Mizojin çok tartışılan bir terim. Dini, felsefi ve sosyal boyutu olması nedeniyle her an her yerde karşımıza çıkabiliyor. Tabii tartışılıyor olmasının asıl sebebi mizojinin kelime olarak “kadın düşmanlığı” anlamına gelmesi. Kadın terimi kavramsal olarak zaten bin bir türlü bakış açısı ile değerlendirilirken işin içine “düşmanlık” girince siz düşünün olayın boyutunu…mizojini teriminin kökü yunancadan gelir. geyn=kadın ve miso=nefret kelimelerinden türetilmiştir.
Kadın düşmanlığı ilk etapta kişinin çocukluk gelişimi incelenerek ele alınıyor, Sigmund Freud bu durumu Oedipus kompleksine bağlar.Mizojinin toplumsal yönü de vardır. Örneğin son dönemde Bülent Ersoy’un başına gelenler güncel bir örnek olabilir.Bu terim hakkında yazılmış en detaylı kaynak Bloch, R. Howard’a ait. Kendisi Misogyny, Misandry, and Misanthropy adı ile bir kitap yayımlamıştır. Kitapta işin doğası,formatif yapısı ele alınmıştır.
Meraklı arkadaşlar için sunabileceğim başka bir kaynak ise Katherine M. Rogers’a ait olan The Troublesome Helpmate: A History of Misogyny in Literature adlı yazı.Felsefecilerin olaya bakışını burdan bakabilirsiniz. Tabii Friedrich NIETZCHE ve Schopenhauer’den başka, Aristo’nun da bir mizojinist olduğunu belirtelim. Kadın -dişi- tanımını, “sakat ve eksik olan erkek” olarak yapmışlığı vardır.mizojinist erkeklerin çoğunluğu maskulist (erkeklerin deneyimleri üzerine bina edilmiş toplumsal teori ve politik bir hareket tarzı) olduğu iddia edilse de, tüm toplumsal tabakalarda görülüyor olması bu tezi çürütüyor. Her erkek aynı zamanda mizojist özellik taşıyor deniyor. O potansiyel varmış.
mizojin, illa kadın haklarına karşı olarak algılanmamalı daha geniş düşünülmeli.sormak gerek neden erkekler kadın düşmanlığı yapıyor?
yorumlar
“kaşık düşmanları, sırtından sopayı karnından sıpayı eksik etmeyecen, saçı uzun aklı kısalar…”ve nice…evet sormak gerek @Bijwen, erkekler neden kadın düşmanlığı yapıyor.sebeb ne ve yok mudur erkek düşmanlığı yapan kadınlar?insanlık suçu bir kaburgada mı saklanır ve cennet cehennemde mi paklanır?”suçudoğmuşolaninsandaha genişdüşünmeli…”Yazınız değer, elinize sağlık.
doğurganlığımıza imrendikleri ve ayrılık endişesi yaşadıkları için düşmanlık yapıyor olabilirler. tabii bir de iktidar ve güven sorunları var.
bence iktidar ve güven sorunu kadında daha da fazla ama bu düşüncenin sonucunda doğan bir nefret değil elbette… klişe bir örnek vermek gerekirse, trafikteki kadına olan bakış açısı gösterilebilir. trafik burada (özellikle günümüz)kadın doğasının sosyal yaşama en hızlı ve pratik bir şekilde yansıyan mekanı olarak düşünülürse, bazı gözlemlere dayanarak bazı düşünceler ortaya çıkabilir, örneğin; motoru boğulmuş yanlış viteste giden bir arabaya hiç hah bu kadındır dediğiniz olmadı mı? ya da akıcı trafikte yavaş giden, kolayca manevra yapabileceği bir alanda ümitsizce “debelenen” ya da kavşağın neredeyse tam ortasında arabasını durdurup, cep telefonu ile trafiği felç edip etmediğinin farkında olmayan ya da umursamayan kimi sürücüler için, ha işte bu kadındır dediğiniz olmadı mı? benim çok oldu… belkide bu bildiride bahsi geçen konuya verdiğim cevap sorduğum sorular ile konunun öznesi duyguyu taşıdığımı itiraf ediyorumdur 😉
Bunları, bir bayan olarak ben de diyorum..Kadınlar trafiği katlediyorlar.Böyle bir gerçek var..Hareket kabiliyetleri son sınırlı ve pratik değiller..Ama bu düşman olmayı ya da aşağılanmayı gerektirmez..Ve yurtdışında herkes arabalarını kadınlar gibi kullanıyorlar..Sanırım biraz da insanlarımız özellikle erkekler sabırsız, aceleci ve gözü kara..
çünkü her anlamda kadın erkekten daha güçlüdür!
iktidar ve güven korkusu ve ya eksikliği nasıl olurda tamamen bir cinsiyete maledilir anlamıyorum. kadınlar, özellikle bu konuda tamamen gözleri kapalı bir şekilde objektif olmayan bir tutum sergilemeyi çok seviyorlar.
evet neymiş? kadınlar her konuda çok güçlüymüş. ya nasıl böyle bir yorum yapabilirsiniz? nasıl bir beyin kimyası var sizde! beslenme eksikliği mi vardır nedir. lütfen bazı şeyleri artık bu kadar göstere göstere saçamalamayın allahaşkına!doğurganlığa imrenmek çok farklı bir durum, ben bir erkek olarak böyle bir şeye imrendiğimi sanmıyorum. peki doğurganlık ne sonucunda oluyor? erkek olmadan doğurgan olmanın bir manası var mıdır?kısacası, asıl söylemek istediğim şu, paylaşmak gibi bir şey varken, neden direkt olarak kutupllaşmaya varılır ki? bu mu dur gerçek güven? bence bu tamamen güvensizliktir. feministler kendine güvenmeyen kadın topluluklarından oluşur. feminist olup direkt erkek düşmanlığı yapan o kadar çok kadın tanıdım ki. ne kazandılar acaba çok merak ediyorum..
