafet barındırıp letafetli bir görünüşe sahip olamazdı.Zımba gibi bir oratoryo idi dıştan gözüken. Rastgele gelişmişti birçok şey ben tabldotumdaki kanepeme başlamışken. Birden olan oldu ve adamınız zülfüyarını çıkarıp dilini kesti.
yorumlar
Kusura bakma burayı anlayamadım.Vahamet gözler önüne sergilendiği zaman hiç bu kadar zarafet barındırıp letafetli bir görünüşe sahip olamazdı.Zımba gibi bir oratoryo idi dıştan gözüken. Rastgele gelişmişti birçok şey ben tabldotumdaki kanepeme başlamışken. Birden olan oldu ve adamınız zülfüyarını çıkarıp dilini kesti.
geri kalan ksımını anladı isen helal sana haberhaber:))
anlayanlar anlamayanlara anlatsın:))
sen hangi gruba giriyosun f.faresi
Çok eksantrik bir hikayesi olduğundandır, Kop the Zupırzonik.(Allah Allah! Ben sana niye Kop dedim ki şimdi tarla faresi. Belki de adı dilime pelesenk olmuştur.. ne biliyim?!?!)
bilakis adımın kopla yanyana anılması beni mutlu eder,sorun etme antrikot
” O anda içeriye bir müteahhit geldi, kendisi pek nufuzlu bir kimseydi. 3 gün sonra ötenazi yaptırmak üzere devletten izin almış, son günlerinin keyfini çıkarmaya çalışıyordu. Aşçıbaşına bir şeyler söyledi, aşçıbaşı da şifoniyerin üzerinden bir diş sarımsak alıp müteahhitin önüne koydu.”Böyle bir hikaye olur mu, yaw..:))
f.faresi nedir bu kop saplantın senin, anlat helegeldiğinden beri arabın yalellisi gibi kop sayıklayıp duruyon da…
hem zeki, hem karizmatik,hem nüktedan,hem hazırcevap daha ne olsun:))
wawww kop çabuk buraya gel, bunları duymalısın
Kop burda bence. Ben onun ruhunu hissediyorum.Antrikot değil hem de.. Anthro.. Fındık beyinli seni!
tam da o anda onları seyreden çoçuk, çocuğun annesi, annesinin kardeşi, kardeşinin kocası, kocanın arkadaşı, arkadaşın sevgilisi, sevgilinin kedisi, kedinin önceki sahibi….vs..sanki bütün dünya bir şekilde bu öyküye bağlanabilir gibi..asıl olan an içinde bize bunlar olurken, diğerlerine olanlar, ve tüm bu olanların birbiriyle ilişkisi, birbirine yakınlığı, birbirinden uzaklığı..adam dilini kesti ya şimdi onun için ‘eksantrik’ kelimesinin hiç bir değeri yok..şık bir son olmuş.
Eksantrik bir hikaye Absentrik. Birşey biliyoruz da diyoruz di mi?O kadar!
Fevkulbeser, süpersin kardesim.)))
ama sende ona tarla faresi demişsin anthro:))arkadaş canı nasıl isterse öle hitap ediyo nik falan hak getire. cliciax için cicolini ismini uygun buldu mesela, sanada antrikotu yakıştırmış olmalı :)))
Biliyorum kebelek. Antrikot da komiğime gitmedi değil. Yaratıcı bi kişilik kendisi. Sadece Fındık Faresi uzun geldiği için Tarla Faresi dedim. Hem bir harf iktisat ettim, hem de yiyecek menüsünü genişlettim. Kurbağa gibi de dili uzun aynı zamanda.
yakında keserler zaten, biraz kemirsin bakalım şimdilik :))
antro, antrikot’ u kabul etmemiş, bence…demokrasiiiii!!!!
cem mumcu – portakal suyu(m) gibim olmuş…
lütfen yazıdan ne anladınız bana da anlatın.Aşçıbaşı gardıroptan poğaça çıkartıp adamınızın önüne koydu.aşçıbaşı da şifoniyerin üzerinden bir diş sarımsak alıp müteahhitin önüne koydu
herşey öyle kolay anlaşılsaydı o zaman neden hergün yağmur yağmıyo
Yağmur bulutu yok.
Ulan ben de buna benzer bi sey yazacaktim. Olm kalbimimi okudun nedir? Benden önce davrandin.
Ye kürküm ye…Dilin ötenazi hakkını, zımba oratoryo görselliği ile anlatmak takdire şayan…Şapka çıkarıyorum!
afedersiniz sn. fevkulbeser ustam, ellerinize sağlık efenm… sadık okuyucunuz lorienn demek isterdim fekat utanarak itiraf etmeliyim son zamanlarda hafifi hafife aldım gibi… ama yazınız beni kendime getirdi. uzuuuunnnca bir süredir hayattan tad almaz suratsız suratım bir aydınlandı ki sormayın… neyse, sorsaydınız söylemek zorunda kalırdım. kurtardım… sn. fvklbsr ustacım idrak edemediğim halde susmadığım için bağışlayın beni lütfen… bir şey soracağım… Rize parklar bahçeler müdürlüğüne terfi ettiğiniz doğru mu? doğruysa kutlarım sn. ustam… resmin arka planında yeni diktiğiniz turplar seçiliyor efenm… ellerinize sağlık… hörmetler…
bir garip öykü! bir baktım kendime ne oldu dedim. tekrar tekrar okuma sebep diyemediklerim. teker teker okudum.bir baktım kendime bir garip öykü’nün son satırı noktasındayken gözlerim. kabardı indi göğsüm. muhtemel ben farkettim. bu yazıyı her okuyuşumda benim için sadece iki şey mümkün dedim. ya nefes alacağım ya da nefes vereceğim.garip öykü! her okuduğumda şükredeceğim.varınız yoğunuz velhasıl sayın FEVKULBEŞER sağolasınız. hürmetler.
Estağfurullah efendim, o sizin nacizane nokta-i nazarınız letafeti. Manavım iflas edenden beri, işsiz güççsüzüm. Devlet manavlığı sınavına hazırlanıyorum bakalım ne olacak.
Teşekkürler, hürmetler bizden.Kaffenize teşekkür ederim; latif yorumlanız için.
inisiyatif alırım, tabildot almam.sert sessizler için “çifthasekipaşa” vardı eskiden. bir de ortaokulda bir edebiyat hocamız vardı yumuşak sessizler için de “jandarmayla gez evi bucağı” diye bir cümle bulmuştu kendince. aklıma geldi.
(:Sen beni güldürdün Allah da seni güldürsün.
yazı kadar paylaşımlarda hoş olmuş.
Kolaj için teşekkür ederim proksima insanı.