kan zerrecikleri
Yagmurlu bir gundu. İstanbul’un barajlarini dolduracagi soylenen 2-3 gunluk saganak sonunda tesrif etmisti. Trafigin yogun oldugu bir noktada, karsidan karsiya gecmek icin trafik isiginin yalniz benim icin yesil yesil bakmasini bekliyordum. Ama bu bekleme suresi, tahminimin ustunde seyretmekte idi. Belki de onumden gecen 20-25 aracin, kaldirima yakin bolumdeki kucuk su birikintisine girip, beni camurlu suyla bastan asagi yikayip yikamama konusundaki kararlarini beklerken yasadigim stresti zamani uzatan. Uzun bekleyisim sona ermek uzereydi ki bir taksinin hizini artirdigini farkettim uzaktan. Trafik isiklarina yaklastiginda, kucuk bir manevrayla kaldirima yaklasarak, o su birikintisinin tamamini kaldirmayi basardi. Artik kizgin ve cok islaktim. El kol hareketleriyle de destekledigim kufurlerimi, ardi arkasina savurmaya basladim. Agzimdan bana hic de tanidik olmayan, kimseden daha once duymadigim kufurler dokuluyordu. Okuz faaliyetini tamamlayan taksi soforu, yasadigi hazzi arttirmak icin, dikiz aynasindan ardinda biraktigi manzarayi izliyor olacakti ki, ani bir frenle durdu. Bu firsat kacmazdi. Bir solukta yanindaydim soforun. Yasanan bagris cagristan sonra yuzume sicrayan kan zerrecikleri, bana agiz dalasinin sona erdigini fisildiyorlardi. Elimdeki pompalinin ucunda tuten duman, onumdeki soforun artik pek secilemeyen yuzu, taksinin camina yapisan beyin parcalari herseyi acikliyordu zaten. Yuzumdeki kani ve et parcalarini temizlerken, soforun gozlerine son bir kez bakmak istedim. Fakat yerlerinde degillerdi. Sirtimi dondum ve g.i.i.t tim..
yorumlar
e aRRoGaNTe, sen bunu G.İ.İ.T de en sonda yazmamış mıydın? buraya aldığına göre bunu da G.İ.İ.T nin devamı olarak kabul edebilir miyiz?
evet, once GİİT yazisindaki ahkamlar bolumune yazmistim ama sonra sildim ve ayri bir yazi olarak gondereyim dedim. ama GİİT-2 olarak degerlendirilebilir tabi..
süper yaa.. ustamsın..
harikaymiss:):):)
Allah zanax’ınızı artırsın…
eyvallah yorumlar icin..@redorack, zanax’ımız zaten yazdıgımız bu yazılar degil mi..:))
yok mu yahu kimsenin yasadıgı bu tarz bi durum? sonuna kadar aynı olması gerekmez, hehe.ustunuze ozellikle su sıcrattıgını dusundugunuz arabalar diyorum. icraate dokmeseniz de bu tur olaylardan sonra kafanızdan gecen psikopat dusunceler diyorum. klinomin diyoruuuum..(-suuuus beah)not:dur eski bir yazıyı canlandırmayı deniyelim. bu ara orneklerini gormek mumkun.