”kısacası, asıl söylemek istediğim şu, paylaşmak gibi bir şey varken, neden direkt olarak kutupllaşmaya varılır ki? bu mu dur gerçek güven?”Ufo pilotu işte budur,Keşke ülkemizde yaşayan her erkek sizin gibi düşünse..
ruh, mana, akıl, zeka, duygu, cesaret.ayrıca acıya fiziksel ve ruhsal dayanıklılık.aklıma geldikçe yazarım…ayrıca erkek düşmanı değilim.
bijwen, bu bilgilendirici yazı için teşekkürler =) bu arada aristo’nun adı geçmişken, sevgili öğretmeni platon’un da kadınla erkeği eşit olarak gördüğünü hatırlatalım(tabii bütünüyle değil ama kadınları aristo’dan daha fazla sevdiği kesin), illa birbirlerine ters düşecekler ya, bu konuda da ters düşmüşler.
Dunyanin en misogonyst kabinesi :Tayyib Al Qadi Bin Zapsu Iki bin Fettos ve 71 haramiler.Kadin, basa gecirilen don, uzaysal mumyalanma, 24/7 sado mazo eve kapatilma, is guvencesi, saglik hizmeti, dogum kontrolu, siyasi temsil ve egitim haklarini elinden alma, segregasyon, tecavuzu, femicide ve poligamiyi suc unsuru disina cikarma gibi aktivitileriyle dunyanin EN MISOGON PARTISI>>>>>>>AKP ve yardakcisi sozde millyetci MHPTurk Kadini LANETLE anacak sizi.AKP siz KADINLARA SAVAS ACTINIZ, haddinizi gosterecegiz size.
erkegin kadin dusmani olmasinin birkac sebebi var; kadinlari itici buluyorsa gay olabilir, kadindan korkuyorsa annesi cok dayak atmistir.Fakat su medya kadar buyuk misogon kurumu var mi, olen profesor icin “Bu kariyer onu yakti” gibi son derece ILKEL bir baslik atan Zurriyet gaztesini ofkeyle kiniyorum. NE demek kariyer yakti, kadinla erkek anlamasamislar, cocuk bunalima girmis, bu her ailede olan birsey, bunu KADININ KARIYERIN ATFETMEK ancak boyle gecenbinyillik misogon gazete bozmalarindan cikabilir.
ufopilotu, rica ederim olayı bireysel algılayıp hararetlenmeyin. erkekler üremedeki rollerini keşfeder keşfetmez eril tanrıları benimsemiş ve kadını bir kap olarak görmeye başlamışlardır. tarla kadınsa, saban erkektir. buna bizim de itirazımız yok ancak burada bahsi geçen sorun, kadının aşağılanması ve kapatılmaya çalışılmasıdır. zira siz her ne kadar ben böyle hissetmiyorum deseniz de, bu üzücü bir gerçek. ayrıca iktidar ve güven sorunu sadece erkeklerde vardır dediğimi nerden çıkardınız? yok öyle bir iddiam, siz yanlış anlamışsınız.sevgili hafif okuyucularının dikkatini, mine kırıkkanat’ın, blogda da linki verilen yazısının şu kısmına çekmek istiyorum:
bu satırlar size bir şey hatırlatıyor mu? ülkemizde kaç erkek hasta karısına sadık kalıyor? hastalığı bir yana bırakın, çocuk sahibi olunamazsa fatura derhal kadına kesiliyor. gelsin kumalar, gitsin kumalar. e maşallah, erkeğin beline kuvvet.kimin kime nasıl baktığını anlayalım, sonra çözümler bulmaya çalışalım. erkek düşmanlığı filan yaptığım yok, bilakis çok severim erkekleri.ayrıca kafayı kadınların saçına ve rahmine takmış hükümet konusunda da clicia’ya katılmamak elde değil.
“mizojen” diye biliyordum. Yazı için teşekkürler,Siggy gibi Oedipus kompleksiyle ilgili olduğunu düşünüyorum.
mizojin hap ismi gibi olmuş, gerçi hap isimlerinin de yunancayla bağlantılı olduğunu düşünürsek pek şaşırmamak gerek. yönetilen toplumlar düşünen birey, erkek egemen toplumlar da aile kurumunda düşünen kadının kafasının çok fazla çalışmasını istemez. kadın çok düşünse sistem bozulmaz, sistem daha güzel hale de gelmez, en iyisi bence iki taraf da birbiri hakkında jinli minli düşmanlık terimleri türetmeden kardeş kardeş sevişsin, gerzek başbakanların tavsiyesine uyup 3 çocuk yapsın ve bahçede ailecek bally çeksin sonra hepsi birbirine bakamamaktan şikayet edip tekrar emüşlü memüş yapsın…
olaya düşmanlık olarak bakmak yanlış eksiklik gibi bir şey bu… kadından uzaklaşmayı seçenlerin kendilerine sundukları mahkeme nin sonucunda bu yaklaşımı bulması gayet normal gelior bana her erkeğin bu tip dönemleri olmuştur ama yinede deliler gibi muhtacız onlara
@plumprune =) hararetlendiğim yok belki yanlış anlaşıldım =)söylediğin şeyler aslında çok yaygınbilinen şeyler. ben bu tür şeyleri kabullenmekte biraz zorlanıyorum, Schopenhauer konusunda ise, Schopenhauer kadınlara düşmanlık yapmışsa bundan bize ne =) zaten hasta manyak dolu avrupa. kadınlara bile seçme seçilme hakkını daha yeni verdiler neredeyse!ben erkek-kadın arasında geçen düşmanlıkların varlığını reddetmiyorum çünkü cinsel ayrım varolan bir şey. daha ilerlemiş ve organizasyon haline gelmiş hali ise ırkçılıktır bu cinsel ayrım konusunun. kadınlar tarlaymış, erkek sabanmış, kutsal kase şöyleymiş, kadının rolü böyleymiş gibi tamamiyle bağmazca, tamamiyle kalıplar içerisine sokulmuş, tamamiyle yakıştırmalara dayanan bir felsefeye pek güvenmiyorum. bilimadamları içerisinde hiç kör olan yok mu sanki? en basitinden Schopenhauer gibi birisinin hayatı boyunca yaptığı hatayı tüm erkeklere maletmek ne kadar doğru? adam zeki olabilir, ama sosyal yaşantısında problemler yaşıyordur.insanlar hala birbirini anlamakta çok ciddi problemler yaşıyorlar. her zaman istisnalar olacaktır ama kadın çok büyük oranlarda erkekten çok daha zayıftır, özellikle fiziksel açıdan. ya düşünebiliyormusunuz, oturduğunuz binaların yapımından tutun, petrol istasyonlarına, maden işçiliğine, teknolojiyle alakalı bir çok sanayide, tarımda… aklınıza gelebilecek her türlü konuda erkek egemen bir yapı var. bunu biliyorsunuz. kadınlar ise daha başka zorlu işlerle meşgul. ev işleri kendi başına zaten uzmanlık isteyen bir durum.demek istediğimi açıkca yazmıştım aslında. @pillibebekkuyuda arkadaşımız anlamış. bu dünyaya adem ve havva elele geldiler! herşeyi beraber aştılar. kadın ya da erkek tek başına herşey olamaz! birlikte başarabilecekleri şeyleri tek başlarına başaramazlar! bunu yapmaya kalktıklarında trajediler ortaya çıkıyor.eğitilmemiş bir güzellik, yani kadının güzelliği, eğitilmemiş bir zorbalık, yani erkeğin gücü kadar berbattır!kadın kimyası çok karmaşıktır. bana kızacaksınız biliyorum ama kadınlar erkeklere göre daha az kararlı yapıdadır. çoğu konuda eksiktirler. ama bu eksiklikler erkeklerin kıstas alındığı bir dünyaya göre değerlendirilir. çünkü erkekler doğa ile savaşta daha başarılı ve bizler doğa içerisinde yaşıyoruz.başörtüsü dayatması, çeşitli siyasi istismarlar ve imkan eşitsizliği gibi konulara hiç dalmayalım burada yazılı olarak tartışılabilecek bir konu değil.benim çok bayan akadaşım var. her türden. bir insan bir konuda aşırılık yaparsa çok büyük oranlarda kayıplara uğruyor malesef bunu anlayamadık hala. iyi ben başımı örteyim, ibadet edeyim ardından kalkıp diğer benim gibi yapmayanları günah keçisi ilan edeyim, onların ulu değerler taşımadığını söyleyeyim, söylemesem de düşüneyim… birilerini kolayca kafir ilan edeyim, kendi tarikatıma göre peygambercikler edineyim vs… öte yandan tamamen “özgür” düşüneyim, erkek arkadaşlarımla çelişkili ilişkiler yaşayayım, okuduğum 2-3 kitapla ahkamlar kesip onu bunu lafla ezeyim, yeri geldiğinde cinsiyet yeri geldiğinde siyasi yeri geldiğinde “kendimden muadil ulu olma” kozumu kullanarak insanlar üzerinde baskı oluşturayım egom okşansın…ikisi de hatalı! ben insanları yargılamayı pek sevmem ama hatalı. bir kız eğer cinsiyetinin avantaj ve dezavantajlarını bilmezse, bir erkek nasıl davranacağını bilmez cinsiyetiyle övünerek diğerlerini ezmeye kalkarsa toplum içinde başarısız birey sayısı artmaya başlar.bakın bir kadın erkeğini sevmiyorsa, doğan çocukları başarısız oluyor. bu şu an kaynağını hatırlayamadığm bir makaleden. bir kadın sahip olduğu erkek konusunda sevgi, aşk, şehvet, tutku, sevinç, mutluluk gibi duygular duymuyorsa çocukları çok büyük oranda başarısız ve daha az zeki oluyor.bunun biyolojik açıdan çok kolay ve bilimsel açıdan ispatlanan bir açıklaması var. kabaca ve genel hatlarıyla şöyle düşünebiliriz. eğer bir insan duygularını düzgün yaşıyorsa, mutlu ise, üzüntü yaşamıyor ve stress az ise o insanın hormonal ve sinirsel dengesi düzgün oluyor. bu gayet açık bir durum. üstelik sevdiği insanlar beraber olan bir kişi kendini güvende hisseder, tehlikelere karşı daha cesur olur. bu yüzden fizyolojisi düzgün kadınlar çok aksi ve istisna bir durum olmazsa sağlıklı çocuklar meydana getirir.herneyse kısacası, eğitimsiz insanın kişiliği gelişmez! kişiliği gelişmeyen insan cinsiyet ayrımı da yapar, 3 kuruş için cinayet de işler, akrabalık bağı çok yakın olan birisiyle evlenip hastalık riskine artırır, kendisinden yüzlerce kilometre ötede bulunan insanlara kadar sirayet eden zararlar verir. siz verdiğiniz vergilerin, sizden yüzlerce kilometre ötedeki bir insanın yıllar önce yaptığı cahilce bir davranışın ceremesini ödemek için kullanıldığını bilseniz ne yaparsınız? adam akraba evliliği yapıyor çocuk sakat doğuyor, ardından devlet bakmak zorunda kalıyor. adam karısını dövüyor, ailesini dağıtıyor o kadar çocuk psikolojisi bozulmuş bir şekilde topluma katılıyor, gasp cinayet, hırsızlık vs.. her türlü suçu işliyor. bunun yalnızca devlete değil tüm dünya ve doğaya zararı var!konu çok dallandı kusura bakmayın. daha önce de söylediğim gibi ;
ne orasına burasına dövme yaptırmış, şaklabana dönmüş “beğn özgürüm” nidaları atan kız modelini istiyorum ne de çarşaflara sarılmış kendini insanlarla diyalog kurmaktan aciz hale getirmiş, erkek görünce aslan görmüş gibi kaçan bir kız modeli istiyorum. ben tamamen eğitimli, azıcık “yavşamakla” elde edilemeyecek kadar akıllı, ne yaptığını bilen, niye yaptığını bilen, sorumluluk ne demektir küçük yaşta idrak etmiş bir kız istiyorum. bunun aynısını erkekler için de istiyorum.işte o zaman ne cinsel ayrım kalır, ne acı ne sızı. çocuklarınız olursa onları önyargısız, anlayabilen, özgür iradesi kuvvetli kişiler olarak yetiştirmenizi dilerim.