toplu taşıma vasıtalarında kıçlarını koyduktan sonrabacaklarını caaaarttt diye açıp sağındaki solundakiyolcunun oturma alanını ihlal edenleri sana havale ediyorum arrogante…canlansın bakalım bu “eski yazı”, bay D-fence’lar hatırına…
hmm, evet bir de onlar var. memnuniyetle ilgilenirim.bugun de otobuste bir elemanla omuz omuza mucadelesi yaptık. cok heyecanlı gecti. bir ara herif cesaretlenip baya yuklenince savrularak bir donus yaptım. felegini sasirdi. pardon diyor bana andaval. pardon tabii, dur sen daha duuur…;)
Ben lise döneminde günde 4 kez otobüse binmek zorundaydım, ceketimde, yada kravatımın bir yanına iliştirilmiş toplu iğnem her zaman mevcuttu, azıcık yanıma yaklaşana batırıverirdim iğnemi neresine gelirse, bir sıçrardı ki neye uğradığını şaşırırdı:))Şimdi çantamda gözyaşartıcı sprey taşıyorum, daha kullanmak nasip olmadı aman olmasın da.. Aslında şu elektrik veren şoklardan var arabada onu yanımda mı taşısam ne yapsam?:))
arrogante yazının konusu bu mevsimle tam zamanlı, dur bakalım neler gelecek başımıza…!ben bilerek su sıçratmak için son sürat geçen bir arabanın plakasını almıştım, gerekli yerlere de ilettim…gayet iyi bir tepki bence, ne uğraşacağım, stresi ile falan filan:)
ben polislerin bu gibi durumlarda (hangi durumlarda yaparlar onu da bilmiyorum ya) birsey yapacaklarini sanmiyorum.gecen gun bir hikaye duydum ‘yuuh’ dedim. eli silahlı biri bir cifti araba ile takip ediyor ve surekli silahı gosteriyor. kadın polisi arayip durumu anlatıyor ve yardım istiyor. polis trafikte neden ceple konustugunun hesabını soruyor once. kadın arabayı kullananın kocası oldugunu soyluyor (ki boyle bir durumda ceple konusulmaz da hangisinde konusulur) polis sonra ‘ben yardımcı olamam, asayişe haber verin’ deyip kapatıyor..
arrogante, babam polis olduğu için aramıştım, babam bana en küçük bir şikayetin olursa polisi der hep çocukluğumdan beri, çok doğru…yani ben öyle düşünüyorum en azından:)
Bana küfür eden adamı yakalatıp, 2 yıl mahkemede süründürüp, kendimden özür dilettirip, aldığım tüm parasını çocuk esirgeme kurumuna bağışladım..Bunu ve yaşadığım mutluluğu hiç unutmam.
benim polise guvenim yok ne yazik ki ulkemizde..hatta sevmem ben polisleri.
bana yanlış yapmasınlar diosun yane pbk,
Kafamın bozuk olduğu ana denk gelmemek lazım sadece Kop..=)
hımmm
woww
o zaman bi pompalı yakışır sana. kafa patlatan cinsten. (-hayıııır hayııııır, ben sorunları hukuki yollardan cozerim, lutfen.)
Of course, farklı birşey demedim ki..
pillibebek az uzak duralım, mümkünse sinirli iken bana yorum yapma, allah muhafaza bi tarafımıza laf kaçırmayalım 🙂
talos, az önce ki yorumunu okudum bira ver , kumanda dan uzak dur, futbol yorumu yapma felan noluyor..=)
pbk, iyi etmişsin, tebrikler:)
O ciddi bir konuydu, burada yapılanlara benzemez, Mak..Adalet yerini buldu, neyse ki..