”ne orasına burasına dövme yaptırmış, şaklabana dönmüş “ben özgürüm” nidaları atan kız modelini istiyorum ne de çarşaflara sarılmış kendini insanlarla diyalog kurmaktan aciz hale getirmiş, erkek görünce aslan görmüş gibi kaçan bir kız modeli istiyorum. ben tamamen eğitimli, azıcık “yavşamakla” elde edilemeyecek kadar akıllı, ne yaptığını bilen, niye yaptığını bilen, sorumluluk ne demektir küçük yaşta idrak etmiş bir kız istiyorum. bunun aynısını erkekler için de istiyorum.işte o zaman ne cinsel ayrım kalır, ne acı ne sızı. çocuklarınız olursa onları önyargısız, anlayabilen, özgür iradesi kuvvetli kişiler olarak yetiştirmenizi dilerim.”Ben özgürüm, demekle, dövme yaptırmakla özgür olunmuyor, ne de çarşafla namuslu..Hiçbir sözüm yok, bravo..
zaten kadinlar dogal olarak ortada bir yerde, onlari marginal olmaya iten unsurlar zorbalik ve cehaletten kaynaklaniyor.
amazonlar basmış burayı, erkekler tikkatli ossunlar, yakalarlarsa köle niyetine kullanırlar falla! ne kölesi olduunuda siz bulun canımıniçleri.
Erkekler, kadınlardan korkarlar, sürekli onları daha tehlikesiz hale getirmeye kalkarlar..İşte ”amazonluk ve kölelik”, Ozzabi ye ait yorum bunun bir göstergesi..
Bacaklarının arasındaki kocaman sıfırdan şekispir bahseder. Bu dehşetli yaratabilme yeteneği. Kendisi apaçık bir yokluk olan edilgen güç. Maynard birader de Puscifer nam grup kurmuş şerefine. Sitenin tepesindeki animasyona dikkatle bakınız. QueenB şarkısı kilibi ile birlikte izlenmelidir. Tool’un en canavar şarkısı Bottom da zavallı erkek ırkının durumunu açık etmektedir. Bana sorulacak olursa diyeceğim şu. Kediler ve kadınlar, bu dünyanın gerçeğidirler. İkisi de eşit derecede gerekliler.
Ve son olarak gene bottomdan bir alıntı “i am naked and fearless…”
@emsvizyon, kadınların trafikteki beceriksizliği konusuna girmeyi atlamışım. bin yıllar boyunca kadın dış dünyadan izole edilmeye çalışılır ve sonra sudan çıkmış balık gibi kültürün göbeğine atılıp, hamurlu ellerine tam da bir “erkek” işi olan araba kullanmak görevi verilirse olacağı budur. üzerine bir de tacizciler eklenince, değmeyin keyfimize. yine bize yakıştırılanların kuşatması altındayız maalesef.@ufopilotu, neredeyse genlerimize yazılmış olan bu toplumsal cinsiyet rollerinden kurtulalım diyorum zaten. üzerimize yapışmış olan bu rolleri kabul etmemek, ne yazık ki onların yok olduğu anlamına gelmiyor. evet, insanların kadınlara bakışını beğenmiyorum. dikkatinizi çekerim erkekler demedim, insanlar dedim. bahsettiğiniz ideal bilince sahip olabilmek için insanların öncelikle, sıkı sıkıya sarılıp doğru kabul ettikleri düşüncelerinin aslında hatalı olabileceğini anlamaları gerek. yeteneklerimize ve fiziksel gücümüze uygun işler yapalım elbette, bu sadece kadın ve erkekle ilgili bir şey değil, kişiden kişiye değişebilen bir şey. ancak yeri gelince kadın ve erkek arasındaki farklılıkların, erkek açısından bir avantaja çevirilmesinin de karşısında duralım. herkes kendi evinin önünü temizlesinle olmuyor o işler. etrafınıza bir bakın, farkında değil misiniz? çöplükteyiz.@kunthar, get dressed, you’ll get cold. 😉
@plumprune ehh yani ben sana ne deyima rtık =)
bir çiviyi çakmak için çekiçle hızlı şekilde vurmak zorundasın. arabayı sürmek için direksiyonu çevirmek, domates yemek için sıcağın altında toprağı kazmalı bunun için güç harcamalısın. bu örnekler senin de tahmin edebileceğin üzere çok çok detaylandırılabilir.aslında bu tür düşünceler, yani kızlar itilmiş cinsiyet, erkekler bizi ezdi gibi yaklaşımlar bence çok şımarıkca bir davranış. dedelerinize ninelerinize bakın. belki günde o pis kokulu ahırlara girip süt sağıyor, sabahtan akşama kadar çapa yapıyorlardı. bunlar normal yaşam için. savaşlarda kadını erkeği bir olup bu ülkeyi savundular. türk kadını kadar güçlü kadın yoktur ama eğitim konusunda zaaf yaşanırsa türk kadını da cahilleşir ve zayıflar.o zaman şöle yapalım. işleri değişelim. tüm ağır işçiliklerde, tüm emek yoğun işlerde, tüm bankacılık finans teknolojik sektörlerde kadınlar çalışsın. sanayilerde kadınlar çalışsın.biz erkekler de siz gelince bize yapacağınız kahveyi bekleyelim. ama siz o konuda da kolaya kaçıp açıverirsiniz “3ü bir arada” =) değil mi?
işte ben de tam da bu kadın işi-erkek işi anlayışının değişmesi gerektiğinden dem vuruyordum. dede ve ninenelerimizden bahsederek kendi iddianızı kendiniz çürütmüşsünüz ama sanırım farkında değilsiniz.
sizce ben burada ne demek istiyorum?gözlerimizin önünde kıyasıya süregelen cinsiyet ayrımcılığını görmezden geliyor, hatta bunun varlığından bahsedenlere de “şımarık” diyorsunuz. lütfen yaşadığınız fanustan biraz daha ilerilere bakın. kızlarımız okula gönderilmiyor, önce tecavüze uğrayıp sonra da namus cinayetine kurban gidiyor, kadına istihdam sağlanmıyor, hatta ev kadınlığı diye bir meslek uydurulup eve kapatılmaları yasallaştırılmaya çalışılıyor, sırtından sopa, karnından sıpa eksik edilmiyor ve daha niceleri… Cumhuriyet devrimleriyle elde edilen kadın haklarını elimizden almak için elinden geleni ardına koymayan bir anlayışın tehdidi altındayız. kadın ısrarla belli kalıplara sokulmaya çalışılıyor siz de buna karşı çıkanları şımarıklıkla suçluyorsunuz. ayrıca kadından pilot da, mühendis de, bankacı da, madenci de olur; aynen erkekten temizlikçi, bakıcı ve hemşire olabileceği gibi. sanayi demişsiniz de aklıma geldi, sanayide çocuk işçiler çalıştırılıyor, acaba çok güçlü oldukları için mi dersiniz?bu kadar ısrarla kadın istismarını görmezden gelmenize de inanın hiç anlam veremiyorum. tanıdığınız üç beş feministe gıcık oldunuz diye, biz de mi susmalıyız? nedir yani? size göre ülkemizde kadınların hakkı yenmiyor mu?
heheh =) hararet yükseliyor! 😀 hehekadın istismarının varlığını yadsıyamayız, kuşkusuz bu ciddi anlamda varolan bir durum. fanusta yaşamıyorum. çankayadayım beklerim.dede-nine örneğini, işlerin zorluğu her ne ise görev paylaşımı bilinci ve bunu devletin varlığını korumak ve yüceltmek amacıyla yapmış oldukları için verdim. başka bir yönü yoktu yani.çocuklar sanayide çalıştırılıyor çünkü çocukları büyükler çalıştırıyor. büyükler izin vermese, devlet izin vermese çocuklar ayaklanacak mı sanki? =)atatürk büyük adammış! adam ne kadar devrim varsa yapmış, ama halk buna uyum göstermeye ayak uydurmaya çalışmış olsa da birçok sebepten dolayı bu devrimler çok çeşitli ideolojiler, dinsel, siyasal, ekonomik her türlü ana öğe tarafından zarar görmüş. bu tam anlamıyla cinsiyetle alakalı değil. cinset ayrımına etkisi olan boyutu da var tabi.ben bu zamana kadar kadınlara verilmiş hakların aslında kadınlar tarafından istismar edildiğini gördüm. öncelikle siz sigara içiyorsanız size sigara tutarlar, siz alkol kullanıyorsanız size alkol ikram ederler, siz çocuğunuzu sanayide çalıştırmaya verirseniz alır kullanırlar, siz açık saçık giyinirseniz sizi incelerler, sizin yaptığınız olumlu ya da olumsuz her etki karşılığıyla muhatap olur. olmasaydı daha kötü olurdu.en basitinden siz istediğinizi heryerde giyebilir misiniz? bence giyemezsiniz! asla da öyle olmayacak! bu ülkede cinsiyet ayrımı varsa, avrupanın bir çok şehrini tanıyacak kadar kalmış birisi olarak sizi temin ederim ki, avrupada bu ayrımın alası var! sizlere bir çok örnek gösterebilirim. bu ülkede bir erkek, uyuşturucu alkol gibi aklı devreden çıkaran maddeler kullanmadıkça, küçüklüğünden beri süregelen psikolojik sorunları yoksa bir kadına sokak ortasında tekme tokat dayak atmaz. avrupada bunu zevkine yapan çok erkek gördüm. isveçte bir grup kadının adam dövdüğünü de gördüm!eşitlik konusunda heralde batılı toplumları örnek göstermek daha uygun olurdu? o halde batılı toplumlarda kadınların eşit olma ihtimali arttıkça, üstlerine yüklenen görevlerin arttığı, giderek erkekleştikleri ve özelliklerini kaybettikleri, acımasızlaştıkları, ahlaki açıdan çöküntü yaşadıkları ortaya çıkıyor. bunu ben söylemiyorum. bu konuda yapılmış bir çok çalışma var. hiç kendinizi 5 erkekle beraber aynı anda seks yaparken hayal edebiliyormusunuz? onlar hayalden öteye geçmişler artık gerçek hale getiriyorlar. bugün almanyada kilometrelerce uzunlukta bir cadde üzerinde bulunan sağlı sollu yüzlerce evin içerisinde her türlü kadın erkekler için seks işçisi olarak kullanılıyor. rusya kadınlarını satmaya başladı. ingilterede soho bölgesine gidin, normal ev yok denecek kadar az!kısacası, erkeklerle eşit hale gelmeye başlamış kadınların durumu cinsel istismarla da sınırlı kalmıyor. madem batıda kadın erkek eşit, kaç avrupa ülkesinin başkanı kadın? kaçta kaçı kadın? parlementoda kadınlar olabilir ama başkanlar neden erkek? israil ordusunda kaç kadın var haberiniz var mı? asker olur musunuz plumbure hanım? =) kızınız tuttursa ben asker olcam doğuda çatışıcam dese izin verirmisiniz? 18 yaşını aştığında istediğini yapabilecek bir birey olarak ona bu gibi bir özgürlüğü vermezsiniz eminim! hiç biriniz de rahatınızı bozmak istemezsiniz! bundan adım gibi eminim! bu hiç şaşmadı!kadınların hak kullanımı konusunda algı problemi var. bazıları bunu aşmış, ciddi anlamda kutlamak gerek! siz istanbul dolapderede mini etekle dolaşırsanız başınıza geleceklerden sorumlu olacak yine kendinizsiniz! olmaması gereken durumlardan sadece çevreyi sorumlu tutmak “şımarıklık” ve “sorumsuzluktur”.bu ülkede kadına karşı bizzat pozitif ayrımcılık var. işyerlerinde kadınlara karşı hürmet var. kadınlar iş yapmasa bile onların yerine onlara yardımcı olacak erkekler var. bu ülkede sokak ortasında bir kadın ve bir erkeğin tartışıyor olması durumunu canlandırın gözünüzde. erkek ciddi anlamda haklı olsa bile olayı bilmeyen herkes kadını haklı görür! sebep? işte ayrımcılık budur.evet feministlere karşı çok özel yetiştirdiğim bir antipatim var. bu zamana kadar ezemediğim de olmadı. onları çok kötü eziyorum. çok hoşuma gidiyor. çünkü ne kadın olduklarının farkındalar, ne de ne savunduklarının farkındalar. akıllarını kullanmıyorlar. sornada gidip topuğun arkasına basan embesilin biriyle evleniyorlar. bu ezme işi şiddetle değil tamamen akılla oldu hep. çünkü 3-5 dil bilen feministler daha kendi ana dilini konuşan insanları bile anlamıyor. anlamak istemiyor çünkü işine gelmiyor. çünkü akıllarıyla değil, tamamen duygusal ve şahsi menfaatlerini koruyacak yönelimleri benimsiyorlar!kadınlar antipatik olacakları, sevimsiz ve çirkinleştikleri yolları seçtikçe saygı duyulmaz varlıklar haline geliyorlar.