bir kaç sene önce yolda bir kadına yoğunlaştım. önü sıra giden 3-4 yaşlarındaki bebeciğinin kafasına ikide bir şaplak indirip iteleyip kakalıyor çocukta feryat figan ağlıyordu… kadını ikaz edip şimdi seni zırt pırt yaparım dediğimde çocuk benim değil mi ister döverim ister severim zaten kafam bozuk seni de haklamayım dediğinde film orada koptu… elimdeki alışveriş poşetini sakince yere bıraktım. kadına gayet sakin “sorry baby” dur biraz bari bebeciğine şeker vereyim de sussun. diyerek poşetlerden birinde az önce aldığım bıçak setinden en irice olanı seçiverdim. ve hatta iyi ki mağazada koruyucu kabını açmışım diye sevindim… lazer olarak tabir edilen bıçak bunun yanında meyve bıçağı gibi kalır Allah sizi inandırsın… sonuç.. yoldan geçenler kadının çocuğunu, fıskiye gibi yağan kan yağmurundan korumak için 100 metre ileriye götürmüşlerdi. sonra çocuk yanıma geldi usul usul… Sanki o bebecik bir anda delikanlı oluvermişti gözümde… adımı boynumdaki kolyeden okudu zaar (büyüdü ya) lorrrrrrriii abla sağolasın izocam… ablamsın bundan sonra seni bilirim dedi ve ben ona hadi leynnn hergele diyerek başına bir şaplak indirip iteledim kakaladım……
-eczaneye 8 kişi aspirin almaya gelenler-nöbet gecesi 4te uyandırıp kepek şampuanı isteyenler-ilaç için pazarlık edenler, parayı sonra getirsem olur mu diyenler-eczaneye girip çocuklarıyla ilgilenmeyen, çocuk tüm bilgisayar sisteminin bağlı olduğu fişi çekince çok haraketlidir diyenler-toplu taşıma araçlarında ellerindeki parayla oynayanlar-toplu taşıma aracına 4çocuk binen tek kişi parası ödeyen ve çocuklarını siz söylemeden kaldırmayanlar-devlet dairelerinde sıraya kaynak yapanlar-devlet dairesinde kuyruk beklenirken ‘bişi sorcam’ diye içeri girenlerdaha delice öldürmek istediğim o kadar çok insan var ki zaman zaman ruh hastası olduğumu düşünüyorum.olası öldürme metotlar;buzlu camı unufak edip bir kovaya doldurarak söz konusu kişinin kafasını böyle o kovanın içinde bir güzel gezdirmek gibi şeyler.işte bu noktada ruh hastası olabileceğim şüphem artıyor.
lorii senaryona bayıldım:))
vay ne cevherler varmis yahu.testere ıv’de beni etkileyen guzel bir sahne vardı. simdi net olarak anlatmayayım, belki seyretmeyi planlayanlar vardır. kısaca soyle diyeyim, amcam sac ceken bir duzenek yapmis. o sahne sahaneydi beah..
Birde “testere” filminin senaristinin yazdığı ufak bir bölüm vardı. Net olarak hatırlanmak istenmeyen. “Rol icabı, saç çeken bir düzenek yapan bir tipleme”.
saw, texas chainsaw massacre, saw gibi filmleri izlememekten yanayım. zira bence potansiyeli olan bünyeleri olmadık işlere sürükleyebilirler. ayrıca fantazi donanımı yüksek grubupları da ki gördüğüm kadarıyla aramızda bayağı varmış bunlardan suça teşvik ediyor. kişisel kanaatimdir tabi. ben tekas katliamından sonra bu türe olan ilgime bir son verdim.
ayrıca bu işkence sinemasına verilen bir isim vardı. 4 harfli. bilen varsa yazıversin. günlerdir düşünüyorum aklıma gelmiyor.
testere filminde bir sahne vardı. Net olarak hatırlamak istemeyeceğiniz… saç çeken bir düzenek… ıyyyykkk…. (niye ben de bu sahneyi yazma hakkına sahibim. Ve hatta isterseniz cümleyi daha değişik kurayım) 🙂 sıradaki?… testere filmindeki saç çekm düzeneğini anlat… 🙂
net olarak hatırlamak isteyip hatırlayan fakat baskalarına detaylarıyla anlatmanın filmi izlemeyi dusunenlere saygısızlık oldugunu dusenen olarak kurmustum o cumleyi..peki o zaman..uzun saclı bir kadının sacları disli bir makineye baglı, kadın ise sandalyede elleri baglı vaziyettedir.vazgectim beah, gidin seyredin..elle helleh.
yav arrogantecim hombrecim iki kişi aynı sahneyi şeytmişsiniz deyi şirinlik ettik yane… anlat gurban olam…… alt tarafı fentezi değil mi? (alıngan şey…. şimdi şeytan git oraya arroyu parçalara ayır inca inca, ayşe teyze misali cips kimin parçalara ayır diyyoooo)