yemin et!
demişsiniz. bu konuda sizinle hemfikirim. ayrıldığımız noktaları madde madde açıklayayım:1. avrupa’da kadınlar mutlu mesut yaşıyor demedim sadece memleketimle daha yakından ilgiliyim.2. fuhuş kadınların haklarını ellerine almasıyla ortaya çıkmadı, bilakis geçmişi çok daha derinlerde. beden ticaretine tabii ki aklı başında herkes gibi karşıyım. beş erkek bir kadın şeklinde ifade etmeye çalıştığınız cinsel yozlaşmanın, cinsiyet ve kadın erkek eşitliğiyle ilgisi yok. ayrıca isteyen trisome yapar, isteyen grup, beni ilgilendirmez. ahlak anlayışı, coğrafya ve döneme göre farklılık gösterebilir. bu bahsettiğiniz şeyin kadın erkek eşitliğiyle ne ilgisi var inanın anlayamadım. tabii sizin eşitlikten anlağınız cinsel özgürlükse durum değişir. öyle olmadığını umarım.3. sizin de söylediğiniz gibi ninelerimiz savaştığına göre elbette ben de gerektiği zaman savaşırım. ayrıca teröre ne oğlumu, ne de kızımı kurban vermek isterim. çocuğumun kız ya da erkek olması bu konudaki fikrimi hiçbir şekilde değiştirmez.4. çalıştığım yerde çatır çatır kadınlı erkekli çalışıyoruz. işimi yapmazsam yerime yapacak erkek filan yok. patronların göz zevki için süs biberi gibi ofiste oturtulan kadınlardan bahsediyorsanız eğer, bahsettiğiniz şeye pozitif ayrımcılık değil, hatunu tavlamak için koşuşturmak deniliyor.5. bir erkekle bir kadının sokakta tartışması halinde kadından yana taraf tutanların amacı, ancak ve ancak bedenen erkekten daha güçsüz olan kadının zarar görmesini engellemek olabilir. aynen bir çocuğun kendisinden daha yapılı veletler tarafından hırpalanmasına göz yumulmaması gerektiği gibi. ayrıca fiziksel üstünlükleriyle kadınlar üzerinde hakimiyet kurmaya çalışanlar erkeklerdir, dikkatinizi çekerim.6. iş dünyasındaki kadınların erkekleşmesinin sebebi yine erkek egemen yapıdır. ancak ve ancak erkekleşirlerse çoğunluk onları benimser, yoksa kadının yeri mutfaktır. ben de iş dünyasında tansu çiller misali kadınlar istemiyorum. etrafta yeterince erkek zaten var.7. orospuya tecavüze indirim uygulanması için yasa çıkartılan bir memlekette yaşadığımızı unutmamak gerek. kadın olmadığınız için kübradan sallamışsınız. kapalı giyinen de açık giyinen de taciz ediliyor. hatta cesur dekoltelerle ortalıkta salınırsanız, erkekleri şaşırtma ihtimaliniz çok yüksek zira en cazip kurbanlar, tacize uğrayınca cadolozluk yapmayıp suçu kendisinde bulacak kadar saf olan genç kızlardır. bir de avrupa örneğimiz var tabii, “dar kotu tecavüzcün çıkaramaz, sen çıkarmışsındır” diye gönüllü seviştiği iddia edilen zavallı hemcinsim, siz söylemeden ben ekleyeyim dedim.- şu feminist düşmanlığını bırakın da gerçekleri görün, bu ülkede zavallı kızlar tecavüzcüleriyle evlendiriliyorlar. amaaaan, olsun varsın, zavallı kıza her gece tecavüz edilsin ama yeter ki namus elden gitmesin!8. feministleri ezdikçe, kendinizi daha üstün hissediyorsunuz, değil mi? zaten değiştirilmesini istediğim zihniyete göre biz kadınların görevi bu. boşuna vicdanınıza yenik düşüp, üzülmeyin.9.
evet, size hak vermemek elde değil. kadın dediğin sempatik, sevimli ve güzel olmalı. ensesine vurunca ağzından lokması alınmalı. ne o öyle car car konuşan kadınlar?10. kırmızı don -kendimi tutamadım, pardon-.
@plumBebeğim seni zaten insandan saymıyoruz, değil ki kadın :)Kıllı seni hehe.
Şaka bir yana özgürleşme talebi olan, durmadan ezilen kadınların bir an evvel eşit olarak hayatlarına devam etmeleri gerektiğini her alanda sesliyorum.Taciz edilen, darp edilen, istismar edilen kadın elbet bir gün hakettiği gibi istediği hak ve özgürlüklerin keyfini çıkaracaktır.Gerçekten de en içten temennim budur.
önce 10. sorudan daha doğrusu cevaptan başlayayım. kırmızıyı severim. =) kırmızı çok hoş bir renk. don kısmına girdin orda biraz daha temkinli ve “itidalli” olmaya davet ediyorum. aslında sizi ortak olarak anlaştığımız noktalarda çay kahve içmeye de davet edebilirim ama çalıştığınız yerde çok yoğun olduğunuz için buna gerek görmüyorum. =)kasıtlı olarak biraz sivri cümleler kurdum, biliyorsun ki biraz tepki ölçmek iyi bir fikir. sen onlardan 2 tanesini yakalamış yorum kutusu içine alıvermişsin =)bir kere feministleri ezmekle kendime olan güvenim artmıyor, bundan çok zevk de almıyorum artık. siz kendine gelsin diye birine hiç tokat atmadınız mı? =)çok uzatmanın manası yok sadece kadınların güzel zarif, saygı duyulması gerektiğini söylediğim için uzatarak sündürerek başka yönlere zorlama bir şekilde yorum gerdirmeye gerek yok. elinden kimse vurup almaz kimsenin ekmeğini. akıllı olsun, kaptırmasın! ayrıca sanki böyle bir tecavüz olaylarının sorumlusu ilan edilcem diye korktum yani! ahahahsizin dünyanız, o lanet olası! o aklı! fikri, hürriyeti ve kanı bozukların, o ideoloji denen embesilce yaşam tarzını benimsemişlerin hayatları altında kirlenmiş! beyinlerinize kazımışlar! ne hale gelmişsiniz! kadın erkek ilişkilerini siyasete kadar sündürerek çözmeye çalışmanız çok büyük bir hezeyan!sorunları toplayarak değil, bölerek ufak parçalara ayırarak çözersiniz. bizim toplumumuz herşeyi birbirine katarak problemden çözüm değil yeni problemler üretmede dünya birincisi belki de…şunu unutmayın ki, ilahi kudret zalimi zalimle vurur sonra döner son zalimden öcünü alır! kendi halkına zalimlik edenlerden şu an öcler alınıyor! sıra kimbilir nerelere gelecek? sonra da sıra onlara gelecek.mümkün olduğunca marjinal ortamlarda bulunmuş, en pisliklerini görmüş, sosyo kültürü yüksek insanlar grubunu tanımış birisi olarak kırmızı don teklifinizi kabul etmiyorum. 9 da kalsaydınız keşke =)
KADINLARIN YAPTIGINI,KADINLARDAN CEKTİGİMİZİ KİMSEDEN CEKMEMİSİZDİR ERKEK MİLLETİ OLARAK…TAMAM KADIN OLMADAN ERKEK OLMAZ ERKEK OLMADAN DA KADIN OLMAZ,TIPKI GS OLMADAN FB OLMAZ,FB OLMADAN GS OLMAZ GİBİ AMA SU KESİNKİ KADINLAR HERZAMAN BİZİM BASIMIZIN BELASI OLMUSTUR…
Niye bagiriyorsun?
Clicia x +++++++ ahahah =)+ !
Kadın düşmanlığı kadınlara yönelik abartılı düşmanlıktır. İngilizce’deki misogyny terimi Yunanca’daki kadın (gyne) ve nefret etmek (misein) kelimelerinden türetilmiştir.Kadın karşıtı cinsiyetçilik (sexism) ile karşılaştırıldığında kadın düşmanlığı (misogyny) her ne kadar bazı kadınlarda da kadın düşmanlığı ile ilişkili (misogynistic) görüşler bulunsa da genellikle kadına karşı olan bazı erkekler göz önüne alınır.Feminist teoride kadın düşmanlığı, erkeklerin kadını ikinci plana attığı attığı düşünülen ırkçılık veya Yahudi-karşıtlığına (anti-Semitism) benzer politik bir ideoloji olarak değerlendirilir.__________________
kadın
Türkiye’de yaşayan bir kadın olarak en bayağısından en sofistike olanına kadar kadın düşmanlığının pek çok türüne aşinayım. Bazen öfkeden çok bezginlik duyacak kadar. Seçimlerden hemen sonra yaratılan “türban krizi”, kadın düşmanlığı ile ilgili daha öğrenecek çok şeyim olduğunu düşündürdü bana. Kadınların da kadın düşmanlığı yapabileceklerini hatırlattı.Kadın düşmanlığı, bir (bazen birçok) kadın “haddini aştığında” en açık ve en saldırgan biçimiyle görünür hale gelir. Bu bakımdan, tıpkı başka egemenlik sistemleri gibi, ataerkilliği anlamak için de hadlere yani sınırlara bakmak iyi bir yol olabilir.
Belki de kadin dusmanliginin ataerkillikten cok, cahil kadinlar hiyerarsisinde diger kadinlari hizaya getirmek icin kullanilanbir yontem olarak goruyorum. Kadinlar erkekleri kullanarak diger kadinlari kontrol altina aliyorlar. Bunun icyuzunu derindne arastirmadikca bilemeyiz.
clicia x e katılıyorum! 😉
geriye söylenebilecek pek fazla söz kalmamış …Daha iyi açkılanamzdı herhalde 🙂 Kadın çok özeldir ve bu toplum tabularıylaister desteklensin ister kösteklensin değiştirilemez bir durumdur. Aşk ve nefret birbirine zıt ama her an yer değiştirebilen kavramlardır. Kadından nefret etmek ile aşık olmak arasında çok ince bir çizgi vardır ve bu çizgiyide en başta kadın bebeğini karnında taşırken ona hissettirir. Bu süreç rahimden ölüme yaşananların birikimidir. Ama her an herşey değişebilir….
Aynı ipte iki cambaz: kadın ve erkek.. İşte sırat köprüsü; geçinde göreyim.
Kadından nefret etmek ile aşık olmak arasında çok ince bir çizgi vardır demisIyi de, asik olunan kisiden nefret etmek demek kendine nefret etmek demektir. Psikolojik bir poblemi var demektir. Olgunlasmamis demektir.Hic bir kadin durdurduk yerde erkeginden nefret eder mi! Ne sacma sey!!!
Haklısın Clicia..
olarak tarif ettiğin bu insani karakterin insanlığın çoğunluğunu oluşturduğunu unutarak söylediğini tahmin ediyorum 🙂 Bende nefret ettim aşık olduğum birinden. Fark etsen de asıl kızdığın yada nefret ettiğin kendin olduğunu yine de engelleyemiyorsun kendini bir süre. İnsanın değişime ayak uydurması zaman alabiliyor, kendini bilse bile..Kadın düşmanlığı alt alta binlerce başlık atılabilse de erkek düşmanlığı kadar saçma ve yazmaya-konuşmaya değmeyecek kadar anlamsız benim için. Kadın-erkek ayırmadan direk “insan düşmanlığı” başlığında sayfalarca yazabiliriz. Kadınları belli başlıklara ve günlere toplamanın da pozitif ayrımcılık gibi söylemlerinde canı cehenneme.. Kadınlar bu söylemlerin peşinde koşup “kadınlar gününde bana bir çiçek bile yollamadın!” kaygılarını taşıyacaklarına, her insanın yapması gerektiği gibi, her ne yapıyorsa onun en iyisini yapması koşuluyla özgür olabilirler. İlla iyi iş kadınları olmakla değil, iyi ev hanımı olmak da varlığın iyileşmesi için çok değerlidir. Hatta iyi ev hanımı olmaları insanlık için daha iyi bile olabilir, ne de olsa beğenmediğimiz tüm ataerkil yapılaşmanın mimarları biz kadınlarız. Hepimiz yapılması gerekeni en doğru ve en dürüst yolla yaparsak denge, düzen ve eşitlikten bahsedebiliriz. Ki bu durumda; bakınız:Ütopya..
Bir kadin kadinlar gunu cicek mi istiyormus, bunu ilk defa duyuyorum. Ne kadar sacma bir sey! Bu da medyanin uydurmasi olsa gerek!Kimse hic bir soylemin pesinden kosmak zorunda degil. Kadinlar gayet individual, eksentrik varliklardir, kendilerini dinledikleri surece”is kadini” “ev kadini” gibi garip onceden bicilmis kaliplarin disinda varliklardir. Baskalarinin bize giydirdigi kilmliklere burunmemize gerek yok, keyfimiz ne ise onu yapmamiz gerekir! (yoks aniye yasiyorsun ve ne icin yasiyorsun?)Esitlik zaten orada, degistirilmesi gereken sey kanunlar ve onyargilar, hepsi bu.Iyi ev kadini olmak ne demek ya? Ev kadinligi diye bir meslek cok gecenbinyil degil mi? Ben nasil bir adam “iyi bir ev erkegi olmali” demiyorsam, kimsenin de benden “iyi bir ev kadini” olmami beklememesi lazim. Bence sen kafandaki esitligi bi gozden gecir bakalim, kadinlara cok haksizlik ediyorsun.
Medyanın uydurması mı? 😀 Kadınlar günüde gül borsasının ne kadar tavan yaptığından haberin yok sanırım. Ki zaten Türkiye’de genel olarak “Çalışan Kadınlar Günü” olan 8 Martın “Kadınlar Günü” olarak kutlandığını hatırlatmalıyım.Bana sorarsan yanılıyorsun, bence ev hanımlığı başlı başına bir iş. Denedim gördüm 🙂 Ayrıca tam tersine bu düşüncemle kadınlara daha fazla değer verdiğimi düşünüyorum. Kadınların “ev hanımlığı” hafife alınarak, aşağılanarak ezildiğini ve kimsenin, kadınların bile bunun değerinin yeterince farkında olmadığını düşünüyorum.
Pakistan, Saudi Arabistan, Kuveyt, Iran dunyada kadina en cok siddet uygulanan, kadininen cok asagilandigi ulkeler. Buna yavas yavas Turkiye de ekleniyor. GAzetelere bakmaniz yeter, bir tek medeni giyimli, normal hayat suren Turk kadini fotografi goremezsiniz. Her yere yari ciplak, hatta bugunku Hurriyet’te gordum, kafasi bile olmayan, garip pozisyolanrada cekilmis kadin teshiri dolu.Turkiye’ye donunce ucaktan indigimde gordugumde ne goruyorum? Birden bire ufacik, kuculmus, icine donmus, mumyalanmis, yerden gozunu kaldiramayan, yuzu asik, mutsuz kadinlar goruyorum. SOKAKLARDA TOKAT ATILDIGINI, HIRPALANDIKLARINI, KUFREDILDIKLERINE TANIK OLUYORUM. Erkeklerin her kadina dusmanca baktiklarini, tepeden tirnaga suzduklerini goruyorum.Bu nefret kulturu bize yabanci. Bu nefret kulturunu ustumuzden silkmemiz lazim. Turk kadinin vatanina ve haklarina sahip cikmasi, boy gostermesi, meclisteki yerini almasi lazim. Hemen, simdi!BU BIR KADIN ERKEK SAVASI. ISlamcilarin actigi bir savas!
insan kendi varlığını, bir başka varlığı dışsallaştırarak hissediyor sanırm. marx’ın düşüncesi gibi. bir sınıf bir başka sınıfı nesneleştiriyor, düşmanlaştıryor. bu sınıf doğasından kaynaklanır.
Çoğu filozofun felsefi alt yapısını kadınların oluşturmasından kaynaklanıyor olabilir.
Bilgi için teşekkürlerafrican mangoafrika mangosuafrika mangoafrikan mangoafrika mangosu hapı
teşekkürlerelektronik sigaraelektronik sigara fiyatelektronik sigara ego-t
bilgi için teşekkürler.ikinci el eşya ankaraikinci el eşya alanlarikinci el eşya2. el eşya alanlar2. el eşya
teşekkürlerdüğündüğün organizasyonudüğün organizasyonu firmalarıdüğün paketidüğün süsleme
Bilgi için teşekkürlermatbaakatalogkatalog tasarımkartvizitpromosyon ürünleri
Bilgi için teşekkürlererkek çantaspor çantaspor çantalarıçanta markalarıbayan çanta modelleri
yazı kadar yapılan yorumlarda çok güzel tebrik ederim arkadaşlar.güzellik